hesabın var mı? giriş yap

  • misafirlikte seker dagitma seansi... kucuk cocuk sekeri almaktadir..annesi :
    -oglum..tesekkur ettin mi zuhal teyzene?
    cocuk : tesekkurler zuhal teyze..
    zuhal teyze : yuru git len!..baskasinin lafiyla..
    cocuk: kes sesini!..
    anne : a - a!! e bicim konusuyorsunuz ayol birbirinizle?..
    zuhal teyze : bu iti bir daha getirme buraya..
    cocuk : zuhal kaldirma beni ayaga !!..

  • gerçekten çok duygulandım. canım benim, kim derdi ki o ortada oturan sarı, tatlımı tatlı çocuk bir ulusun geleceğini kurtarıp, bir ülke, bir cumhuriyet ve bir sürü sayılamayacak şey bırakacak. gerçi o yaşında bile lider lider oturuyor yakışıklım. nurlar içinde uyu ata' m. bu millet seni sevmekten hiç vazgeçmeyecek.
    tanım: görebileceğimiz en güzel fotoğraftır.

  • marx, hegel, kant, gerekli
    cübbeli, fethullah, hatipoğlu gerekli değil.

    debe editi: kisa bir sure once yazarligim onaylanmis olmasina ragmen, bu kisa surede bir kac defa debe'ye girebildigim icin hepinize tesekkurler.
    yeni tema hakkinda bir kac kelam etmek isterim bu vesile ile, sozluk ortaminin yazarlarin kendini arasinda da haberlesebilmesi icin mesajlasmak icin cok onemlidir.
    ve malasef mesajiniz var bildirimi eksik, eskiden budurum yesil renk ile kolayca gorulebiliyordu.
    uzun zamandir mesajlarima bakmiyordum ve hic bir bildirimde olmadigi icin dun bakma ihtiyaci hisettim, yazarlardan mesajlar almisim ve ben bunlara gec cevap verebildim.
    bugun sabahta bir kac mesaj almisim yine bildirim yok.
    boyle birsey sozluk formatina uymaz, insanlar en azindan birbirleri ile kolayca mesajlasabilmeli ve bunu farkedebilmeli.
    ben bu yaziyi yazarken acaba ucurulmuyum diye bir an dusundum ve bu durum ise sozlugun "ozgur" ortaminin ne kadar yara aldigini gosterir.
    en ufak bir elestiride yazarlarin ucurulmasi ne kadar mantikli?
    burada bir kac tecrubemi aktarmak isterim.
    - inci sozluk zamaninda reklam aldi bir iddaa sirketinden (nesine.com) olabilir, yazarlarin isyani ile inci sozluk uzun zaman yada benim bildigim kadari ile reklam almadi, yonetim yazarlara uydu.
    - eksi sozluk yonetimi ise yazarlarin itirazlarini dinlemeden karsi ataga gecti.
    -28 subat gecesi, tema ile ilgili elestirel bir basligim silindi, ve bunu rezalet diye adlandirdigim diger bir basliksa cok tiklananlarda idi sabah o yazi da ucmustu.
    - bu ornekler gosteriyor ki yonetim olaylari bastirmak ve susturmak icin cebri yontem olarak secmistir.
    - sozlugu sozluk yapan ortami idi, bu ortam kaybolunca bu arada cok para kazanabilirsiniz ama uzun vadede insanlar soguyacaktir.
    simdi ben bunun icin ucurulabilir miyim? hem evet hem hayir, cunki ortada sistem kalmadi.
    debe icin yeniden tesekkurler..

  • zaten kıyasıya eleştirilmiş film, ben filmi kendine seçtiği hedef kitle üzerinden değerlendirmek istiyorum.

    belli ki ilk filmin ardından gal gadot ve filmin yönetmeni patty jenkins, küçük kızlarda bıraktıkları etkinin hayranı olmuşlar. kendilerine de 5-13 yaş arası kız çocuklarını hedef kitle olarak belirlemişler. bu yoldan gidebilirler bence seçtikleri yolla ilgili bir sorun yok peki ama bu yoldan nasıl gitmişler?

    bence filmin bu yönden bakarsak en büyük sıkıntısı, maalesef ana karakteri oluyor. 6 yaşında bile mükemmel olan, büyükleri yarışlarda geçebilen bir karakterle filme başlıyoruz. filmin devamında da ana karakterimizin hiçbir kusuru yok, en büyük sıkıntısı, çelişkisi, erkek arkadaşının ölmüş olması. o kadar utanmaz arlanmaz ki prenses, karşısında normal, sorunları olan bir insana bile 'herkesin derdi var şekerim bilemezsin' diyor. ki sevgilisi geri döndüğünde, gücünü kaybetmeye, normal olmaya katlanamıyor ve barbara'nın dediği gibi 'normal olmaya alış'mak yerine sevgilisinden vazgeçiyor. kadınlar bugüne kadar hep 'gerçekçi olmayan kadın formlarına karşıyız' dedi, prenses diana hem kadın formu olarak ideal kadın formunu temsil etmiyor, hem yetenek olarak temsil etmiyor (hiç bir şeyi çalışarak elde etmiyor, zaten her şeyi hali hazırda biliyor, zaten 6 yaşından beri yetişkinlerden bile her şeyi daha iyi yapıyor).

    bu filmin asıl ana karakteri ve kahramanı olmaya aday kişi aslında düşman olarak seçtiği barbara karakteri. toplumdan dışlanmış, hayat boyu sorunlar yaşamış, sokakta yaşayan insanlarla yemeğini paylaşan (tüm filmde wonder woman'ın böyle bir iyilik yaptığını görmedik, anca etrafındakileri pataklıyor), en önemlisi bulunduğu noktaya çalışarak hem de çok çalışarak ulaşmış birisi. bu karakterden aslında çocuklara idol olacak birisi çıkarılabilirdi ama onun yerine kötü karakter, derslerine çalışan, insan ilişkilerinde kendini yalnız hisseden ama işinde iyi olan biri seçildi. kahramanımız prenses diana ise, popüler, iyi giyinen, hayatında hiçbir zorluk görmediği için 70 sene önce 2 haftalığına tanıdığı erkek arkadaşının ölmüş olmasını en büyük zorluğu kabul eden, karakteri karton sütten farksız bir mean girl seçilmiş. o kadar ki, barbara, wonder woman'ı yemeğe çağırdığında, prensesimiz 'yok canım yea ben çok meşgulüm..' diyor ama fbi, bulunan mücevherler deyince hemen kulak kesiliyor, barbara'nın yanında bitiyor. hepimiz liseden bu tipleri biliyoruz, bu mu örnek olarak seçtiğiniz karakter?

    kısaca film kendine belirlediği bu alçak tavana bile ulaşamıyor.

  • keltoş, botlarını giyecek su birikintisi arayacağına bunlarla ilgilense keşke. elemanı tutuklatmazsa bile en azından bir fotoğraf çektirir, kriminal tipler albüme ekler. cinayet falan işlerse lazım olur gazetelere...