hesabın var mı? giriş yap

  • saçma sapan karşılaştırma.. mesela rus kızları mı, türk kızları mı diye sorsalar; ben, düşünmeden türk kızları derim.. çünkü düşünsem, rus kızları derim.

  • böylesine yolculukta kılınan namazın adı 'şov namazı'dır. farz bile denilmez.
    çok istiyorsa, oturduğu yerden kılsın da, diğer yolcuların hakkına girmesin.

    edit: biz de biliyoruz lan farz olduğunu. tee bilmem nerden van'a giderken hem öğle hem akşam namazımı kılayım demek tamamen bencilliktir.
    3 dk molaymış pehh. mescite git-gel zaten 5-6 dk tutar. bir de üstüne en az 2 rekat namaz kılacaksın. minimum 12-13 dk falan.
    ee ben de budistim, kenarda 10 dk durdurup meditasyon yapacam. var mı iznin? eminim, kafir, zındık diye basbas bağırırsın.

  • aynı mantık ile tekerleğin kullanıldığı ülkede medeniyet vardır.

    burada sorun refah ve medeniyeti hangi çağa göre kıyasladığınızdır.

    mesela çocukluğumdan bir anımdır, hiç unutmam; babam ocağı yakmıştı da eve ateş gelmişti, bayram etmiştik.

  • neuschwanstein şatosunda tek bir resmi bile yoktur, o kadar da mütevazidir. ömrü vefa etmediği için şatoyu da bitirememiş zavallı.biraz da müsrifmiş, yaklaşık 5.5 milyon mark senelik geliri yanında toplam 13 milyon mark kıymetinde de bir varlığa sahipmiş, ama 21 milyon mark masraf etmiş .ailesi de isyan bayrağını çekmiş tabi.akıl sağlığı yerinde değil diye el çektirmişler zavallı krala, sonrası da malum 1.90'lık kral dizine bile gelmeyen gölde boğulmuş. sabretselermiş de şatoyu bitirseymiş bari, içeri girince hayalkırıklığına uğruyor insan.

  • siyasi rengini belli etmesine-dahası siyasi bir düşünceye sahip olmasıyla- sadece muhalif olma adına değil, gerçekten yıllar yılı genç dimağımızı bütün o saçmalıklar bütünü içinde yerli yerine oturtacak eşsiz kaynaklardan biri olan dergi (idi). şaka gibi ama tam tamına 146 sayı çıkmıştır. türkiye de bir daha bir müzik dergisi 13 yıl boyunca bu kadar sayı çıkartabilir mi bilemiyorum.

    http://resetmagazine.net/…yi46/muzik/roll-over.html

  • "hayatını, saygıdeğer bir adam olamamana mazeretler aramakla geçiriyorsun."
    ahmet altan

    nokta...

  • (bkz: paraya sadık kal)

    kaynak

    --- spoiler ---

    sinan oğan’ın ankara’nın gölbaşı ilçesindeki ballıkpınar mahallesinde seçimden sonra yaklaşık 30 milyon değerinde 6 dönüm arazi daha aldığı, bulunduğu bölgedeki arsaların planlarını hukuksuz bir şekilde değiştirdiği, karayollarına ait yolu da yaptırdığı kapıyla kapatıp zimmetine geçirdiği ortaya çıktı. oğan’ın kapattığı yolun bitişiğindeki arsanın ise yakın arkadaşı akp milletvekili cantürk alagöz’e ait olduğu öğrenildi. oğan böylece seçim sonrası toplamda 120 milyonluk yeni mülk edinmiş oldu.

    --- spoiler ---

    haberde şurası önemli:

    seçim çalışmalarında emekli maaşıyla geçindiğini söyleyen sinan oğan’ın seçim sonrası 90 milyonluk mülk alımını veryansın tv ortaya çıkarmıştı. oğan yine gölbaşı’ndan 30 milyonluk malikane, aynı ilçeden tarla vasfında henüz imara girmemiş 30 milyonluk arazi ve çankaya beysu konakları’ndan 1 milyon dolar değerinde ev satın almıştı.

  • staj yaptığım bankadaki çaycının beni müfettiş sanıp bir hafta boyunca masamda türk kahvesini eksik etmediği ama bir haftanın sonunda "ben duydum sen stajermişsin sana bundan sonra kahve yok" dediği andır.

  • gerçekten çok sevdiğim ve çok saygı duyduğum bi kaç kişiden biri. ama sanırım ilki ya.
    bedenini kadavra olarak, servetini de çağdaş yaşam derneğine bağışlamış bi insan kendisi.
    ve böyle bi insanın televizyona çıkması yasak.
    esra erol isimli konuşabilen tek hücreli olan para müridinin sunduğu, leş ötesi dejenere anadolu köylerindeki dönen; ensest, tren, doğan bebeklerin kimden olduğu belli olmayan mevzuları kamuoyuna nerdeyse primetime yayınında canlı olarak sunmak serbest.
    ama huysuz virjin yasak.

    gülüyorum lan asabım bozuk.

  • bir akrabamın 7 yaşındaki torunu covid-19 sebebiyle günlerce yoğun bakımda kaldı, biraz kilolu, astımı olan bir çocuk. yılda birkaç defa gördüğüm bir çocuktur ama çok severim, bir şey olacak diye ödüm koptu. ventilatöre bağlandı, babaannesi, babası, kuzeni de pozitifti, babası evde atlattı, babaannesi ve kuzeni hastalığı yenip taburcu oldu. hep kilolu diye üzüldüğüm küçük kız da yoğun bakımdan çıkmış ve yine habire yemek yiyormuş. annesine "yoğun bakımda ben çok aç kaldım, hiçbir şey vermediler, sen bilmiyorsun" diyip köfte patates gömüyormuş. duyunca gülümsetmedi direkt kahkahalarlar attım. hay sen çok yaşa, hayat normale dönünce çok güzel bir elbise ve pasta alacağım sana.