hesabın var mı? giriş yap

  • eğer gece ağrılarım yoksa,
    vücudum uyuşmamışsa uyuyabilmişsem;
    gece mide bulantısıyla uyanıp kusmamışsam, sabah yemek yiyebilmişsem…
    aynaya baktığımda saçlarım varsa ve kaşlarım kirpiklerim.
    ne çok şeye sahibim?

    ne çok şeye sahibim.
    bu dünyada su içerek aldığım kemoterapi ilaçlarını atmam gereken fakat bir yudum su içemediğim, çünkü midemin almadığı zamanlar da yaşadım.

    normalliğin, rutinin sihrine hep inandım. ancak standart donanımlara sahip her insan gibi düzgünce uyuyup uyandığım dağınık saçlı sabahlarımı çok özledim. çok özledim.

    bir sabah kanser oluyorsunuz ve söylendiğiniz tüm normalleriniz hastanenin camlı vitrininde unutulmuş kurumuş bir çiçek gibi solup gidiyor.

    kemoterapiye gittiğim günlerde hastanenin camlı vitrininde, sevinçle yollanmış ama sahibine ulaşamadan solmuş çiçekleri her gördüğümde aklıma kendim geliyor.

    kendime not: yaşamanın kolay olmadığı bu hayatta en önemli şey kendimim. vitrinimdeki çiçekleri asla soldurmayacak, kendimi asla söndürmeyeceğim.

  • tabi ki değildir. kimse bir insana silah zoruyla ağır bir kargoyu üst kata çıkartma hakkına sahip değildir. kargoyu çıkarmak istemeyen kurye istifa edip başka iş bakar. yerine çalışacak kişi görevini yerine getirerek kargoyu istenen kata çıkarır. bu kadar basit.

  • 1817 de, massachusetts e bağlı concord adlı kasabada doğmuş, büyümüş dava adamı, yazar. harvard üniversitesi ni tamamladıktan sonra ortaokula öğretmen olmuş,fakat okuldan ayrılmak zorunda kalmış (öğrencilerini dövmediği için okul yöneticileriyle anlaşmızlığa düştüğü söylenir ama doğru ama yalan..) bunun üzerine kardeşiyle birlikte özel bir okul açmış (ve bu okulda dayaksız sistemi geliştirdiği için pek ilgi görmüş, bu kesin bak..) fakat iki yıl sonra kardeşi ölmüş, ve bu yüzden okulu kapatmak zorunda kalmış, meksika ya kaşrı açılan savaşın haksızlığını savunarak amerikan yönetimine karşı vergi ödemeyerek tepkisini koymuş, (ve bir gecelik hapisliğin verdiği öfkeyle haksız yönetime karşı adlı eserini yazmış.. bu eserinde "..insan toplumsal bir kurumun haksızlık ettiğini görür ve buna içten inanırsa, karşı koymalıdır ona.." diyerek insanları tepki vermeye çağırmış.. ve hatta bu bıçaksız kamasız direnme daha sonra gandhi için de bir çıkış noktası olmuş. fakat gandhi, bu şahıssal tepkiyi bir ulusa mal edip onu ingiliz imparatorluğu na karşı politik bir eylem aracı olarak kullanmış.)

    ayrıca ; bir dönem topluma küsüp ormanda tek başına yaşamıştır. (walden gölü kıyısında, kendi eliyle yaptığı bir kulübede, yaşamış ve hatta ormanda yaşam adında bir yapıt da yazmıştır.)

    amerika daki kölelik sorununa değinmiştir. (kansaslı john brown la tanışması, kendisi için bir dönüm noktasıydı. zira bu adam köle kullanan 5 komşusunu öldürmüştü. ve hatta john brown ın son günü adlı savunma yazısı bu dönemde yazılmıştı.)

    anarşist değildi. fakat amerikan yönetimine karşı olduğunu resistance to civil government adlı eserinden anlayabiliriz. zira; yazar sadece yaşadığı dönemin yönetimine karşıydı. işte bu noktada; hükümet sisteminin kaldırılmasını değil, daha iyi bir yönetimin başa geçmesini savunuyordu, diyebiliriz.

    vedat günyol un çevirdiği haksız yönetime karşı / resistance to civil government adlı eser cumhuriyet kitaplarından çıkmıştır. sahaflardan beş yüz bin liraya alabiliriz efendim. *

    * : aynı eserde lafargue nin, tembellik hakkı nın aynı çevirmen tarafından çevirisi de bulunmaktadır.

  • çok konuşan ama bir türlü restoranın adını ve konumunu söylemeyen anne.

    söylesin de kapsama alanımızdaysa gidip elin eniğinin zırıltısını dırıltısını dinlemeden huzur içinde bir yemek yiyelim.

  • türk lirasının sadece havaalanı bölgesinde değersiz olduğunu zannedenler var.

    bundan 16 sene evvel ilk ve tek olarak yolculuk ettiğim atatürk havalimanı burger king'de bu şokun benzerini yaşamıştım.

    yahu dedim bu ne kadar farklı böyle, kasadaki kızımız burası havalimanı dedi.

    lafa bak, burası havalimanı. galaktik imparatorluk kalkış üssü sanki, babası da darth vader amk.