hesabın var mı? giriş yap

  • uzaktan eğitim okuyup diplomada örgün yazıyorsa saçma olan durum budur. biz acı çeke çeke okuduk. gerektiğinde derslerimiz uzadı, geceleri gündüzlere katıp çalıştık. bunun uzaktan eğitimle bir tutulacağını beklemek cidden örgünler açısından da can sıkan bi durum olurdu.

    doğru bir karar.

    edit : bana abuk subuk kuru bahanelerden mesajlar atmayın. bu kazanılmış hak felan da değil. sen buna başvururken zaten bir haksızlığa başvurmuşsun. göz göre göre devlet eliyle bütün o okuyanların hakkına girmişsin. burda hak felan yok. şimdi kalkar da bu konuda geriye dönük dava açılırsa ben kalkar örgünlerin mağduriyeti adına dava açsam ne olcak o zaman. biri yazmış 2-3 üniversite dışında örgün öğretim dezaten bi bok yok. ulan tırrık o kadar kolaysa git örgün oku o zaman. bende istanbul üniversitesi edebiyat fakültesinde okudum. hocalar dahil kimse sevmezdi uzaktan öğretimi kimi kandırıyorsunuz.

  • hot wheels facebook gruplarında, youtube yorumlarında gördüğüm kadarıyla her gün hobiye onlarca insan katılıyor ve en başta sordukları sorular hep aynı. buraya bakanlar için bir kaç temel bilgi verelim;

    öncelikle şunun adını koyalım ülkemizde bir çok insan toplayıcı, koleksiyonerlik bambaşka bir boyut. koleksiyonerlik selpak gibi, sana yağ gibi markaya isim veren ürünler gibi evrilmiş bir tanım ama hadi kendimizi düşürmeyelim koleksiyoner olalım.

    regular, lisanslı, fantazi model nedir?

    aslında hotwheels'in böyle bir ayrımı yok, yolda gördüğümüz araba kutunun içindeyse ona lisanslı diyoruz (hot wheels honda, ford gibi firmalara para ödeyerek logoyu kutunun arkasına basıyor), regular ise, premium (car culture, boulevard.. falan gibi) veya sth olmayan modeller için kullanılan terim. ördek mördek olanlara fantazi diyoruz. (istisnalar var, özetle bu şekilde, sen miskette keplik dersin ben kaflik derim)

    th, sth nedir?

    th'nin açılımı treasure hunt sth'nin açılımı da super treasure hunt. "hazine avı" ve "tutankamon'un kayıp hazinesi" olarak türkçeye çevirebiliriz. oranlarını bilmemekle birlikte kutu açılımı videolarından edindiğimiz tecrübelere göre her kutudan ortalama 1 adet th çıkıyor, sth ise 700-800 de 1 gibi bir oranla çıkıyor ama biz onu "binde bir" olarak kabul edelim.

    aslına bakılırsa th'nin hiç bir olayı yok, arabanın üzerinde fazladan bir hotwheels logosu var rengi, deseni değişik. değeri aldığımız fiyat neyse o, hiçbir esprisi olmamasına rağmen denk gelirse modeli beğenmesem bile aşırı mutlu olup satın alıyorum.

    sth'de ise durum biraz daha farklı, boyası metalik ve/veya regular modelden değişik ayrıca tekerlekleri kauçuk , değeri (satış fiyatı x10 ile x40) arasında değişiyor ama burda fiyatı belirleyen talep her zaman olduğu gibi. bunu satın almak, satmak veya sahip olmak çok bir şey olmasa da bulmak hayatımda aldığım en yüksek hazlardan biriydi. ortalama geçen matematik sınavından 5/pekiyi almak gibi, şampiyon olmak gibi bir duygu yarattı bende.

    case nedir?

    case'in türkçesi yok, keys aşağı keys yukarı. bildiğin kutu işte de video çeken kardeşler case dedikleri için oturmuş bir kalıp. yine normal yani regular modeller üzerinden konuşursak bir case 72 adet ürün içeriyor. dikkat edilmesi gereken husus bir kutu aldığımızda 72 farklı arabamız olmuyor maalesef, aynı modelden 3-4-5-6 adet araç çıkabiliyor. yani burası biraz karışık ama sondan başa doğru gidelim;

    hotwheels şu an için her yıl 250 model çıkarıyor, tüm koleksiyonu tamamlamak için bütün case'lerden almak gerekiyor, yani atıyorum a case'inden mazda çıktı diyelim honda b case'inde. koli koli alayım koleksiyonu tamamlayım demek mantıklı değil o yüzden.

    mini seriler nedir?

    bunun bir adı yok ben uydurdum, belki de bir yerde duymuş olabilirim. yıllık 250 araç çıkıyor dedik ya, onlar da kendi içinde 5'li yada 10'lu gruplar halinde serilere ayrılıyor. örneğin; factory fresh, japan, flame, screen time gibi gibi minik seriler var. artık bunları biriktirmek kişinin ilgisine kalmış bir şey. zaten bu tarz serileri tamamlamak için market market, oyuncakçı oyuncakçı geziyoruz, hazine avı da ordan geliyor. mesela bazen 7-8 ördekten başka bir şey kalmamış reyonda haftalardır aradığın bir model olabiliyor. aynı şekilde sokak arasındaki bir milyoncuda kırtasiyede efsane arabalar bulunabiliyor.

    kısa kart, uzun kart, premium nedir?

    ülkemize gelen en yaygın model kısa kart olarak tanımladığımız model, 2021 itibariyle ortalama satış fiyayı 10,90. 3 harfli marketlerde 7,90'dan 8,50'den 9,90'dan satıldığı da oluyor, kırtasiyede 14 liraya satan da oluyor. normal oyuncakçıda sepet içinde duranlar bu.

    uzun kartlar biraz daha farklı 20 birim fiyat ortalamasında gidiyor, genelde özel seriler örneğin hızlı ve öfkeli gibi, komple nikelaj arabalar gibi popüler kültüre hizmet eden araçlar yer alıyor. özetle, bu işin müşterisi zaten bizim için kümeste, kaçtan satarsak alırlar diyerek yapılan bir şey bana göre.

    premium ise 30-35 yaş üstü kardeşlerimin sürekli anlatıkları "ulan bana almanya'dan gelen bir küçük araba vardı, dehşet bir şeydi, kayboldu gitti, şimdi bulsam 1000 lira verip alırım" dediği o demir arabalar. tamamı metal ve lastikleri kauçuk kısıtlı sayıda ve talep görecek şekilde yapıldıkları için 35-40 lira gibi bir fiyata satılmasına rağmen bulmak için çaba göstermek gerekiyor. maalesef 5'li seti 200 lira gibi bir bütçeye maloluyor ama ele alıp şöyle bir tartınca değdi hissi veriyor.

    kapalı kutu vs açık kutu?

    hobi veya koleksiyoner olarak toplayan arkadaşların yaşadığı en büyük ikilemlerden biri. doğrusu; kutusunu hiç açmadan mümkünse hiç yıpratmadan saklamak ve/veya sergilemek ama bu şart değil, sen kutuyu açarsın kutusunu ayrı modeli ayrı sergilersin, kutusunu anında parçalar atarsın sadece modeli sergilersin bu tamamen kişiye kalmış bir şey. unutulmaması gereken kısım 25 yıl sonra kutulu ürün x100 yapabilecekken kutusuz ürün x50 yapabilir. (rakamları afaki veriyorum, değeri alıcı belirler) benim gözlemlediğim kadarıyla arkadaşların çoğu sadece araca odaklanıyor, dokunmak, sürmek sonra sergilemek istiyor. kişisel olarak belli başlı serileri kapalı kutu olarak saklıyorum.

    id nedir?

    bu işin biraz ticari ve app kısmı, bizi çok ilgilendirmiyor, işte parkur yaptın diyelim bir noktadan geçen id arabasını cep telefonundan görebiliyorsun. ilerde tüm araçlar id olur o başka mesele ama 40 sene önce tüm araçların premium kalitesinden şimdiki regular kalitesine düştüğünü gözlemleyince pek de umutlanmamak gerek.

    matchbox, majorette, greenlight, mini gt kıyaslaması

    bu markalar için rakip veya muadil kelimesini kullanmak bana göre çok doğru değil, matchbox ve hotwheels'in fabrikası mattel, kardeş firma diyebiliriz. majorette, greenlight ve mini gt'nin olayı da kalite ve detay diyerek giriş yapıp bırakalım.

    hot wheels yarış setleri

    bir şekilde alıyoruz ama bizi ilgilendiren kısım yollar ve virajlar, onu da yapan çok az kişi gerçi. marka'nın bilinirliği ve devamı için olumlu bakıyorum. çocukların oyuncaklarını hobiye ve koleksiyona döndürmesi için güzel bir başlangıç.

    arkadaşlar değerli mi? alınır mı? kaç para eder?

    sık sorulan sorulardan bir tanesi. istediğin her şey alınabilir, istediğin her şey toplanabilir. güncel modellerden mercedes 500 ü hobici olmayanlar bile alıyor, herkeste var, herkes özenle saklıyor ama mesela ördek araba öyle değil, sadece çocuklar alıyor, ölesiye oynuyorlar, ya kaybolur ya kırılır, şimdi 20 sene sonra gelip "arkadaşlar kapalı kutu ördek arıyorum" diyen biri çıkarsa hiç şaşırmamak gerek. tavsiyem şu; elinize alıp kararsız kaldığınız bir model olursa onu mutlaka alın. 5 kere elinizini tersiyle ittiğiniz aracı market market ararken bulursunuz kendinizi. üzülerek bir not düşelim; ülkemizde bir çok şeyi bir çok kişi satmak için alıyor, 10 liralık araba için 25-50 lira isteyen insanları görmek heves kırıyor. hobi'de esas satmak/almak değil takas olmalı, hediyeleşmek olmalı.

    saklama, sergileme nasıl yapılır?

    çok sorulan ve aslında hobinin en zor kısımlarından biri bu. instagramda ve web'de bir çok stand bulmak mümkün, sözüm ona ekonomik olanları kontraplaktan yapılıyor, şık duranları pleksi denilen şeffaf malzemeden yapılan standlar ama bence çok pahalı. ayrıca maalesef deprem ülkesinde olduğumuz için ve toz koruması için kapaklı olarak tercih edilmesi gerekiyor. bu konuda tamamen koleksiyonerin zevki ve bütçesiyle doğru orantılı. hot wheels stand veya diecast stand olarak arama yapılarak modellere bakılabilir.

    türkiye'de fiyatlar ucuz mu?

    hem ucuz hem pahalı, amerikada ürünler black friday'de 0,65 dolara kadar düşüyormuş ama bir kaç kez güncel modellerin 1,39 dolara satıldığını gördüm, avrupa fiyatları da benzerlik gösterir, türk lirası karşılığı ucuz olduğu için zaten üzülmemize rağmen birim karşılaştırması yapıldığında kahrolmamak elde değil. bu her şey için geçerli ama bizde de keşke 1 birim olsa ve case case alıp koleksiyonumuzu tamamlasak, fazla olanları çocuk esirgeme kurumuna bağışlasak ne güzel olurdu. bu arada küçük bir not : kullanılmış oyuncaklar çocuk esirgeme kurumuna bağışlanmaz.

    hobiden soğumak

    ülkemiz şartları düşünüldüğünde çok rahat olabilecek bir şey ama kısa bir dönem yapılsa dahi mutluluk veren bir hobi ki halen soğumuz değilim. en büyük etken yine her zaman olduğu gibi satmak için alanlar ve ülkemize gelen kısıtlı sayıda ürün.

    araçları gruplandırma

    bizde gelen büyük gruplandırma japonculuk, reel hayattaki japoncu kardeşler hobide de japonculuk yapıyor, sadece orijinal tasarım biriktirenler de çoğunlukta, minibüsçüler var, fast and furiuos biriktirenler çok, beğendiği her şeyi alan toplayıcılar çok, ralli arabaları vs. vs. bu da oldukça kişiye özel.

    genel itibariyle aklıma gelen, yeni başlayanların merak ettiği konular bunlar, bir faydam olduysa bir ördek alır gönderirsiniz artık. bu arada ördek ördek deyip dalga geçtiğimize bakmayın, aerodinamiğinden nedir bilmiyorum pistte en iyi gidenlerden biri ördek.

    koleksiyonla kalın, hobiye başlatın...

  • "milli takıma alınmadığım için üzgünüm" demek kendi açısından masum ifade olduğu için kullanmaması gerekirdi. bunun yerine, "benim yerime haksız olarak tercih edilen bütün adamların yedi sülalesini *******, hakkımı da helal etmiyorum" dese daha iyi olurdu. herkesin anladığı dilden konuşulması gerekir.

    debe editi: selam. öncelikle böyle sığ bir entrynin debe'ye girmesinden dolayı özür dilerim. ama bana değil sedet'e kızın bununla alakalı. sizlerin bu entry'e oy verip, debe gibi ortalama entrylerin yer aldığı bir listeye sokmasını sedet sağladı. neyse şimdilik geçelim bunu, zaten bu konuda bir yere varamıyoruz ne kadar konuşsak da. kaldı ki yakında kanzuk sözlüğü dürüm yapıp yer.

    bu entry futbol tabanlı olmakla beraber, aslında bu ülkede adam kayırmanın, cehaletin, mayfacılığın, züppeliğin, karaktersizliğin, hırsızlığın her yere işlemesinden dolayı yazılmıştı.

    şimdi bu entry'de konuyu futboldan çıkarın. bir işe başvurduğunuzu ve o iş için yeterince de donanımlı olduğunuzu düşünün. ancak sizin yerinize, o şirkette çalışan bir müdürün çok sevdiği ve beş para etmez bir adamın alındığını düşünün. neler hissederdiniz acaba?

    ve daha bir çok alana çekebilirsiniz bu entry.

    şimdilik saygılarımla

  • feraye (yorgo'nun üstündekileri tek tek tanıtarak): pantalon... romadan! ayakkabılar... milanodan! gömlek... floransadan!
    ihsan: göbek... lahmacundan!