hesabın var mı? giriş yap

  • anıtkabir'de okuduğu kitaplar bölümüne bakıldığında ata'nın okuduğu kitapların çoğu fransızca'dır ve hepsinin yanında da ufak notlar aldığı görülmektedir.

  • en az 20 dakika ve tempolu olmazsa bir işe yaramaz. yatıp yatıp devletten beslenince kilo alıyor tabi insan.

  • kesinlikle açıklayamadığım olaydır. akşamın ilerleyen saatlerinde özellikle hol bölgesinde sıklıkla duyulan sestir. arkadaş içinden çıkamıyorum! üst katta oturanların çocuğu yok. koca adamla kadın oturup kuyu ya da üçgen oynayamayacağına göre en sonunda "noluyo lan?" dedim. araştırmacı gazeteci kimliğimle etrafıma sorup soruşturdum, bundan muzdarip başkaları da var mı diye. bir kaç arkadaş benzer sesler duymuş ama hiç kimse bunun üzerine kafa yormamış. düşündüm düşündüm ben de bir şey bulamadım. anca rizeli müteahhitlerin eksik koydukları demir yerine betona misket karıştırıyor olmalarıyla açıklayabiliyorum.

  • böcek o zamana kadar üretilen anadollardan tamamen farklı yapıdaydı..üzerinin açılabilir olması, ön cam ile aynı eğimdeki panel gibi farklı özelliklerle öne çıkan böcek dünyada daha sonra tasarlanacak suv tipi araçların önderliğini yapmıştır diyebiliriz..

    ilk bakışta beach buggy denilen araçlarla aynı platformda görülseler de böceğin ardında farklı bir tasarım amacı ve anlayışı yatıyordu.. böcek farklı taleplere ihtiyaç vermesi için tasarlanmıştı.. askeri, kamu hizmeti (ptt, ampulans..), polis, ziraat, turizm amaçlı kullanılabilecek konseptler tasarlanmış fakat bunlar hayata geçirilememişti.. böcek’in ön camla eş eğimli kaputu ve takip eden tavan roll barları önden başka bir böcek’in aracın üstüne tırmanmasına olanak veriyor, engebeli arazilerde birbirlerini kurtararak yol almalarını sağlıyordu.

    dört koltuklu böceğin ilk prototipinde arka koltuklar gövdeyle bütünleşikti ve aynı kalıpla çıkarılmıştı.. daha sonra birbirinden bağımsız dört koltuklu modeller üretildi. böcekte en dikkat çeken özelliklerden biri ise asimetrik ön ve arka tasarımdı.. sis farı gibi gerekli eklentilerin yapılmasını sağlayan değişken aralıklara sahip ön panjur ve arkada, solda üç sağda ikili stop lambaları bulunuyordu.. ihtiyaç duyulduğunda martı kanadı kapıları da eklenebiliyordu..

    böcek’in ortaya çıkarılması tasarım aşamasının başlangıcından itibaren 5 ay gibi kısa bir sürede tamamlandı.. çelik tam şasi üzerine mdf ve alçıyla oluşturulan modelden alınan kalıplarda fiberglastan gövde oluşturuldu.. ilk prototip koltuklar dahil 7 kalıpta çıkarılmıştı.. otosan mamul geliştirme bölümünde üretilen böcek’in konsept tasarımcısı jan nahum idi.. tasarım, model ve karoseri çalışmalarını stc 16 nın da tasarımcısı olan eralp noyan yürütmüştü.. mekanikten kadri nişel, motordan zeki diker, şasiden de hüseyin bektaş sorumluydu..

    1975 yılında 47bin liraya satışa sunulan böcek, gazete reklamlarında böyle boy gösterdi:

    http://img231.imageshack.us/…231/1264/bocek1wh9.jpg

  • nereye gidiyorsunuz arkadaş alt üstü kahve satıyorlar ne ipuçundan bahsediyorsunuz .

  • 50 li yaşlarda günde 2 paket sigara tüketen bir abimiz var.10 yıldır tanışırız,bir kere bile sigarayı bırakacağım,bırakmayı düşünüyorum dediğini duymadım.son zamdan sonra 1 haftadır sigara içmiyor.dev araştırmanın sonuçlarına katılıyorum.

  • yalnız ve insan gibi yaşayan erkek türü.

    iki yumurta kıran olmasa aç kalıp geberecek tiplerin ağzına sakız olur. lan sen daha kendi kendine hayatta kalamıyorsun ne ılığı?

  • 58 yaşına geldiğinde hala ailesi rahat yaşasın diye çırpınmasıyla beni her gün kahredendir. böyle bir adamın oğlu olduğum için kendimden utanıyorum. yanlış anlaşılmasın babamdan falan değil kendimden utanıyorum. bir ona bakıyorum bir aynaya ve yazıklar olsun demeden edemiyorum kendime. çocuklaşıp bir mucize olsa da cebine çok para girse ve hayatının sonuna kadar rahat yaşasa diye düşünmediğim tek bir günü hatırlamıyorum. alsın annemi de gitsin bir yerde kafasını dinlesin. ne beni ne de başka kimseyi düşünmeden rahatça yaşasın istiyorum ama olmuyor. lanet olsun ki olmuyor. olmuyor çünkü emekliysen hayvan muamelesi gördüğün bir ülkede yaşıyorsun ve son nefesini verene kadar da sadece insan gibi yaşamak için çalışmak zorundasın.

    nefret ediyorum bu ülkeden.

  • http://i.hizliresim.com/9g8298.jpg

    edirne-merkez, kocasinan mahallesinde samsung k zoom ile çekmiş oldugum bir resmi.

    benim önerim bunu dinlemeniz. üstelik ay ışığı ile ilgili çok anlamlı bir hikayesi de var:

    bir gün beethoven, bir arkadaşı ile birlikte viyana sokaklarında dolaşmaktadır. tam bu sırada bir apartmandan piyano sesi geldiğini duyar ve kafasını kaldırıp bakar. apartmanın ikinci katındaki cam açıktır ve ses oradan gelmektedir. arkadaşına, çalan kişinin muhteşem çaldığını ve onu görmesi gerektiğini söyler. ikisi birlikte ikinci kata çıkıp kapıyı çalarlar. kapıyı açan kadın, beethoven’ı hemen tanır ve şok olur. beethoven, piyano sesine geldiğini ve mutlaka çalan kişiyi görmek istediğini söyler. kadın, piyanoyu çalanın kızı olduğunu ve tanışmaktan mutlu olacağını belirterek onları içeri alır.
    beethoven, piyano çalan kızın olduğu odaya girer. annesi kıza, beethoven’ın geldiğini söyler ve kız çok heyecanlanır, hemen ayağa kalkar, fakat kız kördür. bunu gören beethoven, “lütfen benden birşey isteyin” der, maddi bir şey isteyeceklerini düşünerek. kızın cevabı şu olur; “ben hiç ayışığı görmedim, bana ayışığını anlatır mısınız?”
    bunun üzerine beethoven piyanonun başına geçerek, ayışığı sonatını, doğaçlama olarak besteler.

  • sahih hadis olması için fazla ucu açık bir söz. öyle olsaydı düzenli kınama seansları ile ölümsüzlük sürdürülebilirdi sanıyorum. denemekte yarar var yine.

    "felix baumgartner denen bir hıyar, icat çıkarıp 120.000 feetten atlamış. işsiz herif ya. te allahım."

    hadi bakalım.