ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
o ses türkiye
-
dayanamadım, ben de 105 bayhan yazıp 3181'e mesaj attım.
o generalin apoletlerini sökeceğim
-
asker siyasete karışıyor diye ağlaya ağlaya iktidara geldiniz, hatta radikal islamcıların oyunu da böyle aldınız.
ve siz o denli namussuzsunuz ki şimdi askeri ellerinizle siyasete sokuyorsunuz, sırf menfaatiniz uğruna.
yazık bu orduya, yazık bu askere.
sonuna kadar destekliyorum ince' nin bu sözünü.
orduyu lekeleyen kim olursa olsun apoleti sökülmeli ve yargı karşısında hesap vermelidir.
uzayın genişleme hızı ışık hızından fazladır
-
şimdi yarıçapı ve hızlanma eğrisi doğrusal olarak ilerleseydi, hızlanmanın yarattığı bükülmede bazı hüzmelerin paralel olarak azaldığı tespit edilirdi. buna karşın gerek mekanik eğrilme gerekse de tepkisel yoğuşma en üst düzeyde yaşanıyor. tabii buna evrenin genişleme hızı sabit değişken olarak dahil edilirse bu sefer de kütlenin neyi çekip neyi çekemeyeceğini net olarak bilemeyeceğiz. üşenmeden bu satıra kadar okuyan varsa özür dilerim, ne dediğimi ben de bilmiyorum. nasıl olsa bilen yok ya salla amınıyum.
nato fonetik alfabesi
-
1950'lerin ortalarında nato, yeni alfabeyi onaylayan ve kullanan ilk organizasyon oldu. bu nedenle de alfabe "nato fonetik alfabesi" adını aldı. ancak, günümüzdeki versiyonu yürürlüğe girmeden önce birkaç versiyonu daha kullanıldı.
1920'lerde, birleşmiş milletler uluslararası telekomünikasyon birliği (itu) fonetik alfabenin ilk versiyonunu üretmiştir. bu sürümde dünyadaki bilinen şehir ve ülkelerin isimleri kullanılmıştır.
"amsterdam, baltimore, casablanca, denmark, edison, florida, gallipoli, havana, ıtalia, jerusalem, kilogramme, liverpool, madagascar, new york, oslo, paris, quebec, roma, santiago, tripoli, uppsala, valencia, washington, xanthippe, yokohama, zurich"
1941 yılında ise abd ordu ve donanması, adını ilk iki kelimesinden alan "able baker" alfabesini oluşturdu. able, baker, charlie... iki yıl sonra ingiliz hava kuvvetleri de bu alfabeyi kullanmaya başladı.
"able, baker, charlie, dog, easy, fox, george, how, item, jig, king, love, mike, nan, oboe, peter, queen, roger, sugar, tare, uncle, victor, william, x-ray, yoke, zebra"
nato'nun fonetik alfabe tarihçesine göre bu eski sürümlerde kullanılan kodlamalar, ingilizce kullanılmayan ülkelerde yaşayanların aşina olmadığı kelimelere sahipti ve iletişimde karışıklıklara neden olacağı gerekçesiyle eleştirildi.
alfabenin fazla ingilizce merkezli olduğu eleştirilerine yanıt olarak kanada merkezli, uluslararası hava taşımacılığı birliği (iata) yalnızca ingilizce, fransızca ve ispanyolca'da ortak olan sesleri içeren yeni bir alfabe önerisinde bulundu. bu versiyon 1951'de yalnızca sivil havacılık için yürürlüğe girdi ve bugünkü nato fonetik alfabesi'nde kullanılan kelimelerin bir çoğunu içeriyordu. ancak bu alfabe biraz kafa karıştırıcıydı. örneğin c harfi için kullanılan kelime coca'ydı ve x için x ile başlamayan extra kelimesi kullanılıyordu.
en sonunda bugün kullandığımız nato fonetik alfabesi oluşturuldu ve nato'da kabulü ile genel geçer hale geldi. bu alfabe uluslararası sivil havacılık örgütü (icao) tarafından kabul edilmiş ve kullanılmaktadır. ayrıca uluslararası denizcilikte de kullanılır. görsel
"alfa, bravo, charlie, delta, echo, foxtrot, golf, hotel, india, juliett, kilo, lima, mike, november, oscar, papa, quebec, romeo, sierra, tango, uniform, victor, whiskey, x-ray, yankee, zulu"
ulusal haberleşmede (amatör telsizcilik) kullanılmak üzere milli fonetik alfabe'miz de bulunur. bundaki kodlamalar şu şekildedir:
"ankara, bursa, ceyhan, çankırı, denizli, edirne, fatsa, giresun, hopa, ısparta, izmir, jale, kayseri, lüleburgaz, manisa, nazilli, ordu, ödemiş, pazar, rize, samsun, şarköy, trabzon, urfa, ünye, van, yalova, zonguldak"
örneğin ekşi sözlük'ü kodlamamız gerekirse şu şekilde kodlamamız gerekir:
edirne, kayseri, şarköy, izmir
samsun, ödemiş, zonguldak, lüleburgaz, ünye, kayseri
kaynak: nato - popular mechanics
memur kalitesinin artması için çözüm önerileri
-
kamuda 10 senesi dolmak üzere olan birisi olarak gözlemlerimi belirteyim.
belli yaşın üstünde, zamanın torpillisi (sağcısı solcusu farketmeksizin) bilgisayar ile araları iyi değil. yeniliklere kapalılar ve verim almak neredeyse imkansız.malesef ellerinden fazla iş gelmiyor.(gerçi iş yapma gibi bir dertleri de yok) 52 yaş üstü bu kesimi istisnalar haricinde yok kabul edebilirsiniz. genç memurlar ise ikiye ayrılmış durumda;
a) genç torpilliler: burunlarından kıl aldırmıyorlar, herhangi bir işin parçası değiller, ortalıkta gezinip starbucks tartışmasından öteye gitmiyorlar, sırtları sağlam.
b)genç torpilsizler: işte bütün yük bu kardeşlerimizin üzerindedir, her birimde bunlardan asgari 2, en fazla 5 tane bulunur. varolan işlerin bütün sorumluluğu bu arkadaşlara aittir. birimin işlerinde hata mı var? bu arkadaşlar yapmıştır. birimde iş ile ilgili bir tartışma mı var? tartışmanın göbeğinde bu arkadaşlar vardır. müfettişler soruşturma mı yapıyor? bu arkadaşları ve yaptığı işleri soruşturur. çalışmayan kesim herhangi bir iş yapmadığı için herhangi soruşturma vb. şeyler geçirmeden çay, kahve, tuvalet üçgeninde mesaisini bitirir. 657 değişirse ilk bu torpilsiz arkadaşlar topun ağzına gelir.
boston dynamics
-
gün gelecek robotlar bize bu robotu dürten arkadaşın videosunu izletecekler, sonra da organize işler'deki meşhur dayağın bir benzerini üzerimizde deneyecekler.
hayvan gibi dürtmesene amın evladı, benim için acıdı eleman düştüğünde. neyse ki efendi robotmuş da vurdu kapıyı çıktı.
elektrik kesilince hep birlikte aaa demek
-
elektrik kesintilerinin olmazsa olmazlarından. genelde kalabalık yerlerde duyulur, yukardan aşağı düşen bir intonasyonla söylenir.
sınavlarda alınmış komik notlar
-
boş kağıt vererek 100 almak...
evet, yanlış duymadınız.
ahmet cemal'in "basında yaratıcı yazarlık" dersinin sınavında başıma gelmiş, tüm akademik yaşamımda beni en çok etkileyen olaydır.
yoklama almayan bu hocamızın dersine her hafta 08.30'da gitmiş, not tutmuş ve konuşmuştum.
sınav başladığında gelip kulağıma eğilerek "sizin yazmanıza gerek yok. ne yazabileceğinizi biliyorum." diyerek kağıdımı alıp, sınavdan yollamıştır.
her zaman saygı ve sevgi ile anacağım efsane bir entelektüeldir ahmet cemal.
şimdi bile gözlerim doldu.
yumurta satan kadının yumurtalarını kıran zabıta
-
malum partinin üyeleri sokak ortasında adam öldürse görmezden gelicek bir karaktersizin garibana esip gürlemesi olayı.