ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ölünün arkasından helva yapıp yeme saçmalığı
-
" islâm öncesi arap geleneğidir " denilmiş.
türklerin bir kültürü geleneği yok zaten, her şeyimiz arap geleneği değil mi?
o yüzden millet bu geleneği dinî bir şey, vacip falan sanıyor.
ölen kişinin ardından helva yapılıp taziyede ikram edilmesi geleneği kadim bir türk geleneğidir. eski türkçede " süçig " yahut " çövenç " şeklinde ifade edilen helvanın yapımına herkes katkıda bulunur, böylece ölen kişinin ruhuna dostluklarını ilettiklerine inanırlardı.
hatta anadolu'nun çoğu yerinde olduğu gibi benim anneannem bile hâlâ bu taziye helvasına " yuğ aşı " demektedir.
" yağlaş " diyenler de vardır.
türkler, doğaya gösterdikleri saygı ve duydukları hayranlığı da bu gelenek ile göstermektedirler aynı zamanda.
su, un ve ateşin biraraya gelmesiyle elde edilen bu tatlının geride kalanlara dirilik ve güç verdiğine inanılır idi.
ayrıca ölen kişinin ardından tutulan yasın, merhumun mensup olduğu boyda ayrıştırıcı değil; birleştirici bir hâl aldığını da sembolize etmektedir bu gelenek.
yani ölenin ardından topluca helva yemek ona bir saygısızlık değil; büyük bir saygıdır!
hele hele bir arap geleneği hiç değildir!
20-21 aralık 2021 tcmb 7 milyar dolar satışı
-
piyasa manipülasyonun belgesidir. yapılan suçtur. böyle müdahaleler gizlice ayarlanmış, yandaşlar tarafından voliyi vurma fırsatı olarak değil, devlet politikası olarak çook önceden duyurularak yapılması gerekirdi normal bir ülkede.
attila ilhan
-
adam gibi şair, kaybedilmiş bir başka şair üstad. üzmeseydin keşke bizi henüz, az daha kalıp birkaç yeni dize ile daha kalbimizi titretseydin.
ben sana mecburum
ben sana mecburum bilemezsin
adini mih gibi aklimda tutuyorum
buyudukce buyuyor gozlerin
ben sana mecburum bilemezsin
icimi seninle isitiyorum
agaclar sonbahara hazirlaniyor
bu sehir o eski istanbul mudur
karanlikta bulutlar parcalaniyor
sokak lambalari birden yaniyor
kaldirimlarda yagmur kokusu
ben sana mecburum sen yoksun
sevmek kimi zaman rezilce korkuludur
insan bir aksamustu ansizin yorulur
tutsak ustura agzinda yasamaktan
kimi zaman ellerini kirar tutkusu
birkac hayat cikarir yasamasindan
hangi kapiyi calsa kimi zaman
arkasinda yalnizligin hinzir ugultusu
fatih`te yoksul bir gramofon caliyor
eski zamanlardan bir cuma caliyor
durup kose basinda deliksiz dinlesem
sana kullanilmamis bir gok getirsem
haftalar ellerimde ufalaniyor
ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
ben sana mecburum sen yoksun
belki haziran`da mavi benekli cocuksun
ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor
bir sileb siziyor issiz gozlerinden
belki yesilkoy`de ucaga biniyorsun
butun islanmissin tuylerin urperiyor
belki korsun kirilmissin telas icindesin
kotu ruzgar saclarini goturuyor
ne vakit bir yasamak dusunsem
bu kurtlar sofrasinda belki zor
ayipsiz fakat ellerimizi kirletmeden
ne vakit bir yasamak dusunsem
sus deyip adinla basliyorum
icimsira kimildiyor gizli denizlerin
hayir baska turlu olmayacak
ben sana mecburum bilemezsin.
atilla ilhan
amanda cerny ile tweetleşen yozgatlı dayı
-
- türkçen yog mu
kısmıyla yarmıştır.
senin de yok be dayı.
edit: başlık başıma kalmış.
uyduruk yemek tarifleri
-
diyelim ki oturaklı bir misafir gelecek.
siz de açtınız yemek kitabını, kolayca gözüken bir yemeği pişirmeye çalışıyorsunuz.
ama, işler planlandığı gibi gitmedi. yaptığınız köfteler kızarırken unufak oldu ya da karnıbahar haşladınız ama osuruk gibi koktuğu için onu salata yapmaktan vazgeçtiniz ya da oymayı başaramadığınız kabaklardan elinizde kalan kırıntıdan başka birşey değil ve misafir de gelmek üzere...
panik yapmıyoruz.
önce elimizde ne malzeme varsa, haşlanmış kabak, patates, karnıbahar, pırasa, bamya hiç farketmez alıyoruz bir tavada ince doğranmış az kavrulmuş soğan ve biberle karıştırıyoruz. tadı pek anlaşılmasın diye bol maydonoz, kekik, bir yerlerden bulursak azıcık kuru fesleğen filan atıyoruz. kara ya da kırmızı biber de olur.
sonra bunları binyılın icadı borcamın içine diziyoruz. ve sakin oluyoruz. sadece 10 dakika daha..
şimdi teflon bir tencere alalım. kocaman 2 kaşık yağ ve bir su bardağına yakın un koyup ocağın altını yakıyoruz. unlar yağla karışınca hemen sütü ekliyoruz. 2- 2,5 su bardağı falan. bunları hep göz kararı ile de yapabilirsiniz. ilginçtir ölçü bir şekilde hep tutuyor. sütü ekleyip durmadan karıştırıyoruz. pudinge benzer bir kıvama gelince o borcama dizdiğimiz şeyin üzerine döküp fırına veriyoruz.
üzeri nar gibi kızarana kadar fırında pişiriyoruz.
sonra da bir isim uyduruyoruz;
-sana pakistan usulu beşemal soslu fırında kıymalı karnıbahar yaptım.
-sana babamın en sevdiği yemeği yaptım. beşemal soslu kıymalı bamya
-sana ingilteredeyken yediğim bir yemekten yaptım; beşemal soslu patlıcanlı tavuk..
almanya'nın çifte vatandaşlığı yasaklaması
-
üst edit: başlık sahibinden sonra @2'de kaçmış. kaynak bu
bir zahmet bana özelden sallamayın ne başlığı açan benim ne de kaynağı veren. ben 3. entry'i girmiş bir garip yazarım. herkes kaçınca ihale bana kalmış oldu sadece*
----
almanya battı, türkiye cennet, her şey mükemmel diyen almancıların almanya vatandaşlığını seçmesiyle sonuçlanacak yasaklamadır.
edit: başlık sahibi kaçmış. verilen yeni kaynakta çocuklar için, yani yeni nesil için geçerli olacağı yazıyor.
o halde entry'i " almanya battı, türkiye cennet, her şey mükemmel diyen almancıların çocuklarına almanya vatandaşlığını seçtirtmesiyle sonuçlanacak" olarak güncelleyebilirim.
yalandan baygınlık geçiren şehit aileleri
-
bir şehit ailesinin yalandan baygınlık geçirdiğini düşünebilenler olduğunu bize göstermiş ailelerdir.
kendimden örnek vermek istemiyorum, istemem hiç.
yalnız allah evlat acısıyla terbiye etmesin be hacı.
sen gel vazgeç bu yalandan bayılma teorinden. ayıp oluyor bak.
hele bugün yapma şu trollüğü, ne olur?
olmaz mı?
zorunlu ekleme: böyle utanç verici bir başlığın ilk entrysi değildi elbette yazdığım. ama ilk entrynin bir şekilde silinmiş olması söylediklerimi geçersiz kılmıyor. öyle.
dışarıdayken etraftan duyulan yaran diyaloglar
-
sultanahmet meydanı'nda bir bankta oturmuş vakit öldürmeye çalışırken hemen yanımdaki banka, ellerinde kap dondurmaları ile iki adet bıçkın tipli genç * oturur ve başıma geçen güneş sebebiyle ben uydurmadıysam şu diyalog gelişir:
x: naptın lan kızı? oldu mu bir şeyler?
y: fena yazıyorum oğlum, öyle böyle değil.
x: yatmadınız yani?
y: sana bir şey diyim mi?
x: de
y: zerafetten uzaklaşıyorsun şu an.
* *
toki'nin 1+1 konut inşa devrini bitirmesi
-
şuradan görülecek aile ve sosyal politikalar bakanı ayşenur islam'ın açıklaması.
öncelikle soruyorum neden?
evlenmeyi düşünmeyen bekar kişiler ne yapacaklar?
ben evlenmeyi hiçbir şekilde düşünmüyorum. kezâ eskiye göre evlenen kişilerde de önemli derecede azalma var. ben bekar bir birey olarak toplumun yarattığı kalıplara girmek zorunda mıyım?
birey olarak yaşamayı seçtiğim bir hayatta benim varlığımı nereye koyuyorsunuz?
evlenmek ve bir aile kurmak, sizin gösterdiğiniz yolları izlemek zorunda mıyım?
ufak bir ev almayı düşünen bekar kişiler ne yapacaklar?
her tek yaşayan kişi evinde fuhuş mu yapıyor?
en önemlisi tek yaşayan insanlar olmazsa o edepli ailelerin erkekleri "ya evin anahtarlarını bana versene haftasonu" diye kime diyecekler?
madem aile ve sosyal politikalar bakanısınız, 1+1 eve yasak getireceğinize;
insanlar neden evlenmek istemiyorlar,
toplumu fuhuşa iten nedenler nelerdir,
ekonomi nasıl iyi hâle getirilir de insanlar refaha ererler
gibi sosyoljik ve ekonomik sorular üzerinde düşünün. o zaman zaten böyle şeyler düşünmenize de gerek kalmaz.
sokak köpeği
-
az önce bunlardan tamamen zararsız bir tanesine durduk yere amelenin birinin (mesleği amele) taş attığını ve taşın hayvanın sırtına isabet ettiğini gördüm. hep böyle internette falan bu hayvanlara işkence edenleri görüp iç geçirirdim, "şunlardan biri bir gün elime düşecek" diye, o gün bu günmüş. kendisini nazikçe (!) uyardım, bir daha yapmayacağına dair söz verdi yalvarırcasına (?). kıyamam (!).