hesabın var mı? giriş yap

  • paket servislerde, "tamam, pos makinen çalışınca gelirsin", restoran gibi yerlerde, "bu benim telefon numaram, pos makinen çalışınca ara beni", mağaza vb. yerlerde, kibarca, "ürün kalsın" cümlelerini kurduğunuzda, mucizevi bir şekilde çalışan pos makinesinin bir yerlerden çıkageldiği, talihsiz tahsilat durumudur.

  • valla haklı bir tweet.

    tamam futbol 11'e 11 oynanıyor da futbolla yatıp futbolla kalkan, başka hiç bir spora destek vermeyen, en büyük spor eğlencesinin futbol olduğu 80 milyonluk ülke isen letonya'dan çok daha iyi olacaksın.

    ısparta kadar nüfusu olan izlanda'dan 3 yemiş 80 milyonluk ülke mi olur lan?

  • devlet maske dağıtmak zorundadır.

    maskemi var lan ortalıkta.

    1 aydır hasta olan taksın dediniz maske. hastaya kalsın diye almadık, depolamadık, stoklamadık.

    ben nasıl bulacağım bu açıklamadan sonra?

    ben nasıl para vereceğim maskeye?

    herkesi zengin mi sanıyorsunuz?

    belediyeler dağıtmaya başlamış- ankara ve istanbul - yetmez ama iyi adımlar. merkezi hükümette halkına hızlıca destek vermelidir.

  • rotring kırmızı halka demek olduğundan, aslında anlaşılabilir halkadır
    [edit: ulan zamanında azuth bu başlığı açmış böyle bir makale yazmıştı bir sayfalık yok o kırmızı halkanın ne fonksiyonu varmış da bütün kalemlerde varmış filan.. ben de altına bunu girivermiştim. sonra silmiş. sonra yeniden canlandırmış ama sanırım ikinci entrisini canlandırmış benimki de sap gibi ilk entri olarak kalmış]

  • geniş aile zekai de para sıkıştırıyor ulan zekai

    vitaminsiz zekai. cenaze namazına diye çıkıp cuma namazına giden zekai

    edit:imla. kecicim'e teşekkür ederim

  • oyun hakkında bazı bilgiler:

    1- ana karakterimizin ismi ''eivor''. erkek ya da kadın karakter ile oynayabileceğiz.

    2- karakterimizin saçını, giysilerini, savaş boyasını ve daha fazlasını özelleştirebileceğiz.

    3- oyunun haritası norveç ve ingiltereden oluşuyor.

    4- ingilterede ziyaret edebileceğimiz üç büyük şehir: london, manchester ve jorvik.

    5- hemen hemen bütün silahları çift el kombinasyonuyla kullanabileceğiz. örneğin sağ elde kılıç, sol elde balta umrumda mı dünya?

    6- ekipmanlar geliştirilebilir ve özelleştirilebilir olacak. bu sayede oyunun başında edindiğimiz bir ekipmanı geliştire geliştire oyunun sonuna kadar kullanabileceğiz.

    7- oyun boyunca güç kazanmak level sisteminden daha ziyade ekipman ve yeteneklerle sağlanacak.

    8- geliştirici ekip, düşman çeşitliliğin önceki oyunlara kıyasla çok daha fazla olduğunu söylemiş. kombat için ise çok daha vahşi olacak demişler. öyle ki, düşmanlarımızın başını ve diğer başka uzuvlarını kesebilecekmişiz.

    9- baskınlara gitmek için kullanacağımız bir gemimiz de olacak. ayrıca gemi mürettebatını da özelleştirebileceğiz. tıpkı odyssey deki gibi.

    10- oyunda baskınların dışında çok daha büyük savaşlar da yer alacak.

    11- oyunda yerleşim yeri inşa edeceğiz. demirci, talim alanı, kışla, dövmeci vb ögelerle de yerleşim yerimizi genişletip güçlendirebileceğiz. klan üyelerimiz de bizimle birlikte burada yaşayacak.

    12- önceki oyunlarda karşımıza çıkan hidden ones ve order of ancients tarikat/örgüt/oluşum bu oyunda da yer alacak.

    13- oyunun bir noktasında karakterimiz, suikastçilerle tanışacak, onlarla birlikte çalışacak ve hidden blade edinecek.

    14- king alfred the great kötü karakter olarak oyunda yer alacak. vikingler de kesin minnoş bebiş gösterilecek bu oyunda demedi demeyin.

    15- origins ve odyssey de yer alan, günümüzdeki karakter olan layla'nın hikayesi bu oyunda da devam edecek. zerre umrumuzda mı? hayır.

    16- açık dünya aktiviteleri arasında avcılık, balıkçılık, zar ve içki oyunları yer alıyor.

    17- önceki oyunlarda bize yardımcı olan drone kartalımızın yerini drone kuzgun alıyor.

    18- oyunu 15 stüdyo birden geliştiriyor. liderlik koltuğunda ise origins ve black flagin geliştirici stüdyosu olan ubisoft montreal yer alıyor.

    kaynak: jorraptor youtube kanalı

    ign

    game informer

  • tokyo'ya yakin bir yerde bir engelliler bakim merkezine saldiri sonucunda gerceklesmis hadise.
    japon kyodo haber ajansina gore bu bilgiler var. detaylari yakinda cikar ortaya.

    edit: sanki ben japonca biliyormuscasina yazdim, degil mi?
    aklima aziz nesin'in bir hikayesi geldi. yazmaya hevesim olsaydi uzun uzun yazardim ama ozet geceyim. dur bakalim ne kadar anlatabilecegim cunku hikayeyi lise doneminde okumustum. o hikayesine aziz nesin soyle basliyordu "fransizca'dan turkceye cevirdigim kitaplari cagaloglu'nda yayinevine teslim ettim ve eve dogru geri donuyordum ki beyazit'ta onumde yuruyusunden, salinimdan ve ruzgarda savrulan atkisindan fransiz oldugu tahmin edilen bir kadin yuruyordu" sonra bir yerde bu kadin bir adres sormus ve etraftakilerin diyaloglarini uzun uzun anlatiyor aziz nesin ama cok hos anlatiyor. ilk olarak soru sordugu adam hic birsey diyemiyor ama yardim da etmek istiyor. gitgide kadinin etrafinda kalabalik toplaniyor ama kimse yardim edemiyor. kadin anlatmaya calisiyor. kadinin fransiz oldugunu anliyorlar ama etraftakilerin fransizcasi da yok. aziz nesin de iclerinde ve olan biten herseyi susarak izliyor. bir ara uc tane liselinin kendi aralarinda konusurken birisinin digerine "hadi konussana oglum, okulda fransizcadan 10 uzerinden 9 almistin, konus lan. anlat" diyor. oburu de "ben konusamiyorum ki oglum, ben okuldakileri biliyorum, konusma farkli" falan diyor. yani diyaloglar diyaloglar. neyse ilerleyen kisimlarda sorun cozuluyor ve aziz nesin soyle bitiriyor oykusunu "simdi siz diyeceksiniz ki maden fransizcadan turkceye kitap ceviriyorsun da niye orada kadina yardim etmedin. cevap vereyim, ben fransizca bilmiyorum ki. o kitaplarin ismini yayin evinden aliyorum sonra gidip arapcalarini sahaflardan satin aliyorum. arapcadan turkceye ceviriyorum ve yayinevine gidip fransizcadan turkceye cevirmis gibi parami aliyorum"

    ben de yukarda ilk yazdigim iki cumleyi japon haber ajansindan almiscasina bbc'den arakladim.

  • allah kimseyi kredi kartı harcama ve limitinin ekran görüntüsünü koyacak kadar düşürmesin.

    amin.

    tanım: ilginç bir şekilde şovu yapılan limit.

  • çok terbiyesizce olabilir. en güzeli askeriye içine sokmaktır, askerden ne istiyosun durup duruken.

  • dizide tanitilan 4 ailenin tek tek mal varligindan bahsedilirken 50-60 milyar dolarlardan bahsediliyor. bu aileler legal is yapan (medya, medikal, turizm, in$aat) adam gorunumlu kacakci (silah, uyustucu vs.) aileler.

    merakimi cezbeden konu ise; ilk kurtlar vadisinde silah kacakcisi laz ziya polat alemdar a butun mal varligi olan (yaklasik) 670-680 milyon dolar birakmisti. hadi olsun olsun baronlarinin 2 milyar dolari.

    e o zaman bunlar kim !adamin var 60 milyar dolari hem de silah kacakcisi. laz ziyayi kim takar baronu kim napsin !

    kandirildik arkada$lar

  • bir elmas örneği ile açıklamak gerekirse;

    kömürle kaplıyken çok da değerli gibi görünmez. hoyratça kullanılabilir ya da fırlatılabilir. sıradandır, elinize ilk aldığınız an samimi olabilirsiniz çünkü gündelik bir değeri vardır ve kendiniz olabilirsiniz. sizi beğenmesini, istemesini ya da sizde kalmasını arzulamazsınız. oysa işlenip, düzgün kesim yapıldığında elmasa dönüşür. o zaman elinize aldığınızda sizin için çok değerlidir. çok dikkatli tutarsınız hatta çoğunlukla uzaktan bakıp seyredersiniz. sizin olmasını istersiniz, sırf size yakışsın diye en güzel tavrınızı takınır, en güzel makyajınızı yapar ve en güzel kıyafetlerinizi giyersiniz. o size alışıncaya kadar, sizi kabulleninceye kadar kendiniz gibi davranamazsınız. kasılır ve en iyiyi oynamaya çalışırsınız.
    gerçekten hoşlanılan kişiyi bulduğunuzda da binlerce kömür arasından elması bulmuş gibi olur, uzaktan izlemeyi tercih edersiniz. çünkü öyle değerlidir ki asla sizin olamayacakmış gibi gelir. asla sizi görmeyecek, sizin ona baktığınız gibi bakmayacakmış gibi gelir. o an kendinizi basit bir çakıl taşı gibi hissedersiniz. elmasın kendi parlaklığından asla göremeyeceği kadar sönük. ya da elması ellemekten korkan bir çulsuz gibi... oysa sadece bir elmastır. sadece iyi kesim yapıldığı için değerlidir. yerin altından çıkarılmış bir kömür parçası.
    sözün özü; kaybetmeyi göze alamayacak bir korkaklık, hiç elde edemeyecekmiş gibi umutsuzluk, kendini beğendiremeyecekmiş gibi güvensizliktir.