hesabın var mı? giriş yap

  • ömrü hayatımda sayısız maç izlemişimdir. milli takım maçlarında protokolün, bakanların hatta yayıncı kuruluşun genel müdürünün falan gösterildiği tek ülke türkiye olabilir. gerçekten kabile devleti ya. banane bakandan, federasyon başkanından, trt genel müdüründen. neden gösteriyorsunuz?

    edit:imla

  • football manager'de sezonun ilk yarısı takımımdan kovulunca bir daha başka takıma gitmedim. gururuma yediremedim yani, alt sıralardan gelen tüm teklifleri redettim. bildiğin oyunda rıdvan dilmen gibi takıldım iki yıl. "space" tuşuna basa basa zamanı geçiyordum. güzel bulduğum bazı maç sonraları ise yorum yapıyordum. çok eğlenmiştim açıkçası. kültablasına da güntekin diyordum.

    simcity'de kurduğum tüm şehirlerin altında yatan temel motivasyonum "ulan ne güzel yakarım şimdi şimdi bu şehri" düşüncesi idi. muhteşem şehirler yaptıktan sonra tornado gönderiyor, volkan patlatıyor, 8.4 şiddetinde zelzeleler yaratıp göktaşları yağdırıyordum. bi müddet sonra oyunun verdiği hisle allah'a sirk koştuğumu fark ettim. ben de o vakit oyunu bıraktım. şüphesiz ki ben en doğrusunu yaptım.

    süper mario'da amacı dışına çıkmayı bırak tamamen amaçsızlık üzerine oyunuyordum bazen. mario tam kalenin önünde bayrak direğini indermek için zıplarken bazen direği aşıyordum. sonra ise sonsuz bir yol ve sonsuzluğa koşan bir mario. kimbilir belki de her seferinde yanlış kaleye denk gelmekten bıkmış olan mario'nun hayata karşı naif bir isyanı idi bu...............mantar kafalar yok, boru yok, boşluk yok, çekiç atan o.ç kaplumbağalar yok, kale yok ve prenses..zaten hiç olmadı. adamsın mario.

    benim içim en efsanesi ise bir oyunda medieval total war 2'de kutsal roma germen imparatorluğu ile hızımı alamayıp 1962 yılına kadar gelmiştim. bütün dünyayı fethetmiştim yine de bir tek ortadoğu'da suriye ve ırak'ta isyanlar çıkıyordu. "naptı lan bu devlet size!" deyip tuton şövalyelerimle beraber mancınık yolluyordum ben de. aslında o zamana gelmemin bir amacı da acaba oyunu yapanlar piçlik olsun diye nükleer bomba falan çıkarıyor mudur diye idi. çıkmıyor beyler. çok düzgün kral bir oyun total war, amacının dışına çıkarak oynadığım son oyun.

  • islami konuları işleyen tartışma programını sadece para kazanmak için yapan, işten eve gittiğinde yüzündeki maskeyi çıkarıp, kendine bir kadeh şarap koyup tartıştığı konukların ne kadar salak olduğunu düşünerek kendi kendine gülen bir kadın olduğu izlenimini uyandıran tartışma programı sunucusu.

  • bu sıkıntıyı çözebilecek şeylerden biri de çizgi roman okumaktır (hatta ingilizce öğrenme konusunda da ingilizce çizgi roman okuyabilirsiniz, müthiş işe yarıyor).

    çizgi roman, hem az metin içermesi hem de kare kare akıcı görselliğiyle sizleri okumanın güzelliğine tekrar döndürebilir. grafik roman da denilen, kendi içinde başlayıp biten ve biraz da hacimli versiyonlarını okursanız bu, dolu dolu bir okuma olacaktır rahatlıkla.

    bu önermemi doğrulayan ve bence en az sağlam bir klasik etkisi yaratan birkaç çizgi roman önerisi de vereyim: sıradan zaferler, maus, güçsüz düşmezsen hayat güzeldir, blankets, güngezgini, blacksad, watchmen, sandman ve daha nicesi... çizgi roman, okumanın harikulade bir yolu.

  • ülkenin geri kalanı bolluk, bereket ve varlık içinde rahat rahat yaşarken nasıl batmak üzere olduklarını anlamadığım iş kolu.

  • çocuk sahibi olmak zor bir iş arkadaşlar. zaman zaman seni mecburi olarak meşgul edebilecek bir meseledir çocuk. çocuğun birini tekmeliyorsa o noktada annelik görevini yapıp çocukla iletişim kurman gerekiyor. gerekirse meşgul edecek bir şeyler bulacaksın, bacaklarını tutacaksın. kimse senin çocuğundan tekme yemek zorunda değil.

    bunu umursamayan kadın, yarın öbür gün okulda bu çocuk arkadaşlarını dövse aynı şekilde sorumluluğu üstlenmeden davranacaktır. eeeh çocuk canım bunlar nolacak arkadaşının kafasını kırdıysa... siz hiç çocuk büyüttünüz mü???? evet bir tek senin çocuğun var...