ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
temel reis
-
elzie crisler segar 1919'da cizim dersleri alir. karikatur cizmeye baslar. memleketi chester, illinois'de mississippi kiyisinda karsilastigi ilginc kisileri cizgilerine tasir.
bunlar icinde, frank fiegel (nam-i diger "rocky" -kayalik-) dikkatleri cabucak cezbeder.
polonya asilli bu barmenin gelismis on kollari, tek gozu, dissiz cenesi, pipo icmesi, kendinden cok iri adamlari kavgalarda alt etmesi onu kasabasinda meshur etmistir bile. kasabanin bebeleri de "kayalik"i cok sever. "kayalik", bebelerin sakalarina katlanir. kuvvetiyle, piposuyla onlarin kahramani olur.
segar'in cizgilerinde denizci popeye (ing. patlak goz, turkce tercumelerde temel reis) olarak adlandirilan bu karakter cok sevilir. unu kasabayi, eyaleti, hatta ulke sinirlarini asar.
bir ufak ayrim ise, kayalik'in kavgadan once guc vermesi icin ispanak yerine viskiyi tercih etmesiymis. eh, o kadar kusur temel reis'te de olur ^_^
segar'in cizgilerinde ayrica kasaba bakkali dora paskel de uzun ince saclariyla (safinaz olarak) yer bulur. kasabadaki tiyatronun sahibi j. william schuchert ise hamburgerlere olan oburca istahiyla (wimpy) resmedilir.
tabii simdi hic biri yasamiyor. o renklerin, kavgalarin, kahkahalarin karikaturlerdeki suretleri kalmis bize.
uyarlanan kaynak: https://www.wearethemighty.com/…item=1#rebelltitem1
okan bayülgen
-
adamin dizisine bile laf etsen basina birseyler geliyor. vay kodumun dünyasi.
sayın başbakanımıza yapılan bu nevi muamele
-
(bkz: 18 aralık 2012 odtü olayları)
bingöl üniversitesi senatosu tarafından duyurulan basın bildirisinde geçen ifade.
"(...) doğu ve güneydoğu üniversiteleri olmak üzere tüm üniversitelerimize çok önemli ve anlamlı destekler sağlaması takdirle karşılanması gerekirken, sayın başbakanımıza bu nevi muamelenin reva görülmesini doğru bulmadığımızı türkiye kamu oyu ile paylaşmak istiyoruz."
bu bildirinin imzacılarından üçünün soyadı da baydaş. üniversite senatosundan;
prof. dr. gıyasettin baydaş (rektör)
prof. dr. burhanettin baydaş (üye)
yrd. doç. dr. abdulvahap baydaş v. (üye)
bu adamlar ağızlarına bilim lafı alıyorlar.
ssg
-
ben cok iyi adamdim ya.
ssg'den sözlükçülere hakaret
-
ekşi sözlüğün kuruluş amaçlarından biridir faydalı ve doğru bilgilerin yayılması. şimdi ise biraz forum biraz piyasa bir tad almış gidiyor sözlük. evet maalesef yazarlar paylaşılan bilgileri sorgulamıyor, kendi kafasına uygunsa yazılan yazı, paylaşılan bilgi basıyor şukelayı...
peki sözlüğün bu hale gelmesinin sebebi kim acaba?
(bkz: ssg)
önce kendi değerlerine aykırı hareket edip, ilgili ilgisiz herkesi yazar yapıp, kontrolü imkansız hale getir, sonra aziz nesin havalarında sözlüğün %bilmem kaçı aptal tespiti yap. neye yarar...
ilişki bitiminde yazılan devasa boyuttaki mail
-
uzun zaman sonra okundugunda bir zamanlar icinizde olan kizginligi, uzuntuyu, siddeti, edebiyati, dolulugu kiskanirsiniz. oyle var olan, biriken her seyin son damlasina kadar aktarildigi guclu mail'lerdir.
kilo vermek için gerekli motivasyon kaynağı
-
benim gibi kilo vermek için gerekli motivasyon kaymağı diye okuyorsanız, vazgeçiniz, içinizde aramayınız bunu.
david silva karımla yatabilir
gökhan zan'ın ayı zannettiği kuğu
-
ahanda bu kuğudur.
[http://i.imgur.com/5qirgsn.jpg http://i.imgur.com/5qirgsn.jpg]
hay allahım ya. gece gece uykum kaçtı yemin ediyorum sinirim bozuldu. ayarsız herif.
nurgül yeşilçay'ın son hali
-
size hoş görünmek için bu yaşta acilen yemeden içmeden kesilmesi gereken ünlü.
çünkü siz çok şeysiniz.
8 mart 2015 fenerbahçe galatasaray maçı
-
bol gollü bir maç olur.
fenerbahçe ilk yarının başında caner erkin'le gol bulur. ardından galatasaray, penaltıyı gole çevirir burak yılmaz'la. ilk yarı 1-1 berabere sonuçlanır.
ikinci yarıda galatasaray "önde basma" diye tabir ettiğimiz oyun felsefesinden taviz vermez ve 2 gol daha bulur. goller sneijder ve hakan balta'dan gelir. son dakikalarda yüklenen fenerbahçe'nin sow ile atacağı bir golle maç 3-2, galatasaray galibiyetiyle sonuçlanır.
şaka lan şaka, fener duran toptan bir tane takar bize. maç 1-0 biter amk.
25 yaşından sonra aşık olmanın imkansızlaşması
-
aşktan tam olarak ne anladığınıza göre değişebilen bir durumdur.
lise aşkları biraz farklıdır ve hormonların yeni yeni etkisini göstermesiyle başlar. bir şekilde delicesine aşık olursunuz. onu düşünmeye, sürekli hayaller kurmaya başlarsınız. yeme-içmede bir azalma olur cidden iştahtan düşersiniz. bir çeşit güçlü bir takıntıya dönüşür bu aşk. onu düşünmeden yapmazsınız her şeyiniz bir kişi olur. öylesine güçlü bir istektir ki gözünüzü karartırsınız bu açıdan lise aşkı insanın hayatında ciddi bir iz bırakır. lise aşkı, aşkın çok vahşi ve içgüdüsel bir yönüdür.
üniversite aşkı ise daha farklıdır aşk duygusundan ziyade sevmek ön plandadır. onu seversin ve ona dair şeyler hoşuna gider. birlikte zaman geçirmeyi, delicesine bir şeyler yapmayı istersin. ortak anılar biriktirirsin her şey daha çok netleşmeye başlar. sevgililiğin en güzel dönemleridir lise aşkı kadar kaotik değildir mantıkta işin içine girmeye başlamıştır. pek çok şeyi sevgilinle öğrenirsin ve yaşarsın.
iş hayatına atıldığında ise artık hayatın gerçekleri yüzüne daha sert çarpıyor demektir ayakların yere sağlam basmaya başlar. ne istediğini iyi bilirsin hatta daha önemlisi ''ne istemediğini''. yorucu bir ilişkiye ve aptal oyunlara tahammülün kalmamıştır. aşkı, sevgiyi ve daha önemlisi uyumu aramaya başlamışsındır. olgunlaşırsın gerçekten seveceğin birisini ararsın geceleri ve boş zamanlarında... kendini anlatabileceğin, beraber dünyayı gezebileceğin, hayata karşı elini tutabileceğin birisini sevmek istersin. 25 yaşından sonraki aşk bir anda olmaz lise aşkı gibi ya da üniversiteli sevgisi gibi değildir. 25 yaşından sonra aşk zamanla gelişir bir anda birisine bir şey hissedemezsin. detayları bilmen gerekir, zevklerini görmen gerekir, kendini nasıl ifade ettiğini bilmen gerekir. bu açıdan aşkın en kaliteli halidir ne istediğini bilen iki insanın birbirine kavuşma serüvenidir.
bana göre 25 yaş sonrası aşk > üniversite aşkı > lise aşkı.