hesabın var mı? giriş yap

  • erzurum'u toptan kapatsalar yine yüzde 72 oy çıkar , o sebeple çok önemi olmayan olaydır .

  • bunun sadece kapitalizmle, liberal ekonomi politikalariyla ilişkilendirilmesini anlamıyorum. ekonomik sömürüyü bunların ortaya çıkardığı sanılıyor nerdeyse.

    4500 sene önce piramitleri yapan işçiler de sömürülüyorlardı.
    roma lejyonlarını beslemek zorunda olan mısırlı çiftçiler de.
    toprak sahibi olamadan, derebeyine sürekli kira ödeyerek yaşayan köylüler de.

    marx bile buna dikkat çekiyor. onun derdi şu ki, kapitalist toplumlardaki sömürü, ekstra emeğin zorla bir başkasının cebine aktarılmasından ziyade, serbestçe, karşılıklı anlaşmayla yapılıyor.

    fakat bu açıdan herhangi bir ticareti sömürü olarak görmek mümkün: hindistan'da çay üreten işçilere 10 para verirken, bu çayı ingilterede 100 paraya satıyorum. bu bir sömürü. işçiler normalde 1 para kazanacakken, dışardan getirdiğim kapital ve aldığım risk sayesinde 10 para kazanıyor olsalar dahi, o işçilere "ihtiyaçlarından fazlasını" vermiş olsak bile bu sömürü oluyor.

    ben ingiltereye sattıktan sonra, oradaki adam abd'ye 200 paraya satarsa ben de sömürülmüş oluyorum (benim de aldığım riskin ve yönetim emeğimin bir fiyatlandırması olmalı).

    borsadaki her işlem de bir sömürü denemesi. zira birisi sahip olduğu bir hisseyi (o hisseyi biriktirilmiş emek olarak görebiliriz) x fiyattan satınca, bunun kar getireceğini düşünerek satıyor. alan da tam tersine bunu o fiyattan almanın kar getireceğini düşünerek alıyor. bu asimetri birinin sömürülmesi demek. iki taraf eskisine nazaran daha iyi duruma gelse bile (win-win), birinin eline geçen şeyin içine gömülmüş emek, o şeyi almakta kullandığı emekten fazla olduğu için, diğerini sömürmüş oluyor.

    ***

    ben bu konunun kuramının detaylarını pek bilmiyorum, ama günlük hayatta düşünmeden sıkça tekrarlanması ilgimi çekiyor. mesela türkçe'de sömürge dendiği zaman hemen kafamızda bir resim canlanıyorken, ingilizcede koloni ile exploitation arasında böyle direkt bir bağ yok. bizim kafamızda canlanan şey hep negatif ve aynı derecede negatif. oysa bir avrupalının güney amerikaya gidip ellerindeki gümüşü yok pahasına almasıyla, aynı avrupalının ortadoğudaki petrolü ucuza çıkarması farklı durumlar. (ikisinde de silah zoru olmadığını farzedelim, yoksa örnek tüm ilginçliğini kaybediyor, marx öncesi bilindik sömürü teorisine geliyoruz)

    ilkinde gümüş, iki toplumda da kullanılan ve dolaşımda olan bir madde. avrupalı bunu ucuza alıyor, karşılığında az sayıda at, avrat, ve silah vererek. durum win-win ama avrupalının "kar marjı" daha yüksek, çünkü o gümüşle gidip çin'den dünya kadar ipek alabilir, saraylar yaptırabilir. kızılderili aldıklarıyla o kadar avantaj sağlayamaz kendine.

    petrol ise sadece endüstriyel toplumlar için değerli ve çıkarmak için bilgi birikimi artı sermaye gerekiyor. toprak sahibi arapta bu gerekenler olmadığı için o petrolün değeri sıfır, hatta negatif. şunu diyebilir: "ben 50 sene sonra bunu çıkarıp kullanabiliecek duruma geleceğim, sense şimdiden benim geleceğimden çalıyorsun". buna karşılık da avrupalı bir pay verir. bu durumda arabın "kar marjı" daha yüksek olabilir. sonuçta avrupalı çok düşük marja da evet demek zorunda çünkü kendi kaynağı yok zaten. arap ise hiç bir şey yapmadan para kazanıyor, hele ki rezervler çoksa ve ve zamanla o payı (royalty) yükseltme şansına sahipse. (tarihsel olarak olaylar farklı gelişti, burada farazi konuşuyorum)

    farazi örnekleri bırakalım: bugün afrika'ya yatırım yapan kapitalistlerin sermayesiyle kendi kendine yeter hale gelebilen köylüler, klasik emek teorisine göre sömürülüyorlar ama liberal ekonomi politikalarının (kapitalin serbest dolaşımı, emeğin piyasada fiyatlandırılması, mal sahibi olabilmek) olmadığı bir dünyada durumları nasıl olacaktı?

    "beyaz adam" tarafından 10 birim sömürülmek mi daha iyi (ürettiğin emek fazlasının 10 farkla başka yere satılması mı), birbirini 1 birim söğüşlemek mi? ikincisinde sömürü az ama gelişme yok. bıraksan 1000 sene daha öyle devam edebilir. son 100 senede üretim katlanarak arttığı için ve büyüyen pastanın çoğu ufak bir azınlığa gittiği için midemiz bulanıyor ama liberal politikalardan önce sadece krallar ve din adamları pasta yiyebiliyorlar, kalanı ekmek bulamıyordu.

    not: bunları, konunun ilginç olduğunu ve klasik teorinin yetersizliğini [burada hatalı olduğum altta açıklamış arkadaş] göstermek için yazıyorum. yoksa mevcut politikaların savunusu olsaydı, mesela son örnekte "either-or fallacy" (gerçekte varolmayan bir ikilem) yapmakla eleştirilebilirdim.

  • bu tarz olaylarda ben çocuğumun eline çöp batmasın diye şöyle böyle yapıyorum diye anlatanlar etrafa nasıl bu kadar pembe bakıyorlar merak ediyorum. herhalde zannediyorlar ki herkes en az onlar kadar pamuk hayatlar yaşıyor ama masallardaki gibi sırf kötü oldukları için kötülük yapıyorlar. onları kendileriyle karşılaştırabilecek kadar benzer hayatlar yaşadıklarını zannediyorlar sanırım. sizin çocuğunuza nasıl güzel baktığınızla bu olayın ne alakası var bilmiyorum. o kişinin hayatına doğsa belki daha beterini yapacak adam kendi iyiliğini anlata anlata bitiremiyor. zannetmeyin ki çok mükemmel olduğunuz için böyle üzerine titriyorsunuz çocuğunuzun, sadece buna imkanınız var. kadın kötü ama biz iyi miyiz onu henüz bilmiyoruz, o yüzden karşılaştırmanın pek bir anlamı yok.

  • bugün kasmaması sanırım imkansız. eğer bugün minimum kasmayla yayın yaparsa seneye dekoder satmaya başlar.

    debe editi: nerdeyse hiç donmadı kendisini tebrik ediyorum. dekoder satarsa ilk alıcısı benim

  • oynarken farkettiğim ayrıntıları ekleyeceğim.
    -uçaktan aşağı inerken ulabileceğiniz maksimum hız paraşüt açılmadan 234 km/h açıldıktan sonra 63km/h’dir.
    -paraşütünüzü açmayın. yani kendiniz açmayın, o minimum seviyede otomatik açılır zaten. kendiniz açarsınız yere çok geç inersiniz.
    -en hızlı şekilde inmek için yön tuşu sürekli ileri pozisyonda olsun, aşağı dimdik şekilde mermi gibi inin.
    -paraşüt açıldığı saniyede inmek istediğiniz yerle aranızda yatayda 100 metre filan olsun, yön tuşunu ileri köklediğinizde o yere inersiniz.
    -eğer inmek istediğiniz yer, paraşütü açtığınızda tam altınızdaysa yön tuşunu sağ-ileri ya da sol-ileri yaparak bi tur etrafınızda dönerek inin.
    -genel olarak yere inerken sürekli maksimum hızlarda gittiğinizden emin olun. bunu yapmak için uçaktan atladığınız yerin tam aşağısına inmeniz gerekiyor.yani uçağın gittiği rotada bi yere inmeniz gerekiyor. o alana çok kişi inebilir diye düşünüyosanız, ilk siz ineceğiniz için avantaj sizde olacaktır.
    indikten sonra;
    -görmediğiniz bi yerden ateş gelirse, bi gözünüz haritada hemen sesin geldiği yönde çıkan turuncu işarette olsun, bu zaten defalarca yazılmış, benim ek olarak yaptığım şey, ateş edilir edilmez yatış * pozisyonuna geçmem. özellikle engebeli ya da otlak alanlarda görünürlüğümü bu şekilde azaltarak bi kaç saniye kazanıp ateş edeni bulmaya çalışıyorum. bazen ateş eden kişi “knocked out” olduğumu düşünerek üstüme saf gibi koştuğu da oluyor, onu öldürmesi de çocuk oyuncağı oluyor. edit:soloda knockout olayı yokmuş, hep squad oynadığım için bilmiyodum, uyarı için realvega’ya teşekkürler. solo’da zik zak çizerek kaçın tavsiyesi de mantıklı.
    -arkadaşınız silah sesleri haritada gözükmez. yakınlarda silah sesi duymanıza rağmen haritada turuncu işaret yoksa arkadaşınız ateş etmiştir.
    -açık bi alanda size doğru bi askeri jeep geliyorsa tamamen yatış pozisyonuna geçin (ve aracı tarayın). bu şekilde aracın bana çarpmadan üstümden geçtiği çok oldu. ayrıca tek çarpmayla knock out olacağınız için koşarak kaçmayı denemeyin.
    -bina içerisinde hava saldırılarından etkilenmezsiniz.
    -autopick up açıkken bile el bombalarını otomatik almaz. bunları kendiniz alın. bi kaç denemeden sonra gideceği mesafeyi az çok kestirirsiniz, çatışmalarda rakip duvar arkasına saklanıyorsa bomba en iyi çözüm.
    -(son 10’da daha sık rastladığım bi olay) herkesin elinde en az bi sniper oluyor. sesinden anlarsınız zaten, üzerinize sniper ile ateş ediliyorsa, eğilip saklanmak yerine zik zak çizerek koşmak çoğu zaman daha çok işe yarar. telefonda, koşan birini nişan alıp ateş etmek çok zor. ama tabi ipne bluestacks kullanıyorsa yapacak bişe yok.

    daha önce yazılmamış, farkettiğim detaylar oldukça eklerim. gold ile squat oynamak isterseniz ekleyin 534755155

  • surda 450 entry okuyup hala "aklima yatti" diyenlerin aklinin harbiden osura osura yattigini kanitlayan sirket. daha cok para kazanirlar turkiye'de.