ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
wai
-
tayland'da insanlarin elleriyle avuc iclerini birlestirerek baslarini one egmesidir. selam verirken veya alirken ve dua ederken wai selami yapilir.
tayland kulturunde wai, selam, hosgeldin, saygi, tesekkur etme, ozur dileme ve dua* belirtir. selamlama veya hosgeldin deme niyetiyle yapildigi zaman sawadee denir ve eller bitistirilerek bas one hafifce egilir.
genellikle yasi kucuk olanlar yasi buyuk olanlara bu selami verir. eger yas farki azsa yine wai selami olarak geri cevap verilir, yas farki buyukse varsa cevap olarak kafa hafifce sallanir.
wai selami monk, kral ve kralin ailesinin buyukleri icin alın hizasindan avuclar birlestirilerek sonrasinda kafanin egilmesi ile yapilir. diger insanlar icinde dudak hizasindan avuclar birlestirilerek sonrasinda kafanin egilmesi ile yapilir.
tayland'da buyuk market, restaurant ve magazalara girerken veya odeme yapildiktan sonra cikarken ilgili gorevliler memnuniyet ve tesekkur belirtisi olarak bu selami verirler.
tv'lerdeki haberlere baslamadan hemen once ve haber bitiminde, yine ayni sekilde bazi tv programlarinin baslangicinde ve bitiminde wai selami verilir.
kutsal mekanlarda* ve evlerin veya isyerlerin onunde ya da bahcelerinde bulunan ruh evi'nin** yanindan gecilirken genellikle wai selami verilir, bazen de ruh evinin yanindan arabayla gecilirken bile surucu uygun ortam olursa saygidan oturu wai selami verebilir.
ayrica batili sirketler, ornegin ronald mcdonald wai selami vererek, tayland'in "saygili selam kulturu"ne adapte olmustur.*
somebody that i used to know
-
gotye'nin de ayni adda bir eseri var. sabahtan beri dinledigim tek sarki. hala dinliyorum. sozleri;
now and then i think of when we were together
like when you said you felt so happy you could die
told myself that you were right for me
but felt so lonely in your company
but that was love and it's an ache i still remember
you can get addicted to a certain kind of sadness
like resignation to the end
always the end
so when we found that we could not make sense
well you said that we would still be friends
but i'll admit that i was glad that it was over
but you didn't have to cut me off
make out like it never happened
and that we were nothing
and i don't even need your love
but you treat me like a stranger
and that feels so rough
you didn't have to stoop so low
have your friends collect your records
and then change your number
i guess that i don't need that though
now you're just somebody that i used to know
now you're just somebody that i used to know
now you're just somebody that i used to know
now and then i think of all the times you screwed me over
but had me believing it was always something that i'd done
but i don't wanna live that way
reading into every word you say
you said that you could let it go
and i wouldn't catch you hung up on somebody that you used to know
but you didn't have to cut me off
make out like it never happened
and that we were nothing
and i don't even need your love
but you treat me like a stranger
and that feels so rough
you didn't have to stoop so low
have your friends collect your records
and then change your number
i guess that i don't need that though
now you're just somebody that i used to know
(somebody)
i used to know
(somebody)
somebody that i used to know
(somebody)
i used to know
(somebody)
now you're just somebody that i used to know
i used to know
that i used to know
i used to know
somebody
--
youtube'den dinliyebiliyorum sarkiyi ve sarkinin altina girilen su yorum insanin suratina bir tebessum getiriyor.
i spent 3 days listening to this song, smoking cigarettes and drinking cheap beer. at 5am this morning i stood up, put on my jacket, cycled to my ex girlfriends house and stood outside for an hour. when she seen me she came out. i walked over to her i said "i love you, i want you back and i am sorry" she said "i love you too". i am tired and off to bed now. thank you gotye i am? in your debt you opened my eyes. she is someone i will always know. zoe i do love you x
köpek gezdiren 80 yaşındaki teyze
-
muhtemelen maymunlar cehennemi'ne benzemeyen bir ülkede yaşayan mükemmel bir teyzedir, kendisinin bisiklete de binen versiyonu olmak istiyorum.
gençken kendi korkunçlu kayınvalidesinin boyunduruğu altında, ya da kaynanası ölüp başından gitmişse bile "en temiz ev benim olmalı", "eve gelen herkesi çatlatana kadar yapılması en zor yemeklerle beslemeliyim", "hayatımın en önemli amacı balkona en temiz çamaşırı yaymak" gibi düsturlarla sürekli dizlerinin üzerinde yer silmek, düşüp ölmeyi göze alarak cam silmek, temiz halıyı 80. kez yıkamak, "filanca hanım çok misafirperver, evinde bi rahat ediyoruz bi rahat ediyoruz" diye adı çıkana kadar milleti yedirmek, içirmek, ağırlamak için geberinceye kadar uğraşıp akrabalar arasında nam salmak için ömür harcayıp, sonuçta kendi oğlu evlendiği gün perte çıkmış bir kocakarı olup, ahiretini kazanmak için dua günlerinde gezip "nasılsa gelin bana bakmaya mecbur" diye ne kadar yağlı, tuzlu, hamurlu, nişastalı şey varsa tıkınıp, orta üstü sayılabilecek bir yaşta yatalak olup kendi gelininin hayatının ortasına sıçarak, kadınlığı bir kısır döngü gibi yaşasa daha mı iyi olacaktı amk?
mevcut enerjinizi döşeme parlatıp, törensiz ve gergin bir şey olan "yılın über ev kadını" ödülünü almaya değil, kendinize, kitaba, yürüyüşe, kediye köpeğe harcayın.
30 mayıs 2022 yarım magnum olayı
-
ölüsü 6 cm olan dondurmanın sahibine verdiği serzeniştir.
porsche değil fiat linea çekilişine katılınabilir.
büdüt: tamam aq porş değil maserati ;)
çocuklar duymasın'ın taşdevri'nden arak olması
-
öyle ya da böyle, beğenirsiniz veya beğenmezsiniz ama çocuklar duymasın dizisi gerek rating, gerekse uzun süreli olması bakımından türk televizyonculuk tarihinde önemli bir yere sahip. (bakınız burası önemli, burada dizinin kalitesini tartışmıyoruz.)
peki zamanında tekrarları bile rating listelerinde üst sıralarda yer alan bu dizinin aslında bizlerin hatta anne babalarımızın bile çocukluğunda yer alan taşdevri (bkz: taşdevri) (bkz: flintstones) çizgi dizisinden epey esinlenildiğini iddia etsem…
haluk = fred çakmaktaş
meltem = wilma çakmaktaş
selami = barney moloztaş
gönül = betty moloztaş
havuç = bambam
duygu = çakıl çakmaktaş
çizgi dizide de fred (haluk) kaba saba iken barney (selami) light erkek.
fred (haluk) ve barney (selami) aynı iş yerinde çalışıyorlar.
barney (selami) ve betty (gönül)'ün de çocukları olmuyor.
wilma (meltem) tüm maçoluğuna rağmen fred'in tırstığı karısı.
fred (haluk) ve barney (selami)'nin patronu bay slate (bkz: bay slate) de tıpkı fıs fıs ismail (bkz: fıs fıs ismail) gibi sürekli başlarının birlikte belaya girdiği ama bölüm sonunda sorunu tatlıya bağladıkları bir karakter.
daha yazamadığım ve irdelenirse çıkacak pek çok benzerlik sebebiyle tekrar iddia ediyorum ki, çocuklar duymasın taşdevri'nden araklanmıştır.
ingilizler neden kurşun atmadan istanbul'dan gitti
-
gelişleri de kurşun atmadan olmuştu zaten.
gören de padişah ve şehzadeler elde mitralyöz istanbul'u işgal etmeye gelmiş ingilizlere ta-ta-ta sıkarken silah başında şehit oldular zanneder.
istanbulu kendilerine ikram eden padişahın kendisinin himmete muhtaç bir dede olduğu görülünce ingilizler "bunun bize de faydası olmayacak anlaşılan, biz bedava işgal için gelmiştik o zaman biz kaçar" dediler, giderken de himmete muhtaç padişaha son bir yardım edip geçerken avrupaya bıraktılar.
var mı lan öyle üç kuruşa beş köfte, padişah kalsaydı vardı.
kangalların kurdu harcama anı
-
içinde kendisini ısıran 5 tane ite ve videoya çeken it oğlu ite nasıl son nefesine kadar savaşılacağını gösteren gerçek bir bozkurt vardır. özgür yaşadı özgür öldü.
eylem tok
-
kendisini ve oğlunu bulup getirmesi gereken bakanlar kapı kapı dolaşıp murat kurum için oy istiyor. türkiye'de adalet bir tek yazar ismi olarak var.
yapılmış en aptalca dalgınlık
-
iki arkadaşım üniversiteye gidebilmek için otostop çekiyorlar. bir araba duruyor bekleyen kızlardan biri ön koltuğa oturuyor. bizimkiler arka koltuğa kuruluyorlar. biraz sonra öndeki kız arabayı kullanan çocuğa soruyor "bunlar kim?" çocuk yanıtlıyor. "bilmem seni almak için durdum arabaya bindiler"
3 km teçhizatlı koşu
-
aklıma babamın bir hatırasını getirmiştir.
babam eski milli atlet. şu an 64 yaşında ve yıllardır spordan hiç kopmamistir. bir gün bir düğünde babama tanıdık biri yaklaşır ve geçen sahilde kendisini spor yaparken gördüğünü söyler.
babam: evet 3000 ler atiyordum.
adam: abi 3 km ne kadar sürede kosuyorsun?
babam: 10 küsur
adam: abi yavasmissin ya. biz askerde tam teçhizat 7 dakikada koşuyorduk.
babam : doğrudur ya ben artık yaşlandım, sizin hızınıza yetisemem.
adam gittikten sonra babam bize döner ve der;
pezevenge bak. 3000 de dünya rekorunu 20 saniye farkla kırıyor. hem de tam teçhizat!
7 bin tl maaş alıp 450 tl kira veren öğretmen çift
-
benim annem babamdır. ücretlerle birlikte 7000 tl'ye varıyor maaşları ve kral gibi daireye 450 tl kira veriyorlar. küçük bir ildeyiz bu yüzden kira düşük. iki haftanın da bir haftası evde geçti kar tatili nedeniyle, bugün de tatil ve birlikte kahve keyfi yapıyoruz.
ekşi'deki durumdan haberdar ettim onları "çok istiyorlarsa okusunlar öğretmen olsunlar" dediler. selamları var size.
23 temmuz 2015 nasa basın açıklaması
-
parmak arası terliklerimi bavuluma yerleştirip beklediğim açıklama. kobay olarak göndersinler beni