ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
sürücüsü en efendi otomobil markası
-
volvo’dur. bir tane denyo gormedim bu araci kullanan. zaten genelde guvenlik icin alinan bir araci kendisini ve cevresini dusunenler kullanir diye tahmin ediyorum.
edit: yogun mesajlardan anladigim kadariyla xc90 haricmis.
vlc media player
-
çok başarılı bir media player. örneğin yotube'dan izlemek istediğiniz içeriklerin linklerini;
ortam --> ağ akışı aç dedikten sonra adres satırına yapıştırıp oynatırsanız reklamsız biçimde tüm içerikleri izlemeniz mümkün. hem de vlc özelliklerini kullanarak. tabii ki browser ile entegre adblock uygulamalar da var ama bence bu özelliği ile de bilinmesi gerekir.
her şeyi çalıştırıyor; internet radyosu ve podcastler de dahil. açık kaynak kodlu bir program olduğundan birbirinden güzel eklentileri (adds-on) de var.
aylık 5 bin tl gelirle toplu taşıma kullanan insan
-
siz hiç akşam trafiğinde mecidiyeköy'e gittiniz mi? ben gittim, kör oldum.
cevahir starbucks'ta zırto skandalı
herkesin 1999 yılında ölmüş olması
uefa şampiyonlar ligi
-
yeni formatı türkiye ikincisi için avantaj falan getirmiyor.
10. sırada olduğumuz için 3 ön eleme oynayacağız. özellikle dünya kupası veya avrupa şampiyonası olan senelerde 3 tane zorlu ön eleme oynamak aşırı yıpratıcı.
ilaveten kurada zayıf ülke şampiyonları ile karşılaşmayacak, onlar farklı yoldan gidiyor. kurada çekeceği takımlar güçlü (uefa sıralamasında 5-15 arası ülkelerin) liglerdeki şampiyon olamayan takımlar ve bunlardan üç tane elemesi lazım.
şampiyon olamayan ve ön eleme oynayan 11 takım olacak ve bu 11 takımın sadece 2'si gruplara kalacak.
bu takımlar arasında rusya üçüncüsü(zenit vb), fransa üçüncüsü (lyon vb), portekiz ikincisi (porto vb), ukrayna ikincisi (dinamo kiev vb), belçika ikincisi (anderlecht vb), hollanda ikincisi (ajax vb) olacak. tekrar söyleyelim, bu takımlardan üç tane elemen lazım.
kısacası bu sistem bize yaramadı. 9. sıraya çıkarak bir ön elemeden kurtulursam biraz avantajı olur, ama şu anda çok kötü.
savaş cebeci kaan kazgan kavgası
-
seni ünlü etmem diyen herifi ben niye tanımıyorum lan. kim olm bunlar, sözlükte bunlar adına niye başlık açılıyor?
facebook'ta okul adını ingilizce yazmak
16 şubat 2014 beşiktaş bursaspor maçı
-
tribünler tıklım tıklım. beşiktaş tribünü herkesçe bilinir. kimse oturarak maç izlemez. kuzey kale arkası tribündeyim. maç sıkıntılı. heyecandan kıpırdayamıyorum. yanımda bi kadın, küçük bi çocuk. anne-oğul maça gelmişler belli ki. kadın kısa boylu, çocuk kucağında ama sahayı göremiyor. ağlamaya başladı. o küçücük dudaklarının arasından şu sözler döküldü:
-anne ben beşiktaş'ı göremiyorum hiç.
aklıma kendi çocukluğum geldi. inönü tribünlerinin merdivenlerinde oturduğum, beşiktaşlı abilerin omuzlarında tezahürat yaptığım günler. o abilerin 'beyler yavaş olun, yavru kartallar var, önden geçsinler.' dedikleri günler...
döndüm hemen kadına; 'abla sizin için de sorun değilse ben alabilirim çocuğu kucağıma. burdan saha daha net görünüyor.' dedim. kadın güldü, zahmet olmasın filan derken çocuk çoktan kucağıma gelmişti. bi görsen sözlük, ne kadar tatlıydı. boncuk gibi gözlerinde yaş var, beşiktaş için döktüğü gözyaşları.
sahayı görüyordu artık. inanılmaz mutlu olmuştu. gözlerinde hala yaş vardı ama kahkaha atıyordu. gözyaşlarını sildim gözlerinden, 'adın ne yavru kartal?' diye sordum. bana da öyle sorarlardı. gözlerime dikti gözlerini, kocaman gülümsedi. 'kartal benim adım.' dedi. o kadar güçlü bi tonla söyledi ki adını, gerçek bi beşiktaşlıydı o, daha şimdiden aşkını hissediyordu siyahın ve beyazın. çok geçmeden almeida gol attı. sarıldık yavru kartalla. almeidaa! diye bağırdık. maç boyunca indirmedim kucağımdan. maç bittikten sonra ayrıldık güzel kartal'la.
bizimkilerin gelmesini beklerken düşündüm neden beşiktaş diye. aslında çok basit. bu renklere gönül verdiğin zaman, öyle bi aşkla bağlanıyorsun ki, nedenler anlamını yitiyor. 5 yaşındaki çocuk bile gözyaşı döküyor uğruna, beşiktaş'ı göremiyorum diyerek ağlıyor. beşiktaşlı olmak tam olarak bu. en saf duygularınla, siyah ve beyaza bağlanmak...
ve teşekkürler beşiktaş'ım. sen dün 5 yaşındaki bi çocuğun gözyaşlarını sildin. onun sevgisine, aşkına karşılık verdin. benim de yalnızlığımı sildin. iyi ki varsın beşiktaş!
yıldo'yu izlemiş efsane nesil
-
-yıldooo bir parça istiyorum tarkan'dan!
- neeyyy arkandan mı? o zaman dön bebeğim!
kaybolan yıllarımız..
kayseri'de acil a rh+ ihtiyacı
-
erciyes üniversitesinde yatmakta olan oğlum atlas lösemi, acil a rh+ trombosit kan ihtiyacımız var, 0505 492 17 36,
debe edit: atlas'a kan verildi ve bir ünite kan da yine losemi başka bir çocuğa verildi, süpersin sözlük. 70 e yakın çakı gibi kan gönüllüsünüde listeme ekledim. losemi servisinde kan ihtiyacı olduğunda daha hızlı ihtiyaç karşılanacak inşallah. siz iyisinizde siyasiler kötü, varolun. konu kendini imha edebilir.
*losev'i de hatırlatayım burdan açtırılmayan bir hastanesi var sözlük. üyede olabilirsin, bağışta yapabilirsin, etrafına hatırlatabilirsin. türkiyenin bu hastaneye ve losev'e ihtiyacı var. losev
*buda var ekşi sözlük donör oluyor kampanyası
şiddet gören kadın polis çağırmamalı
-
devamında şöyle diyor sayın lütfi şenocak:
“gazetede okudum, futbolcunun biri, eşi olan brüksel güzelini otel odasında dövmüş, önemli haber. erkekte bazı şeyler olmuş, başkası mı var diye, kafasından farklı düşünceler geçmiş. bu sporcu arkadaşa hemen bunun olmadığını diyanet’ten ilgili birileri gidip anlatsa, belki de evlilikleri kurtulacaktı. yazık boşanıyorlar.”
yani "bunun olmadığına" inanmak için adamın karısını değil imamı dinlemeliymiş. gerçekten de harika bir evlilik kurtarma formülü.