hesabın var mı? giriş yap

  • aşısı ilk kez 18. yüzyılda istanbul'da yapılmıştır denilmiş, tam olarak öyle değil.

    aslında çiçek hastalığı, aşı dediğimiz olayın icadını sağlayan hastalıktır. çiçek aşısının en ilkel örneği çin'de uygulanmıştır. çiçek hastalığını bir sefer atlatmış insanların bu hastalığa bir daha yakalanmadığı tarih öncesi dönemlerden beri bilinmektedir. çinliler; çiçek hastalığını atlatmış kişilerin teni üzerinde oluşan yaraları, başka insanların teni üzerindeki kesiklere sürüp onların da atlatılabilir seviyede hafif bir hastalık geçirmesini sağlıyorlardı. bu yöntem bazı insanların ölmesine sebep olsa da bir çok insanın hastalığa bağışıklık kazanmasını sağlıyordu.
    uygulama orta asya üzerinden osmanlı imparatorluğu'na yayıldı. yöntem, istanbul'daki ingiliz büyük elçisi tarafından fark edildi ve büyük elçinin bu yöntemi ingiltere'de tanıtmasıyla bu ülkede de kullanılmaya başladı. derken bir ingiliz doktor, ineklerin çiçek hastalığının çok zayıf bir versiyonunu taşıdığını fark etti ve ineklerdeki hastalığın insanlara aktarılmasını sağlamak için aşılama denilen metodu geliştirdi.

    ingilizcede aşılamak anlamına gelen 'vaccination' kelimesi, latincede inek anlamında gelen 'vacca' dan gelir.

  • repliğin tamamı şöyle:
    yaşar usta-saim beyi görecektim.
    sekreter-randevunuz var mi?
    yaşar usta-yok.ama yaşar usta derseniz beni kabul eder.çok önemli.
    sekreter-hiç sanmıyorum ama bir sorayım.(telefonda) saim bey, yaşar usta diye biri sizinle görüşmek istiyor.peki efendim.(yaşar usta'ya) sizi bekliyorlar, buyrun.
    (içeri girer)
    saim bey-söyle ne istiyorsun?
    yaşar usta-bak beyim, sana iki çift lafım var.koskoca adamsın.paran var, pulun var, herşeyin var.binlerce kişi çalışıyor emrinde.yakışır mı sana ekmekle oynamak.yakışır mı bunca günahsızı, çoluğu çocuğu karda kışta sokağa atmak, aç bırakmak.ama nasıl yakışmaz.sen değil misin öz kızına bile acımayan, bir damlacık saaddeti çok gören.anlamıyor musun beyim, bu çocuklar birbirini seviyor.ama ben boşuna konuşuyorum.sevgiyi tanımayan adama sevgiyi anlatmaya çalışıyorum.hıh.sen büyük patron, milyarder, para babası, fabrikalar sahibi saim bey.sen mi büyüksün.hayır ben büyüğüm, ben, yaşar usta.sen benim yanımda bir hiçsin, anlıyor musun, bir hiç.gözümde pul kadar bile değerin yok.ama şunu iyi bil, ne oğluma ne de gelinime hiç birşey yapamayacaksın.yıkamayacaksın, dağıtamayacaksın, mağlup edemeyeceksin bizi.çünkü biz birbirimize parayla pulla değil, sevgiyle bağlıyız.bizler birbirimizi seviyoruz.biz bir aileyiz.biz güzel bir aileyiz.bunu yıkmaya senin gücün yeter mi sanıyorsun.dokunma artık aileme.dokunma çocuklarıma.dokunma oğluma.dokunma gelinime.eğer onların kılına zarar gelirse ben, ömründe bir karıncayı bile incitmemis olan ben, yaşar usta, hiç düşünmeden çeker vururum seni.anlıyor musun.vururum ve dönüp arkama bakmam bile.(çıkar)