ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
erkeklerin %96.5'i aynı anda üç kızı idare ediyor
-
benim payıma düşen 3 kızı hangileriniz idare ediyor lan? söyleyin valla kızmam. sadece birini bana verin, yeter.
ilk kimin aklına geldiği merak edilen şeyler
nikola tesla
-
insanlığın sınırları dışına çıkmanın sonucunun anlaşılmamak ve dışlanmak olduğunun bir başka örneği.
şimdi nikola ve thomas bizim bir üniversitenin elektrik bölümündeki iki profesör olsun. bütün öğrenciler "hacı nikola manyağın teki amk, thomas çok kafa hocadır. hem thomas piyasayı çok daha iyi bilen bir adam, onu dinle bak çok faydalı şeyler öğrenirsin, çevresi falan da çok geniştir ileride iş bulmanda da yardımcı olur" geyikleri falan yapacaktı ikisinin hakkında. "nikola'nın derslerinden de bi bok anlamıyorum amk, bir şeyler anlatıp duruyor saçma sapan, herif ne içiyorsa amk hayal aleminde yaşıyor resmen" gibi yorumlarla nikola'yı üniversite kantinlerinde taşak malzemesi yapıyor olacaktık. ama tabi şimdi the prestige gibi bir filmde karizmanın önde gideni bir dahi olarak gösterilip, underground halk kahramanı bir dahi olduğu anlatılınca ancak adama ilgi gösterebiliyoruz.
türk kızlarının onlyfans çukuruna düşmesi
-
dolayısıyla para gömen erkekler de bu çukurdadır.
mesut özil'in üç hilal ve bozkurt dövmesi
-
türk milli takımı yerine, alman milli takımını tercih etmiştir, öyle milliyetçi bir insandır kendisi. isterse reenkarnasyon ile bu yaştan sonra kendini kürşad'a dönüştürsün, bu gerçek değişmeyecek. amatör eğlendirir yani pepito.
aileye ateist olduğunu itiraf etmek
-
gereksiz bir eylemdir.
kaç yaşında insanlara anlayamayacakları şeyler anlatıp canlarını sıkmayın arkadaşlar. dinle ilgili bi konuşma olduğunda he he der geçersiniz en fazla nedir yani.
avustralya türklerin olsaydı olabilecekler
-
garibim koalalar avcılar tarafından ağaç gövdelerinde zbam zbam vurulurdu.
tazmanya canavarı dövüşleri yapılırdı.
ağaoğlu kıtanın ortasına "ağaoğlu my çöl" dikerdi.
taxi driver
-
--- spoiler ---
talihsiz olay*dan hemen sonra, travis'in betsy ile yaptığı ilk telefon görüşmesi adeta sinema dersi vermekte, "ben yönetmenim" diyeni uykusuz bırakmaktadır.
travis'i, tüm pişmanlığı ve çaresizliğiyle telefon kulübesinde yaptığı yanlışı düzeltmeye çalışırken izlemek, hayatının tek tanığı, belki de tek arkadaşı olan izleyiciyi derinden üzmekte ve tam da "did you get my flowers?" dediği anda bakışlar kamera marifetiyle boş koridora yönelmektedir. travis o kadar acınacak durumdadır ki izleyici onu görmeye bile dayanamamaktadır.
--- spoiler ---
gülse birsel'in elektrik faturası
-
en azından tepkisini belirtip faturasını göstermiş, ne kadar yakıp yakmadığı bizi ilgilendirmez. kafasını kuma gömse daha mı iyi olacaktı?
keşke herkes bu şekilde duyarlı olsa..
minibüste para uzatmayı reddeden insan
-
almanya'dan yıllık izne gelen akrabalarımızın benim yaşlarımdaki çocuğuyla birlikte (11-12 yaşlarındaydık) batıkent'ten demetevler'e -lunaparka- gitmek için bindiğimiz dolmuşta yaşamıştım benzer bir olayı. (aslında buna olay bile denemezdi, o zamanlar henüz olric yoktu, hava raporlari da günlük bültenlerden sonra okunmuyordu. henüz durum, bugünkü gibi açik ve seçik, bir bakima da belirsiz değildi..)
hatırladıkça gülerim. almanya'dan gelen arkadaşımla ben en önde oturuyorduk. arkadan biri omzuna dokunup, "şu parayı uzatır mısın?", diye sordu. çocuk büyük bir ciddiyetle parayı uzatan adama dönüp, "ben burada çalışmıyorum." dedi. kimse böyle bir cevabı beklemiyordu tabii. çocuk taviz vermez bir tutumla bir zırh gibi duruyor, görevi olmayan bu işi yapmayı şiddetle reddediyorurdu. parayı uzatan adam bir şeyler eveleyip gevelemeye başladı ama ben iki büklüm olmuş kahkaha atmakla meşgul olduğum için gerisini pek hatırlamıyorum.