ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ekşi yazarıyım dendiğinde gelen tepki
-
bana en çok gelen "nickini söylesene"..
sevgilisiz yaşayabilen insan
türkiye'de çayın yerini kahvenin alması
-
türk kahvesi denilen şey bir zamanlar gerçekten de türktü, çünkü kahve yemen'de yetişiyordu ve yemen 110 yıl öncesine kadar türk toprağıydı.
sabah yenilen yemeğin adı kahvealtı. amaç kahve içmek, yediğin şey de kahvenin altına yeniliyor, kahve mideyi yakmasın diye. dünyada eşi benzeri var mı bu ibarenin bilmiyorum. günün ilk öğününün adını kahveyle ilişkilendiren başka bir kültür ben görmedim.
tabi arabistan elden gidince, kahve ithal etmek pahalı olduğu için karadeniz'de çay üretimi başlamış. karadeniz çayı da orijinal çay değil tabi ama biz alıştık. ben alıştım en azından. çin, hindistan, sri lanka çaylarını sevmiyorum. darjeeling first flush bulursam içerim o ayrı tabi. yoksa zift gibi seylon çayını ne yapalım.
şunu da söyleyeyim, karadeniz çayı gerçekten kaliteli çay olsaydı onu da bulamazdık, çünkü ihraç edilirdi ve tıpkı fındık gibi, badem gibi türkiye'de yetişmesine rağmen ulaşılması zor bir ürün olurdu. karadeniz çayını bizden başka kimse içmediği için uygun fiyata alabiliyorsunuz. kıymetini bilin.
şu anda da döviz sıkıntısı olduğu için öyle kahve ithal edilecek içilecek filan bunları unutmak lazım. çaya devam. zaten iyi kahve türkiyeye gelmiyor. içtikleriniz çöp.
bir süre önce yurtdışından iki kilo çekirdek kahve sipariş ettim, gümrükteki adam bana "türkiye'de kahve mi yok?" dedi. sanki türkiye'de kahve yetişiyor. konteynerle getirene de aynı soruyu sorabilir mi acaba? biz içimlik iki kilo getirdik diye olay oldu. bu millete laf anlatmaktan yorulduğum için haklısın hocam dedim, vergisini ödeyip geçtim. bu da böyle bir anımdır.
mavi rimelli kiz
-
hiç entry girmeyerek nasıl gelecek vaad ettiğini anlayamadığım çaylak. dalga mı geçiyorsunuz. hayır hobi olarak yine yürüyün ama alt yapı olsun.
aileme yakın ev tutmazsan seninle evlenmem
-
#139251125
umarim gerçektir. senin gibi bir soytarıya müstahak.
edit: entryi silmiş.
link
buradan bakabilirsiniz.
ateizmin büyük çelişkisi
-
gallup'un araştırmalarına göre amerikan ulusal bilim akademi üyelerinin %7 si, ingiltere kraliyet bilim akademisi üyelerinin ise %3.3 ü bir tanrının varlığına inandığını belirtmiştir.
fbıın 1997 de yaptığı bir araştırmada ise fedaral amerikan hapishanelerindeki suçlularda tanrının varlığına ınanların oranı %99.79 dur.
(bkz: bu ne yaman celişki anne)
ajdar anık lyric generator
-
"otisabi"
ipe sapa gelmez
saptan ipe gitmez
topluma mal olmaz
daldan dala konmaz
sabi sabi sabi sabbirini
oti oti oti oti otisabirani
havadaki kuşlar
klavyeyi tuşlar
banyodaki duşlar
sıcak suyla haşlar
oti oti oti oti otttirini
sabi sabi sabsabbarani
aristoyu andın
tiridine bandın
güllaç güllaç güllaç
sütlaç sütlaç sütlaç
sabi sabi sabi sabbirini
oti oti otissa bararani
firmaların ürünlerini bilerek dayanıksız üretmesi
-
bazılarına göre bir komplo teorisi olan inanış. şimdi, epey eskiden alınmış bazı ürünlerin hayvan gibi dayandığına pek çoğunuz şahit olmuşsunuzdur. şimdiki tasarımlar, ürünleri ufaltmaya çalıştığı ya da donanım özelliklerinin artmasından ötürü veya firmaların kasti ibneliğinden kaynaklı mı bilemiyorum ama kesinlikle daha kısa ömürlüler. en azından bir şekilde ya hızlıca zamana yenik düşmesi isteniyor, ya yan ürünlerine para bayılıp müptelası oldurulmaya çalışılıyoruz veya gerçekten garanti süresinden kısa bir süre sonra çöp olması isteniyor.
özellikle ev eşyası, tekstil ve teknoloji ürünlerinde bu anlayış çok göze çarpıyor. şimdi asıl mesele bunu ben böyle inanıyorum diye açıklamak değil; bunun gerçek olma olasılığının irdelenmesi. mesela kulaklıklar üzerinden bu konu irdelenmiş biraz.
demem o ki parasını versen de yüzde 99 güven aralığında, kalitesiz kumaştan, bir yerinden pörtleyen kazaktan, yırtılan pantolon ve ayakkabılardan, bozulan aygutlardan; kırılan eşyalardan kurtulamıyorsun. lan bizim 20 senelik emektar eşyalar bile sizin gibi değil. 20 senelik buzdolabını değiştirmek için, "yeter artık bozul" diyerek annemin buzdolabını tekmelediğini hatırlarım. yine de bozulmamıştı o buzdolabı. şimdikilere kötü söz söylesen bile 2 güne pert olur.
10 aralık 2016 beşiktaş patlaması
-
gitar çalan çocukların olduğu video da türkiye gençliğini özetidir. huzur, mutluluk gibi anları yaşamanın haram olduğu her an bir patlama ve ölüm haberleri ile darmadağın olan gençliği. diğer ülkelerdeki yaşıtlarının aksine birçok sorunla baş etmek zorunda bırakılan gençliği. bizler sevgi, mutluluk, özgürlük gibi kavramların varlığını çoktan unuttuk.
ilkokulda statü farkı yaratan nesneler
-
tombo 2b kelam ucu.
efes'in şampiyonluğunu kim kutlayacak sorunsalı
-
basketbol seven türk vatandaşı herkes kutlar.kimse merak etmesin. anadolu efes olleyyy.
kişinin yaşlanmadığını anladığı an
-
süper bir an'dır. geçen gün taksiyle bi yere gidiyorum, taksi ışıklarda durdu. selpak satan bi kız yanaştı yanıma:
-işşallah üniversiteden mezun olursun, dedi. (bilgi üniversitesi'nin önündeyiz.)
-ee ben zaten mezunum ki, mezun olalı 10 yıl oluyo, dedim. (çocuğa da açıklama yapıyorum, nasıl sevindiysem)
başka bi gün benim çağırdığım taksiye bir teyze de el etti. "gel teyze, seni de bırakalım yol üstünde bir yere gidiyosan?" dedim. teyze, fiti fiti koştu geldi, bindi. ineceği yere geldik, inerken bana dönüp para uzattı.
-gerek yok teyze, zaten yol üstündeydi, lütfen, rica ederim, dedim.
-aaa olur mu, sen talebesin, dedi.
bana "talebe" didi. canım deyzem <3
(bkz: bana su verdi)