ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
20 haziran 2021 sedat peker videosu
-
köy yerlerinde altyapı olmadığı için foseptik çukuruna asılan sakatat hikayesi geldi aklıma:
okulların tatile girmesiyle köydeki evlerine giden aileler, yaz tatili bittiğinde, evden çıkmadan önce bir kuzu ciğerini ipe bağlayıp tuvaletin çukurunun üzerine asarmış.
döndüklerinde foseptik çukurunun tertemiz ve bomboş olduğunu görürlermiş...
sistem şöyle çalışıyor:
asılı olan ciğere, bir müddet sonra kurtçuklar üşüşüyor. o kurtçuklar ciğeri yiyip çoğalıyor. onlar çoğaldıkça ciğer azalıyor.
bir gün kurtçuklar ciğeri tamamen bitirince, aşağıya düşüyorlar. bu sefer oradaki pislikleri yemeğe başlıyorlar...
kurtçuklar yine çoğalmaya başlıyor; bu defa da çukurdaki pislikler azalıyor, çukurdaki pislikleri de yiyip bitiriyorlar...
aç kalan kurtçuklar, en sonunda birbirlerini yemeye başlıyorlar... nihayet, onlar da bitiyor ve foseptik tertemiz...
ülkedeki son durum da aynen bu şekilde işte:
yıllar evvel bir ciğere saldırdılar...
saldırdıkça da çoğaldılar.
şimdi ciğer bitti,
ve lağım çukuruna düştüler...
o kadar açtılar ki, oradaki pislikleri de yediler...
doymadılar...
şimdi birbirlerini yiyorlar.
yakında tertemiz olacak her yerler ...
vişneyle eteği değiştirmek isteyen civcivin ölmesi
-
(bkz: okuyanı siksinler)
yaran inci sözlük entry'leri
27 şubat 2022 ukrayna dışişleri bakanı açıklaması
184 tl olan asgari ücreti 2324 tl'ye biz çıkardık
-
2002 gram altın 17 lira asgari ücret 184 lira, 2020 gram altın 400 lira asgari ücret 2324 lira diyorum ve susuyorum.
edit: 12 lira 2002 yılının ocak ayına aitmiş. seçimin yapıldığı kasım ayında 17 liraya çıkmış. aslında hükümetin istifa etmesi ve erken seçim kararı dolayısı ile suni bir yükseliş söz konusu ama yine de 17 lirayı esas alalım. bunun yanında 2002 yılında ülkenin çok büyük bir kriz içinde olduğunu şimdi ise almanya'nın bizi kıskandığını hiç ama hiç hesaba katmayalım.
edit:2 gramlık aklıyla bana laf çarpan andavallar ben de biliyorum tek başına asgari ücret/ gram altın oranı yapmanın yeterli bir gösterge olmayacağını. ama emin olun benim yaptığım hesap, düz mantık asgari ücreti 184 liradan 2324 liraya çıkardık(!) demenin yanında çok masum kalır. keşke 2002 yılında asgari ücret ile çalışan oranı %7 iken bunu %43'e çıkardıkları başarısını(!) da söyleseydi, keşke avrupa ortalamasının %6 olduğundan bahsetseydi, keşke bize en yakın olan ülkede bu oranın %19 olduğundan bahsetseydi.
2002 yılında çalışanların %7'si asgari ücretli iken şimdi %43 dememi hemen öyle okuyup geçmeyin. bunu okurken şu anda asgari ücretin açlık sınır altında olduğunu ve dolayısıyla her iki çalışandan birinin açlık sınırının altında kalan bir maaş için ömrünü tükettiğini göz önüne alın. açlık diyorum açlık, yani çalışana reva görülen bu maaş ile karnını bile doyuramadığı gerçeği gelsin aklınıza. ve bu açlık sınırını hesaplayan kurumun, enflasyon oranını bu yıl %10 olarak açıklayan kurum olan tuik olduğu gerçeğini de aklınızın bir kenarında tutun.
hazır bunları aklınızda tutarken; 2002 yılından beridir özelleştirme ile satılan devletin varlıklarını da yazın bir kenara. yapım tarihinden itibaren 25-30 yıl boyunca geçmesek de görmesek de garanti geçiş anlaşması dolayısıyla devletin kasasından ödemesi yapılacak olan fahiş fiyatlı köprü, otoyol ve tünelleri de unutmayın. bayramlarda akp öncesi yapılan köprü ve otoyollardan ücretsiz geçebilirken neden akp sonrasında yapılanlardan ücretsiz geçemediğimizi de sorgulayın bir zahmet.
edit 3: nikimekadar adlı arkadaştan ekleme;
1998 audi 8: 29 bin lira bugün 1.8 milyon lira.
1998 kaynak: link
2020 kaynak: link
_______________
1998 full dolu yerli üretim megane: 5 bin lira bugün en boşu 164 bin lira
1998 kaynak: link
2020 kaynak: link
_______________
1999 benzin litre fiyatı: 50 kuruş bugün 6.50 tl
kaynak: link
_______________
1999 vekaletli kurban kesimi: 34 tl bugün 1050 tl
1999 kaynak: link
2020 kaynak: link
_______________
1999 1 yumurta 5 kuruş. 1 paket makarna 17 kuruş.
17 haziran 2015 gaziantep'te insanlığın ölmesi
-
öncelikle bkz. haber ve vicdanı kaldırabilenler için hadisenin özet videosu.
--- spoiler ---
gaziantep’te yolcu minibüsünde fenalaştıktan sonra indirilip kaldırıma bırakılan genç uzun süre duvarın dibinde can çekiştikten sonra duyarlı vatandaşların haber verdiği ambulansla hastaneye kaldırıldı. yoğun bakıma alınan genç hastanede hayatını kaybetti.
--- spoiler ---
yalnızca türkiye'de, eğer bir minibüsün içinde kalp krizi geçirseniz, önce yolcuların da yardım ettiği şoför tarafından kaldırıma taşınır, çöp torbası gibi oracığa terk edilirsiniz. sırasıyla çocuklar ve sonradan onlara katılan ebeveynleri kafanızın tepesinde bir süre geyiğinizi yaparlar. makul bir süre baktılar ayaklanamıyorsunuz, ambulans çağrılır, o da yarım saat sonra gelir ama içinden çıkan hemşire hastanın durumunu beğenmezse, ambulanstan indiği gibi geri biner. hasta bakıcı ve şoför, sedyeye falan ihtiyaç duymaz, karga tulumba tutup atarlar seni kasaya; kaldırıldığınız hastanede de, 4 saat sonra yumarsınız gözlerinizi bu kahpe dünyaya..
çocuk henüz 25 yaşında, olay da taze, mübarek ramazan ayı başlamadan henüz bir gün önce!
tüm dini-bütün insanoğluna sevgilerimle...
tayt giyen kızın kıçına bakmamayı başarmak
-
bir kadın olarak benim başaramadığımdır
pub ile bar arasındaki fark
-
"bar" ve "pub" terimleri genellikle birbirinin yerine kullanılır, ancak çağrışımlarında ve kökenlerinde bazı ince farklılıklar vardır.
1. köken ve kültürel geçmiş
bar: "bar" terimi amerikan ingilizcesinden gelir ve amerika birleşik devletleri'nde yaygın olarak kullanılır. barlar tipik olarak, genellikle kokteyller, alkollü içkiler ve biralara odaklanan, öncelikle alkollü içecekler sunan kuruluşlardır.
pub: "pub", "public house" kelimesinin kısaltılmış halidir ve daha çok ingiliz ve irlanda ingilizcesinde kullanılır. barların uzun bir tarihi vardır ve kökleri birleşik krallık ve irlanda'nın kültür ve sosyal yaşamına dayanmaktadır. genellikle insanların sosyalleşebileceği, içki içebileceği ve bazen yemek yiyebileceği topluluk toplanma yerleri olarak görülürler.
2. atmosfer
bar: barlar genellikle daha enerjik ve canlı bir atmosfere sahip. yüksek sesli müzik, loş ışık ve sosyalleşme, eğlence ve gece hayatına odaklanma ile karakterize edilebilirler.
pub: pub'lar genellikle daha rahat ve rahat bir atmosfere sahiptir. genellikle rahat iç mekanlara, geleneksel dekora ve bir sıcaklık ve aşinalık duygusuna sahiptirler. barlar genellikle insanların sohbet edebileceği ve daha rahat bir ortamda bir bira ya da yemeğin tadını çıkarabileceği yerler olarak görülür.
3. yiyecek ve içecek
bar: barlar, çok çeşitli alkollü ve alkolsüz içecekler ile çok çeşitli alkollü içkiler, kokteyller, şaraplar ve biralar sunabilir. bazı barlar ayrıca atıştırmalıklardan tam öğünlere kadar çeşitli yiyecekler sunar, ancak yiyecek teklifleri bar deneyimi kadar kapsamlı veya merkezi olmayabilir.
pub: pub'lar tipik olarak biralar, stout'lar, elma şarabı ve bazen alkollü içkiler dahil olmak üzere çeşitli alkollü içecekler sunar. birçok barda ayrıca balık ve patates kızartması, çoban turtası veya rosto gibi geleneksel pub yemekleri servis edilir. yemek genellikle pub deneyiminin ayrılmaz bir parçasıdır ve pub'lar doyurucu ve rahatlatıcı yemekleriyle bilinir. hatta en önemli fark yemek kısmında yatıyor diyebiliriz.
bu ayrımların bölgeye ve bireysel kuruluşlara bağlı olarak değişebileceğini not etmek önemlidir. "bar" ve "pub" terimleri bazen örtüşebilir ve her iki kavramdan da öğeler içeren birçok karma kuruluş vardır. nihayetinde, temel fark, kültürel bağlamda ve her terimle ilişkili belirli atmosferde, tekliflerde ve geleneklerde yatmaktadır.
sözlük yazarlarının tek satırlık özgeçmişleri
-
farklı olmak amacıyla yaşadı, sıradanlıkta tavan yaptı.
mikonos'a özel jetle künefe getirtmek
-
çalışan 50 tl daha zam isteyince "işler kötü, %4'ü bile zar zor veriyoruz" diyenlerin yapacağı türden görgüsüzlük.
ilhan mansız
-
(bkz: yıllar geçse de üstünden bu kalp seni unutur mu)
kaderin cilvesi olsa gerek, profesyonel kariyerindeki son golünü, ankaragücü formasıyla inönü'ye çıktığı ilk maç olan 30 ekim 2005 beşiktaş ankaragücü maçı'nda beşiktaş'a atmıştır. golü atınca boynu bükük, başı düşük şekilde santraya yürüyen bu tatar oğlanı bütün stadyum ayakta alkışlamıştır (kadir gecesine gelen o maç koy ateiste koy sataniste koy putpereste tezahüratının ilk kez yapıldığı maçtı ayrıca. hemen ardından o dönem gündemin en önemli konusu olan islami terör örgütü el kaide'ye gönderme yapılarak "ateizm onuru kaideyi yenecek" diye bağırmıştı bütün taraftarlar).
attığı golleri, gollerden sonra gidip korner direğini tekmelemesi, dövmesi, sempatik ama çekingen duruşu... ne güzel adamdın sen be ilhan. adın her geçtiğinde yalçın çetin'in sevinç nidalarını duyuyorum ben hala, kep atma törenine gitmeyip evde seyrettiğim o maçı ve bize yaşattığın o sevinci ve sesleri unutmuyorum:
"ilhan… ilhan… ve goool… yarı finaldeyiz! dünya’nın 4 büyük takımının arasındayız…"