ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
13 şubat 2016 metrobüsteki mavi paltolu kız
-
''lacivert ceket, lacivert pantolon, gri boğazlı kazak..''
o nasıl bir kombinasyon lan, kapıcılar kralındaki 'oğlum ibraam' gibi..
öyle hatun kovalaman da ayrı bir cesaret..
amerikan hukuk sisteminden soğumak
-
amerikan hukuk sistemi; izlediğim muvilerde olsun, dizilerde olsun öteden beri dikkatimi çekiyor. bu sistemde başta jüri sistemi olmak üzere anlayamadığım tonlarca şey var. mesela taraflar bazen mahkeme öncesi bir tartışma yapıyorlar aralarında, böyle kameralı kayıtlı... bu nedir çözemedim. iki avukat aralarında yemek yiyip 100 bin dolara olur bu iş diyorlar, ondan sonra hakimin karşısına çıkıp "biz anlaştık yoranır" diyorlar, olay bitiyor. yolda sokakta gezen garip garip adamlar var, numaradan insanlara çarpıyor, insanların kapılarını çalıp "doğalgazdan geliyoruz" falan diyorlar. ondan sonra da pat diye adamın kucağına bir belge atıp "you've been served" deyip kaçıyorlar. bu belgeyi alan da apışıp kalıyor, daha belgeyi veren adamın peşinden koşup yakalayanını görmüş değilim. gerçek bir terbiyesizlik örneği. insanın kucağına belge bırakıp kaçmak da nedir? yakışıyor mu delikanlıya? olgun bir davranış mu bu? bu sorular hep kafamı kurcalıyor.
işte amerikan hukuk sisteminden soğumak aslında böylesi bir karmaşık sürecin ürünü. ne kadar mahkemeli, jürili, hapishaneli film varsa izleye izleye amerikan hukuk sisteminden soğudum. abd'de yaşamıyorum ama hep bir gün başım abd hukuk sistemiyle belaya girecek ve benden en az bir buçuk, bilemedin iki milyon dolar kefalet isteyecekler gibi geliyor. beceriksiz avukatım ve bölge savcısının düşmanlığı yüzünden hapse girmek istemiyorum. suçu üstüme yıkmak isteyen polislerin eyalet hapishanesinde mutlaka tanıdıkları vardır ve benim gibi beyaz sıska çocuklara orada pek iyi davranmadıklarını herkes bilir. allahım sen beni hırsızla, uğursuzla terbiye etme yarabbim. bu konuyla ilgili belki bir gün texas eyalet hapishanesine düşersem lazım olur diye bir türkü besteledim. sözlerini sizlerle paylaşmak istiyorum. tüm amerikalı kader mahkumlarına gitsin:
eyalet hapishanesinde volta atanda
zencisi, latini, nazisi banyoda karşıma çıkanda
yürek taş kesildi, titreme geldi o anda
ellerin kırılsın bölge savcısı
param olaydı iyi avukat tutaydım
jürideki asabi yaşlı kadına yoldaş olaydım
kodesimin demirlerine tırrrrrrrrr diye sürtülen kara cop olaydım
ellerin kırılsın bölge savcısı
solaryum dönüşü aynasızlar beni zenci sananda
arabadan indirip ağzıma ağzıma vuranda
olayı kameraya kaydetmesi gereken görgü tanığı uyuyanda
ellerin kırılsın bölge savcısı
şimdi texas mahpus damında namım söylenir
bir gün nazilerin, bir gün zencilerin elinde yürek dağlanır
sıla hasretinden gözler hep yaşlanır
ellerin kırılsın bölge savcısı, ahım var sende bölge savcısı
söz/müzik/düzenleme: gofret beyin history x
çalışılan sektörün bir sırrını bırakmak
-
tv sektörü;
kim milyoner olmak ister yarışmasında reyting getirecek, yapımcının devam etmesini istediği yarışmacılara doğru cevap söyleniyor. bunlar genelde 90 yaşında okumayı geçen hafta öğrendim diyen amcalar, köyden inekleri bıraktım geldim diyen teyzeler, kimsesizler yurdundan kaçtım diyen çocuklar falan oluyor. bakın işte ‘nerden nereye’ diyip reyting almak için. yanlış cevap verirlerse ışıklar kapanıyor, cevap söyleniyor, o soru hiç sorulmamış gibi baştan soruyor spiker. yarışmacıyı elemek istediklerinde saçma sapan bi soru soruyorlar. ellerinde yarışmacının başvuru sırasında belirttikleri hobileri, uzamanlık alanları falan var çünkü. futbol seviyorsa klasik müzikten, tiyatro seviyorsa, güncel siyaseten falan soruluyor hemen eleyip reyting almak için. bunlar da gelen proflar, çok iyi eğitimliler falan oluyor. zaten katılımcıların %80’i cast ajansından oyuncular. yarışmaların tamamı buna benzer. tek önemli şey reyting. her şey ona göre kurgulanıyor. tv de gördüğünüz reklamlar, diziler, haberler, yarışmalar, tartışma programları vs her şeyin çoğu yalan. tv=yalan.
2024 süper lig yayın ihalesi
-
bein 3 veriyormuş saran 5 veriyormuş tff saranın teklifini kabul etmiyormuş sizde burada neden etmez, nasıl etmez diyorsunuz.
bein el altından kimlere ne paralar ödüyordur allah bilir, saran sözleşme neyse onu ödeyecek
bein elden birilerine peşkeş çektiği paranın miktarını artırsın bu ligede 5 kuruş para vermiyorum desin, saranda teklifini 10 katı artırsın kazanan gene bein olur.
kulüplermiş, türk futboluymuş, oymuş, buymuş kimin umrunda önemli olan bu işten birilerinin cebine para girebilmesi.
berat çok daha seri derleyip toparlayacak
-
(bkz: kardeşim köz getir seri)
hem kel hem şişman hem de çirkin erkek
-
kendisiyle barışıktır. patates olarak dünyaya gelmediğimiz için halimize şükrediyoruz.
metroda gelen trenin önüne itilmekten korkmak
-
çoğu kişide olduğuna inanmak istediğim korku çeşidi. bende de mevcut tabii ki. eğer en önde duruyorsam sarı çizginin gerisinde yanlamasına durup ağırlığımı içeri doğru veriyorum ki itilme kakılma gibi bir durum olursa dengemi kaybetmeyeyim.
hafif şizofrenlik iyidir hem, aklı dinç tutar.
sözlükçülerin yediği tarihi ayarlar
-
gecen gun 15 dakika kadar sohbet ettiigim 16 yasindaki liseliden (suleymanci bunlar babadan dededen) aldigim ibretlik ayar;
bilen vardir suleymancilar kot giymez, ben de aslinda normalde yapmam boyle seyler ama eksici picligim tuttu, dalga gecmek icin sordum cocuga sen kot giymiyorsun di mi diye;
- giymiyorum
+ niye kuran'da mi yaziyor gunah diye?
- hayir kot taslayanlar silikozis oluyor.
ulan yobaz diyecektim, eleman farkindalik sahibi, aktivist cikti, uzerimdeki kotu yakacaktim.
plüton'un yeniden gezegen sayılması
-
seçimler öncesi halkın gözünü boyamaya yönelik bir harekettir. halk bunların hepsini görüyor, sandıkta cevabını verecektir.
0.
ivan petroviç pavlov
-
köpeği tarafından şartlı reflexlendirilerek her zil çaldığında köpeğine yemek veren adam
cep telefonu rehberinde kayıtlı fantastik isimler
-
(bkz: lokomotif gülşen)
(bkz: çıtı pıtı birsen)
(bkz: ah bir görsen)
(bkz: cici bici ebru)
(bkz: esmer banu)
(bkz: yakışıklı erkan)
(bkz: karizmatik serkan)
(bkz: canlar yakan)
(bkz: sempatik ercan)
(bkz: çılgın ayhan)
http://www.youtube.com/…ailpage&v=sgei9_ttwog#t=143
evet gençler benim, ismail yk!
young the giant
-
ruha dokunan, huzurlu olduğu kadar hüzünlü, insanı istediği tüm duygulara koşturan harika müzikler yapan grup.
öyle ki artık için bunalır kaçmak istersin, tüm bu sıkıntılardan, kandan, vahşetten, gündemden... birdenbire kendini deniz kenarında, gün batımında sahilde yürürken hayal edersin. ordan yağmurlu bir güne koşarsın, sağanak yağışın içine işlemesine izin verir toprak kokusunu çekersin burnuna... gece oluverir, birden yalnızlaşır hüzünlenirsin, ağlayasın gelir... sonra bakmışsın, özgecan aslan'ın ve yok yere ölen bütün kadınların mezarında ağlıyorsun. bu grup tüm bu duygu silsilesini yaşatır insana.