ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
sinan şamil sam heykeli
-
erkam yıldırım heykeli gibi duruyor daha çok.
aleyna tilki'nin türkiye'yi terk etmesi
-
her şeye rağmen ülkede güzel şeylerin de olduğunu hatırlatan haber.
tekne ve yatlarda vergi muafiyeti
-
sektörden çok anlamıyorum, ama az çok ekonomi okumuşluğum var (çok değil, iktisada giriş kitabı kadar).
o yüzden söze oradan gireceğim: talep esnekliği diye bir şey var arkadaşlar.
1. tabi ondan önce dara kaybından bahsetmek lazım.
- sakız için tüketici ortalama 3 tl vermeye hazır, üreticiler de ortalama 1 tl maliyet ile bunu üretiyorsa ürün 2 tl'den piyasaya arz olunur. (üretici rantı = 1tl, tüketici rantı=1tl)
- başlangıç için de arz/talep eğrisinin kesiştiği noktayı ele alırsak 100.000 birim mal 2 tl'den satılıyor diyelim.
- 1 tl vergi getirdik bu ürüne ve fiyatı 2.5 tl'ye çıktı (üretici rantı=50 kr, tüketici rantı=50kr)
- ama arz/talep eğrisi üzerinde kayma oldu ve eskiden 2 tl'ye 100.000 birim sakız satılıyorken şimdi 2.5 tl'ye 80.000 sakız satılır oldu (çünkü vatandaşların bir kısmı artık fiyatı arttığı için sakız almamaya karar verdi)
- devlet ise 80.000 sakız*1tl = 80.000 tl gelir elde etmeye başladı.
- lakin eskiden 100.000 sakız satılıyordu; yani şu an üretim azaldı, hatta belki işten çıkarmalar oldu.
- işte 100.000 - 80.000 = 20.000 sakızın satılamamasından doğan fark vesilesiyle oluşan değer kaybına "dara kaybı" deniyor.
2. şimdi gelelim talep esnekliğine.
- esnek talep "fiyat değişimine hızlıca ve şiddetli" tepki veren ürünlerde görülür. örneğin yat, pırlanta gibi zorunlu ihtiyaç olmayan şeyler.
- inelastik talep "fiyat değişse de talep pek değişmez" dediğimiz ürünler için geçerlidir. örneğin su, ekmek gibi zorunlu ihtiyaçlar ve sigara, alkol gibi bağımlılık yapan ürünler. (bkz: inelastik talep/#31607066)
yat alacak kimse, tekneyi türkiye'den almak zorunda mı? gider malta'dan, kıbrıs'tan, hatta avustralya'dan alır isterse (ekonomik olarak karlı ise). düşünüldüğü gibi "yatı zaten zengin adam alıyor 50% vergi dayayalım da daha çok versinler" prensibi o piyasada çok çalışmıyor. benzeri pırlantada da geçerli, müşteriler direkt "böyle vergi mi olur, almıyorum pırlanta" diyip alımı durdurabilir. dara kaybı oluşur yani.
1990'da amerika birleşik devletleri, tam olarak burada örnekleneni yaptı (tax the rich yaklaşımı ile teknelere 10% ek vergi getirdi) ve satışlar azalıp da yat endüstrisi kan ağlamaya başlayınca 1993'te bu vergiyi kaldırdı. üstüne üstlük satışlar o kadar düştü ki +10% daha çok vergi alınmasına rağmen vergi geliri toplamda milyonlarca dolar azaldı. yaşanmış örnek var işte burada anlatılıyor kaynak 1 kaynak 2
bu olay, elastik talebe sahip ürünlere getirilen vergilerin yol açacağı uzun vade sorunlara güzel bir örnektir.
tahminimce; ülkemizde bu tip bir muafiyeti, zaten piyasası daralan ve kötü durumda olan tersaneler nefes alsın, yerli alıcı buradan daha çok mal alsın diye yaptılar. eleştirildiği üzre "birileri zengin olsun, ceplerini doldursun" diye yapılmış da olabilir tabi, bilemem. yasayı koyan babamın oğlu değil.
bu yazıyı yazmaktaki niyetim, bu haber vesilesiyle bir miktar ekonomi bilgisi sunmak, hepsi bu.
8 nisan 2019 recep tayyip erdoğan açıklamaları
bir kızın asıldığını anlama yöntemleri
-
suratı sivilce ile dolmuşsa muhtemelen asılıyordur.
doğru insanı beklemek
-
34 yaşımdan sesleniyorum;
o da seni bekliyorsa sonuç getirmeyecek eylem.
emeksiz olmuyor. kesin bilgi yayalım.
beyin ölümü gerçekleşen almancının yurda dönüşü
-
"evi"ne dönüşü değildir. ev yaşadığın, emek verdiğin, sorunlarıyla ilgilendiğin yerdir. işine gelince yatmadan yatmaya gittiğin yere otel denir.
ekşi sözlük'ün şaka maka 30'luk teyze kaynaması
-
eger 30 yaşında teyze kaynıyorsa bu sözlük, bir o kadar da 30 yaşındakilere teyze diyen liseli kaynıyor demektir ki bence bu durum daha vahim.
clarence seedorf
-
galatasaray şimdi de kendisiyle ilgileniyormuş hürriyet'in haberine göre. geçen gün de ze roberto sesleri vardı. takım iyice dedelere bağladı amk.
rijkaard'ın niye gönderildiğini şimdi anladım, adamı futbolcu diye almış bizimkiler, hiç bi maçta sahada göremeyince de kovmuşlar.
alişan ve eda erol'un ayrılması
-
bir roportajlarinda kadin andre rieu'yi cok sevdiginden bahsederken, alisan 'ririoui' diye dalga geciyordu. o kadin gec bile kaldi o barzoyu birakmak icin bence.
surda 9.40'tan sonra:
https://youtu.be/9gnwbrtikyi
medeniyetsizlik göstergesi küçük detaylar
-
(bkz: gürültü)
("ama onlar daha çocuk" savunmasıyla estirilen çocuk gürültüsü terörü, trafikte gereksiz korna gürültüsü, hele hele apartman, hastane (yatan hasta bölümleri), yurt gibi ortamlardaki vurdumduymaz gürültüler)
bir lisede yaşanabilecek en dumur olaylar
-
din sınavlarında kağıdın tepesine bismillahirrahmanirrahim yazınca ekstradan bi on puan alınması, gözü dönen bi elemanın sınav kağıdına arapça bismillahirrahmanirrahim yazması ve o sınavdan 1000 (yazıyla bin) alması.