hesabın var mı? giriş yap

  • "fiş alabilr miyim?" dediğinizde
    " al amk al memleketi sen kurtaracan al" bakışı atan esnaftır.

  • en iyi olmak estetikle alakalı ise ronaldinho gelmiş geçmiş en iyi futbolcu olurdu.

    bu adam inzaghi'den beleş golcü pozisyon alması + fenomen ronaldo'dan bitiricilik + ibrahimoviç'ten de fizik almış. hile gibi bir şey.

  • adamlar barcelona'daki euroleague merkezinde bulunan toplantı salonlarından birisine zeljko obradovic adını vermişler ama gel gör ki; oturduğu evin kapı zilinde hala babasının adı yazan gençler bu insana loser demekteler.
    keşke bu adam gibi kaybetsem hep.

  • insanlarla konuştuktan sonra ortaya çıkan düşünce. o yaşadıklarını anlatıyor, sen kendi yaşadıklarına/yaşayamadıklarına bakıyorsun. hüzünleniyorsun. adam hayatını yaşamış, ben kütük gibi bu yaşa kadar gelmişim diyorsun. yapacak bişey yok.

  • burada da şöyle bir ayrım var ama:
    adam ne kadar zeki olduğunu ısrarla gözünüzün içine sokmaya çalışabilir, şimdiye kadar edindiği bilgi birikimini entelektüel terör haline getirebilir. ve sonunda da dünyanın en itici insanlarından biri birisi olur. girdiği her ortamda schopenhauer konusu açabilir.

    diğer gruptakilerse, "tam o anda" zekalarını konuştururlar. bu tür adamların garip bir çekiciliği vardır. birden değil, yavaş yavaş içine düşersiniz. böyledir.

  • güç yüzükleri aslında gerçekte vardır. yani direkt parmağınıza alıp takamazsınız ama kavram olarak böyle bir şey var. mesela star wars, yüzüklerin efendisi gibi hayranı çok olan bir evrende bir şeyler yazmak tam olarak güç yüzüğü takmaya benzer. eğer iradeniz sağlamsa size muazzam bir güç sağlayabilir, dünya çapında milyonlarca hayrana çok kısa sürede ulaşabilirsiniz. ancak yeterli vizyonunuz ya da yeteneğiniz yok ise o yüzük sizi kontrol eder, zehirler ve en sonunda da yok eder.

    ben de bu nedenle diziden çok umutlu değildim çünkü proje duyurulduğundan beri hikayede ne olacağından çok cast tercihi falan konuşuldu. kimse de çıkıp arkadaşım rahat olun mis gibi senaryo yazdık falan demedi. bir de yayınlanan son fragmanda müzik seçimi falan insanları iyice şüpheye düşürdü haklı olarak. şimdi bu endişelerimiz yerinde mi değil mi bir bakalım.

    ama öncelikle dizinin bir de inceleme videosunu yaptım. onu da incelemek isterseniz linki en alta bırakıyorum.

    --- spoiler ---

    önce senaryodan başlayalım. şimdi uyarlamada şöyle bir durum var. elinize aldığınız kitabı senaryo formatına aktarırken mecburen bazı değişiklikler oluyor. bu kim olursa olsun gerçekleşir çünkü yazım yaratıcılık isteyen bir süreçtir ve o aktarım esnasında aktarımı yapan kişinin düşünce yapısı, hayat tecrübesi, dünyaya bakışı falan ister istemez senaryoya dahil olur.

    bu ufak tefek dokunuşlar bazen iyi de sonuç verebilir çünkü ana metindeki eksikliklerin kapatıldığı da olur. ancak bu durum tolkien için geçerli değil çünkü tolkien zaten mükemmel yazmış. yani bazı kitapları okurken yahu şurası da şöyle olsaydı diye aklınıza gelir ya. birincisi bu tolkien'de gelmez. ikincisi de gelse bile insanın yahu benim ne haddime deyip bu düşünceleri kafasından uzaklaştırması gerekir.

    bu nedenle dizinin senaristlerinin izleyiciyi memnun etmek için yapması gereken şey silmarillion'a olabildiğince sadık kalmaktı. ki zaten orada bir yığın potansiyel var. fingolfin anlat, noldor'un gelişini anlat, valar'ı anlat bir yığın şey önünde hazır duruyor zaten. onun yerine gidip hiçbir yere bağlı olmayan bir senaryo yaratıp onun üzerine oynamışlar.

    ha bakın bu da olabilir. yüzüklerin efendisi ve silmarillion'u alıp bağımsız bir hikaye de yazabilirsiniz. ama bunu yapabilmek için tolkien'i sular seller gibi ezberleyip lore'un dışına bir adım bile çıkmamanız lazım. yoksa sıçış anları başlamış demektir.

    burada ise lore'un içinden geçmişler arkadaşlar. en büyük hata da gidip galadriel'i ana karakter olarak seçmelerinden geliyor. şimdi ana karakter dediğiniz mücadeleye girer. kimi zaman kazanması kimi zaman kaybetmesi gerekir. bazen süründüğü bazen dayak yediği falan olur ki izleyici hikayeyi takip ederken heyecanlansın. hah işte galadriel bunları yaptırabileceğiniz bir varlık değildir. bakın kişi ya da karakter demiyorum galadriel üstün bir varlıktır ve böyle günlük şeylerin içinde yer almaz. o kadar kadim ve bilgedir. siz tutar da bu karakteri ne bileyim dağ tırmanırken denizde boğulurken falan gösterirseniz olmaz. ayrıca bi kısım elf biz artık seni takip etmeyeceğiz diyor, galadriel gil-galad'dan elrond'dan falan izin alıyor. olm siz kafayı mı yediniz orta dünyadaki en güçlü varlıklardan biri sizce böyle şeyler yapar mı? ha derseniz ki daha ikinci çağdayız galadriel o kadar güçlenmemiş olabilir ama üçlemede gördüğümüz zamanlarda orta dünya iyice ölmek üzereydi. elf çağı bitiyordu orada gücü daha az diye bile düşünebiliriz. üçlemede lady of the wood olarak bu kadar korkulan ve çekinilen biriyken senaristlerden biri bana ikinci çağda nasıl bu kadar zayıf olduğunu açıklasın lütfen.

    bu zayfılık durumu zaten elf'lerin genelinde var dikkat ettiyseniz. o bilgelik, karizmatiklik, hikmetin ve çok şey bilmenin kişinin üzerindeki etkisi özellikle üçlemede çok güzel yansıtılmıştı. burada ise karakterlerin o ağırlığını hissedemiyoruz. elrond'un mesela kalkıp cücelerin ayağına gitmesi, kapıdan kovulması falan dünyada olacak işler değil.

    peki bu iş nasıl düzeltilirdi? aslında bu iş çok basit ve kendileri de bulmuşlar ama devam ettirmemişler nedense. ismael cruz cordova'nın canlandırdığı arondir diye bir elf var bildiğiniz üzere. bu karakter bir gözcü kulesinde görevlendirilmiş durumda. hah işte bu karakteri ana karakter yapsaydınız, elrond'u, galadriel'i falan bu karakterin bir şeyler danışmak için arada sırada gördüğü kişiler olarak düzenleseydiniz hem lore'u karman çorman etmezdiniz, hem bu karaktere özgür şekilde hikaye yazabilirdiniz hem de bu yüksek karakterlerin azametini ve karizmasını elinden almamış olurdunuz. ama onun yerine galadriel'in saldayken insanlar tarafından itilip kakıldığını falan göstermişsiniz. bravo.

    dizinin teknik alanına geldiğimizde ise evet efektlere para gerçekten dökülmüş. hatta o kadar ki neredeyse her sahne çok güzel görünüyor. ama doğal mı? değil. çünkü mesela sahneye baktığınızda arondir'in durduğu kulenin bir kısmının inşa edildiği sahnenin geri kalanının yeşil perde olduğu fark ediliyor. zaten yüzüklerin efendisi filmlerini efsane yapan özelliklerden biri de buydu. her sahne maketle, dekorla, maskeyle falan hallediliyordu. burada ise ver etmişler cgi'ı. mesela üçlemede nazgul'un frodo'yu ağaç altında sıkıştırdığı sahneye bakın. oradaki toprağın ıslaklığı, köklerin uzantısı, nazgul'un atının ayağındaki kurumuş kan bile sahneye çok şey katıyordu. burada da yine geçişler için güzel manzara görüntüleri var ama karakterleri gördüğümüz yerler doğal olmadığı için o gerçekçilik hissi pek yakalanamamış.

    --- spoiler ---

    sonuç olarak diziyi yapan kişilerin elinde canavar gibi potansiyel varken olmaması gereken karakterlere olmaması gereken işler yaptırdıkları için dizi potansiyelinin çok çok altında kalmış. ha dizi ne bileyim bir wheel of time ya da witcher'ın geralt'ın görünmediği kısımları gibi izlenmeyecek durumda değil. yani yüzüklerin efendisini, silmarillion'u falan nasıl olacak bilmiyorum ama tümden aklınızdan çıkarırsanız keyif bile alabilirsiniz. ancak şu anki haliyle o iş biraz zor gibi duruyor.

    https://youtu.be/qcjjsyakdts

  • ya abi işte neden evrim dersi ortaokulda önemli neden doğal seçilimin anlatılması önemli canlı kanlı örneği bu başlık. ya amk adam diyor ki hiç bir ilaç yok, hiç bir vitamin takviyesi yok atıyorum 60-70 yaşında. ama aynı şartlar altında hastalığı olan, ilaç tedavisine ihtiyaç duyan, doktora hastahaneye ihtiyaç duyan, sağlıklı beslenmeye ihtiyaç duyan, soğuğa dayanıklılığı olmayanları hiç görmediğinden hiç haberleri bile yapılamıyor. adamlar ölüyor çünkü a.q ölüyorlar. hayatta kalabilen tek kişiyi bulup da bu hayat tarzını öven bir başlık. adam bu yaşam tarzını benimsediğinden değil orda. adam öyle yaşama adapte olabilen belki de tek kişi olduğu için orda ve bunun haberi yapılabiliyor.

    al hocam uçak biletini bas git. hadi siberyaya da gitme, git karadenizde bi köye yerleş, al av tüfeğini de ayı falan çıkarsa vurursun. into the wild filmi mi etkiledi bilmiyorum. ama haberiniz yapılamadan doğal hastalıklardan ölebilirsiniz. işte o adam başarılı gen, kendini hayat şartlarına adapte edebilmiş gen. ölenleri görmüyorsun. buna adapte olamayan türü görmüyorsun. buna doğal seçilim deniyor. hayvanlar da böyle evrildi başarısızlar yok oldu gitti haberin bile yok. kim bilir ne çeşit vardı. bilmiyoruz.

    ben de seviyorum doğal yaşamı, ben de seviyorum insan olmadan yaşayayım odun keseyim tavuğumdan yumurtamı alayım, ateşimi yakayım üzerinde biber pişireyim. ben de istiyorum. ama olmuyor işte. yapabilen yapsın. herşeye özenmek iyi değil.

  • bir çok amerikan filminde defalarca tekrarlanarak insanlara "neden ben böyle yaşamıyorum" dedirten sahneler bütünüdür.

    koşarak basamaklardan inerken kravatımı bağlamaya çalışır, kocaman mutfakta hazırlanmış masadan yalnızca portakal suyundan bir yudum alıp "geç kaldım toplantım var " derken hanımdan küçük bir öpücük ile devasa bir arabaya atlar ve bahçedeki kapalı otoparktan sessiz, sedasız ama yemyeşil bir caddeye çıkıveririm... (kahretsin köpekle şakalaşmayı unuttum)

  • tweet

    kapak gibi cevap vermiştir. şimdi aktroller ve bunların siyasi kanadı düşünsün. hahahahha

    --- spoiler ---

    1-kıymetli dostlarım, öğle saatlerinden itibaren kaldığım mekandan yetkililerle beraber ayrıldım. şu an kaldığım mekana, ailemin yanına geri geldim. hakkımdaki iddiaların yoğunluğu nedeniyle karşılıklı sohbette bulunduk.

    2-şahsım hakkında herhangi bir ınterpol kararı olmadığı için, tüm herkes gibi ülkelerinde misafir olarak bulunduğumu söylediler. hakkımda birçok suikast ihbarı olduğunu bana ilettiler, hepimizin bildiği gibi.

    3-ülkeden ayrılmamda veya ülkede kalmamda herhangi bir sorunun olmadığını da bana ilettiler. aydınlık gazetesi’nde yazan sat timlerinin ve mit timlerinin yaptığı operasyonla yakalandığım asla doğru değildir.

    4-zaten ben uluslararası hukuka göre aranan bir kişi değilim. bu sebeple yüce devletimizin bana resmi bir operasyon düzenleyebilmesi de mümkün değildir. her normal insana davrandıkları gibi bana da kibar bir şekilde davrandılar.

    5-süslü sülü, benim ahiretliğim, derin mehmet, pelikancılar, ve diğer zevatın tamamı; bizde söz namus. eğer ölmez sağ kalırsak, bu hikayeyi tamamlamaktan geri durmayacağız.

    6-tabi ki bu süre zarfında gereği eğer yapılmazsa, yapmayanlarla ilgili söyleyecek sözlerimiz de elbet olacaktır. beni sevdiği için dua edenlere, beni sevmediğinden dolayı sadece çocuklarıma ve aileme iyi dilek dileyenlere tüm kalbimle teşekkür ederim.

    bir umuttur yaşamak
    --- spoiler ---