hesabın var mı? giriş yap

  • 5-10 milyar euro gibi kimin cebine gittiği belli olmayan bir para için vatanın onurunu, namusunu, bağımsızlığını, huzurunu, can ve mal güvenliğini, çocuklarının ve kadınlarının istikbalini ve selametini satanların iftihar etmesi gereken tablodur.

    bu daha ne ki?

    bunlar logaritmik hızla çoğalıp, yayılacak ve mafyalaşmaya başlayacaklar. seyredin bakın.

    yani bu adamlar taliban'dan kaçmış güya. öyle mi? lan bunlar taliban’ın ta kendisi. türk ordusunun asker sayısı kadar genç afgan erkek getiriliyor. hepsi de eli silah tutan, askeri eğitim görmüş, gerilla savaşında uzmanlaşmış tipler. sedat peker, çalınan ve kaybolan taktik silahlardan bahsediyor. amerikan ordusu ise yunanistan'a yığınak yapıyor.

    bu neyin hazırlığı böyle? buyrun siz düşünün..

    türkiye cumhuriyeti yıkılıyor..seyredenler utansın.

  • - kaçış edebiyatı meselesine ne diyorsun? “kaçıştan kim korkar? tabii ki gardiyanlar.” sence nedir?
    + bu tabii son derece güzel bir cevaptır; düz aydınlanmacı kafalara da çok güzel oturur. ama yeterli değil, bu cevabı vermeli ama sonra üzerine de düşünmeliyiz. bu öyle bir kaçış olmalı ki, geriye dönüş yolu da açık olmalı.
    dönüp diğerlerini de kurtarmayı düşünebilmeliyim. yani eğer hapishaneden kaçıyorsam, yerine başka bir hapishaneye gitmemin pek manası yok. evet o dünyadan kaçtın ama hala özgür değilsin. fantezi evrenleri
    kendi hapishanelerini kuruyor zaten. bu yüzden fantezi edebiyatı yazarı olmak yetmez, okuru da olmak lazım. oyuncu olmak yetmez, oyun tasarlamak lazım. yani üzerinde düşünmeden 7/24 oyun oynamak bir özgürlük müdür? bir kaçış mıdır? hayır, tam tersine. bu sefer de klavyenin kölesi olmuş durumdasın. oyunu oynamak, oyun üzerine düşünmek, oyundan bilgi üretmek. bütün bunları yaptığın zaman anlamlı. hapishaneden kaçtıktan sonra ne yapacağım? hapishaneyi yıkmaya çalışacak mıyım? onu bir sosyal tesis haline getirmeyi başarabilecek miyim?

    (kaynak: http://www.oyungezer.com.tr/content/view/245/75)

  • ilk olarak 1967 yılında jocelyn bell tarafından radyo teleskop da farklı bişiler bulmasıyla ortaya çıkmıştır. diğer yıldızlara göre daha hızlı döndükleri için ilk başlarda tedirginlik yaratıp uzayda farklı bir ırk mı bulduk gibisinden soru işaretleri yaratmıştır. buluşu takip eden haftalarda daha fazla pulsarın vardığına rastlanması durumu yavas yavas açıklığa kavuşturmuştur.

  • 'o değil de nihat gizem'e ne yürüdü be' dediğim program. yalnız iyi yürüdü.

    edit: lütfen daha fazla beğenmeyin arkadaşlar en beğenilen entrym bu olsun istemiyorum gerçekten. ne yazdım ki yürüdü yazdım sadece valla başka bir şey yazmadım çok saçma yani yapmayın.

    edit 2: allah belanızı vermesin ne diyim yani.

    debe editi : vay anasını.

  • öncelikle:

    (bkz: bekledik bunu çok bekledik) !!

    beni müthiş heyecanlandıran oyun. inşallah beklentileri boşa çıkarmaz. cepten 3 defa bitirdiğim gameboy versiyonu sarmıyor artık.

    şimdi koca adam olup iş güç sahibi olduysak da o kendini pikachu sanıp damdan atlayan velet yüzünden tam da charizard'ın laf dinlediği bölümde yayından kaldırıldığı için hevesimiz kursağımızda kalmıştı. unutursak kalbimiz kurusun!

  • artık halkın arasında olmaması, sokak jargonundan, gençlerin esprilerinden uzak olması nedeniyle eskisi kadar güldürmüyor. kendi kısıtlı arkadaş çevresinde, elit zevklerin içinde yaşarken halka inmesi zorlaşıyor. onun işinde üretkenlik için gözlem şart ama artık o şansı pek yok.

  • kendine aşırı güvenmesi.

    dizide kafa kafaya tokuşan polat ve pala karakterini incelerseniz, pala'nın polat'tan bir çok açıdan daha donanımlı olduğunu görürsünüz. pala saha adamıdır. yıllarca dağ bayır dolaşmıştır. suriye'ye hain başına suikaste dahi gönderilmiştir. hayatı yaşayarak öğrenmiştir. polat ise daha steril bir ortamda yetiştirilmiştir. yakından tanıdığımız diğer kgt elemanı abdülhey çoban'a göre daha iyi bir çocukluk yaşamıştır. güzel bir aile ortamında büyümüş, sevgilisi olmuştur. aldığı eğitimler üst düzey olsa da yaşı itibariyle de pala'dan daha deneyimsizdir.

    fakat tüm bunlar pala için bir handikap oluşturmuştur. pala'nın kendine fazla güvenmesi seyfo dayı olayından başlayarak bir çok hatayı peş peşe yapmasına, operasyonlarda başarısız olmasına neden olmuştur. işte pala'nın en büyük hatası budur.

  • sözlükteki âdet şudur; bir yapım hangi ülkeden çıkmışsa, orijinal adıyla başlık açılır ve o başlık üzerinden yürütülür. bu dizinin orijinal adı hakan: muhafız'dır. mesela la casa de papel de money heist diye başlıkla yürütülmüyor. dolayısıyla bu başlığın hakan muhafız başlığına yönlendirilmesi gerekiyor bence.