ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
fatih terim'den sonraki galatasaray hocası
-
aynı zamanda fatih terim'den önceki hocadır. biz böyle gördük şimdiye kadar.
saygın üniversiteden mezun olmadan iş bulmak
-
reputable dayınız varsa sıkıntı yoktur.
acemi asker komutan diyalogları
-
komutan, kısa dönem acemi askerlere mesleklerini sormaktadır.
komutan: sivilde ne iş yapardın?
asker: mühendistim komutanım.
komutan: güzel. sen ne iş yapardın?
asker: veterinerdim komutanım.
komutan: iyi. sen ne iş yapardın?
asker: öğretmendim komutanım.
komutan: ne güzel. peki sen ne iş yapardın sivilde?
asker: savcıyım komutanım.
komutan: sav cıy dın!
irmik helvası
-
irmik helvası yapmanın püf noktası karıştırmakta gizlidir, kesinlikle ara vermemek gerek. ihtimal, bu kadar emekle yapıldığındandır lezzeti de.
sözlükten tarif alarak helva kavurmaya meyilli olanlar için bir-iki noktayı da ben eklemek isterim.
- evde tereyağı yok, margarinle yapıversem (asla denemeyin, irmik o yağı iyice emmez ve kaşığınıza yağ gelir, iğrenç olur)
- kavurdum kavurdum pembeleşmedi (kavurmaya devam et, pembeleşecek, tencerenin başına git, ara verme)
- fıstıkları önceden pembeleştirdim (olmaz fıstık ve irmiği birlikte at yağa, yoksa sonunda irmik kıvamını bulduğunda fıstıklar yanmış olacaktır, eşşeklik ettiysen ocağı iyice kıs da kavur)
- ben tane tane seviyorum ama bu bulamaç gibi oldu (kimisi öyle sever, tane tane istiyorsan şekerin yarısını sütle şerbet edip yediricen helvaya, kalan şekeri daha sonra ilave edicen)
- sinangil diye bir irmik buldum, olur mu ? (olmaz, sinangil irmiği bi boka yaramaz piyaleden şaşma)
- evde süt yokmuş dolaba baktım, suyla yapsam olur mu ? (olmaz, bakkal daha açıktır, bi koşu al da gel)
- cenaze evinde helva yapmaya yeltendim, kavur kavur olmadı, kollarım koptu (kilolarca irmikten helva yapıyorsan şekeri sütle şerbet yaparak kavur yoksa o kollar bir hafta tutmaz, işi hafiflet)
- ben tek başınayım evde, yarım kilo irmikten yaptım, ye ye bitmez bu (annem sen sadece irmiği tarttın kafanda, o kavruldukça şişecek, içine bir o kadar süt, tereyağı, şeker ilave olacak, ama bitirirsin sen onu, gece kalkıp kalkıp ye)
türbanlı bacımıza shut up diye bağıran turist
-
shut up diyen arabın haklı olduğu tartışma.
o bu ülkede yiyecek, içecek, gezecek, ev sahibi olacak sen susacaksın.
bunun seçimi yapıldı ve bitti.
anne oğul diyalogları
-
film başlatılır.
anne: güzel mi film?
ben: güzel.
anne: hmmm... haaaa. bu kadının filmleri güzel oluyor.
işte o kadın;
bizimkiler'den unutulmaz replikler
-
apartmanda bi kavga ciktiginda ya da millet birbirine laf sokma islemlerine giristiginde, kapici cafer: "anaaaaaaaam!" derdi.
en yakındaki kitabın 56. sayfasının 5. cümlesi
emekli maaşları derhal yarıya indirilsin
-
şu anda "emekli" olan kişi, çalışmaya başladığı tarihte devletle bir anlaşma yapar. her ay maaşının belli bir kısmı kesilerek devlet hazinesine aktarılır. işveren de devletin hazinesine işçi adına olacak şekilde bir pay daha yatırır. neticede bu insan adına her ay "iki" pay devlete verilir. bu 25 yıl boyunca (en az) devam eder.
devlette, "sen bana bunu veriyorsun ya ben de sana 25 yıl-5400 iş günü - 65 yaş olunca şimdi aldığından az ama sonuçta bir maaş bağlayacağım der ve anlaşma devreye girer.
bu verilen maaş, devletin bana verdiği bir sadaka değildir. en az 25 yıl çayır çatır maaşımın bir kısmını devlete vermişimdir.
bu maaş devleti yönetme iddiasındaki kişilerin bana bahşettiği bir armağan değildir. 25 yıl ben bunun karşılığını fazla fazla ödemişimdir.
ben ölünceye kadar bu maaşı yaptığımız anlaşma gereği bana ödemek zorundadır. her yıl bu maaşa kendi sebep olduğu enflasyon kadar zam yapmak zorundadır.
bu sürede bana ücretsiz sağlık hizmeti vermek zorundadır ki bu da anlaşma gereğidir.
işin daha da ilginç tarafı fikir yürütmekten bile aciz üç yüz küsür yazarda bu başlığın saçma olan ilk mesajını favlamıştır.
yazıktır.
edit : @cakura adlı yazar arkadaşın bir mesajı üzerine, "devletle yapılan anlaşma" diyoruz ama, aslında bu devletin zorunlu tuttuğu bir anlaşma. anlaşma yapmazsan sen ve işveren bir de ceza yiyorsun. yani emekli aldığı maaşı kuruşuna kadar hak ediyor. üstelik ödediğinden eksik bir miktarı. hakikaten bir "söğüşleme" söz konusu burada, bir yazık da devlete.
ceza'nın gülben ergen'e verdiği ayar
-
gülben ergen'in bedelli askerlikle ilgi yaptığı yoruma ceza'nın twitter'dan verdiği tarihi ayar
yaran diyaloglar
-
ön bilgi: 22 yaşındaki kisaltma kablosu, 51 yaşında, yılların tecrübesi, baba kisaltma kablosu'nun yaşıyla dalga geçerek aşık atmaya çalışır.
(kablo ps3'ün başında hunharca top spin 4 oynamaktadır.)
baba - ne oynuyorsun lan yine?
ben - tenis baba.
baba - ver bakayım ben de oynıycam.
ben - dur baba çok kritik.
baba - olm ver bi deniycem, heves ettik.
ben - ya baba ne ps3'ü geldin 51 yaşına, emekli oldun, play station'a saracağına, hıyar yetiştirsene.
baba - 22 senedir yapıyorum o işi ben.
ben - saygılar...
beni pek yarmadı ama, sizi yarar diye düşünüyorum.
fareye lazer yerine top koyma projesi
-
bağlantısı da usb yerine yuvarlak pinli şekilde olursa, usbyi ters takma vs gibi sorunlar ortadan kalkar. tabi o bağlantı soketine yön belirteci koymak şart, yoksa pinler yamulabilir.
hatta klavye de aynı şekilde olursa, birine farklı renk yapmak karışmasını engeller. misal yeşil ve mor renkler ayırt edici olabilir.
28 temmuz 2016 cnn türk türkiye'nin gündemi yayını
-
ali türkşen: hulusi akar istifa etmeliydi
didem arslan: ama darbecilere bağırdığını söylüyor
ali türkşen: demek ki iyi bağıramamış