hesabın var mı? giriş yap

  • cilekes nerede haber yok manga bir album yapti yapmasa daha iyiydi, dumandan ses seda yok, kargo zaten parcalandi koray arada album patlatirdi o da yok, yuksek sadakat diye bisey vardi o da yok redd falan da duyulmuyo. athena album yapmis sanirsam guzel sarki yok dus sokagi sakinleri bulutsuzluk ozlemi falan muzeye kaldirildi, noldu lan demek geciyor icimden ama aklima kramp falan geliyo onlar da topraga karismistir heralde. hepsini gectim bir zamanlar kurban vardi pentagram vardi.. sanirsam biz buyuduk ve kirlendi dunya. teoman napiyo acaba..

  • tsk'nın 30 yılda tankla uçakla füzeyle yapamadığını ışid 30 günde toyota pikapla yapmıştır.

  • ilişkilerimde hep bir şey eksik olur benim, aşk vardır mesela, samimiyet vardır, sadakat vardır, mutluluk vardır en güzeli, eğlence vardır ama bir şey eksik olur hep, nedir bilmem karşı tarafta bilemez, ya ben giderim en nihayetinde ya o gider. he o gitmeler de gitmek değildir aslında ne ben gidebilirim ne o. arada kurulmuş, bağsız bir bağ gibi kalır öyle. şekillendiremezsin, oturtamazsın, bilemezsin, inanamazsın, inansan da kaçarsın zaten. en temelinde güvenemezsin çünkü gitmen gerektiğine inanırsın. bazen gitmek istemezsin hatta en çok istediğin şey kalmak ve devam etmektir ama bi bakarsın yine olmamış bi yerlerde farkında bile olmadan çekmişsin araya çizgiyi sabote etmişsin yine her şeyi..

    tüm bu neden olur bilmiyordum, kendimi eğreti, sorunlu, hep aynı şeyi yaşamaktan bıkmış, pes etmiş, tekrar denemiş, yine yenilmiş halde bulmaktan yorulmuş, karşı tarafı suçlarken aslında içten içe sorunun? problemin? hatanın? kendinde olduğunu bilerek geçirdim hep.

    sonunda buldum eksiği. eksik bendeymiş. benim güven alanı ihtiyacım. kendi kendime yetebilirim yetmek zorundayım çünkü ben kendi kendime olursam acı çekmem rahat ederim dürtüm, ızdıraba sokmuş beni. 'kaçınmacı bağlanma' senden nefret ediyorum sevgilim, hayatımda ki bütün güzellikleri farketmeden itmeme neden olan lanetim, senden nefret ettiğim kadar hiçbir şeyden nefret etmiyorum şu aralar. bana ait oluşun bile çekmiyor ufacık bile olsa seni, beni ben yapman bile sempatikleştirmiyor halini, senden nefret ediyorum. algılayamadığım hislerimin sebebi, kendimi ortaya koymaktan korkup vazgeçişlerim, kaybedişlerim, kaybetmeye devam ettiklerim... seni yakaladım artık, and olsun ki gidiceksin bu bedenden bu zihinden.. ve ben mutlu birlikteliklerin güveni içinde kalbimi okyanuslara açıcam...

  • ruhuna sağlık ruhsarcığım ölmemiş
    elalem utansın o beni terk etmemiş
    gel şöyle otur ruhsar yanı yanı başıma
    görsün millet hayal gerçek yan yana

    not: bunu ezbere yazmak da varmış. üstünden yıllar geçmesine rağmen beynimin bir yerlerini hala dolduruyor olması çok acaip

  • uzun zamandır magazinsel bir başlığın tüm entrylerini okumuyordum.

    bunu okudum ve insanımıza ve insanlığımıza ait ümitlerim iyice azaldı.

    milli takımlar saygıdeğerdir ve her yerde saygı görmelidir orası ciddi bir mesele uluslararası arena filan ama bu net ergen şakası elinde de şahsi telefonu var bunun neresini izlanda halkına mal ediyoruz? hangi akıl ve izanla?

    olm biz ampute maçında rakibi ıslıkladık (ingiltere maçıydı) bunu afrika’da da, güney amerika’da da yapmaz kimse. milli marş ıslıklama olayımız da özellikle güçlü ülkelere karşı hep oluyor. nedeni de maalesef ezikliğimiz.

    valla kusura bakmayalım adamların salaklıkları bireysel oluyor bizimkiler toplumsal.

  • muhtemelen maymunlar cehennemi'ne benzemeyen bir ülkede yaşayan mükemmel bir teyzedir, kendisinin bisiklete de binen versiyonu olmak istiyorum.

    gençken kendi korkunçlu kayınvalidesinin boyunduruğu altında, ya da kaynanası ölüp başından gitmişse bile "en temiz ev benim olmalı", "eve gelen herkesi çatlatana kadar yapılması en zor yemeklerle beslemeliyim", "hayatımın en önemli amacı balkona en temiz çamaşırı yaymak" gibi düsturlarla sürekli dizlerinin üzerinde yer silmek, düşüp ölmeyi göze alarak cam silmek, temiz halıyı 80. kez yıkamak, "filanca hanım çok misafirperver, evinde bi rahat ediyoruz bi rahat ediyoruz" diye adı çıkana kadar milleti yedirmek, içirmek, ağırlamak için geberinceye kadar uğraşıp akrabalar arasında nam salmak için ömür harcayıp, sonuçta kendi oğlu evlendiği gün perte çıkmış bir kocakarı olup, ahiretini kazanmak için dua günlerinde gezip "nasılsa gelin bana bakmaya mecbur" diye ne kadar yağlı, tuzlu, hamurlu, nişastalı şey varsa tıkınıp, orta üstü sayılabilecek bir yaşta yatalak olup kendi gelininin hayatının ortasına sıçarak, kadınlığı bir kısır döngü gibi yaşasa daha mı iyi olacaktı amk?

    mevcut enerjinizi döşeme parlatıp, törensiz ve gergin bir şey olan "yılın über ev kadını" ödülünü almaya değil, kendinize, kitaba, yürüyüşe, kediye köpeğe harcayın.

  • 2 günlük flört ettiğin çocuğa bunları diyecek kadar ne yaşamış olabilirsin ki? adamın travmalarını tetiklemiş ve kendi egosunu kasmış. dümdüz insan gibi ben ilişkiye hazır değilim de adamı neden küçük görüyorsun şırfıntı?

    tanım: 2 sene sonra bir baltaya sap olamamış bir serseri ile evlenecek düşük ıqlu psikolog.

  • bence mevzuat direkt şöyle olsun da kurtulalım. böyle adım adım olması biraz baydı:

    - eğer rte en fazla oyu alırsa cumhurbaşkanı seçilir.
    - eğer bir aday rte'den daha fazla oy alırsa seçim rte en fazla oyu alana kadar tekrarlanır.

  • "inenlere öncelik veriniz" uyarısını bir tarafına takmayıp kapı açıldığı gibi allah ne verdiyse itişen; yürüyen merdivende solda bekleyen; metroya ulaşmak için yürünen, iki yöne bölünen geçitte inatla ters yönden yürüyen insanlarımız için hasretle hayal ettiğim tablo.

  • sol : sferik; - 5.25 / silindirik; - 4.25 / aks: 180

    sağ : sferik; - 3.00 / silindirik; - 3.25 / aks: 5

    ---------------
    ve bu camlar için de aldığım fiyat şöyle:
    marka: altra shamir
    ürün: smart sv 1.60 free from (organic antrefle %55 inceltilmiş,* tek odaklı camda kişiye özel üretim)
    585x2=1170 tl,
    --------------------
    aynı paraya tarabya sırtlarında iki göz bir gecekondu buldum. bakalım. ya gözlük ya ev. o da iki göz, o da.

  • bir dönemdir (yaklaşık 3 sene olacak) kendimi sadece işe vermiştim. bu pandemi süreci başladığından bu yana da resmen işte yatıp kalktım. ama gelin görün ki covid pozitif olduğumu öğrendim beş gün önce.

    bir şeyim yok hafif atlattım, bel ve baş ağrısı oldu sadece, o da birkaç gün.

    10 gün evdeyim, bu yüzden ve sosyal medyayı takip ediyorum, ama izlediğim bir video gerçek anlamda ciğerimi dağladı. kalbim acıdı, çok acıdı arkadaşlar.

    video

    teyze 65 yaş üzeri olduğu için otobüsten indirmek istiyorlar, ve teyze konuşmaya başlıyor.

    - maske takılı, hasta da değilim. 3 tane merdiven sildim geldim ben. 3 tane merdiven sildim, hasta adam siler mi? benim işim var, ben çalışmasam açım!

    daha ne olsun, bu dünya hala nasıl ayakta duruyor, hala nasıl yıkılmıyor aklım almıyor.