hesabın var mı? giriş yap

  • havanin neredeyse her zaman guzel oldugu ada. denizi de cogunlukla sakin ve ilikmis. zaten mevsimine gore adanin bir tarafinda deniz (okyanus) dalgali diger tarafinda sakin oluyormus. internetten hava tahminlerine baktiginizda havanin yagmurlu oldugunu dusunup aldanmayin. adanin bir bolumu yagmur ormanlari ile kapli oldugundan, hava tahminleri yagmur gosterebiliyor her zaman. lakin gideceginiz kucuk kasabanin hava tahminlerine bakarsaniz daha guvenilir (ve de gunesli) tahminlere ulasabilirsiniz. ama haleakala'ya tirmanmaya kalkarsaniz, tepede soguk ve yagmurlu bir hava ile karsilasabilirsiniz.

  • annem beni bir bayram sabahı sms aracılığıyla halaya davet etmişti:

    "halaya gel"

    ama kendisi benim hala'ma gitmemi istiyormuş, elimde mendilimle salona doğru koştuktan sonra farkettim.

  • ilk kitaptan son kitaba, bir annenin sevgisiyle başlayıp, yine bir annenin sevgisiyle sona eren hikayenin kahramanı.

    her şey nasıl başlıyor? lily potter ile, onun sevgisiyle. o olmasa, voldemort ile harry'nin arasında durmasa sağ kalan çocuk da olmayacaktı, bizim ayıla bayıla okuduğumuz olaylar da.

    son kitaba gidelim. voldemort, harry'nin öldüğünü sandığında gerçeği öğrense, oracıkta harry'nin işini bitirirdi. ama narcissa, o çok değerli lorduna yalan söylüyor. çünkü oğlunun yanına, hogwarts'a girmesinin tek yolu bu. o anda galibiyet önemli değil, önemli olan tek şey oğluna kavuşabilmek.

    bu anneler çok farklı. lily potter ve narcissa malfoy. ak ile kara, gryffindor ile slytherin, harry ile draco kadar farklılar. farklı taraflarda savaşıyorlar. ama ikisinin de oğullarına duydukları sevgi, harry'nin hayatta kalmasını sağlıyor.

    yıllar sonra bile, böyle şeyleri hatırladıkça ya da fark ettikçe rowling'e olan saygım artıyor.

  • diğer kuşlara nazaran gerçekten çok daha zekidirler. geçen hafta gözlemlediğim bir olay ile destekleyeyim bu kanıyı: birisi yere patates kızartması düşürmüş, baya da bi yayılmış etrafa, 8-10 parça var. güvercinin teki (şimdi karşılaştırdığım kuş da güvercin ha. hayvanın bakışından, siz yürürken size ters ters bakıp sizden hızlı gitmeye çalışmasından süzme salak olduğu belli) bir adet kızartmayla uğraşıyor. gagalıyor, ufacık bir parça koparken kızartma havalanıp ileriye düşüyor, bizimki peşinden gidip bi daha gagalıyor, kızartma bir daha uçuyor..falan. abartmıyorum, 4-5 metre gitti bu tek bir kızartmanın peşinden. o sırada bir karga geldi, teker teker 5-6 kızartmayı ağzına muntazam bir şekilde paralel olarak dizdi ve uçtu gitti. bizim kuş kafalının karganın arkasından bakışını kesinlikle unutamam: "yaw ne güzel yaptı yaw.hey allahım.walla beele beele topladı.nerde benimki, hah orda! uçmayayım da yürüyeyim oraya kadar ben.."