hesabın var mı? giriş yap

  • bir kişinin de yazmadığı fıkraları anlatan teyze.

    "köyü basan bir gurup terörist bütün köy halkını sıraya dizer... grubun başı köy halkına derki... hayatta kalabilmeniz için bir şansınız var. köyün erkekleri tek sıra dizilecekler. hepiniz mallarınızı çıkartacaksınız. karıların gözünü bağlayacam. gözü bağlı olarak kadınlar hepsine elliyecek. kim kocasınınkini elleyerek tanırsa o karı kocanın hayatını bağışlayacam... derken kadınlar birer birer gözleri bağlanıp getirilir. birinci kadın başlar. bu değil, bu değil, bu değil bu!! kocasını ve kendini ölümden kurtarır. ikinci kadın gelir. bu değil, bu değil, bu değil, bu değil, bu değil, bu değil, bu!... onlarda kurtulurlar. üçüncü kadınıda getirdiklerinde terörist dayanamayıp adamların arasına geçer. kadın başlar kocasını aramak için ellemeye. bu değil, bu değil, bu değil, bu değil, bu bizim köyden değil, bu değil, bu değil, bu...."

    gibi

    (bkz: sözlükte fıkra anlatmak)

  • ulan fenerlilerle beşiktaşlılar bile bizi destekliyor. adam gelmiş bu gol fb'lilere, bjk'lilere girsin diyor. renktaş da olsak salak adam hiç çekilmiyor amk.

  • "kişi başına yıllık milli gelir 17.000 doları geçmiş canım ülkemde.. ben kişi mi değilim, milli mi değilim anlayamadım..."

  • esasen tam adı "how i lost 24 desperate prison heroes in smallville: family guy chronicles theory" olan, lakin karakter sınırlaması sebebiyle kısaltılan dizi projesi. hapishaneden kaçıp ıssız bir adaya düşen süper güçlere sahip 24 dahinin, gelecekten gelen bir cyborg ile aralarında geçen aşk ve ihtiras içerikli hikayesini anlatan bu dizi esprili anlatım tarzıyla sizleri ekran başına kilitleyecek. hangi karakterin dünya dışı bir gezegenden geldiğini çözmeye çalışırken heyecanlanacak, dünyayı ele geçirmeye çalışan ev hanımının başarısız denemelerini izlerken gülümseyecek, kadın erkek dinlemeden adadaki herkesi ayartmaya çalışan kazanovayı gördükçe kahkahalarınıza hakim olamayacaksınız. aynı zamanda bütün karakterlerin özel güçlerini keşfetmeleri sırasında başlarından geçenler hikayeye ayrı bir derinlik kazandıracak. inanıyorum bu dizi tutacak ben de emmy ödülümü yalnız ve güzel ülkem adına alacağım. merak etmeyin kırmızı halıda "i love ekşi sözlük" falan diye birşeyler sıkıştırırım araya.

  • bir paketin içerisine saçma sapan şeyler koyup, 100 yıl sonra açılması için bir yere teslim etmek. norveç'te yapıyorlar bunu mesela.

  • "ajda pekkan, şarkıda "arada sırada aklıma geliyor." diyor.

    bu yaşta, o kadar geldiğine dua et. babaannem senin yaşındayken, kenan evren'i kocası sanıyordu..."

  • aslında çok da özel bir şey olmadığını yüksek tahsilli bir sığırdan öğrenmiştim.
    iş çıkışı, kurumun cafeteryasında toplanıp, birer kahve içeriz stresten arınmak için. kurumda çalışan erkek doktorlardan biri de masamıza ortak olur mütemadiyen, çok da güzel sohbetler edilir. sadede gelelim;

    ilişkiler üzerine konuşurken, kız arkadaşlardan biri "hocam evli misiniz?" diye sordu.
    "1. turu sonlandırdım, 2. tura başlayacağım." dedi.
    bu boşandığını ve 2. kez evlenmek üzere olduğunu söylemenin kuuuul versiyonu olsa gerek. neyse... derken 2. irdeleme cümlesi geldi arkadaştan; "zor olsa gerek hocam 2. bir evliliğe karar vermek."

    "20 sene önce fakültedeyken aşıktım ben ona. evlenme teklif ettim, kabul etmedi ama ona olan tutkum hiç bitmedi. sonra o evlendi, ben evlendim, çocuklarımız oldu. eşlerden ayrıldık. 20 yıl sonra tekrar evlenme teklif ettim ve kabul etti." diye cevap verince bizim ultra romantik salak kız birden "ayyyyyyy ne tatlıııı!" diye göz bebeklerini kalp şekline bürümüştü ki cümlenin devamı geldi;

    "20 yıl bekletti beni. aylarca nefes aldırmadan becereceğim onu!"

    hayatımda o kadar sinirlendiğim çok zaman olmuştur ancak birinin yüzüne kusmak istememin örneği çok da yoktur. velhasıl dostlar, her zaman çok da "ayyyyyy ne tatlıııııı!" olamayabildiğini 1. ağızdan dinleyerek öğrenmiş oldum.