hesabın var mı? giriş yap

  • ozellikle kis soguklarinda nasil bunu nasil becerebildiklerini dusunemedim cocuk tipidir, davranisidir. kimseler uyanmadan kalkip pijamasiyla koltuğa oturur, minicik parmaklariyla uzaktan kumandanin dugmelerine basip sevdigi cizgi filmi izlemeye koyulur. salona bir baskasinin gelmesi onun icin hic bir sey ifade etmez. cunku bambaska bir hayal aleminin dehlizlerinde kulac atmaktadir. cocuk iste...

    yıllar sonra gelen edit: benim çocuğumdur.*

  • - bana üç kilo salatalık, bir kilo havuç, iki kilo kabak, bir kilo da patlıcan...

    - ouuvvvvvv sınır tanımam diyosun yani?

    - misafirim gelecek gerizekalı

  • tezgahtan 50 kuruşa alıyor olsam, "usta o ne ya az düzgününden ver!" diyeceğim poğaçadır. tam buğdaylı olması sebebiyle bu fiyata satıldığını düşünüyorum ama bizim orada tam buğday ekmeğinin fiyatı bile 2 lira. yani tezgahta 75 kuruşa satılan poğaçayı hadi diyelim sen 1.5 liraya bilemedin 2 liraya sat, lan tamam 3 lira olsun da 4 nedir arkadaşım?

    iki ısırıklık poğaçanın kapış kapış gitmesi de ayrı bir konu. ya bende bir gariplik var, ya millet delirmiş. çıkıyorum cafe'den hemen önündeki tezgahtan 50 kuruşa poğaça alıyorum tadına doyamazsın. ama millet 4 lira verip bu iki ısırıklık şeyi almak için kuyruk oluyor, yanında da zehir gibi siyah americano... türkiye küçük şikago olmuş haberim yok.

    bi de panino var, üç ısırıklık o 6 lira. sanırım tek ısırık 2 lira buralarda.

  • martıdır... uçuyorsun bi kere. yüzebiliyorsun hatta dalıyorsun. e yürürsün de istesen. paso balık yiyorsun ama diğer yiyeceklere de adaptesin. sevimlisin de herkes simidini paylaşıyor.

    “maaşlı sigortalı bir iş mi; yoksa martılık mı?” deseler martı olmayı seçerim.

  • paris'te bircok unlu yazar ve ressamin yasadigi bolge. yuruyerek gezmeyi sevenler icin 7 km lik ve yaklasik 3 saat suren bir yolculuk bekliyor. bu gezinin baslangic noktasi 10 numarali metro hatti uzerinde bulunan cardinal lemoine istasyonu. istasyondan ciktiginiz zaman rue du cardinal lemoine uzerinde solda 71 numarali bina irlandali yazar james joyce'un bir donem yasadigi evi gorebilirsiniz. james joyce ulysses kitabini burada tamamlamistir. ayni yol uzerinde biraz daha ilerleyip sagda 74 numarali binanin ucuncu katinda 1922 - 1923 yillarinda ernest hemingway'in yasadigi yeri gorebilirsiniz. bu sokagin bir arka sokagi olan rue descartes 39 numarada da hemingway bir sure yasamis. hemingway'in kitabinda anlattigi` : a moveable feast ` sokaklarda yururken rue clotilde'de eglise st etienne du mont'u gorursunuz. bu kiliseye gitmemizi yolda bizimle konusmak isteyen parisli yasli bir teyze tavsiye etmisti. icinde oturup kilisenin serinliginden yararlanabilirsiniz. buradan cikip seine kiyisini takip eden yolda bircok unlu yazar ve sairin gittigi kitapci, bar ve kafeler bulunur. rue des grands augustins'ten sola dondugunuz zaman solda 7 numarali binada pablo picasso'nun studyosu gorursunuz. 1936 - 1955 yillari arasinda burada yasamis ve guernica'yi 1937 yilinda burada tamamlamistir. st germain bulvarina inip saga dogru devam ederseniz sagda 11. yuzyilda yapilmis olan eglise st germain des pres'i gorursunuz. ayrica bu cevrede bircok guzel kafe ve restoranlar oldugundan bu uzun turda mola vermek icin iyi bir noktadir. les deux magots, cafe de flore jean paul sartre, simone de beauvoir gibi unlulerin takildigi kafelermis. ayrica oscar wilde'in 1900 yilinda menejitten oldugu l'hotel(o zamanki ismi hotel d'alsace) bu bolgede rue des beaux arts uzerinde 13 numaradadir. rue jacob 44 numarada bulunan hotel d'angleterre ise hemingway'in paris'te ilk gecesini gecirdigi oteldir. tam olarak tarih ve oda numarasi da belirtilmis. 20 aralik 1921 oda no 14. rue bonaparte'dan guneye dogru yurumeye devam ederseniz jardin du luxembourg'a ulasirsiniz. sokaklarda paris havasi alip arastirmaci gozlerle gezerken montparnasse bulvari uzerindeki la rotonde, le dome, select, dingo bar gibi yerlerde yemek yiyip birseyler icerek bu 7 km lik geziyi tamamlamanin keyfini cikartabilirsiniz. burasi 4 numarali metro hattinin gectigi vavin istasyonu yakinlarindadir.

  • bugün gerçekleşmiştir. tarihidir.

    ahmet davutoğlu iki gün önce miting meydanında selahattin demirtaş'ı kastederek "adından utan. artık ona selahattin demeyeceğim." demişti. kaynak: http://www.hurriyet.com.tr/gundem/28894702.asp

    bugün bir gazeteci demirtaş'a bunu hatırlatınca şu cevabı verdi:

    "doğrusu ben böyle zekice bir hamle beklemiyordum seçim kampanyası döneminde. iki üç gündür uyumuyoruz. ne yapacağız diye... çünkü biz bütün seçim kampanyamızı başbakan bize selahattin diyecek diye hazırlamıştık. ne yapacağımızı bilemiyoruz yani... düşüneceğiz daha..."

    kaynak: https://www.youtube.com/watch?v=xydab7ght3i

  • "her akşam yatmadan önce tanri' ya bana bir bisiklet vermesi için dua ederdim. bir gün tanri'nin çalişma tarzinin bu olmadiğini anladim. ertesi gün gittim ve kendime yeni bir bisiklet çaldim ve her akşam yatmadan önce tanri'ya günahlarimi affetmesi için dua ettim".

    al capone...