hesabın var mı? giriş yap

  • siz hiç kalbinizden taşan sevgilinizin bir başka aşk için ağladığını gördünüz mü?

    ben gördüm, bir kere.

    çok ağlanırsa kör olunur mu? bilen vara yazsın bana, neyse.

    bir aylık bir amerika tatili idi sadece. gözleri parlamıştı böyle bir imkan doğdu gitmeli miyim sence derken. hayatımda hiç kimseyi öyle yüreklendirmemiştim sanırım, kendim de dahil.

    her şey bu tatille başladı, hayatımın bu kadar boka saracağı hiç aklıma gelmezdi, felaketlerin bir alıştırma dönemi olmalıydı bana göre, böylesi zalimlikti.

    siz hiç alkolle arası iyi olmayan sevgilinizi zil zurna sarhoş bir bar köşesinde ağlarken buldunuz mu?

    ben buldum, bir kere.

    ıslak suratını omzuma gömüp "çok canım yanıyor" dedi. bende can kalmadı diyemedim.

    ellerimi tutup "ben başkasına aşık oldum" dedi. ben bir daha sevemem diyemedim.

    tüm renkler soldu, etraftaki tüm ışıklar söndü, ben karanlıktan korkuyordum ve elimi bir başkasına aşık bir adam tutuyordu. dramın dibi.

    tekrar omzuma gömülüp hıçkırıklarla ağlarken "sana bunu nasıl yaparım, ama aşık oldum, nasıl yaparım" diye boğuk bir sesle nefesini gömleğimden içerilere kadar üflüyordu hırsla.

    fıtı fıtı fıtı, çok duygusallaştım, tamam neyse, git ve mutlu ol dedim, evet ellerimle ittim onu, başta direndi sonra bir kelebek gibi süzüldü canını yediğim.

    bazen aşk gider, anılar kalır. bazı sevgililer başkalarına aşık olabilir ve siz bir daha sevemeyebilirsiniz.

    elimi tutabilirsiniz.

  • pederi kaybedeli 2 gün olmuş, yan apartmandan gelin alacakları için gelmiş ahali. zurna davul hepsi hazır. bizim apartmana giren çıkan kalabalığı görünce düğün sahiplerinden birisi kapıyı çaldı. hiç tanımıyorum ben adamı. (orda yaşamıyorum) rahmetli de sadece selam sabah o kadarmış. (sonradan öğrendik).

    komşu: oğlum selam, hayırdır bişey mi var? ayakkabılar, giren çıkanlar dikkatimi çekti de.

    ben: abi 2 gün önce babamı kaybettik, o yüzden birazdan kuran okunacak, * eş dost geliyor.

    k: ya başın sağolsun, bilmiyordum. kim ölen, adı ne?
    b:........
    k: hadi ya, köydeydik 2 haftadır, haberimiz yoktu. neyse, rahatsız ettim kusura bakmayın. bizim de kızı alacaklar, davul zurna vs gelmişti. söyliyim de çalmasınlar.
    o sırada annem gelir.
    a: aa hiç olur mu öyle şey, kız bi kere evleniyor. adet buysa iptal etmeyin. olmaz. biri ölecek, biri evlenecek, biri doğacak. biz camı kapıyı kapatırız.

    komşu teşekkür etti, ayrıldı.
    normalde yarım saatten fazla süren olay 5 dk da, kız babası tarafından bitirildi, tekrar kapıya gelip özür diledi ve gittiler.

    bazen böyle duyarlı komşuların, insanların olması güzel geliyor insana.

    aslında hep olması gereken bu ama birbirimizi o kadar umursamaz olmuşuz ki, bu güzel şeyler yaşanınca güzel geliyor insana.

    insanın cenazesi mi var, hastası mı var vs soran insanlar varsa sorun olacağını sanmıyorum. benim açımdan olmadı, üstelik acı bir günde.

    ama sormadan hurra diye başlayana ben de söverim.

    debe edit: ankarada maddi imkanı olmayan bir kardeşimiz için akülü tekerlekli sandalye ihtiyacı vardır.
    detaylar için

  • 5 kardeş kağıt toplama işini bitirip eğlenerek eve dönüşe geçiyor. "kardeşlerden en büyüğü iterken küçüklerde kağıt toplama aracına binerek doyasıya eğlendi" .bu cümleyi haber metni olarak yazan arkadaş isterse benim kağıt toplama arabama binip üzerinde doyasıya eğlenebilir.

  • tarih bilgisi, belge diye sunduğu fotoğraftaki hayatını kaybeden anzak askerlerini şehit türk askeri sanacak kadar olan birinin hezeyanı. aynı kişi, anzak koyu ismine karşılık avustralya hükümetinin benzer bir kararla canberra yakınlarındaki bir sahile gelibolu ismini verdiğini de bilmez. savaşın kazanılmasında kilit rol oynayan komutanın savaştan sonra ölenleri düşman değil kendi evladı gibi gören zihniyetini de sevmez ama ona da iki çift laf söylemeyi arkası yemez. çünkü bunlar ne insanlıktan, ne centilmenlikten ne de hatalardan ders çıkarmaktan nasibini almışlardır. bunlar için ölen yalnızca müslüman, kutsal olan sadece kendi adamı, toprağıdır* . saygıdan, güzellikten mahrumdurlar. ee vermeyince mabud neylesin mahmut.

  • şimdi türkçe'nin muhteşemliğine şahit olun. yazık ki, bu tür kelime türetme usulü unutulmuş:

    geriye doğru > kaçmak

    ileriye doğru > koçmak/koşmak (koç da aynı kökten)

    yukarıya doğru > kuçmak/uçmak (kuş da aynı kökten)

    yana doğru > keçmek/geçmek (geçit ve keçi de aynı kökten)

    aşağıya doğru > köçmek/göçmek (köçek ve göçük de aynı kökten)

    ****

    geriye doğru > çekmek

    ileriye doğru > çakmak, çokmak/çomak

    dışarıya doğru > çıkmak

    aşağıya doğru > çökmek (çökelek, çökelti)

    ***

    takmak

    tekmek/tekme

    tikmek/dikmek(diken)

    tokmak

    tökmek/dökmek

    tükmek/tükürmek

    ***

    geriye doğru > sakmak(saklamak)

    zemin üstünde sıçramalı > sekmek

    dışa doğru, içeriye > sokmak

    içten dışa > sökmek

  • + but you don't look like turkish
    - ay öyle miiiiiiiiiiiiiiiiiiii :)))
    + you look like an arab
    - yhaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa