hesabın var mı? giriş yap

  • sen büyük evsahibi, rulo yapmalik dergi editoru, terlik fabrikatoru saim bey. sen mi büyüksün? hayır ben büyüğüm, ben, yaşar usta. sen benim yanımda bir hiçsin, anlıyor musun. larvalarima, yumurtalarima hiç birşey yapamayacaksın. zehirleyemeceksin, ezemeyeceksin, mağlup edemeyeceksin bizi. çünkü biz birbirimize feromonlarla bağlıyız. biz bir aileyiz. bunu yıkmaya senin gücün yeter mi sanıyorsun? dokunma artık kolonime. dokunma yavrularima. eğer onların antenine zarar gelirse ben, ömründe bir karıncayı bile yememis olan ben, yaşar usta, hiç düşünmeden ucar sen uyurken agzina girerim. girerim ve gotunden cikana kadar da dönüp arkama bakmam bile.

  • loki'nin final sezonu hakkında yazdık! yazımız için: zamanın ötesinde

    ilk sezonunu 2021 yılında izlediğimiz loki dizisi, verdiği iki yıllık aranın ardından geçtiğimiz günlerde finalini yaptı. avengers: endgame filminden sonra birkaç dizi ve film dışında hayal kırıklığı ile geçen dönemin ardından gelen loki finali, biz hayranlara uzun zaman sonra özlediğimiz kalitede bir marvel işi sundu. dilerseniz, kısa bir şekilde ilk sezonun nasıl sona erdiğini hatırlayalım. ardından, ikinci sezon ile ilgili düşüncelerime geçelim.

    --- spoiler ---

    kısa bir hatırlatma

    zaman koruyucuları’nın hiç var olmadığını öğrenmemizin ardından, tva’in arkasında kimin olduğunu bulmak için hiçliğin ötesine giden karakterlerimiz, loki ve sylvie, orada hiç beklemedikleri bir sürprizle karşılaşırlar. “geriye kalan” sıfatı altında çoklu evrendeki diğer kang’leri yenen “fatih kang” ile tanışan karakterlerimiz, ondan aldıkları bilgilerle ortaya çıkan her bir alternatif zaman çizgisinin çoklu evrenleri yok edecek kangler anlamına geldiğini öğrenirler. sylvie’nin bütün bunlara rağmen kang’i öldürmesiyle birlikte alternatif zaman çizgileri serbest kalmış olur.

    zamanda kayma

    altı bölümden oluşan ikinci sezonumuz tam olarak ilk sezonun bittiği yerden devam ediyor. sezonun ilk kısımlarında olanları tva’dekilere anlatmakla uğraşan fesatlık tanrımız, bir yandan da yaşadığı zamanda kayma problemine çözüm bulmaya çalışırken oscar ödüllü oyuncu ke huy quan‘ın canlandırdığı ouroboros karakteri hikayeye giriş yapıyor. tva’nın kuruluşundan beri burada olan ouroboros’un göreviyse tva çatısı altında oluşan problemleri çözmek.

    izleyici kitlesi ele alındığında, ilk sezona kıyasla aksiyon seviyesinin yükselmesini beklediğimiz dizimiz, beklenmeyeni yaparak aksiyon seviyesini düşürerek diyalogları artırıyor. loki gibi geçmişte işlediği suçların cezasını hala çekmekte olan bir karakter için bu karar tam da yerinde olmuş diyebilirim. içi boş diyaloglar yerine, her bir kelimenin anlam taşıdığı karakterin dönüşümünü sonuna kadar hissettiren kaliteli sahneleri izlemek, on dört senedir hayatımızda bulunan karakterimize iyice bağlanmamızı sağlıyor.

    bir diğer güzel yanı ise bahsettiğim bu kaliteli diyalogların sadece loki’nin karakter gelişimiyle sınırlı kalmayıp owen wilson‘un canlandırdığı mobius karakterini de doğrudan etkilemesi. loki ile yaptıkları bir sohbette, ”nasıl bir yaşamım olduğunu bilmek istemiyorum ya güzel bir hayatım varsa?” cümlesi, karakterin yaşadığı ikilemi ve korkuyu bize göstererek finale doğru giderken karakterimizin rotasını nasıl çizeceğini merak ettiriyor.

    kaçınılmaza doğru

    sezonun içerisinde ilerledikçe artan zaman çizelgelerinin kontrolden çıkmasıyla karakterlerimizin çözüm arayış süreçlerini izliyoruz. hikayenin bir diğer kısmında miss minutes ve ravonna karakterlerinin bir kang varyantı olan victor timely’e ulaştıklarını görüyoruz. elbette, ona ulaşanlar bu kadarla sınırlı kalmıyor. mobius ve loki’nin de ona ulaşmaya çalıştığı sahneleri izlememizin ardından sylvie’nin ortaya çıkıp ”ne kadar kang varsa öldürürüm, arkadaş!” mantığıyla timely’i koruyan loki ile mücadele ettiği kısımlar, sezonla ilgili beni rahatsız eden ender noktalardan bir tanesi oldu.

    genel olarak dizi boyunca yazılan karakterlerin geçirdikleri değişimleri çok net bir şekilde görmek mümkün olsa da sylvie için bunu söylemek biraz zor. diğer karakterlerin aksine, ilk sezondaki kişiliğinin ötesine gidemeyen karakterimiz, sezon boyunca sürdürdüğü bencil kişiliğini aşamıyor. loki ile kurduğu diyaloglarda olanların yükünü loki’nin omuzlarına atmasıyla seyirciyi biraz sinir ediyor.

    ikinci sezonun temasının bir döngü olarak değerlendirmek mümkün. victor timely ve ouroboros karakterlerinin birbirlerini kişisel olarak tanımadan yaptıkları çalışmalarda birbirlerini örnek alması veya loki’nin sürekli aynı şeyleri yaşayarak farklı sonuçlar elde etmeye çalışması bunun örneklerinden. ouroboros isminin ”kendi kuyruğunu ısıran bir yılan” anlamına gelmesi, sezon içinde yaşananları ve yaşanacakları özetler niteliğinde.

    hikayelerin tanrısı

    sezonun sonuna yaklaşırken loki’nin yaptığı her bir konuşmanın alttan alta hikayenin sonuna geldiğimizi hissettirmeye başlıyor. kang ile yaptığı konuşmayı gördüğümüz sahnelerde bu konuşmayı yüzlerce belki de binlerce defa tekrarladığını fakat ne yaparsa yapsın sonucun değişmediğini öğrendiğimiz kısımlarda loki’nin gittikçe bir süper kahraman edasıyla ne olursa denemeye devam ettiğini izlemek karakterin geçirdiği evrimi gözler önüne seriyor.

    doğru kararı vermek için zamanda geriye giderek mobius ile tanıştığı ilk ana dönen loki, yaşadığı binlerce yıllık hayatında gerçekten arkadaş diyebileceği tek kişiyle veda niteliğinde bir konuşma gerçekleştiriyor. uzun yıllardır kim olduğu konusunda bir arayışta olan karakterimiz yıllardır tekrarladığı ”görkemli amaç” felsefesine sonunda bir anlam getiriyor. mobius’un ona kurduğu ”hayattaki amaçlar görkemli olmaktan çok yüktür, inan bana sırf yükü kaldıramadığın için o yükten kaçan adam olmak istemezsin.” cümlesiyle birlikte ”görkemli amacı”nın ne olduğunu dair bir karara varıyor.

    ilk thor filminin sonuna bir selam gönderilerek odin’le yaptığı konuşmadaki sözlerini tekrarlayan karakterimizin tüyleri diken diken eden yolculuğunun belki de son repliklerini dinleyerek yolculuğun sonuna şahit oluyoruz. dokuz diyarı birbirine bağladığı söylenilen yggdrasill ağacı metaforunun kullanıldığı sahnede, birbirinden ayrılıp kopmakta olan zaman dallarını birbirine bağlayarak ortasına geçen loki’nin fesatlık tanrısı isminin yerini hikayelerin tanrısı’na bıraktığını izliyor, zamanın ve evrenin merkezine yerleşerek ”geriye kalan” olduğunu görüyoruz.

    detaylar

    uzun yıllardır izlediğimiz karakterin böylesine bir gelişimle yaptığı finali izlemekten mutluluk duyuyorum. tom hiddleston‘un sergilediği performans, yıllar geçtikçe artsa da dizi performansıyla birlikte şahlanıyor desem abartmış olmam.

    owen wilson‘un performansını da övmem gerek. zamanın akışını kontrol eden kıdemli bir memur tiplemesini izlemekten sıkılacağımı sanmıyorum. asla düşmeyen oyunculuğunun yanı sıra, karakterin yükseldiği anlarda bile karakteriyle bütünleşmiş bir biçimde verdiği reaksiyonlar izleme keyfini artıran noktalardan bir tanesi.

    görsel olarak iyi bir seviyede olan yapımda, teknik olarak gözüme bir sıkıntı çarpmadı. efektler ve sanat tasarımı konusunda belirli bir standardı ilk sezondan beri koruyan dizimiz, çıtasını bozmadan devam ediyor. diyalogların bollaştığı sezonda sahnelere göre tercih edilen müzikler, olması gerektiği gibi sahneleri bir üst seviyeye taşıyor ve ciddiyetini dağıtmıyor.

    bir değişiklik olmazsa, dizi bu sezonla birlikte finalini yaptı. senaristler yaptığı açıklamalarda şöyle diyor: ”bu diziyi breaking bad olarak ele alırsak, neden bir better call saul‘umuz olmasın?” bu sözler, ilerleyen günlerde bir spin-off ihtimalini doğuruyor. mobius’un başrolünde olduğu bir yan hikaye fena olmaz sanki?

    son sözler

    final bölümüyle birlikte tam olarak bir kesinlik olmasa da hikayesel olarak tom hiddleston‘un loki’sine veda ettik. karakterin secret wars filminde önemli bir rolü olacağı söylentileri olsa da umarım bunun gerçekleştiğini görmeyiz. mükemmel bir şekilde sona eren yolculuğu tadında bırakarak veda etmek, bazen en iyi seçenek olabilir.

    dizinin marvel evrenindeki yerinin dışında, genel olarak da iyi bir dizi olduğunu düşünüyorum. gözünüzü kırpmadan başlayabileceğiniz ve sizi asla sıkmayacak bir kalitede.
    --- spoiler ---

  • kayınvalidelerin gelinleri kendine rakip olarak görmesidir.
    burada sorun gelinin huyu suyu değil, kayınvalidenin kocası ve oğluyla veya çekirdek ailesiyle olan dinamikleri oluyor.
    tabii en büyük problemlerden biri, annenin anne olduktan sonra kocasından (kadın olarak) önceki ilgiyi görmeye devam edememesi veya bunu zaten hiç görmemiş olmasıyla ilgili.

    kadın, kendisine ihtiyaç duyulmasından hoşlanan, bundan bazı ölçülerde tatmin yaşayan bir varlık.
    kocalarından göremedikleri ilgi ve sevgiyi, tatmin ol(a)mayan kadınlıklarını erkek çocuklarına yükledikleri ve kocalarının kendilerine hiç ihtiyaç duymadığı şekilde kendilerine ihtiyaç duyan bir erkekle yaşadıkları için gelinle aynı düzlemde olduklarını zannediyorlar.
    çünkü o noktada evlat, bir tatmin objesi ve egonun desteği hâlini almış bir varlık oluyor.
    yani kocadan ya da erkekten dolayı boş kalan duygusal alanları oğuldan aldıklarıyla doldurmaya çalışıp çarpık bir bağlanma türü geliştiriyorlar.

    halbuki kendilerinin erkeği kocaları, yani oğullarının babasıdır.
    fakat dinamikteki kırılma nedeniyle bilinçaltı düzeyde oğullarını kendi erkekleri olarak gördüklerinden, gelinleri de kendilerine düşman ya da rakip olarak görüyorlar.

    erkeklerini ellerinden alacak birer tehdit oluyor gelinler bu sefer.
    maalesef anneler bunun farkında değil, farkına varamıyorlar.
    işin kötüsü, erkekler de bazen annelerinin üzerine kuma getiriyormuş gibi davranıyorlar.
    "annemi bırakamam, annem kabul etmezse olmaz, annemi istemezsen ben de seni istemem vb." ve bu anlama gelen birçok davranış çeşidi.

    çünkü o da annesini bilinçaltı düzeyde "kadını" olarak algılamakla birlikte, asla bırakamayacağı bir sorumluluk, en önemlisi de ihanet etmemesi gereken kutsal bir varlık olarak görüyor.
    anneye ihanet, bu tip erkekler için ömür boyu sürecek bir vicdan azabı nedenidir ve en büyük korkudur.
    hele baba yoksa, uzaksa veya bir şekilde zayıfsa ve çocuk evin erkeği rolünü de resmi olarak üzerine almışsa.
    halbuki başka bir kadını hayatına almak, anneye ihanet değildir ama çocuk 45 yaşına da gelse, öyleymiş gibi hisseder ve bu sefer hayatına aldığı kadına "ikinci kadın" olarak davranır ve öncelik vermez, annesi her zaman haklı olur, onun hep alttan alınması gerekir.
    bu sefer de işte annesine düşkün erkekle sürdürülemeyen ilişki ve evlilikler silsilesi yaşanır.

    burada hem annenin yüklediği rolü erkek olarak üstlenme hem de yine dengesiz bağlar nedeniyle anne-kadın varlığı hayat boyu taşımakla yükümlü olduğunun empozesi vardır.
    aslında annesinden sorumlu olan babası, kendisi de hayatındaki kadından, sevgilisinden, eşinden vb. sorumlu ama çocuk bunu 50-60 yaşına dahi gelse fark edemiyor.

    o yüzden ilkokulla birlikte, anne erkek çocuğun hayatında geri çekilmeye başlamalı, bazı konularda mesafe koyabilmeli ve çocuğu babayla birlikte dış dünyaya gönderebilmelidir.
    böylece, erkek çocuk da babasından destek alabileceği, onun izini sürebileceği bir alana sahip olur ve bu şekilde de "erkekleşir".

    eğer oğlunuzu gönderemiyor, ayrılamıyorsanız profesyonel destek alın.
    herkes evli kalamayabiliyor, hayatında oğlundan başka erkek kalmayabiliyor, bunlar tabii ki normal ve kadını zorlayan şeyler.
    ama bu süreçlerde annelerin bilinçli olması ve oğullarının ihtiyaçlarını karşılamanın egolarını ve duygusal boşluklarını beslememesine dikkat etmeleri çok önemli.

  • yapılacak ilk seçimde arap milliyetçilerini tokatlayacak adayı merak eden arap hareket partisi ahparti başkanının açıklaması.

  • lirik şiirdir.

    bugün 23 nisan,
    neşe doluyor insan.
    resmi tatil diye cumartesi sanma
    çünkü bugün çarşamba.
    yayılma yıllık izindeymiş gibi bre davar,
    yarın kol gibi mesai var.

  • başlık: beyler orucum bozulmuşmudur sizce
    @1: piçler bugün oruçluyum, havalar da fena sıcak az önce araba sürerken sıcaktan ve birazda açlık+susuzluğun verdiği dikkat dağınıklığıyla bi çocuğu arabanın altına alıp yanlışlıkla çiğneyerek öldürdüm. sizce orucum bozulmuşmudur?
    @4: bilerek yapmadıysan birşey olmaz

    öldürücü tim geliyor

    @5: cignemissin ama yutmamissin bozulmaz pampa
    @6: yutmadıysan bişey olmaz tövbe edip devam et tutmaya.

    @14: hemen kaçman lazım ama. yakalanırsan yarraa yersin. bozulur.

    http://inci.sozlukspot.com/…um-bozulmuşmudur-sizce/

  • alıntıdır:

    sık bakalım, sık bakalım ..
    ümükleri sık bakalım ..
    ceketi çıkar, bıyığı incelt..
    yakışıklı başbakanım <3

    utangaç edit : birden en beğenilen entrylerim arasına girdi, tweet sahibine dm atamıyorum, atar ve onay alırsam eser sahibini de ifşa edeceğim... :)