hesabın var mı? giriş yap

  • interneti yeni keşfettiği zamanlardı, bir de mail hesabı açmıştı kendine. ve ilk mailinin gittiği adres beyaz saray'dı, evet. george bush'a ırak savaşı yüzünden yükleniyor, oradan çıkın mesajını veriyordu. ingilizcemin elverdiği kadarıyla çevirmiştim, yollamıştık. aradan aylar geçti, hala heyecanla açar mail kutusunu, bir cevap bekler. eşe dosta da anlatır, bush'a ayarı verdim diye, helal olsun babama.

  • çocuklarınızı ağam, paşam diye büyütmeyin, ağa veya paşa olmadiklarini, büyüduklerinde bir kız tarafından reddedildiklerinde anlıyorlar ve sonuçları böyle ağır olabiliyor. her zaman her istediğimiz olmayabiliyor, bunun bilinciyle buyumeli cocuklar.

  • adam uğraşmış, help turkey paylaşımlarına katılmış, hangi ülkenin basınısınız diye tepkisini göstermiş.

    tamam bir zamanlar yalıyordu ama arkadaş, insanların hiç mi fikri değişmeyecek? her şeye de ezbere rüzgarın terse eseceğini anladığı için döndü vs. diye yapıştırmayın, derin bağlantıları olan siyasetçi, gazeteci vs. değil ki bu adam, müneccim boku da yemediyse böyle bir şeyi "bilmesi" mümkün değil.

    benim iktidara gram laf ettirmezken bugün oturup benle fox haber izleyip beraber söven akrabam var. size bir haberim var ama cidden insanların fikirleri, sempati duyduğu parti değişebiliyor.

    istiyorsunuz ki kimsenin fikri değişmesin, ama akp'nin oyları azalsın. komik gibisiniz.*

  • bulgarlara neden kızıldığını anlayamıyorum. ucuz bulmuş alıyor. biz de zamanında hopa'da aynısını yapardık. kızılması gerekenler bulgarlar değil..

  • (d o.d.ö 247-ö o.d.ö 182 veya 183) kartacanın büyük generali, roma'nın amansız ve müthiş düşmanı. hayatı hakkındaki bilgileri düşmanlarının verdiği kayıtlardan öğrensek de, onlar bile hannibal'in dürüstlüğünü, merhametliliğini ve dehasını övmekte birleşirler.

    hannibal'in babası, 1.pön savaşının kahramanı olan hamilcar barca idi. hannibal daha küçük yaşlarından itibaren babasıyla seferlere katılmaya başladı. ondan hem savaşmayı, hem de roma'dan nefret etmeyi öğrendi. babasıyla beraber ispanya ordusuna komuta eden hannibal, önce hamilcar'ın, ardından o.d.ö 221 yılında kayınbiraderi hasdrubal'in (öz kardeşi hasdrubal ile karıştırılmamalıdır) ölümünün ardından ispanya ordusunun komutanı oldu. roma'nın 1.pön savaşındaki başarısından cesaret aldığını ve ikinci bir savaşın kaçınılmaz olduğunu biliyordu. bu yüzden ilk darbeyi vuranın kendisi olmasında kararlıydı. iki yıl boyunca ispanya'daki konumu sağlamlaştırmasının ardından roma'nın müttefiki olan saguntum şehrini kuşattı ve sekiz ay sonra da ele geçirdi. kartaca senatosunun bu zaferini desteklemesi üzerine roma savaş ilan etti.

    seçkin birliklerden kurulu görece küçük ordusunu kuzeye hareket ettiren hannibal, az bilinen bir kara yolunu kullanarak romayı kalbinde, italya'da vuracaktı. pirene dağlarını düşman keltiber kabileleri ile dövüşe dövüşe geçen hannibal roma güçlerinin yetişmesinden önce rhone vadisine vardı, bölgedeki romalılar ile müttefiklerini atlatmak için vadi yukarısından bir yay çizdi ve alp dağlarını geçmeye koyuldu. büyük bir yük katarı ve filler ile beraber antikçağ koşullarında yapılan bu yolculuk askerlik tarihinin en çarpıcı başarılarından biridir. hangi geçidi kullandığı tam bilinmese en çok adı zikredilen noktalar mont genevre ya da küçük saint bernard geçitleridir.

    italya'ya inişini tamamladığı zaman, üstün süvari gücüyle po ovasını tarumar etmeye koyuldu. bu başarıları roma'nın bir diğer amansız düşmanı olan keltlerin gözünden kaçmadı. o.d.ö 225 yılında roma, kuzey italya keltlerini telamon muharebesinde kılıçtan geçirmiş, hemen hepsini bugünkü isviçre'ye dek sürmüştü. intikam ateşiyle yanan binlerce kelt savaşçısı hannibal'in ordusuna katıldı. kendisini durdurmaya gelen bir roma ordusunu da trebbia muharebesinde yok edince artık güney italya'ya giden yol açılmıştı. 217 ilkbaharında hannibal ve ordusu appeninleri geçerek güneye, roma'ya yürüyüşe geçti. trasimene gölü muharebesinde ana roma ordusu tam bir bozguna uğratıldı. fakat romalılar senatör quintus fabius maximus verrucosus'un tavsiyeleri ile vurkaç savaşına giriştiler, ellerinde kalan düzenli birlikleri ise demoklesin kılıcı gibi sürekli hannibal'i tehdit eder şekilde kullandılar. taktik işe yaradı: hannibal'in yürüyüşü epey yavaşladı, güçleri aşındı. bu durumda güçlü roma surlarını geçmenin yolu yoktu. bunun yerine hannibal roma kentini atlayarak güney italya'ya indi. amacı roma hakimiyetine henüz girmiş ve yoğun hoşnutsuzluk duyan latin şehir-devletlerini isyana kışkırtmaktı. bu niyetini sezen romalılar paniğe kapılarak büyük bir hata yaptılar: elerindeki son düzenli orduyu hannibal'in üzerine sürdüler. 216 yılında meydana gelen cannae meydan muharebesi tarihin en kesin sonuçlu imha harekatlarından biridir. 75.000 kişilik roma ordusu 40.000 kişilik (çoğu paralı asker) kartaca ordusu tarafından tuzağa çekilerek tamamen yok edildi. bu muhteşem zafer sayesinde, aralarında kritik önem taşıyan capua şehri de dahil olmak üzere neredeyse tüm güney italya hannibal'in tarafına geçti. ancak iki olay roma'yı düşmekten kurtardı: hannibal'in prestijinden korkmaya başlayan kartaca senatosu hannibal'e yeterli desteği vermedi; romalılar ise yeniden vurkaç savaşına başlayarak karataca güçlerini felç ettiler, biryandan da kölelerin bile azat edilmesiyle safları doldurulan yeni bir ordu kurmaya başladılar. roma kentini almak için son fırsat da böylece kaçmış oldu. hannibal'in kifayetsiz muhteris sivil politikacılarca sırtından vurulması ile roma'nın azimli direnişi tarihin akışını değiştirmişti.

    212 yılından sonra işler hannibal için ters gitmeye başladı. roma üzerine yaptığı cesurca bir ayartma manevrasına rağmen 211 yılında roma'nın capua'yı geri almasını önleyemedi. 207 yılında roma'ya yaptığı son bir akın püskürtüldü. ertesi yıl ise ispanya üzerinden bir yardım ordusuyla gelmeye çalışan kardeşi hasdrubal kuzey italya'da bulunan metaurus nehri kıyısında romalılar tarafından yenilerek öldürüldü. bu son yenilgiyle beraber hannibal artık italya'daki konumunu koruyamayacak hale geldi ve bruttium dağlarına doğru çekildi.

    203 yılında, ispanya'da büyük zaferler kazanan konsül scipio africanus güçlü bir orduyla kuzey afrikaya çıktı. başkenti korumak üzere geri çağırılan hannibal ilk kez askerlikte kendine denk bir komutanla karşı karşıyaydı. o.d.ö 202 yılında meydana gelen zama muharebesinde, scipio ordusunu dama tahtası düzeninde dizerek kartaca'nın süvari ve fil üstünlüğünü kullanamayacağı bir pozisyon aldı. netice roma için kesin bi zafer, kartaca için ise korkunç bir yenilgi oldu; öyle ki roma'nın dayattığı ağır koşulları kabulden başka çare kalmamıştı.

    kartaca'nın barış yapmasının ardından hannibal shofetliğe seçildi; hükümeti yeniden düzenledi ve roma'ya ödenen yıllık haracı sağlamak üzere yeni kaynaklar yaratmaya çalıştı. ancak roma en müthiş düşmanından öyle korkuyordu ki, barışı bozmak amacıyla entrikalar çevirdiğini iddia ederek kartaca senatosunun hannibal'i görevden almasını istedi. hayatını tehlikede gören hannibal roma'nın düşmanı olan suriye kralı iii.antiochus'un sarayına sığındı. antiochus kısa süre sonra roma ile savaşa tutuştu. eğer hannibal'in tavsiyelerini dinleseydi başarılı olabilirdi, fakat kendine fazla güvendi ve korkunç bir yenilgiye uğradı. hannibal tekrar kaçtı; bu sefer küçük bithynia krallığına sığındı. ancak roma'nın peşini bırakmaya niyeti yoktu. kralın kendisini romalılara teslim edeceğini öğrenince "romayı şu her günkü derdinden kurtaralım" diyerek yüzüğünde taşıdığı zehiri içti. tarihin en müthiş ve renkli simalarından birisi de işte böylece göçüp gitmişti.

    kaynaklar:

    www.encyclopedia.com
    the punic wars,terence wise&mark healy,osprey publications

    (bkz: kartaca)
    (bkz: roma imparatorluğu)

  • kotasiz, sinirsiz, tabusuz, cilgin bir internet hayati mumkun degil. adil kullanim da bizim cinfikirlilerin uydurdugu yeni bir kavram degil, cogu yer de "fair use" diye limit vardir, aynen almislar iste. zira kullanici sayisinin sabit kaldigi ulkelerde dahi, trafik hacmi altyapidan katbekat hizli artiyor. ve her iste oldugu gibi burada da bir cesit 80/20 kurali gecerli: kullanicilarin yuzde 20'si, trafigin yuzde 80'inden sorumlu.

    ama bu spesifik uygulama sacmalik, bunu tartismayi "korsanla mucadele" olarak cercevelemek iyice sacmalik.

    ikinci kismin kaniti cok basit: gecen sene sadece netflix trafigi, amerika'daki "fixed access" (cep telefonlari sayilmiyor) download trafiginin yuzde 30'unu olusturuyordu. youtube da ayriyeten yuzde 10, 40 yapar. cep telefonundan kimsenin korsan indirmeyecegini, onlarin trafik hacminin de cogunun video olacagini dusunursek...koca abd trafiginin neredeyse yarisi sadece iki siteden yapilan legal streamingden ibaret demek. uc bes zibidi degil, herkes yapiyor.

    bunun daha skype'i var, hulu'su var. isimle ilgili hersey cloud hizmetlerinde zaten, telefonumdaki numaralar bile google hesabimda sakli. kisaca genel kullanici profilinin birkac sene icinde bu kadar degistigi bir dunyadaki altyapi problemine, hala 10 sene oncesinin gerzek mentalitesiyle yaklasmak, cumlenin gidisatindan da anlasilacagi uzere tam bir gerzeklik.

    cozumun teknik tarafina fazla kafa patlatmadim, arastirmalari yapilmistir illa ki. ama ilk bakista su uc problem var:

    1) 8mbps'a 25gb kota olur mu lan? 5 saatlik full kullanimla aylik (720 saat) kotani dolduracaksin yani. 100mbps hiza 100gb kota iyice komik, sirketten ftp yapacaksin mesela, iki saatte kota bitiyor.

    2) daha dereceli bir hiz dususu lazim. 8'den 1'e direkt dusus ceza gibi.

    3) daha onemlisi, bunun bir ust limit degil, alt limit olmasi gerekliligi. yani "25'i astin, bundan sonra 1mbps ustune cikamazsin" demek yerine, "artik sana en fazla 1mbps garanti edebilirim ama yogun olmadigi zamanlar bu hiz artacaktir". geceleri kimse kullanmiyorken, emailine bakan adami rahatsiz etmeyeceksen, kotanin sinirin ne geregi var, internet kullandikca biten bir enerji kaynagi degil ki.

    o yuzden dedim "ceza vermek" seklinde yaklasiyor adamlar olaya, adil bir sekilde trafik yukunu altyapiya dagitmaya ugrasacaklarina. 30 senelik qos algoritmalari sunu becerebiliyorken, hala boyle kati kotalar, sinirlar, cezalar, stigmatize etmeler (hirsizsin sen) ne yahu?

  • ülkemizde, kangalların boğduğu kurtlar genellikle oldukça küçük, zayıf, hasta, yaşlı veya yaralı kurtlardır. ayrıca zaten anadolu havzasında yaşayan kurtlar genelde ufak ve zayıf yapıda olurlar. bunlara çayır kurdu da denir. kangallar ise bu çayır kurtlarına nazaran çok daha iri ve besili olmanın yanında, çoğunlukla tek değil iki veya daha fazla kangal ile beraber kurtlara hücum ederler. bu yüzden kangalların bu kurtlar karşısında üstün gelmesi olağandır.

    ayrıca köpekleri yetiştirmek de zahmetli bir iştir. hiçbir hayvan sahibi, hayvanının boş yere ölmesini yahut yaralanmasını istemez. bu yüzden bu köpeklerin boyunlarına çivili tasma geçirilir. hatta vücut bölgesini koruyan zırh yaptıranlar dahi vardır. böyle bir beşeri avantaj karşısında kurdun şansı yoktur.

    ancak gerçek bir bozkurt karşısında, bire bir mücadelede bir kangalın başarılı olacağını düşünmüyorum. kurtların ne kadar dayanıklı, kuvvetli ve olağanüstü savaşçı, inatçı bir yapıda olduklarını bilenler bilir. çok güçlü çeneleri ve oldukça sivri dişleri ile, birkaç hamlede bile rakiplerinde ölümcül yaralar açabilirler. köpekler ise böyle değildir. ölümcül yaralar için oldukça ciddi mücadele vermeleri gerekir. kurt, tabiri caiz ise tek ısırışta dişlerini kemiğe kadar saplarken, köpek sadece ete zarar verebilmektedir. ayrıca kurtların, bilhassa kışın kalın kürklere sahip olduklarını unutmamak gerekir. çok hızlı hareket edebilmesi de bir başka avantajdır.

    kangalın ise kurt karşısında tek artısı iri cüssesi gibi duruyor. gerçekten de iri gövdesi ile kurda vuruşlar yapabilir. ama kurdun çok daha atik hamleleri karşısında çok dayanacağını zannetmiyorum. kangal, ancak ani bir hareket ile, boyundan tutar ve bırakmaz ise bir şansı olabilir.

  • eurovision'da puan vermeyen ülkelerin turistleri bana sormayacak mı sultanahmet nerede? diye, karaköy'e yollamazsam adam değilim!