ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
cem karaca şarkılarında geçen mükemmel sözler
-
(bkz: bu son olsun)
bugün sen çok gençsin yavrum
hayat ümit neşe dolu
mutlu günler vaad ediyor
sana yıllar ömür boyu
ne yalnızlık ne de yalan üzmesin seni
doğarken ağladı insan bu son olsun bu son
doğarken ağladı insan bu son olsun bu son
son derece iyimserlik içeren, insanı keyiflendiren şarkı.
yılbaşı klişeleri
-
(bkz: merveler)
15000 tl maaş + 8cm vs 6000 tl maaş + 19cm
-
1000000000 tl maaş+lütfen sözlüğü terket.
hayata dair iç burkan detaylar
-
benim gibi taş kalpli bir adamın bile kalbini yorabilen şeylerdir bazen.
yıkamacı evlenip taşınacağı için, yeni bir yıkamacı aradığımı söylemiştim sağa sola. sabahları 10-12 tane araba yıkayıp veya temizse silip, ondan sonra çaydı, servisti bu işleri yapıcak.
dün saat 11 gibi işyerine gittiğimde, girişte bir adamın oturuyor olduğunu gördüm, önemsemedim. daha sonra işten çıkıcak olan çocuk, ''abi bir adam geldi, saat 8'den beri bekliyor'' dedi. ''al içeri'' dedim, geldi. buyur ettim, iş için geldiğini söyledi. elinde de bir kağıt, rulo yapmış tutuyor.
eski bir takım elbise, eski ama tertemiz boyanmış ayakkabılar, kravatını takmış, saçlarını taramış, ellerini kavuşturmuş. kolonya kokuyor. oturuyor.
''o elindeki ne?'' dedim, ''cv'' dedi. aldım.
42 yaşında, yozgatlı, üç çocuğu olduğunu yazmış, daha önce yaptığı işleri sıralamış. belli bir tarih atmış, yanına sadece 'ticaret' yazmış. ''ne ticareti yaptın?'' diye sordum, yeşilköy'de simit satmış bir ara, ama daha sonra belediye simitçi koyunca, bunu kovalamışlar orada, bırakmış. 'bilmemne inşaat - taşıma' yazmış.
''bu nedir, şöförlük mü yaptın?'' diye sordum,
''yok, inşaatlarda demirdi, kalastı, çimentoydu, bunları taşıyorduk'' dedi.
''anlar mısın araba yıkamaktan, çay servisi yapmaktan?'' diye sordum, ''bilmem ama öğrenirim'' dedi.
''şimdi sen çık, üzerini değiş, hadi yıka bakalım bir araba, ben buradan görüyorum'' dedim.
koşa koşa gitti. bu arada müşteri geliyor, telefonla konuşuyorum, ama bir gözüm de onda. uğraşıyor, didiniyor, orayı siliyor, uzaklaşıp bakıyor, tekrar aynı yeri siliyor derken bir yarım saat geçti.
dışarı çıktığımda ''bitti mi?'' diye sordum, ''evet, nasıl olmuş?'' dedi. gerçekten de bir araba ancak bu kadar kötü yıkanabilirdi, ses etmedim. çünkü 15 dakika içinde 10 araba yıkayabilen, çaydı, servisti, sağa sola koşuşturabilen ateş gibi çocuklar var. giyindi, geldi.
yalan söylemeyi beceremediğim için ''olmadı'' dedim, yüzü düştü ama belli etmedi.
''canın sağolsun abi'' dedi, ama öyle bir dedi ki, benim yüzüm düştü bu sefer.
''hayırlı işler olsun abi'' dedi, ''saol'' dedim.
o gittikten on beş dakika sonra kadar ben de öğle yemeği için çıktım. ışıklarda durduğumda, parkta, elinde bitmeye yakın bir sigara, oturmuş, hüngür hüngür ağlıyordu az önceki naif adam. diğer elindeki bez mendiliyle, gözyaşlarını siliyor. ne yanına, ne de yemeğe gidebildim, dükkana döndüm.
masada duran cv'de yazan numarayı aradığımda, buruk bir sesle telefonu açtı, kendimi tanıtınca, heyecanlı ve düzgün bir sesle ''buyur abi'' dedi. ''çok uzağa gitmediysen bir uğra bakalım'' dedim.
şimdi, işi araba yıkamak olan ama araba yıkamayı beceremeyen birisi çalışıyor burada.
çayı güzel demliyor ama. napıcaz bilmiyorum. en azından güzel bir yıkamacı bulana ve ona da başka bir iş bulana kadar çalışsın bakalım.
ve vicdan, bundan sen sorulmusun kardeş, hiç kusura bakma!
üç camili ve 53 mescitli üniversite
-
daha 3 ay önce, iktisadi ve idari bilimler fakültesi'nde kablosuz internet olmayan, kablolu internetin bağlı olduğu tek bilgisayarın da bir takım aksaklıklar yüzünden internete giremediği üniversite.
yerler filan hep parlak granit ama, valilik binası gibi.
(bkz: türkiye)
kasaptan et almıyorum kuzu kestiriyorum
-
oy veren açlar düşünsün.
kürdistan'ın başkenti
-
(bkz: neverland)
harry potter'ı bir türk yazsaydı olabilecekler
-
voldemort'a karşı nas suresi okunurdu.
14 mayıs 2021 binance'da 1 milyon tl hacklenmesi
sevgilisinin tango kursu almasını istemeyen öküz
-
tanıdığım en baba, en azılı abazanların her birinin mazisinde en az bir adet dans kursu olduğunu düşünüyorum da, sanırım öküz haklı beyler.
türkiye'nin aşırı gürültülü bir ülke olması
-
can sikan bir hadise ve gerceklik. araba sesi, insan sesi, insaat sesi, tv sesi, radyo sesi, ses ayarini yapamayan milyonlar vb. kafa kazan gibi. yorgunluk ve yipranma da cabasi...
bıçaklı biri cüzdan istediğinde yapılacaklar
-
bıçaklı birine karşı koyacak beceri ya da donanımınız yoksa yapılacak en iyi şey; içinde gereksiz kart, kartvizitler ve 50-100 lira nakit bulunan ikinci bir cüzdan taşımak ve böyle bir durumda cüzdanı bıçaklı saldırgana doğru ama hemen alamayacağı bir mesafeye atıp kaçmaktır. en az zarar göreceğiniz senaryo budur.