hesabın var mı? giriş yap

  • - iyi bir insan olduğunu düşünüyor musun?
    + elhamdülillah müslümanım.

    - karına, kızına neden hayatı zindan ettin?
    + elhamdülillah müslümanım.

    - milletin giyimine, inancına neden karıştın?
    + elhamdülillah müslümanım.

    - içki içene, açık giyinene, ateiste vb. neden kötü gözle baktın?
    + elhamdülillah müslümanım.

    - hırsızın, imansızın arkadasında neden durdun?
    + elhamdülillah müslümandı.

    otur, sıfır. arkadaşı cehenneme atınız.

    not: bu entry'de + olarak konuşturulan kişi, yaptığı her pisliği müslüman olduğunu söyleyerek örtbas etmeye çalışanları simgelemektedir.

  • sigara tüccarlarının sizin öğrenmenizi istemediği birkaç şey vardır. bunların başında, sigaranın öksürük dindirici efektifir. ciğerlerinizde cilia adında, saça benzeyen tüyler? vardır. bu tüyler ciğerlerinizi temizlemenizi sağlar. fakat sigara içtiğinizde bu tüyler görevlerini yerine getiremez hale gelirler. sigara bir öksürük dindiricidir (inanması zor, eved), bunun sebebi, sigaranın ciliaları tarumar etmesidir. ayrıca zift ve reçine de aynı şekilde nefes yollarınıza ve ciğerlerinize yapışır. sigara, öksürmenizi önlediğinden yıllarca belki bronşit türevleri hastalıklarla beraber yaşarsınız ve bunun farkına bile varamazsınız. yıllar sonra maskelenmiş hastalığınız (koah, kanser vs.) bir anda bu yüzden baş gösterir. ayrıca ciğerlerinize yapışan bu kimyasallar, her gün üzerine eklenerek artarlar. sabah kalktığınızda öksürmenizin sebebi, az da olsa ciliaların gece boyu çalışmasından kaynaklanır. aslında bu güzel bir şeydir. fakat sigara içtiğiniz an bu temizleme operasyonu “pause” durumuna geçer. yani öksüremezsiniz. öksüremeyince de ciğerlerinizi temizleyemezsiniz. (tamam su falan işe yarar. fakat devamlı sigara dumanı vücudun bu kimyasalları absorbe etmesinin önüne geçer.)

    yani sigarayı bıraktığınız zaman hasta olursunuz. deliler gibi öksürmeye başlar, artık ciğerlerinizi ne kadar öptüyseniz, o derece şiddetli bir hastalık ortaya çıkar. bunun sebebi, sigaranın, yukarıda da bahsettiğim gibi, öksürüğü baskı altına almasından mütevellittir. yani sigarayı bıraktığınızda, otomatikman altta yatan sorununuzu vücudunuz çözmeye çalışır. vücudunuz sizden daha akıllıdır. bu hastalık süresi 2 hafta kadar sürebilir. iğrenç renkli balgam çıkarmaya başlarsınız. o balgamlar ve delicesine öksürük, sizin vücudunuzun eski hale döndüğünün ve sağlıklı olmaya uğraştığının bir kanıtıdır. yani, sigarayı bıraktıktan sonra yoksunlukla beraber gelen kırgınlık ve daha fazlası tamamen bu yüzdendir. bu dönemde bol bol su içmeli, egzersiz yapmalı ve nefes almayı tekrar öğrenmelidir şanslı kişi.

    nikotin her ne kadar zararlı olsa da, yanan bir sigaranın yanında çok masumdur. vücudunuzda zaten nikotin reseptörleri vardır. bu reseptörler, aşırı nikotin alımıyla (sigara içmek), büyümeye ve çoğalmaya başlarlar. sigara satıcılarının sizi sömürdüğü nokta burasıdır. nikotin ihtiyacınızın yanında, sizi sigaraya kattıkları diğer maddelerle sattıkları ürüne tamamen bağımlı hale getirirler. kendi sigaranızdan başkasının öksürtmesinin sebebi de budur. sigara ciddi pişmanlıktır. yanan sigara ile beraber vücudunuza karbonmonoksit alırsınız. ayrıca vücuda alınan oksijeni de hatrı sayılır oranda azalttığından, artık salağa bile bağlayabilirsiniz.

    sigarayı bıraktığınız an, yukarıda bahsettiğim şeylerden anında kurtulursunuz. nikotinin vücudu terketme süresi 3 gündür. 3. gün sonunda nikotin-free olursunuz.

    sigaranın temel bağımlılık faktörlerinden biri de sigara içmektir. şöyle ki; içinize çekmek, dışarı üflemek, tekrar çekmek, boğazınızdaki sigaranın geçişi, elinizdeki sigarayı tutmanız dahi sizde arka planda bağımlılık yaratan faktörler olarak geri döner.

    ben kimsenin ahlak bekçisi, ya da azılı bir sigara savaşçısı falan değilim. ben de sizin gibi sigara içmeyi sevmiş biriyim. yukarıda anlattığım şeylerin hepsi, benim de başımdan geçti. fakat yaşla alakalı olarak bu aydınlanma süresi belki sizden daha uzun sürmüştür, kim bilir?

    sigaranın ne çeşidini içerseniz için, öksürüğünüzü bastıracaktır. yukarıda bir yazarın bahsettiği açık sigaralar her ne kadar pakette satılan sigaralar kadar kimyasal içermeseler de, renklerinin açılması ve albenisi olması için kükürte doydurulurlar. hani kuru kayısıyı normalden 100 kat kükürt içeriyor diye geri yolluyorlar ya ihraç ülkeleri, düşünün bakalım size 10 tlye sattıkları tütünlerin içine hangi oranda kükürt basıyorlardır.

    ben eşeğim, malın önde gideniyim, illa sigara içeceğim diyorsanız size bir tavsiyede bulunayım. 100 ml saf suya 2 gr gelecek şekilde limon tozu ekleyin. (1 litreye 20 gr). sonra aldığınız o boktan tütüne, bu karışımı atomizerı olan bir püskürtücü ile (fısfıs, ama su değil de, buhar gibi su fışkırtanlar), tütününüzü ıslatın. vıcık vıcık yapın. kapalı bir kutuya tütünü koyarak iki gün bekleyin. sonrasında da tütününüzü kurutun. şayet ne kadar boktan bir şey içtiğinizi görmek isterseniz, ıslak tütünü mutfak havlusuna sararak kurutabilir, havluları koklayarak ne kadar iğrenç koktuğunuzu deneyimleyebilirsiniz. bu işlem sonunda sigaranızın ph oranı düşecek ve hayatınızda içtiğiniz en tatlı tütünü içiyor olacaksınız. bence bunu kesinlikle yapmayın. çünkü sigara içecek kadar mal olduğunuzu bir türlü kabul edememektesinizdir.

    ikinci olarak; illa sigara içecekseniz, yukarıdaki işlemi yaptıktan sonra, tütününüzün ve filterenizin arasına aktif karbon ekleyin. aktif karbonu önce yıkamalı, sonra da çok iyi kurutmalısınız bu arada. yoksa pantul taşlayan garibanların kapıldığı hastalığa kapılırsınız (black lungs). bu ömrünüzü biraz daha uzatabilecek bir actiondur. fakat kanser olmanızı, koah keyfini yaşamanızı engellemez.

    size sigara ile ilgili çok değerli bilgiler sundum yukarıda. fakat en değerlisi şudur;

    sigara içmeyi bırakmadığınız her gün, kansere bir adım daha yaklaşıyorsunuz. belki ziller sizin çalıyordur. kim bilir?

    sigarayı bırakmaktan korktuğunuzu biliyorum. bunda sonuna kadar da size hak veriyorum. fakat röntgen filminiz bir gün muhakkak çekilecektir ve o günün korkusunu bugünden yaşadığınızdan o güne kadar korku dolu yaşayacaksınız. yani ketenpereye hoş gelmişsiniz.

    sigarayı bırakmak için acele etmek çok saçmadır. yıllarca ağzınızdan düşüremediğiniz emziğinizi bir günde kenara atmak ehm nasıl diyeyim, oldukça naif bir harekettir. en fazla ara verirsiniz sigara içmeye. sigarayı bırakmak beyinde başlar. vücudunuz herhangi bir maddeye ihtiyacı olduğunda, o maddeyi size aşerdirir. atıyorum, bir anda canınız beyaz peynir istiyorsa, tadı ağzınıza geliyorsa, bu vücudunuzun peynirdeki bir maddeye ihtiyacınız olduğu anlamına gelir. peki dandik havucu bu kadar yemek için vücut böyle yollara başvuruyorsa, kim bilir size sigara içirmek için de hangi yollara başvurur?

    cevap vereyim,

    her yola!

    o sebeple, sigaranın size zarar verdiği gerçeğini sindirmeli ve buna göre sigarayı düşman bellemelisinizdir. yani sigarayı bıraktığınızda, siz bir yol arkadaşından vazgeçmiyor, aksinize sırtınızda size yük olan sorunlardan kurtuluyorsunuzdur. bu zor bir disiplindir ve bunu başarabilmek ciddi irade ister. sigaradan kurtulmayı ve sağlıklı bir hayata adım atmayı düşünüyorsanız, çok da acele etmeyin. kesif kesif için sigaranızı. vurun dibine yarın yokmuş gibi. tiksinti geldiği an da ufak ufak “napıyorum lan ben?” diye sormaya başlayın kendinize. bu metod uzun sürebilir, vaktinizi alabilir. fakat cold turkeyden daha verimlidir. sonunda cidden karar verirseniz, sigaradan sonsuza kadar uzaklaşabilirsiniz. kimsenin umrunda değildir sizin sigara yüzünden kanser olmanız. bu hayat sizin hayatınız ve sigaraya başlayacak kadar kararlar alabiliyorsanız, ki aldığınız için muhtemelen burayı okuyorsunuzdur, ondan kurtulmak için de aynı kararları alabilirsiniz. sigara ve türevleri sizin dostunuz değil, patlamaya ayarlanmış saatli bombalardır. cidden zamanı geldiğinde de içinizde patlayacaktır.

    gelin yol yakınken bu saçmalıktan vazgeçin. söz veriyorum, daha iyi yaşayacaksınız.

  • thy'den konuyla ilgili ilk resmi açıklama geldi: senin ananı bacını o uçağa hostes yapsalar, zoruna gitmez mi?

  • darısı niye huawei'nin başına anlayamadım. apple fan olarak korkuyor musunuz la yoksa?

    tanım: telefon piyasasının apple'ın tekelinde olmasını isteyenlerin hayallerini içeren haber.

  • tam tadında bırakılan eylemdir. metroda da, burada da araya girenler, tadında dayak yemesini sağlamakt hep. demek ki ne kadar duyarlılar. tam tersi olsa, bir akp antipatizanı, akp'liler içerisinde kalsa ve sizin kafanıza sıkacağım diye tehdit etse, muhtemelen hastanelik olur, ya da ölür. gerçek bu.

    helal olsun diyorum.

  • spordan sonra oluşan kas ağrısı günlük aktivitenizi engellemeyecek düzeydeyse ve 48 saati aşmıyorsa normal kabul edilir.bu süreyi aşıyorsa ve çalıştığınız kası esnetemiyorsanız bir şeyleri yanlış yaptınız demektir.(bkz: delayed onset muscle soreness)
    bildiğiniz gibi tekrarlayan setlerde ağırlık çalıştığınız zaman kasta mikro yırtıklar oluşur ve vücut bu yırtıkları onarırken bir daha aynı şeyin yaşanmaması için hipertrofiye uğrar.
    eğer kası üstesinden gelemeyeceği bir strese sokarsanız o bölgede savunma hücreleriniz adeta bir iltihap varmış gibi davranır ve sizde kollarını açamayan t-rex gibi dolaşırsınız ortalıkta 3 gün boyunca.

    aşağıda sıraladığım maddeleri birebir uygularsanız bu problemi yaşama ihtimaliniz çok çok az:
    -ağırlığı yavaş yavaş arttırın. biceps 5 kg çalışıyorsanız ve 3.setin sonunda daha fazla kaldıramıyorsanız,kasınıza o ağırlığa alışması için 1 hafta müddet verin aynı hafta içinde 5kg dan 8kg a çıkmayın.bu özellikle yeni başladıysanız önemli.
    -spor öncesi 5 dakika ısınmanız olsun.bu ip atlama,koşma,box jump olabilir.önemli olan kalp ritminizi arttırıp kaslarınıza giden kan akımını arttırmak.
    -son olarak esneme germe hareketlerinizi düzgün yaptığınızda "doms" riskini büyük oranda azaltırsınız.

  • bana göre erdem falan değildir, lütuf da değildir. birçok farklı sebebi olabilir, parayı, zekayı, herhangi x bir şeyi güzelliğe tercih eden birinin tercihi olabilir, toplumun güzellik normları dışında da olsa sevdiği kişiyi gerçekten çok güzel bulan birisinin kararı olabilir, şartlar öyle gerektirdiği için mecburiyet olabilir. ama erdem? sanmıyorum.

    birilerini önce itip sonra da onlara merhamet bağışladığınızda daha iyi insanlar olmuyorsunuz. bu biraz, "gözlerin görmüyor ama sana iş vermişiz" demek gibi oluyor, bence.

  • üç yol ağzında iki yolu kapatıp tek yolu kaçmak için açık bırakırsın. oradan geçen vatandaş seslenir;
    - naabıyonuzz!
    + direniyoruz.
    -direniyonuz da naabıyonuz?
    +amcaaa tomalara barikat kuruyoruz işte!!
    -bu yolu niye açık bıraktınız?
    + o yoldan da kaçalım diye açık bıraktık amca!
    - evladım bu yol karakola gider.
    + |\_|\_|\_________*^#

  • çok ilginç özelliklere sahip, adını trajik bir olay sonucu almış olan yerdir.

    ölüm vadisi adını 1800'lü yılların ortasındaki altına hücum esnasında bir öncü grubunun california sınırını geçerek yolllarını kaybetmesi sonucunda kaybolmaları ile almıştır.

    grup ilk başta altın alanlarına bir kestirme yol bulduğunu sanmıştı. ama geldikleri yer deniz seviyesinin 86 metre aşağısı olan bir vadi idi. yiyecekleri tükenmek üzereydi ve vagonlarını çeken öküzler açlıktan ölüyorlardı. gruptan william manly ve ortağı john haney rogers, mojave çölü'nde yaklaşık 900 km giderek los angeles, california yakınlarındaki rancho san fernando'ya, ölüm vadisi'nde hapsolmuş ailelerin tahliye yolunu bulmak için yürüdüler. orada, meksikalı köylülerden yiyecek ve at tedarik ettiler ve grubu kurtarmayı başardılar. bu yolculuk esnasında 13 kişi hayatını kaybetmişti ve grup vadiden çıkarken içlerinden biri; "hoşçakal ölüm vadisi" diyerek bu amansız yere adını vermiş oldu.

    dünya üzerinde kayıt edilmiş en yüksek sıcaklık; 56.7 c olarak, 10 temmuz 1913'te ölüm vadisinde ölçülmüştür.

    bu vadinin en ilgi çekici özelliklerinden biri de ünlü yürüyen taşlarıdır. bu taşların gizemi geçtiğimiz yıllarda çözüldü. bir kış sabahı, eriyen karın bölgeyi kaplaması videosu kayda alındı. bu video ile birlikte vadiyi kaplayan suyun, kayaları rüzgarın da etkisi ile sürüklediği anlaşıldı. suyun buzlu olması da bu işi kolaylaştırmaktadır.

    su, kayaları çok düşük hızlarda hareket ettirdiğinden, kayaların hareketini gözle takip etmek mümkün değil. ancak bu videonun varlığı, kayaların nasıl hareket ettiğini açıklamak için büyük bir kaynak olarak görülüyor. sıradan bir kum yapısında olmayan ve taşlaşmış bir yapısı olan yüzeyin sürünme izleri, sertlikten ötürü silemiyor. ayrıca kayalar yeterince ağır ve sert oldukları için, hareket ederlerken bu toprağın üzerinde iz bırakıyorlar. böylece kayaların bıraktıkları izler buzlu su çekildikten sonra metrelerce takip edilebiliyor.

    kaynak
    kaynak
    kaynak

  • okuma yazma bilen herkesin basitçe çözebileceği bir soru. bunun neresi beyin yakıyor? beyni yanan insan muhtemelen okul kelimesinin zıt anlamını düşünüyordur hala.

  • fight club filmini 10 yıl boyunca izlemiş gibi yapmak.

    -abi hani böyle filmleri kesip kesip koyuyodu ya orası süperdi
    -adam sabun yapıyo manyak ya
    -ulan meğersem travis...

    10. yıl sonunda arkadaş meclisinde itiraf ettim oha sesleriyle oluşan desibeli anlatamam.