hesabın var mı? giriş yap

  • askerde bizim arkadas sunguyu kaybetmis, depocuyu falan baglamis, idare et demis, carsiya cikmis ertesi gun nereden bulduysa almis bi tane bicak gelmis, depoya koymus, obur gun bulunmus, depoda fazla var, yine gerilim. sonra alip cekmecede sakladilar aylarca:) kaybetsen dert bulsan dert

  • linç etmek için sıraya girenler sayesinde 3 ay hapis cezası almışlardır. hapse girmeyecekler, çünkü önceden sabikalari yok ama kariyerinin başında gencecik insanları sırf hoşunuza gitmeyen bir şey yaptılar diye çarşaf çarşaf hedef gösterip işsiz bıraktınız ve sicillerini lekelediniz.
    çok saygısızca ama olmaz bu kadar falan diyen orta yolcular, en çok da sizin eseriniz bu, gücünü sizden alan bir kitle var, gurur duyun.

  • ülkemizde değerli önder reis-i cumhur ve "yol arkadaşları" tarafından verilen emirlerle itinayla sürdürülen fetö operasyonları kapsamında fg harfli araç plakalarının toplatılması kararı alınmıştı. ben olayı biraz daha genişletiyorum ve ülkemizde çoğunluklu kullanımda olan qwerty klavyede yan yana bulunan f ve g harflerinin yerlerinin değiştirilmesini talep ediyorum. yan yana bulunan bu harfler açıkça fetullah gülen'i sembolize ediyor ve genç beyinlerin algılarına bu iğrenç zatın baş harflerini kazıyor.

    şimdi geliyoruz en bomba olaya.

    işin başka boyutu da var. f ve g harfleri bu klavyeye rastgele yerleştirilmemiş. şimdi klavyeyi kimin icat ettiğine bakalım. bu klavyenin mucidi christopher latham sholes amerika doğumlu. ancak bilin bakalım amerika'nın neresi?

    doğru tahmin ettiniz, pensilvanya. kaynak

    görüyorsunuz değil mi oynanan oyunları. yıllar önceden planlanmış bu oyunu bozmak için türkiye cumhuriyeti devletini göreve davet ediyorum.

    debe edit: ülkemizde maalesef bu tarz komik durumlar bile ciddi ciddi ele alınıp tartışılabiliyor, gerekirse karar verilip uygulanabiliyor. şimdi güldüğümüz şeylerin gelecekte gerçekleşmeyeceğine de kimse emin olamıyor. 2011'de fetö ile olunan içli dışlı durumu temizlemek için o dönemki gazeteler imha ediliyor, internet sitelerindeki haberler bir bir kaldırılıyor. eski ortaklar şimdi birbirine bıçak çekiyor. türkiye'yi daha iyi idrak edebilme adına debe vasıtasıyla tanpınar'ın saatleri ayarlama enstitüsü ve orwell'ın 1984 kitaplarını tavsiye ediyorum.

  • kendi deyimi ile ''tanrı'nın eli'' ni iki kere kullanmı$tır aslinda..

    1986 senesinde oynanan ingiltere macı sonrası maradona bu mac icin ''bu bir takımı yenmek degil bir ülkeyi yenmek demi$ti.''

    bu macın 51. dakikası icinde maradona topu orta saha civarından almı$, hoddle'i gectikten sonra valdano ile duvar pasına girmi$ havalanan topu shilton'un rahatca alması beklenirken maradona kendisinden beklenmeyecek kadar yükselmi$ ve kafasını sol yumruguna siper ederek shilton'un önünden topu elle aglara yollamı$tı. zaten herkes bu golü ezberlemi$ti, tarihte yerini almı$tı bu gol.

    mactan sonra basın toplantısında maradona tarihe gececek olan ''un poco con la cabeza de maradona y otro poco con la mano de dios" cümlesini kurmu$tu.. yani biraz maradona'nın kafası biraz tanrı'nın eli.

    **

    1990 dünya kupasında acılı$ macını milano'da 1-0 kaybederek ba$lar arjantin. ikinci mac sovyetler birligi iledir. arjantin'in maradona dahil cok fazla sakat futbolcusu vardı ve istenen oyun oynanamıyordu.

    14 haziran günü sovyetler macına cıktı arjantin ve belki de turnuva'nın arjantin icin ilk kader anı ya$andı. 10. dakika icerisinde nery pumpido kendi defans oyuncusu jorge olarticoechea ile ceza sahasında carpı$tı ve ayagi kırıldı.. kaleye sergio goycoechea gecti.. troglio ile 27. dakika da 1-0'da öne gecti arjantin, ama sovyetler inanılmaz bir baskı kurmaya ba$ladı arjantin kalesinde.. üst üste ataklar icin artık maradona bile kendi kale diregi önünden ayrılamaz olmu$tu ki tanrı'nın eli ikinci kez sahneye cıktı.

    artık sovyetler baskısının dayanılmaz durumda oldugu anlardan birinde kullanılan korner atı$ına ceza sahası icerisinde oleg kuznetsov muhte$em bir kafa vuru$u yapar. o sıra ön direk önünde bekleyen maradona top kaleye girmek üzereyken topu bu sefer sag eliyle durdurur ve topu ileri firlatir. herkes $a$ırmı$tır, maradona dı$ında. aynı 1986'da ki gibi yan gözle hakeme bakar maradona.. hakemin olayı aynı 4 sene önce oldugu gibi fark etmedigini görünce de sol ayagı ile topu havaya diker.. isvecli hakem oyunu devam ettirir, bir süre sonra da arjantin 2. golü bulur ve sovyetler birligi'ni 2-0 ile turnuva dı$ına yollar.. eger o top gol olsa ilk macını kaybeden, ücüncü macında beraber kalan arjantin grubu sovyetler birligi'nin arkasında sonuncu olarak tamamlayacaktı.

    nası baglanır ki bu 24 saat uyumayan bir insan icin?. maradona güzel birisidir i$te.

  • hangi taga girersen gir tagla alakasız saçma sapan şeyler çıkıyor.
    bot mudur nedir anlamadım ama yazı çöplüğüne dönüşmüş durumda
    elon musk istifa

  • elementler, özellikleri birbirine benzeyenler alt alta gelecek şekilde, artan atom numaralarına göre sıralandığında bir cetvel oluşturur. oluşan bu cetvele periyodik cetvel denir.

    1869 yılında rus kimyacısı dimitri mendeleev tarafında yapılmıştır. 1877 yılında alman bilgini lothar meyer de mendeleev’ den habersiz olarak bir periyodik cetvel yapmıştır. bu iki cetvel hemen hemen birbirinin aynıdır. meyer; elementleri, cetvelinde fiziksel özelliklerine göre sıralamış, mendeleev ise elementlerin atom kütlelerini dikkate alarak artan atom kütlelerine göre cetvelinde sıralamıştır. bu sıralamada birbirini izleyen elementlerin değerliklerinin ve öteki özelliklerinin, belirli sayıda elementten sonra tekrarladığını, yani bu özelliklerin periyodik olduğunu görmüştür.

    mendeleev; hidrojen elementini, özellikleri o zaman bilinen elementlerin özelliklerine benzediği için ayrı bırakarak ondan sonra gelen elementleri (li, be, b, c, n, o, ve fu) bir satır üzerinde (periyotta) atom kütlelerine göre sıraladı. böylece, bu elementlerin özelliklerinin ve değerliklerinin adım adım değiştiğini gördü. o gün için bilinen ve atom kütlesine göre flüordan sonra gelen element sodyum idi. sodyumun özellikleri, ondan öncekilere değil, lityumun özelliklerine benzediğinden, sodyumu ikinci satırın(periyodun) başına, lityumun altına getirmesi gerekmiş ve bu suretle de yeni bir periyot başlamıştır. bu periyotta sodyumdan sonra, birinci periyottaki elementlere adım adım benzeyen mg, al, si, p, s ve cl gelir. bunlardan sonra atom kütlesine göre sırası gelen element potasyumdur. bunun özellikleri sodyumunkine benzediği için sodyumun altında potasyum yer alacak şekilde, potasyum ile yeni bir periyot başlar. potasyum ile başlayan bu yeni periyotta atom kütlesine göre sırası gelen element kalsiyumdur. kalsiyumun özellikleri magnezyumunkine benzediği için onun altına yeni ikinci sütuna yerleştirilir. kalsiyumdan sonra o zaman bilinen element titandı. ancak titanı, özellikleri bakımından alüminyumun altında göstermeye imkan olmadığını gören mendeleev, üstün bir önseziyle, kalsiyum ile titan arasında bir elementin bulunması gerektiğini söylemiştir. bu nedenledir ki mendeleev, atom kütleleri sırasına göre kurduğu gruplarda, özellik bakımından benzeyen element yoksa, yerini boş bırakmıştır. bunun sonucu olarak mendeleev’ in periyodik cetvelinde bazı boşluklar meydana gelmiştir. mendeleev, bu boşlukları açıklamasını bilmiş, o gün için bilinmeyen ve periyodik cetvelde 32 numaralı yeri alması gereken elementin özelliklerinin ne olacağını tahmin etmiştir. ayrıca, mendeleev’ in sisteminde boş kalan yarlarda bilinmeyen elementlerin bulunması gerektiği fikri yeni elementlerin keşfine yol açmıştır.

    bugün periyodik cetvelde elementler, atom kütlelerine göre değil, atom numaralarına göre dizilir. böylece mendeleev’ in sisteminin aksaklığı ortadan kalkar. çünkü kimyasal özellikler, atom kütlelerinin periyodik bir fonksiyonu değil, artan atom numaralarının periyodik bir fonksiyonudur. elementler artan atom numaralarına göre periyodik cetvelde dizildiğinde, elementlerin bazı özellikleri periyodik olarak tekrarlanır. bunun nedeni, elementlerin elektron dizilişleriyle ilgilidir.

    elementlerin özellikleriyle atomların elektron dizilişi arasındaki ilişkinin açıklanmasında çoğu kez değerlik orbitalleri ve değerlik elektronları terimleri kullanılır. bir atomun temel halindeki elektron dizilişinde yer alan orbitallerden en yüksek enerji düzeyindeki arbitallere değerlik orbitalleri denir. değerlik orbitallerinde bulunan elektronlara da değerlik elektronları denir. örneğin; elektron dizilişi 1s1 şeklinde olan 1h atomunun değerlik orbitali 1s, değerlik elektron sayısı 1’dir. 1s2 2s2 2p1 elektron dizilişi 5b atomunun değerlik orbitalleri 2s ve 2p, değerlik elektron sayısı 3’tür. benzer elektron dizilişine sahip olan elementler benzer özellikler gösterir. örneğin; soy gazlar olarak bilinen helyum, neon, argon, kripton, ksenon ve radon elementlerinin elektron dizilişleri arasında bir benzerlik vardır. elementlerin elektron dizilişleri yazılırken kısaltma yapılabilir. bu kısaltma her element için sadece değerlik orbitallerinde bulunan elektronlar açıkça gösterilir. diğer elektronlar, söz konusu elementten atom numarası daha küçük olan soy gazın köşeli parantez içine alınan sembolü ile ifade edilmiş olur