ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
un dimanche apres-midi a l'ile de la grande jatte
-
grand jatte adası’nda bir pazar günü öğleden sonrası adlı resim, seurat’ın en önemli eserlerinden birisidir ve noktacılık anlayışının ilk başyapıtı olarak kabul edilmektedir. her zaman olduğu gibi sanatçı, bu resim için açık havada çok sayıda ön çizim yapmış, daha sonra asıl resmi atölyesinde tamamlamıştır. anıtsal boyutlu bu eser, ikinci bağımsızlar salonu’nda sergilenmiştir. resim, hafta sonlarını kent yakınındaki bu dinlence yerinde (grand jatte adası) geçiren parislileri konu edinmiştir. geniş tuval yüzeyi üzerinde sabırla çalışan seurat, herbiri düşünülerek yapılmış sayısız fırça vuruşu ile mekanı, doğayı ve çok sayıdaki figürü biçimlendirmiş, ışık yansımalarını ve gölgeleri tanımlamıştır. son halini verebilmek için üzerinde neredeyse iki yıl çalıştığı süreçte, grand jatte adası’na sayısız ziyarette bulunmuş, atölyesinde sanatsal hesaplaşmalarla dolu saatler geçirmiştir. sonuç, modern sanatın erken başyapıtlarından birisidir.
____ iktibasdır____
binali yıldırım super mario videosu
ayrılalım denen kızın emmi çömmesiyle üzülmesi
-
hayal edince gözleri kör eden bir detay.
baby driver
-
hakkındaki gözden kaçmış olma ihtimali yüksek, şık detaylar:
--- spoiler ---
- baby'nin debora'ya kurduğu ilk cümle olan "you are so beautiful" filmin başında kanalları zaplarken denk geldiği the little rascals filmindeki şarkının sözleri. aynı şekilde filmin geri kalanında da kanalları zaplarken denk geldiği replikleri kullanıp duruyo: "they grow up so freaking fast" - it's complicated, "how's that working out for you?" - fight club, "you and i are a team. nothing is more important than our friendship" - monsters inc. (bu sonuncusunu doc yakalıyo zaten).
- filmin başında baby'nin zapladığı görüntüler arasında yine edgar wright'ın yönetmiş olduğu blue song şarkısının klibini görüyoruz. burdaki asıl ilginç olan şeyse klibin içeriği. klipte banka soygunu sırasında arabada müzik dinleyip soyguncuların çıkmasını bekleyen güneş gözlüklü bir şöför görüyoruz. edgar abi taa 10 küsür sene önce yönettiği filmden esinlenip sonra bu filmi çekiyo.
- darling yemek yerlerken buddy ile ilgili "benim buddy'mi kızgınken görmek istemezsin, çünkü o kırmızı görmeye başlarsa sen sadece siyah görebilirsin" diye bi cümle kuruyo. filmin sonunda buddy'nin baby'i öldürmeye çalıştığı sahnelerde yüzünü hep kıpkırmızı ışık altında görüyoruz.
- soygun planı yaparlarken baby "polis arabasını itmemiz gerekirse ağır bi arabamız da olsun" diyo, filmin sonunda o arabayla buddy'nin kullandığı polis arabasını otoparktan aşağı itiyo. toplantı sırasında oynadığı oyuncak arabayı masadan düşürmesi de bu sahneye gönderme.
- postanedeki abla "gökkuşağını görmek için yağmura katlanmalısın" şarkı sözünden bahsediyo. soygun sırasında baby bu ablayı gördüğünde yağmur yağıyo, baby hapishaneden çıkarken ise gökyüzünde gökkuşağını görüyoruz.
- baby'nin kahve alırken arkaplanda çalan şarkı olan harlem shuffle'ın sözleri duvarda graffiti olarak, sokak tabelalarında falan hep yazıyo şarkı aktıkça.
- asansördeyken buddy baby'ye "doc bi daha aradığında açma" diyo. doc bi daha aradığında baby debora'yla olduğu için gerçekten de telefonu açmıyo.
- yine asansörde "benden bi daha haber alamazsanız öldüm demektir" diyen adamdan bi daha haber alamıyoruz.
- baby'nin kıyafetlerinin renkleri karakterin yaşadığı ahlak çatışmasını temsil ediyo. filmin başında daha açık renklerde kıyafetler giyerken, suç dünyasının içine çekildikçe kıyafetlerinin rengi de karanlıklaşıyo.
--- spoiler ---
kaynak
güzel filmdi güzel. detayları fark ettikçe de güzelleşiyo. izleyin. ha bi de "film klişe dolu" diye eleştiren arkadaşlar, klişe gibi gözüken şeylerin 99%u edgar abinin dalga geçmek için yaptığı şeyler. onu gözden kaçırmayın.
uğur dündar yumruğu
-
meğer uğur dündar yaptığı baskınlarda milleti konuşturmak için mikrofonuyla yumrukluyormuş*
amel defteri has been closed
full versiyonu da burada;
twitter
kişinin kim olduğu da burada açıklanmış *
(bkz: #108329462)
forrestgump 2008 yılında bu olayı kaleme almış
(bkz: #13752759)
devamını bekleyenlere müjde editi:
“bu videonun daha geniş halinin de olduğu uğur dündar belgeseli yarın 21:00’de tele1 tv‘de yayınlanacak.”
bulutbarr bildirdi.
qr kod ile atm'den para çekmek
-
millet daha kartı atm'ye sokamıyor, bizimkiler "keşke herkes kullansa" diyor.
50 yıl sonra olur kardeş.
6 ekim 2015 istanbul'da hissedilen ilginç koku
-
oha lan. ofiste kimse yokken salayım dedim ama o kadar kokacağını tahmin etmedim. özür dilerim beyler.
edit: (bkz: öyle bir osurmak ki debe'ye girmek)
2.edit: (bkz: şehit selahaddin esin ilkokulu yardım kampanyası) başlığı boş bırakmayalım arkadaşlar.
zlatan ibrahimoviç
-
manchester city'nin haftalık 550bin euro önerdiği iddia edilen futbolcu. haftada 550bin euro. 550bin euro. haftada. euro. 550. bin. 550bin. euro. haftada.
levent kırca'nın borcu bizim borcumuzdur
-
:/
kelimeyle ifade edemedim özür dilerim.
"redd-i miras" diyince hemen "aman!". kulağa kötü geliyor diye çünkü. halbuki hiç alakası yok.
şimdi diyelim ki baban borç yaptı. sen hiçbir söz sahibi olamadın bu konuda. belki senin için borca girdi, bilemezsin, ama o borç karşılığında bir mal mülk proje tiyatro herneyse, birşey edindi. yani "maddi" bir karşılığı var. sonra da baban vefat etti. iki seçeneğin var.
1) mirası alacaksın, vergini vereceksin, mal mülk -varsa- kalacak, ama borçlar da gelecek. ödeyecek paran varsa ödeyeceksin.
2) mirası reddedeceksin. mal mülk -varsa- gidecek, ama hayatının baharına da borç yüküyle başlamamış olacaksın.
gençler ikincisini seçmiştir.
sana ne?
şimdi gelmiş bazıları "vay efendim onun mirasına nasıl sahip çıkmaızya09a" mahiyetinde birşeyler filan deniyor.
çocuklar manevi mirasını reddetmedi ki? maddi mirasını reddetti. borcuyla malıyla -kaldıysa- onu reddetti. eğer "sanatçıya vefa" ise belki de çocukların eğitimi için olan yapılmış borçlar -ki manevidir, karşılığı yoktur- borçları ister istemez çocuklar üstlerine aldılar zaten. o sorumluluk zaten onlarda var.
hayata temiz başlamak onların da hakkı. ama sen kendi uydurmuş olduğun bir sorumluluk ile o gençlere bu borcu yüklemeyi "namus borcu" filan gibi görüyorsun.
bravo.
aynı şeyi başkaları sana "ataların için ölmelisin" filan şeklinde de yapıyor, hatırladın mı?
survivor all-star
-
o değil de hakan'ın saçları adada yetişen garip meyvelere benziyor.
boeing 747
-
747 (nam-ı diğer queen of the skies) dünya havacılık tarihinin en ikonik uçaklarından biridir. bugün size zat-ı alileri hakkında bir kaç bilgi vereceğim:
- kendisi ilk kez 1969 yılında hizmete girmiştir ve o zamandan beri dünya genelinde milyarlarca yolcuyu taşımıştır.
-hanımefendi "jumbo jet" olarak da bilinir ve zamanının en büyük yolcu uçağı olarak kabul edilirdi. (uzunluğu 76.3 metre, kanat açıklığı ise 59.6 metredir.)
-günümüzde bazı hava yolu şirketleri için özelleştirilmiş modellerde 600'den fazla yolcu taşıyabilse de ilk boeing 747 modeli 362 yolcu kapasitesine sahipti.
-kendisinin en uzun mesafeli uçuşları singapur ile new york arasındaki seferlerdir.
- queen 6 tonluk bir devasa jet motoruna sahiptir.
-ilk üretildiğinde çığır açmıştı. bir çok yenilikçi tasarım özelliği içeriyordu, bunlar arasında gövde yapısında kullanılan yeni alaşımlar ve kanat ucunda kullanılan özel bir hava freni sistemi yer alıyordu.
-zaman zaman haberlerde gördüğünüz veya filmlerde duyduğunuz "air force one" olarak bilinen abd başkanının resmi uçağı da bir queen'dir.
-kendisi bir movie star'dır. örneğin, james bond filmlerinde, "air force one" filminde ve "lost" adlı televizyon dizisinde 747'ler kullanılmıştır.
- boeing 747 en büyük rakibi a380 ile birlikte, diğer uçaklardan farklı olarak, birinci sınıf kabinlerinde yataklar ve duşlar gibi lüks özellikler sunan hava yolu şirketleri tarafından da tercih edilmektedir.
- son olarak, 747'nin üretimi 2022 yılında durdurulmuştur ve son 747 kraliçelere layık bir uçuşla görsel teslim edilmiştir. uçağı amerikalı kargo şirketi atlas air satın almıştır.
demokrasi apartmanı
-
ilginç
20 yıldır türkiyede değişen bir bok yok. pardon benzin 50 kuruştan 5 tlye çıktı. bir de baya bi fakirleştik.
o değil de asıl ilginç olan eskiden politikacıları rahatça eleştirilebiliyordu lan. tansu çiller başbakanken falan hayatının dalgası geçilirdi. mesut yılmazla da öyle.
şimdiler de kuzey koreye döndü iş ortalık iyice. seveceksin. mecbursun. sevmezsen hapis.
şu skeç bugün starda yayınlansa tarihin en büyük medya operasyonu yapılırdı herhalde. 5000 kişi tutuklanırdı.
maraş depremi ingiltere'yi dümdüz eder
-
adamların ülkesi deprem bölgesi üzerinde değil. adamlar ona göre önlem almak zorunda değil ama senin ülken deprem ülkesi ve sen önlem almak zorundasın.
görsel
vestel'in kafe işine girmesi
-
sonunda başka kafelere gidenlerden ek vergiler talep edilmesiyle sonuçlanabilir.
(bkz: sen girme arap)