ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
akdeniz'in akkuyu santrali'ni soğutamayacak olması
-
soğutur. ısı ile sıcaklık farklı şeyler.
reaktörden atmanız gereken 100 joule enerji var diyelim. bunu sıcaklığı 25 derece 1 metreküp suyla da atabilirsiniz, 35 derece 1 metreküpten daha çok suyla da. sadece sistemden daha fazla su geçirmeniz gerekir.
mühendisler daha iyi açıklar tabi. köpekbalığı uzmanı bile olan sözlükte bunun da uzmanı çıkar.
alaatin çakıcı için tahliye sonrası oluşan konvoy
-
normal bir ülke ve normal bir toplum için utanç verici olması gereken konvoydur.
ancak ülke insanının çoğunluğu muhafazakar/milliyetçi politikaların sonucunda en basit mantık yürütme yetisini bile kaybettiği için güce, güçlüye ve kişilere tapmayı marifet zannediyor.
sürekli tırnaklarını törpüleyen tombik zenci kadın
-
amerikan bürokrasisinin kanayan yarası. müdürden falan kesinlikle korkmaz. müdür korkusu da olmadığı için son derece rahat tavırları vardır. sevimli ve bir o kadar da tehlikelidir. çalıştığı kurumun en açık sözlü personeli odur. bir ditroyit motorlu taşıtlar dairesi olsun, bir mesaçüset vergi dairesi olsun çalıştığı yerin neşesidir. kuyrukta bekleyen biri gelip "bakın bayan benim gerçekten çok acelem var" dediğinde, oturduğu yerden böyle gözlerini belerte belerte bakıp "tatlım inan bana burada hepimizin acelesi var" der. amerikan polisleri bu sevimli tombik hanımdan bilgi almak için "letişya belki bir ara yemeğe çıkmalıyız" falan diye kur yapar. ama hiç sözlerini tutmazlar... her şeye rağmen hakkaniyetli bir kadındır. yıllar yılı "tombik zenci kadınlar az çalışıyor" mesajını vermeye çalışan holivut muvilerini ne kadar kınasak az...
editsel duygular: lan şimdi aklıma geldi... bugüne kadar bir kredi yurtlar kurumu'nda, bir belediye bursu kuyruk sırasında, bir askerlik şubesinde allahın bir kulu bana "tatlım inan bana" diye başlayan bir cümle kurmadı. hadi işimiz görülmesin önemli değil, ama birazcık sevgi ya... birazcık duygu...
bozulan kombiyi kim yaptırır sorunsalı
-
borçlar kanununun 317. maddesi gereğince kiralanan yerin temizlik ve bakım giderleri kiracı tarafından karşılanır.
bu nedenle demirbaşların temizlik ve bakımı kiracıya aittir.
parça değişikliği, tamir ya da yenileme gibi durumlarda oluşan masrafları ise ev sahibi öder.
bununla birlikte eğer kombinin periyodik bakımları kiracı tarafından yaptırılmıyorsa çıkacak arızanın masrafları da yine kiracıya ait olacaktır.
ancak oluşan arıza kiracıdan kaynaklı değilse kombi arızasının masrafları ev sahibine aittir.
yani kombi arızaları teknik servis kontrolleri sonucunda belirlenen arızaya göre kiracı ya da ev sahibine yansıtılabilir.
reddedilen erkeğin iki gün içinde sevgili yapması
-
ceza sahsına girerken elini top istemek için kaldıran, sağ kanattan akan malum kızımızıdan orta gelmeyip barcelona gibi orta alanda top çevirmeye karar verince, soldan akan diğer kızdan gelen topa çıkıp jan koller kafası vurup kaleciyi içeri sokan erkeğin hareketidir. soldan akan kız asist yapıp kıymet görürken, sağdan akamayan, top çevirmekle meşgul kızımız ayağında topla kala kalır.
sadece askerde karşılaşılan olaylar
-
eğitim sırasında şarjörünü kaybeden asker son derece ciddi söylemiştir;
"- fazla şarjörü olan var mı?"
nokia şarj aleti soruyor sanki anten.
ekşi sözlük hamamböceği klonundan başlıklar
-
(bkz: ters dönen sevgilisini bırakıp giden kaba erkek) - lara gofret
2010 kainat güzellik yarışması
-
ilkinden bu yana şike var, hep dünyadan çıkıyor.
tayt giyip çamaşır yıkayan bursalı damat
-
başka hiçbir yerde görmediğim adet.
bence bursalılar ibneliğe bahane arıyorlar.
ezgi asaroğlu
-
ezgicim, dizi setinde hakarete uğradın, şiddete uğradın, hayvanın teki boğazına çöktü ve seni boğmaya çalıştı, dizi ekibi arkanda durmadı, dava açman diziye zarar gelir diye engellenmek istendi, mağdurken bir de işinden kovuldun oysa ki karşı tarafa işten "ayrılma" hakkı tanındı ama sen gene de diziye dön çünkü senin yokluğunu ekşiciler on senedir üzerlerinden atamamışlar.
hem ne olabilir ki en kötü? diyelim ki biri gene boğazına yapıştı, gene saçından tuttu sürükledi, gene kafanı kaldırımlara çarptı, alt tarafı dava açman engellenir exxen müşteri kaybetmesin diye. he bir de dayakçı ve azmettiricinin sırtı sıvazlanırken sen kovulursun. aşkolsun, bunlar mı dert? sana kazık atmış bu ekibe dön ezgi. o dönemlerde bir söz vardı, kafalar pırıl pırıl diye; heh işte aynen öyle buralar zira.
aksaray'da besicilerin toplanıp dolar yakması
-
gerçekten sığır pazarıymış.
çanakkale jöleli kafayla kazanılmaz
-
tam disari cikma asamasinda oldugum ve anneme bi miktar jole sordugum anda karsima cikan talihsiz aciklama.
- al yavrum
- vazgectim anne, kilicimi getir bana.
gülşen'in zorlu center'dan 5 milyon $'a ev alması
-
bebek sebebiyle alınmıştır. ortalama 2 kilo 250 gr herhangi bir bebek 350 metrekare eve anca sığar, siz ne anlarsınız ki fakir pislikler?