hesabın var mı? giriş yap

  • "corgim var, biraz sesli ama sevimli hayvanlar. geceleri tutturdu mu havlıyorlar da ama bir insanı uyandırma ihtimalleri pek az."

    benim sese uyanma eşiğim seni ilgilendirmez, psikolojik tedavi gören bir insan mesela bir kez uyandı mı geriuyumayabilir ve toparlaması haftalarını alabilir. senin sahte köpek sevgin yüzünden eziyet çekmek zorunda değil.

    hasta olan var, bebeği olan var, sadece sessiz uyumak isteyen var. ayrıca o hayvanları 4 duvar hapisaneye kapatınca elinize ne geçiyor anlamıyorum.

    bir de hayvan düşmanı pislik deniyor. apartman ortak yaşam alanıdır arkadaşım. müstakil evinde istersen 100 tane köpek sok evine.

    bir de devam ediyor bak ne yazmış:

    "ben de bunu öğrendiğimden beri sabah yürüyüşlerinde köpeğimin dışkılarını poşete koyup bunun paspasına atıyorum."

    ne acayip insanlarsınız. ben gece havlama duymak istemiyorum, nasıl kendi çocuğumu sıklıkla uyarıp sustuyorsam sen de köpeğini ya susturursun ya da yapamıyorsan taşınırsın müstakil eve.

    not: evcil hayvansız günüm geçmedi bu hayatta, müstakil evde yaşıyorum.

  • hani şu akp’nin 15 yıl boyunca askeriyeye ve devletin önemli kademelerine atadığı fetöcüler tarafından yapılan darbe girişimi gecesi mi?

    edit: arkadaşlar özel mesajla gelip fotoğraf o güne ait değil bunu da vurgula demişler. ben fotoğrafta değilim arkdaşlar. o gün muharrem ince yazlıkta değil isterse pavyonda olsun bundan bize ne?

    darbeyi yapan kim?
    darbeyi yapanları o kadrolara yerleştiren kim?

    iki kardeş kavga etti ülkeyi kaosa sürükledi. planlıydı veya değildi ama burada muharrem ince’yi ilgilendiren bir durum yok. akp kendi pisliğini temizleyecek tabi ki neden muharrem bey o pisliği temizlemek için kendini tankın önüne atsın? muharrem bey mi atadı o fetöcüleri?

    ben şahsen o gece balayındaydım. darbe haberleri geldi mekandan rica ettik tv’yi kapattırdık ve şarabımızı rakımızı içmeye devam ettik. iki pislik kardeşin kavgasından banane?

    edit2:

    biz darbeden yıllar yıllar önce bu fetöcüleri devlette kadrolaştırmayın diye zaten uyarmışız. biz testi kırılmadan vazifemizi yapmışız. bakın devletin kozmik odasını açmayın bu örgüte dedik. bakın meclis kürsüsünden bu teröristi övmeyin dedik. bakın madeni paradan atatürk’ü kaldırıp bu terör örgütünün olimpiyatlarını basmayın dedik.

    biz 15 temmuz’da değil çok öncesinden zaten bu örgüte karşı dik durduk. bizi dinleselerdi ülke kaosa sürüklenmeyecekti.

  • şöyle bir empati kurdum kendisine hak verdim.

    bir haberde okumuştum, "rıza bey" ibrahim tatlıses'in ailesiyle tatile çıkmış, yatta 2 tane uzman dalgıç varmış. bunlara her gün taze balık yedirmek için dalıp zıpkınla balık avlıyorlarmış. nerden nereye rızacım. bende olsam girerim depresyona.

    kendisine tavsiyem duşta zencilere dikkat etmesidir. daha çok depresyona girebilir.

  • eğer eğitim ile beyin korteksinde nöron iletimini yeterli sayıda arttırmazsan, devreye beynin hayatta kalmayı ve yaşamı devam ettiremeye programlı bölgesi olan "amigdala" girer. amigdala, "oku, öğren, müzeye git, müzik dinle, sinemaya git, işe gir çalış, üret" diyen bir bölge değildir; amigdala "sana tehlike olabilecek canlıyı yok et, senden olmayanı yok et!" diyen beyin bölgesidir. eğitim ile beynin ön korteks- prefrontal bölgeni geliştirmezsen, al sana devreye amigdala bölümü girer, şu an ülkemizde ve coğrafyada olanların bilimsel yanıtı budur!
    dr. bora küçükyazıcı
    nöroterapi uzmanı tıp doktoru
    uzman klinik psikolog & aile danışmanı

  • sanırım bu durumu çok ender yaşadıkları için kaybettiklerini idrak edememeleri olduğunu söyleyebiliriz.

    teknolojide, teknikte, sporda falan hep kazandıkları için kaybetme raddesine gelmediler ve aksiyon almaları gerekmedi. hatta sporda, mesela futbolda, hep iyi olmuş olmalarına rağmen daha iyi olmak için futbola 2000'lerin başında gene yatırım yaptılar ve gerçekten çok daha iyi oldular.

    fakat tarihte, yaptıkları savaşlarda hiçbir zaman zamanında geri çekilmeyi, ve güçlenip tekrar vurmayı beceremediler. hep tükenene kadar saldırdılar. asla geri adım atmadılar. bu da onların hızlıca tükenmelerine neden oldu.

    özellikle 2.dünya savaşında aşırı inatçılıklarından dolayı geri adım atmadılar. sanırım kısa zamanda teknik ve zeka üstünlükleri ile elde ettikleri başarılar kibirlerini çok arttırmış olmalı. karşılarındakilerinin sayı çokluğu, çok geniş alanlara yayılmış olmaları ve üretimdeki sınırsızlıklarına rağmen; az sayıları ile bu adamları alt edemedikleri anda geri çekilip, alanı daraltıp(sayı dezavantajını kırıp), güçlerini koruyup doğru zamanda saldırmayı beklemek yerine, tükenene kadar atak yaptılar. ve hızlıca yokolup bittiler.

  • fatih, istanbul'u fethettiğinde bizans da son savunma için ayasofya'ya sığınmıştı. bizans artıkları da öyle yapıyor istemdışı olarak. kanlarına işlemiş bizanslık bunların. az ötede ecdadın helal parayla yaptığı cami var. adam ısrarla kafirin, domuz ticaretinden, şarap ticaretinden kazandığı parayla yaptığı yer olan ayasofya'da ibadet edecek. normal camiye gidince eksik hissediyor kendini. illa ayasofya olacak.

  • çok fena girişeceğim bazılarına... yemin olsun... arkadaş nedir bu histerik şovlar. kör göze parmağım misali kendini merkeze koymalar. vallaha bunalttınız lan. alıcam hepinizi doldurucam kamyonun kasasına, bırakıcam romen sınırına... alttan bol ego pompalamalı, "ekşi sözlüğün en gereksiz yazarı benim" gibi gereksiz ironili bi dolu entry. canlı yayında arkadan kameraya el sallayan adam gibi. öyle izansız öyle densiz. tipler de hep aynı ha...

    tamam lan en feminist, en demokrat, en ince fikirli, en esprili sensin. biri sana bir şey diyemez. derse kankalarını toplar berbat esprilerinizle eleştiren adamı darlarsınız. en uç fikirlere temelsiz sahip çıkıp "gördün mü ne kadar da hoşgörülü" dedirtmek için tüm sözlüğü peşinize takarsınız. yılmaz morgül gibi; evet öyleyim öyleyim... hepiniz sözlükte kompleksli birer canavara dönüşürsünüz. noluyo lan. ne bu ukalalık, ne bu prenses havaları...

    yetti ulan zulmünüz. ama sizi kız nicki başlıklarında görülen şirinlik kumkumasına vesile olan erkekler şımarttı. onlara ver edecem zümsüğü. idneler... yeter ulan...