ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
monaco doktorunun falcao için verdiği son rapor
-
aynı babaannemin yaşadığı sorunlar, yürüyüş sonrası sızlamalar, merdiven çıktıktan sonra diz titremesi, sabah uyandığında uyuşukluk, aynısı.
egemen bağış'ın gezi'de hata yaptık itirafı
-
berkin'in cenazesinin kalktığı gün bize 'nekrofil' diyen şahıs için iddialı bir açıklama.
türklere sorulan salak sorular
-
italyadan bir anı. baya yaşlı bir amca trende uzun süre baktıktan sonra dayanamadı:
- sen türksün değil mi?
+ evet.
- hala kılıç tasiyor musunuz yaniniz da?
+ fethetmeye gelmedim amca, gezip gidicem ben...
okan bayülgen
-
gezi parkı ile ilgili son konuşmasını gözlerim gördü, kulaklarım işitti ama bir türlü inanamadım. yıllardır programıyla sabahladığım hınzır, aykırı, cesur, muhalif adam bu değilmiş heralde; ya ben çok yanlış anlamışım ya da kendisi haysiyet kavramını belli bir menfaat karşılığı askıya almış. düşünebildiğim en iyi ihtimal çocuğu ile tehdit edilmiş olması. para karşılığı satılma olasılığını düşünmek gençliğime ihanet olur.
gelelim %0 ihtimal veriyor olsam da, gerçekten dediklerine yürekten inanıyor olabilmesine, veya kendini bunlara inandırmış olabilme ihtimaline..
sevgili okan, "hava güzeldi", "tek sebep bu" demişsin.. 31 mayıs cuma akşamı ben arkadaşlarla teras partisindeydim, hava da güzeldi evet. çok eğleniyorduk, mangal + içki + kızlar anlarsın. hiçbir kuvvet beni oradan alamazdı o gece, keyfim yerindeydi; ta ki facebooka girene kadar... taksimde oturma eylemi yapan insanların kafasının gaz kapsülü ile patlatıldığını, tomalar ile havada takla attırıldığını, böcek muamelesi yapıldığını gördüm. gözlerim doldu, sinirden nefesim kesildi, yerimde duramaz oldum, fırladım. insanlar nasıl başka insanları bu kadar kolay yaralayabilirdi? orada göz göre göre demokrasi katliamı yapılırken, benim ve herkesin konuşma özgürlüğünü savunan insanların öldürülmesini nasıl evde oturarak izleyebilirdim? biramı yudumlamaya devam etsem çocuğuma ne diyecektim, nasıl yüzüne bakacaktım ileride? sen nasıl bakacaksın? ona da mı palavra sıkacaksın? eğlenmeye gidiyorlar demişsin, oraya her gidişimde başıma bişey gelirse diye aileme yazdığım notu çalışma masamın üstünde bıraktığımı biliyor musun?
"ne sizden ne onlardanım, tarafısızım" demişsin.. burada taraf yok okan, yanlışa yanlış diyebilmek var. sen yanlışa yanlış diyemediğin için tarafsın.
sen mi çok iyi oyuncuydun bu anarşist muhalif adamı oynarken, yoksa biz mi çocuktuk o zamanlar?
edit: http://www.youtube.com/watch?v=nbuje8kto-i
yaran kısa mesajlar
-
arkadaş:
"yaşıyor musun nerelerdesin? hakanlar size geldi mi? x'e gidecek misiniz? sınavlar açıklanmış haberin var mı? ben geçmiş miyim? haftaya gelecek misiniz okula?"
fragile:
"evet,evet,hayır,evet,hayır,hayır"
umut sarıkaya tipi mutsuzluk tanımları
-
cekirdek kabugu ve dondurma kagitlari dolu tabakla vantilatorun onunden gecmek.
pull and bear'ın anlamı
-
sen çekme ulan ayı.. dır.*
illegal yayın izleyen de izleten de ceza alacak
-
ülkeye komple ceza keseceğinize,milyonlarca liralık vergilerini affettiğiniz adamlardan alın vergiyi.
çocuklarla girilen komik diyaloglar
-
yaş iki, çocuk parkında karınca yuvası inceliyoruz:
- baba, bu karıncalar nereye gidiyor?
- yemek bulmaya gidiyorlar canım.
(karıncalara eğilip parmağıyla ileriyi işaret ederek bağırır)
- karfur* buradaaaa!
arda turan'ın takipçisini tehdit etmesi
-
bu ülkede şöhreti kaldıran tek kişi tarkan olduğu için garipsemediğim atışma.