ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yapay zekanın insanlardan çalamayacağı meslek
-
çoğunluk kendi mesleğini yazmış. bana bi' gülme geliyor.
yıl 2020. yapay zeka, çeşitli libraryler ile şu an bile kendi kaynak kodlarını geliştirebiliyor. adam da gelmiş inşaat mühendisliği yazmış.
(bkz: yazık kimin çocuğuysa)
canı erkek çeken kızın bir garip istek kağıdı
-
benim türbanlı bacım damarlı kol, kalıplı vücut isteyemez mi?
bu muydu teşekkürün ey vanlı kardeşim
-
havaalanı yapıp yüksekova'daki dağılımı görse hepten kayışları koparacak akp'li sözü.
bahçeli yüzde elli oy alsa olabilecekler
-
erken seçime gider
15 temmuz 2019 ekrem imamoğlu'nun yuhalanması
-
hani 15 temmuz birlik beraberlik günüydü? tüm o yuhalayanlar türkiye cumhuriyeti'nin milli bayramının ruhuna zeval vermiş, türkiye cumhuriyeti'nin belediye başkanına saygısızlık etmiştir.
6 kasım 2020 elon musk'ın gizemli tweet'i
-
otostopçunun galaksi rehberi'nde bir bilgisayara hayatın/evrenin/yaşamın anlamını sorarlar. o da epey uzun bir işlem yapıp sonunda 42 cevabını verir. 42 bu manada kullanılır.
420 de 4.20 yani amerikan tarih sisteminde (ay.gün.yıl) 20 nisan'ı simgeliyor.
20 nisan da marijuana'nın legalleşmesini isteyenlerin sebebini bilmediğim bir sebepten ötürü legalize it çığlıklarını daha güçlü attıkları gün.
marihuana'nın legalleşmesinin hayatın anlamından 10 kat daha önemli olduğunu söylemek istemiş. arada da gerçek matematiksel değeri sıkıştırıp zeki esprisi yapmış.
edit:
mesajlar yağdı sağolsunlar. teşekkürler.
4.20 konusunda iki farklı görüş varmış.
birisi şu; weed'in abd yasak kodu 420 imiş. bu yüzden 420 ayrı bir anlam taşıyormuş.
diğeri de şu; bir grup öğrenci sürekli saat 4:20'de buluşup dumanlanıyormuşlar. bu zamanla aralarında bir şifreye dönmüş, ordan da 4.20 şenliklerine evrilmiş.
katkılar için teşekkürler.
insanın et tüketmesindeki mantık hatası
-
hakkaten yaaa, adam doğru söylüyor dedim...
ve pirzolamı yemeye devam ettim...
edit : başlık başa kalmış
tatil yöresi migros'u
-
karpuzların hemen yanında, kapının önünde deniz malzemeleri bulunur.
şişme simitler deniz yatakları deniz topları gibi.
arkadaşın kokoreççiden yediği inanılmaz ayar
-
(bkz: anina koyayim)
hayır diyemeyen insan
-
hayır diyememek, insanın, kendisi hakkında başkalarının düşüneceklerini, fazla önemsemesinden kaynaklanır.
her insanın çeşitli nedenlerle, hayır diyeceği bir duruma evet dediği olabilir. hoşgörü, sevgi, özveri bunları açıklayabilir. ancak kişi hayır di-yemiyor-sa bu durum altta daha derin bir sorun olduğunu gösterir.
hayır diyemeyen kişinin temel meselesi onaylanma ihtiyacıdır. karşısındaki onun varoluş biçimini onaylamazsa yok olacağını, değersiz olacağını hisseder. bu kişiler, sevilmeye ve kabul görmeye aşırı derecede ihtiyaç duyarlar. bunlar için kişilik sınırlarından bile feragat edecek kadar çok..
genellikle çarpık bir ebeveyn-çocuk ilişkisinin kurbanıdırlar. çünkü hayatımızdaki ilk ve en önemli 'öteki' ebeveyndir. özellikle de anne. bu kişilerin anneleri mükemmeliyetçi, narsistik ya da borderline özellikler gösteriyor olabilir. çocukluklarında 'koşullu' sevilmişlerdir. ancak 'iyi çocuk' olduğunda, 'sorun' çıkarmadığında sevilen bir çocuk, kendilik atılımı yapamaz. ben diyebilmek için, öncelikle 'ne olursam olayım sevilirim ve kabul görürüm' diyebilmek gerekir. bunun için de 'koşulsuz' seven bir anne gereklidir.
hayır diyememek, ben diyememek ve hep başkasını ön planda tutmak anlamına gelir. bu insanların çevrelerindeki kişiler, her zaman art niyetle olmasa da, bu özelliği sömürürler. bu hal kişiyi daha da değersiz ve yetersiz hissettirir. bu tip kişilik örüntülerinde uzun vadede depresyon sık görülür. bazen tükenir, çareyi insan ilişkilerinden tamamen eli eteği çekmekte bulurlar. bu da onları yoğun ihtiyaç duydukları sevilmekten alıkoyduğu için depresyonları derinleşir.
böyle bir soruna sahip kişinin psikoterapi alması faydalı olur. depresyon görülen dönemlerde ilaç tedavisi yararlı olsa da uzun vadeli çözüm için bu örüntünün kırılması ve kendilik üzerine çalışılması şarttır.
harun kolçak
-
(bkz: çok iyi bir insan olduğu düşünülen ünlüler)
hakkında kötü şey söyleyeni hiç görmedim. herkes gibi doğup herkes gibi öldüğün şu dünyada, seni diğer doğup ölenlerden ayıran asıl önemli şey bu olsa gerek.
sevenlerinin başı sağ olsun...
zafer algöz
-
cem yılmaz henüz leman kültür'de sahneye bile çıkmamışken ağır roman'da okan bayülgen, savaş dinçel, müjde ar gibi isimlerle beraber oynamışlığı olan beşiktaşlı tiyatrocu.
bu tiyatrocu lafını, uzun yıllar istanbul devlet tiyatrosu'nda çalıştığı için vurguladık. hatta istanbul devlet tiyatrosu müdür yardımcılığı da yapmış, cinali'ye teşekkürler bu katkı için.
hamiş: saygılar bizden'i birçok suser kardeşimiz hatırlatmış, elbette o daha da eski (1992 olacak). ve fakat "zafer algöz kim mk cem yılmaz yarattı onu" tezi hepten çöker de troller susup kalır, az daha konuşsunlar da eğlenelim diye mahsus anmadım.
babanın söylediği unutulmayan sözler
-
-babam: gel buraya sahtekar pezevenk!
-ben: ne oldu baba ?
-babam: olum, sende hiç utanma, arlanma yok mu?
-ben: ne oldu? anlamadım ?
-babam: ulan babanın kalıbına sıçım, bütün pastırmaları yemişsin. 1 haftalık pastırma ihtiyacımdı o.
-ben: baba, ben yemedim, temizlikçi kız yemiştir.
-babam: kaldır lan koltuk altını!
veee.. leş gibi pastırma kokan ben'e, o muhteşem laf gelir..
-babam: "ben sana protein olsun diye et müptelası oldum lan pezeveng! 8 sene uğraştım seni yapmak için."
-ben: "8 sene her gece mi baba?"
-babam: ulaaaaan ben seninnnnn.. çatt... pataküte pataküte diye sesler duyulur ve bundan sonrası hatırlanmaz. yaş 14-15'tir.
keşke şimdi hayatta olsa, hayatta olsa da yeniden sinirlense, bağırsa çağırsa..
kıymet bilmek lazım, a dostlar.
baba, candır. yücedir. allah'tan sonra gelendir.