hesabın var mı? giriş yap

  • bundan daha kötüsü ise metroda inenleri bekler gibi yapıp, son 5-6 kişi kaldığında beklemeyi bırakıp yanlardan sıvışarak en yakın koltuğa oturmaya çalışmaktır.

  • bir kara deliğe yaklaştıkça, kendisini geçince artık geri dönüşün mümkün olmadığı sınır. bu sınır ve tekillik* arasında olan biten hiçbir şey dışarıdan doğru bir biçimde gözlemlenemez. çünkü artık ışık da singularity tarafından çekilmektedir.

    kara deliğin merkezi ile olay ufku arasındaki mesafeye schwarzchild yarıçapı denir. kütlesi güneşin 10 katı kadar büyük bir yıldızın oluşturduğu kara deliğin schwarzchild yarıçapı 60 kilometredir.

    schwarzchild yarıçapının dışındaki bir gözlemciye görünen sadece bir illüzyon olur. örneğin varsayımsal bir uzay gemisi bu sınırı geçerse, dışarıda kalan gemidekilere göre sınırdan içeri giren geminin hızı giderek o kadar azalır ki, sonunda duruyor gibi görünür. ancak aslında içeri giren gemi, hızlanarak kara deliğin merkezine yaklaşmaktadır. buradan çıkış mümkün değildir. kadıköy gibidir.

  • 4 kişi adam dövmeyi marifet sanan arapların olayıdır. hayretler olsun ki türk vatandaşı bu olayda mal gibi dikilip izlememiş ve pilotu kurtarıp karşı saldırıya geçmiştir.

  • yerinde bulduğum karar. bazı veliler işi o kadar abartıyor ki kişi başı fahiş ücretler toplanıyor sonrasında maddi değeri çok yüksek abartılı hediyeler alınıyor. ve işin en kötü yanı bu bi yarışa dönüşüyor. öğretmenler günü bu değil, böyle olmamalı.

  • her on yılda bir biriken gerizekalı zengin muslumanları silkeleyip kendine getiren adam. bu milletin ne kadar aptal olduğunun ibretlik kanıtı.

    debe editi: somayı unutursanız, kalbiniz kurusun.

  • "sanırım evrene yolladığım tüm mesajlar kenan evren'e gidiyor. darbe üstüne darbe yiyorum resmen"

  • herkesin babasının kendi inancına, anlayışına göre değişen sözler.

    benim için yıllar yıllar önce, denizden bulup çıkardığım 250,000 lira ( biz küçükken 250,000 lira vardı mavi, o zaman en az 3 gofret 1 big babool alınabilecek bir paraydı, arkadaşlar bilir) sonrasında babamın söylediği sözlerdir.

    elimde heyecanla koşturarak yanına gitmiştim, 'bak denizde para buldum, gidip bakkaldan neler alıcam şimdi' diyerek. babam elimden o parayı alıp bana cebinden çıkardığı başka bir 250,000 lira verip, ' bir daha sakın kendine ait olmayan, başkasının kazandığı parayı alma, senin kazanmadığını harcamak haramdır, paraya ihtiyacın olduğunda bana söyle ben sana vereyim' demişti.

    üstünden belki 15 yıl geçti, ben hala unutmadım. büyüdüm, adam oldum, çalışmaya başladım, para içinde olduğum bir işim var, fırsatım olsa milyonları/trilyonları hortumlarım ama gel gör ki yerde gördüğüm 1 lirayı bile alıp harcayamıyorum.

    aynısını çocuğuma tembihleyecek miyim? ilk öğrettiklerimden biri olacak.