hesabın var mı? giriş yap

  • "tsukuru tazaki, üniversite ikinci sınıftayken, temmuz ayından ertesi senenin ocak ayına kadar neredeyse sadece ölmeyi düşünerek yaşadı."

    bu ilk cümlesiyle yakalıyor okuyucuyu, bitinceye kadar da bırakmıyor. tsukuru niçin renksiz, hac yolculuğunu nereye yapıyor, anlayınca, uzun zamandır üstüne düşündüğü şeyi hatırlamış gibi oluyor insan.

    okurken niyeyse, yağmurlu, nemli, ılık ve yeşil hissettirdi murakami bu kitabıyla.

  • adamın biri berberin kapısından seslenir.

    -işiniz çok mu?

    -iki saç bir sakal
    der adam teşekkür eder ve gider. geri gelmez. berber merak eder ama pekde önemsemez.
    bir kaç gün sonra tekrar kapıdan bir ses duyulur.

    -işiniz çok mu?

    -bir saç bir sakal
    diye cevap verir . adam teşekkür eder ve gider. yine geri gelmez. berber duruma biraz uyuz olur ama olayın üzerinden biraz geçine unutur. 15 gün sonra tekrar kapıdan aynı sesi duyar.

    -işiniz çok mu?

    berber sesi tanımıştır.

    -bir saç kaldı der bu kez. adam teşekkür eder ve yine gider. bunun üzerine berber dayanamaz ve çırağına,

    -koş şu adamı çaktırmadan takip et bakalım nereye gidicek.

    diyerek gönderir adamın peşinden. çırak 10 dk olur gelmez, 20 dk olur gelmez, 30 dk olur gelmez, en sonunda soluk soluğa kapıdan içeri girer. usta sinirlidir, ulan eşek herif ben sana adamı takip et dedim sen bi gittin gelmedin. söyle bakayım nerdeydin der çırağına.

    çırak cevap verir.

    -usta adamı takip ediyordum, önce sola döndü, ordan kahvenin yanında sağa girdi, yukarı doğru çıktık. daha sonra bakkalı geçip çıkmaz sokağa girdi.

    eeeee der usta.

    çırak: valla sonra sizin eve girdi usta..

  • sucuklu yumurtanın merkezinde olduğu tüm aile bireylerinin sofra başında yerini aldığı kahvaltıdır.
    diğer günlerden farkı, kahvaltı omurgasının erkeklerce hazırlanmasıdır.
    en az 20 yıldır bizde böyle...

  • manyaklık..bu konuda en iyi sözü arthur schopenhauer 200 sene önce söylemiştir : "dünya, 15 yaşından küçük çocuklara din dersi vermeyecek kadar dürüst olursa, belki o zaman ona umut besleyebiliriz."

  • beceriksizlikten mi tembellikten mi, anlayamadığım muhalefettir.

    --- spoiler ---

    bir genel başkan olarak al kardeşim eline bir liste. en yaygın market neresi? a101 mi, migros mu? şok mu? bim mi? belirle bir market. git oraya.. her ay enflasyon sepetinin içindeki aynı kalem malzemeleri market sepetine at. kasadan geçir, fişini yayınla. merak etme, tv'ler göstermezse bile sosyal medyada milyonlar izler bunu.

    sonra enflasyon açıklamasının yapılacağı günden bir gün önce aynı kalem malzemeleri yine al. sonra onun da fişini al ve iki fişi karşılaştıran bir video çekip sosyal ortamlara yay..

    e bunu da yapamıyorsan in o koltuktan da, yapabilen gelsin.
    --- spoiler ---

  • duygusal fakirdir.

    bu tür konularda yorum yapmayı pek haz etmesem de; ironi yapmadığı aşikar olanlara bir çift sözüm var:

    güzel kardeşim, alışveriş merkezine evden ışınlanıp gitmiyoruz. 50 kiloluluk paltoyu elimde mi taşıyayım? kıçıma mı sokayım? sırtımda duruyor işte sana ne zararı var. amık!

  • aklımda müzikleri ve şu söz ile yer eden film.
    --- spoiler ---
    "bir şeyin kalbini kırması için illa yanlış olması gerekmez ki."
    --- spoiler ---

    belki de yaşanamamışlık paydamdan dolayı filmin beni derinlemesine etkilemediğini söylemem mümkün.

    lâkin, behzat ç. izle-ye-memiş bendenizin sevgili erdal beşikçioğlu'nu bunca yakından seyredebilmiş, dahası, derinlemesine hissedebilmiş olmanın hazzını da es geçemem. hayran kaldım.

    sezin akbaşoğulları'nın gözlerden ırak ama gönüllerdeki farklı güzeliği, bu ikiliyi çok yakıştırmış birbirine.

    bir de ekşisözlük yazarlarına teşekkür ediyor film. dudağımın kenarında bilinmez bir tebessüm, kalbimdeki bilinmez hüzne eşlik etti âdeta...

    erdal beşikçioğlu demiş miydim...?

  • - okulda bugün ne yaptınız tatlım?
    - tenkyu merimaç demeyi öğrendim.
    - veri...
    - evet. sen bana bir şey verince tenkyu merimaç diyeceğim.

  • (bkz: kölelik)
    100 yıl sonra insanlar bugünlere bakıp insanlar köle gibi çalışıyormuş diyecekler aynı bizim 100 yıl önceki duruma bakıp dediğimiz gibi.

    (2019 yılında yapılan ekleme) batılı devletler şimdiden 4 gün çalışma 3 gün tatili konuşmaya tartışmaya başladı bile.