hesabın var mı? giriş yap

  • neden erkek atacak ki illa?

    yeri gelir atar. atmaz demiyorum ama adamın ağzına sıçıyosunuz sonra.

    neden insanlar ilgilerini saklıyor zaten bunu da anlamış değilim?

    herkes açık açık konuşsa bunların hiç biri olmayacak.

    hoşlanan hoşlandığını söylesin. ilgi duymayanda boşuna oyalamasın.

    edit: hoşlanılan erkeğin diye okumuşum ama buna da uydu yazdıklarım.

    özet olarak: ağzımıza sıçıyosunuz sonra.

  • blackstar'dan 6 sene sonra 29. stüdyo albümü çıkan uzaylı. ismi de toy, ismi gibi bowie'nin toy zamanlarını anlatan bir albüm.* bu albümün mazisi dile kolay tam 60 senelik. albüm 2000 senesinde kaydedilmiş ancak kaydedilen parçaların neredeyse hepsi 1964 ve 1971 arasında kaydettikleri parçaların yeniden kayıtları. 1990'ların sonunda bowie sahne şovlarını ve yarattığı gerçekliği (bkz: sound and vision) hayatında ilk ve son defa bir kenara koyar ve kendini normal bir rockstar gibi ''sadece'' şarkı söylemeye adar. 1964'te ilk single'ı liza jane'i yayınlayan bowie tam 1969'daki space oddity'ye kadar listelerde büyük bir başarı gösteremez. üstelik space oddity 2. albümdendir. yani ilk albümü bile yok hükmünde gibi bir şey.* kendisini ''sadece'' şarkı söylemeye verdiği sırada ilgilileri dışında çok az kişinin bildiği ve günümüzde hâlâ pek umursanmayan bu 5 senelik dönemdeki şarkıları tekrardan kaydetmesi tesadüf değildir. bowie için önemli olan sadece space oddity, the man who sold the world, hunky dory, ziggy stardust, aladdin sane, berlin trilogy, heroes, under pressure ve 80'lerde yaptığı pop rock değildir. kendine ait olan bilinen ya da bilinmeyen, sevilen ya da sevilmeyen her şey yine onundur. yani onun için de kendisine ait olan şeyler ün ve paradan daha önemlidir. zamanında hem pop yapıp milyarlarca insana kendini tanıtan ve yine bundan uzaklaşan çok az insan vardır. zaten baktığınız zaman david bowie'yi anlayabilen insan sayısı bir elin parmaklarını geçmez. hem bu kadar ünlü olup hem de bu kadar az anlaşılmak ilginç, komik ve üzücü bir ironi.

    şimdi gelelim diğer konumuza; bu albüm şimdiye kadar neredeydi? çok basit, internette. bilmeyenler için ufak bir hatırlatma yapayım; david bowie son konserini kalp krizi geçirdiği için 2003 - 2005 civarı veriyor. hatta yanılmıyorsam adam bildiğin konserde kalp krizi geçiriyor. ve artık konser kariyerini kapatıyor. müziğe de uzun bir süre ara verse de albüm yaparak devam ediyor. zaten blackstar'ın çıktığı gün de vefat ediyor. nasıl ki kansere yakalanınca ölümünü hissedip blackstar albümünü yaptıysa (albümdeki şarkı sözlerine ve albümden yani ölümünden hemen sonra çıkan no plan ep'sindeki killing a little time şarkısının sözlerine dikkat edin) aynı şekilde toy albümünü de yapıyor. gönül verdiği ilk dönem şarkılarını son bir defa söylemek istiyor. ve bunu yapıp üzerine bir de albüm kaydediyor. albümü 2001'de yayınlamayı planlasa da o dönem bünyesinde bulunduğu plak şirketi emi/virgin'in mâli sıkıntıları nedeniyle albüm rafa kaldırılıyor. buna çok içerlemiş olacak ki 20 senelik plak şirketinden ayrılıyor ve iso/parlophone'a geçiyor. bu plak şirketleri o kadar hain ki; yahu bu adam en ünlü zamanlarını seninle geçirmiş, sana milyon dolarlar kazandırmış ama hâlâ tek düşüncen çıkarın. bowie sen de bir dönem ingiltere'nin en zengin müzisyeni bile seçilmişsin ama hâlâ milletin ağzına bakıyosun.* neyse işte bu şekilde albüm yalan oluyor ve ''kayıp albüm'' statüsüne düşüyor. ancak sonraki yıllarda bazı parçaları birkaç single'da, stüdyo ve toplama albümlerinde azar azar yayınlanıyor. 2011 senesine gelindiğinde ise bu albüm baştan sona internete sızdırılıyor. işte bu sayede bu albüm dinlenebiliyor. bowie'nin ölümünden sonra ise 2021'in sonunda iso/parlophone plak şirketi bu albümü ''kayıp albüm'' kategorisinden çıkartıyor ve basıyor. 2022'nin başında ise spotify gibi mecralara da eklenip ''toy:box'' eklemesiyle deluxe edition olarak yayınlanıyor. peki neden şimdiye kadar beklenildi? çünkü david bowie ismi çok büyük bir marka ve öldüğü için bundan iyi bir çıkar sağlanması gerekiyordu. başarılı da olundu. bu albüm plak şirketine blackstar'dan sonra en büyük kârlardan birini elde ettirdi; hem de 4 ay içinde. gördüğünüz üzere karşımızdaki albüm hem çok eski hem de çok yeni bir albüm.

    parça listesi:
    1 - i dig everything / 1966 çıkışlı aynı isimde single
    2 - you've got a habit of leaving* / 1965 çıkışlı aynı isimde single
    3 - the london boys / 1966 çıkışlı rubber band single'ının b yüzü
    4 - karma man / 1970 çıkışlı the world of david bowie toplama albümü
    5 - conversation piece* / 1970 çıkışlı the prettiest star single'ının b yüzü
    6 - shadow man* / yayınlanmamış, ilk olarak 1971'de ziggy stardust için yapılan kayıtlardan
    7 - let me sleep beside you* / the world of david bowie (hem de klipli)
    8 - hole in the ground / yayınlanmamış, 2019'da conversation piece toplama albümü
    9 - baby loves that way* / 1965 çıkışlı aynı isimde single
    10 - can't help thinking about me / 1966 çıkışlı aynı isimde single
    11 - silly boy blue / 1969 çıkışlı ilk stüdyo albümü david bowie
    12 - toy (your turn to drive)* / yayınlanmamış

    ek parçalar:
    (toy:box) disc 2:
    1 - liza jane `(alternative mix)` / 1964 çıkışlı ilk single
    6 - the london boys (alternative version)
    7 - silly boy blue (tibet version)
    9 - in the heat of the morning (alternative mix) / the world of david bowie

    notlar:
    1 - conversation piece'in 2002'de heathen albümünün limited edition versiyonunda yayınlandı.
    2 - shadow man, you've got a habit of leaving ve baby loves that way 2002'de slow burn single'ının japonya versiyonunda yayınlandı.
    3 - let me sleep beside you ve toy (your turn to drive) 2014'te nothing has changed toplamasında yayınlandı.

    ek 1: (toy:box) disc 3'te unplugged ve ''hafif elektrikli'' versiyonlar yer alıyor.
    ek 2: toy döneminde kaydedilen uncle floyd ve afraid parçaları bu albümde olmasa da 2011'deki sızıntıda yer alıyor. fakat bu sızıntıdan önce bu parçalar zaten heathen albümünde yeni bir şarkı olarak yayınlanmış (uncle floyd, slip away adıyla).

    sonuç olarak; şahsen bowie'nin bu sound'larını pek sevmiyorum (1999 - 2003 arası). ancak her şeye rağmen ölmüş bir sevdiğime tekrardan sarılmış gibi hissettim. bu albüme blackstar'dan sonra çıkan bir albüm olarak yaklaşmak yanlış olur. ölmüş birine son defa sarılabilip öyle veda edebilmek yaşayan hemen hemen herkesin en büyük hayallerinden biridir. bu niyetle dinlemenizi ve yeni kayıtlarla eski kayıtları karşılaştırmanızı tavsiye ederim. üzerine bir de blackstar ve no plan ep'sini çakarsanız ortamlarda art rock diye kafa açarsınız artık.* bu arada bowie berlin'e takıldığı zamanlarda türklere saran bir tip. hatta yassassin diye bir parçası bile var. toy kelimesinin ne anlama geldiğini bilip toy zamanlarını tabir etmek için bu ismi koymuş bile olabilir. evet bu denli bir manyak idi rahmetlik. ruhu şad, mekânı cennet olsun.

    edit: entry'yi ilk başta toy başlığına eklemiştim. buraya da bir bkz. vermiştim. ancak buradan daha çok okunacağını düşündüğüm için buraya taşıdım. amacım ilgi çekmek değil, daha fazla insanı haberdar etmek. ve mümkünse bowie dinletip mutlu etmek. anlayışla karşılanır umarım. zaten bowie hakkında da epey bol bir bilgi var. bir yanlış yok ortada, tam tersi bir yanlıştan dönmek var.*

  • “siyasetten silinsin aga. istemiyorum bu kalıpsızı ya. nefret ediyorum. bütün başımıza gelenler bu adamın yüzünden.”

    diyen bir zihin 20 yıldır bu ülkeyi yönetenleri sorumlu tutmuyorsa s.kerim onun oy verme hakkını…

  • gelen sıcak para 1 trilyon doların üzerinde . özel sektörle birlikte borç 500 milyar doların üzerinde . gelen sıcak parayı dengelemek için basılan para 2 trilyon tl nin üzerinde . toplanan vergi enflasyonist sistemin ürünü olarak hala %300 lere varıyor . ihracat altın , eoro , gümüş , bakır , petrol üzerinden eskinin 40 milyar doları ne ise hemen hemen o
    imf ye borç vardı ama bugün imf nin temsil ettiği ülkelerin bankaları ki ermenistan dahil türkiyedeki kar eden her kuruluşun sahibi .
    vatandaşın hane halkı toplam borcu ki yabancı bankalaradır bu rakam , 5 milyar dolardan 150 milyar dolara çıkmış . bunlar ekonomik göstergeler.
    ortadoğuda ne kadar ülke varsa sınırlarını kapatmış bize. kuzey afrikada türk uçak ve gemilerine vur emri var ve yaptılar zaten .
    ab tamamen askıya alınmış , vatandaşın güvenliği içler acısı. sınırımızda hem terör örgütleri cirit atıyor hem garip bir savaşın içindeyiz.
    2 milyondan fazla yabancıyı maaşa bağlamışız . ülkede milyonlarca işsiz var ama yatırım yok . yalan söyleyen bir din adamı 1000 asgari ücretlinin maaşına arabaya biniyor ve utanmıyor .
    yargının bağımsızlığı tamamen askıya alınmış ki açık açık da söylüyorlar.
    bu rejim bildiğin hitler rejimi

  • topkapı'dan bekar olarak bindiğim, tuzla'ya varınca evli ve elimde bir çocukla indiğim otobüs hattı. iner inmez tuzla ilköğretime yazdırdık tabi çocuğu.

  • kendisini savunan kişi an itibariyle chainard.

    haliyle, kenarda bu başlık için birkaç yıldır bekleyen entrylerimi sildim. düştüğü nokta bu. chainard savunuyor adamı, ahah.

  • tazesi ile arasında büyük bir lezzet farklılığı olduğu açık. çünkü donma sırasında oluşan buz kristalleri etin hücre yapısına zarar veriyor. et çözüldüğünde dokusu bozulduğu için daha fazla su kaybediyor. her şey bir yana ette soğuk yanıkları gibi kaliteyi düşürücü diğer etkenlerde söz konusu olabiliyor.

    kurban bayramının ilk günlerinde etin kesilmesiyle henüz oluşan biyokimyasal bir değişiklikten (bkz: rigor mortis) dolayı dinlendirilmemiş (en az 36 saat) yonga kıvamında (ince dilimlenmiş) ve ileri seviyede pişirilmiş etleri kemiren yurdum insanının ahir ömründe yaşadığı bir diğer sınavdır bayramdan kalan dondurularak stoklanmış et dilimleri.

    hocam iyi güzel de nasıl yapalım derseniz etlerinizi havlu kağıtla dış yüzeyini iyice kuruladıktan sonra (yüzeydeki sıvıyı azalt) kilitli poşetin içine yerleştiriyoruz. daha sonra kilitli poşetin içindeki etin havasını bipet yardımıyla çektikten sonra (donması için yalıtım oluşturan havayı azalt) poşetimizi kapatıyoruz ve parça parça şoklayarak donduruyoruz. bu şekilde lezzet kaybını en aza indirebiliyormuşuz.