ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ankara'da 5 gün su kesintisi
_________o
-
ormanda uyku tulumunda yatarken çıkan sese noluyo orada amk diyerek kafayi kaldirip bakan kampçı.
ingilizce bilen erdoğan evli ve 4 çocuk babasıdır
-
ingilizce duyuyor ama anlamıyor
gurme kılıklı yiyicilerden gına gelmesi
-
debe editi : bazı entrylerde görünce aklıma geldi, atladığım bir şey olmuş. bu yemekler için şehir ve hatta ülke dışından dahi geliyorlarmış. (!) bırak ülke, şehir ve ilçeyi, bir öte mahalleden bile gelinmez.
peşin edit : şimdi bazı arkadaşlar "bu insanlar zaten kendilerine gurme demiyor ya da gurme olmak gibi bir iddiaları yok." diyebilir ama videolarının başından sonuna kadar olan her anına bakarsanız "gurme gibi davranmaya çalıştıklarını" görebilirsiniz.
margarin, eritme tost peyniri ve tavuk sucuğundan yapılan tosta şifa(!), salça ve ayçiçeği yağından yapılan karışıma özel sos, tavuk döner, akciğer kavurma ya da şişe takılan her kıymaya* olağan üstü methiyeler dizip her seferinde "böylesi yok!" diyen bu insanlardan size de gına gelmedi mi? (liste uzadıkça uzayabilir, uzatmıyorum.) gurmesi (!) bir dert; yapanı&satıcısı bir dert. şaklabanlık ve soytarılıkların havada uçtuğu, zerre gerçeklik, samimiyet ve farkındalık içermeyen bu insanlar ve videolarından size de bıkkınlık gelmedi mi? adamlar her an ve her platformda karşınıza çıkıyor, her yeri öyle bir sarıp sarmalamışlar ki, hiçbir şekilde kaçışınız yok.
şimdi dikkat ederseniz bu videoların genelinde iki tema işleniyor. salaş mekan ve acımamız ve acındırmamız istenilen insanlar. salaş demek, "kirli, isli&paslı, hurda, leş, derme çatma, el arabası " vs. demek değil, şatafat ve gösterişten uzak demektir. ayrıca emek sömürüsü altında acımamız istenilen bazı insanların vergi vermedikleri ve sağlığımızla oynadıkları gerçeğini hiç dile getirmiyorum. bu insanlar ve mekanlar konusunda gerekli tedbirleri almayan bakanlıklar ve belediyeleri zaten allah'a havale ettik.
şimdi gelelim bu insanların yaptığı en büyük tahribata. ne mi? elbette, çok çok uzun dönemler dünyanın sayılı mutfaklarından olan türk mutfağını getirdikleri nokta ve küresel olarak kaybettiğimiz imaj kaybı. artık dünya insanı türk mutfağı deyince bu insanları ve videolarını görüyor. sonra da "şurada burada böyle araştırmalar yapılmış, türk mutfağı bilmem kaçıncı sırada çıkmış, bu nasıl olur!" vs. gibi cümlelerle kendimizi aldatmaya çalışıyoruz. aslında her şeyin apaçık bir şekilde ne olduğunu hepimiz biliyoruz ama kendimize konduramıyoruz.
velhasıl, durum böyle. son olarak malum şeytan üçgenimizi de buraya koymadan olmaz değil mi?
(bkz: fahiş zam + gramaj düşürme + kalite bozma)
son söz : ulan bir şeyi de beğenmeyin be! birine de çıkıp kötü deyin. derler mi? demezler. *
gelmiş geçmiş en felsefi söz
-
havaya atılan bir taş düşünebilseydi kendi isteğiyle yere düştüğünü sanırdı.
baruch spinoza
avm'de yan bakma yüzünden öldüresiye dövülen genç
-
adli kontrolün ...
şurada hükümete ağır bir eleştiri yapsan aylarca tutuklu kalır hüküm giyersin. gazetecileri tutuklayıp, bu psikopat ve katil ruhlu şerefsizleri serbest bırakan sistem insanları kendi tedbirini almaya itiyor.
hastaya sormadan muadil ilaç veren eczacı
-
bir de ben anlatayım.çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanıyım.
muadil ilaç olayı eczacı ve hastanın takdirine kalmış. ancak bazı konularda sözlüğe bir katkım olsun istiyorum.
ilacı yazarken dikkat ettiğim bazı şeyler var. sıklıkla şurup yazıyorum.
1. tadı: etken maddeler aynı olsada tadlar farklı oluyor. bir çocuğa tadı kötü bir ilacı içirmeye çalışmak çok zor. çocuk tadını sevmeli. mesela çok iyi bir ilaç olsada küçük bir çocuğa çok zorda kalmadıkça sefuroksim aksetil yazmam. içemiyorlar.
2. kıvamı: çok önemli bir sorun. klaritromisin çok sevilen bir ilaçtır. çocuklar genelde çok fayda görürler ama aynı etken madde de acayip kıvam farkı var. biri çok pütürlü ve çocuk içemiyor. elimden geldiğince dikkat ediyorum.
3. şişenin kapağı: kesinlikle bas çevir kapak olmalı. çocuk şişeyi alıp açamamalı. sonra bir gün bir gün bir çocuk, eve de gelmiş kimse yok oluyorlar. sonra biz midesini yıkıyoruz falan çok sıkıntı.
4. şişe rengi: bazı ilaçlar koyu renkli çünkü ilacın maddesi ışıktan etkileniyor. ilacın rengi ve kıvamı bozuluyor. ışık ilacın stabilizasyonunu etkiliyor. ilaç isimi yazmayacağım merak edenler mesaj atabilir.
5. ölçek ve boyutlar: örnek amoksisilin klavulanik asit ın bazı markalarda es 600 formu mevcut. klavunat oranı amoksisiline göre az. 400 mg'lık ta 57 mg klavunat var 1,5 ölçek alınca hop klavulanik asit oranı da artıyor. sonra antibiyotik ishali falan uğraş dur.
ya da aynı ilaçta 140 ml 100 ml ve 70 ml form var. ben hastam 10 gün ilacını kesmesin istiyorum. 70 lik kullanınca erken bitiyor. tedavi yarım kalıyor.
6.kaşık/ölçek: bazı ilaçlarda kilogram bazlı ölçek pipet var. aileler için kulanımı çok daha kolay olabilir. ayrıca 2,5 ml(kaşıklarda sıklıkla 1/2 ye denk gelir) çok göz kararı. enjektör yine daha kullanışlı.
muadile karşı değilim. eczacı arkadaşlar ve hasta yakınları (benimkiler küçük boy oldukları için ilaçlarını kendileri seçemiyor) sadece etken madde olarak bakmasınlar olaya. bazı muadiller bence orjinal molekülden daha başarılı.
klavunat yazmışım. kusura bakmayın uyarı için teşekkürler
neden pahalı olduğu anlaşılamayan şeyler
-
kapadokya'daki balona biniş ücretinin 175 euro(500 lira) olması. neden bu kadar pahalı anlam veremem. rusya'ya aktarmasiz direkt ucak bileti gidis donus 427 lirayken bu neyin artistligi.
beşiktaş
-
bana hediye alınmasından pek hoşlanmadığım gibi başkasına hediye almayı da pek sevmem. ama sevgili eşimin ve oğlumun hediyeleri hayatımın bir parçası olduğundan bundan kaçış yok maalesef.
hayatımın en ilginç hediyesini oğlumdan aldım. yıl 2015 ama bana 2009 yılı beşiktaş ajandası almış. hediye
sayfalarına bir şeyler yazmış. yazılar
hadi gelin beraber okuyalım. önce birinci kısım. bölüm 1
tercümesi : beşiktaş takımına ezik derler. ben inanmam. en iyi takım o. fenerbahçe galatasaray bana göre ezik. bizim takım beşiktaş.
sırada ikinci kısım var. bölüm 2
tercümesi : bjk güçlü. gs fb ezik. hava atmayın lan. yoksa statta gollerim sizi.
devam ediyoruz. bölüm 3
tercümesi : 1903'te kuruldu beşiktaş. atatürk'te o takımdan. severdi çocukları sevdiği gibi beşiktaş takımını.
ve final. bölüm 4
tercümesi : kara kartal uç, gagala, çiz fb'nin gs'nin kürkünü. golleri bas kaleye ve kazan. ez onları.
belli ki arkadaş çevresi ona beşiktaş'ın ezik olduğunu ifade etmiş o aralar. o da "ben inanmam" diyor. bizim takım güçlü diyor. hava atanları "gollemekle" tehdit ediyor aynı zamanda. görüyoruz ki tam bir atatürk sevdalısı. atatürk'ün istediği gibi saldırmış beşiktaş. ve finalde "gagala, çiz" diyor kara kartala. golleri kaleye basalım istiyor. sevgili oğlum te 600 km öteden bana hayat ışığı olmaya devam ediyor.
çocuk olmak çok güzel dimi ekşi ?
debe edit: hiç yapmadığım bir şey. en azından bir çıkar uğruna yapmadığımı belirteyim bu editi. çok sayıda güzel mesajlar aldım. herkese teşekkür ediyorum ilgi için. ama aynı zamanda olumsuz eleştiriler de aldım. sadece beşiktaş üzerinden sürekli edebiyat yaptığımı düşünen arkadaşlar var. onlara tavsiyem beni engellemeleri. bu işin çözümü budur. ama bilinmesini isterim ki benim hayatım gerçekten beşiktaş. haybeye yazdığımı düşünen arkadaşlar için : peder 1 ~ peder 2
özellikle ikinci resimde gördüğünüz saha, şeref stadı ve orada baba diye bahsi geçen adam ise hakkı yetendir. diyeceğim şu ki benim pederin beşiktaş aşkının bir yansımasıdır burada yazdıklarım. beni böyle yetiştirmiş. yazdıklarım debe ya da fav için değildir. yukarıda yazdım. çok basit. engellersin olur biter. oğlum üzerinden keşke daha çok şey yazabilsem. ama o başka yerde ben başka yerde.
son olarak, perşembe günü lokomotif moskova'yı gagalayıp, golleyip, kürkünü çizerek galip gelmek ümidiyle.
video edit : beşiktaş canavarı
güzel çalışması ve emekleri için latimera teşekkürler.
turgut uyar
-
bir elim sağ cebimde, bir elim sol cebimde.
bu hüznü siz de bilirsiniz..
turgut uyar
sarayburnu'na demirleyen nato gemileri
-
"uzun yıllar sonra nato ve batı ile olan ilişkilerimizin düzelmesi"
bir kahkaha attiktan sonra yazarin entrylerine bir goz attim.
(bkz: #56670632) tayyip icin "dünya'nın en güçlü siyasi lideri." seklinde yazmis.
boyle de bir nesil var amk. daha dun pikacu izlerken bugun dunya, siyaset falan konularina kafa yormaya baslamis.
sel felaketinde balıkçıya gitmedik
-
ülke dışına, gezmeye çıktıgı felaketleri yazsak sayfa yetmez.
tanım: bir ifade.
karadeniz'de dağlarda 150-160 yaşında nineler var
-
(bkz: dağ ninesi)