hesabın var mı? giriş yap

  • "ortaokuldan ayrıldıktan sonra 3 yıl boyunca kuran kursuna giden ve son 1 yıldır evde bulunan kevser’in..."

    bu zihniyetin nasıl türediğini pek düşünmeye gerek yok.

  • bu amk cümlesini nedense hep zenginler kuruyor. sizce de bunda bir tuhaflık yok mu? yorum sizin…

    edit: gelen yüzlerce mesaja istinaden, burada beni ikna etme, düşüncemi çürütme ya da anti tez önermeye çalışmayın özelden mesajlar atarak. ne demişim entry sonunda: “yorum sizin”.

    ayrıca, madem parayla mutlu olunmaz, o zaman sabah erkenden kalkıp eşek gibi işe gitmeyin kardeşim, oturun mutlu mutlu evlerinizde beş parasız. ne de olsa parayla mutlu olunmuyordu dimi?

    para bir amaç değil, araçtır arkadaşlar. mutluluğa açılan en büyük kapıdır. o güzel güzel yiyip içtikleriniz ve paylaştıklarınız, gezdikleriniz ve de gördükleriniz, direksiyonundan yol fotosu çektiğiniz, starbucks vs diğer kahve ve de gold rakılarınız, meşelerde dinlendirilmiş keyif viskileriniz, vs. kısacası, huzur ve mutlu olmanıza vesile olacak her şey para ile satın alınıyorsa… e o zaman..?

    son olarak, acun üzerinden gidelim hadi! adam tadılabilecek neredeyse tüm dünyevi şeyleri tatmış, her yeri gezmiş, yaşı kaç olmasına rağmen (toplumda aslında sıradan biri yaptığında ayıplanacak) kızları yaşında kadınlarla takılan, jeti, yatı, katı, özel tv'si, ingiltere ve de iskoçya'da futbol kulübü vs olan bir adam kusura bakmayın da parayla mutlu olunmaz demesin!

    bana laf anlatmaya çalışmayın, yazın başlığın altına düşüncenizi, insanları ikna edin de beni favlayacaklarına sizi favlasınlar, kapiş..?

    ekstra edit: ve de sonun sonu olarak, parayla mutlu olunmuyor diyip de fakirliğe dönen bi zengin gösterdiğiniz gün ben de bu entry'imi düzeltip özür dileyeceğim! çünkü o güçten, istediğini kolayca elde edebilmekten ve o kadar maldan vaz geçmek hiçbir babayiğidin harcı değildir!

    saygılar…

  • almanlar ikinci dünya savaşı sırasında ingiliz ekonomisini çökertmek için sahte sterlin basarlar. bu bir savaş stratejisidir ve tarihe bernhard operasyonu olarak geçer. hitler, savaş zamanı ingiliz ekonomisini, sahte parayla tehlikeli bir şekilde şişireceğini ve büyük britanya'yı zayıflatarak onu bir alman işgali için daha kolay bir hedef haline getireceğini umuyordu. amaç ingiliz ekonomisine zarar vermek ve aynı zamanda kendi projelerinden bazılarını finanse etmekti.

    andrew operasyonu olarak bilinen ilk girişim, nazi partisi içindeki üst düzey yöneticiler arasındaki anlaşmazlıklar nedeniyle başarısız oldu. daha sonra ikinci operasyona karar verildi. kod adı bernhard'dı ve friederich walter bernhard krueger operasyonun başına getirildi.

    toplama kampındaki esirlere yaptırıldı işlemler. bernhard yaklaşık 140 kişilik bir ekip kurdu. bu adamlara, operasyona katılmaları halinde daha iyi muamele görecekleri söylendi (radyo, gazete, sıcak oda gibi küçük konforlar). esirlerin kaybedecek bir şeyi yoktu. tek yapmaları gereken ayda 400.000 ingiliz banknotunun sahtesini yapmaktı.

    1945'e gelindiğinde, en iyimser tahminler mahkumlar tarafından 70.000.000 banknotun basıldığını gösteriyordu. para olarak karşılığı yaklaşık 100.000.000 sterlin. (bazı tarihçiler sahte ingiliz sterlinlerinin yalnızca yüzde 10'unun dolaşıma girecek kadar iyi olduğu belirtir)

    görsel

    bir alman istihbarat subayı olan alfred naujocks'un 1944'te yakalanıp sorguya çekilmesiyle komplo ortaya çıkıyordu.

    sahte para işi amacına ulaşamadı ama ingiltere işini şansa bırakmadı. savaştan sonra ingiltere merkez bankası, yeni kağıt para tasarlayıp basar basmaz değeri beş pounddan fazla olan tüm banknotları geri çekti. işe yaramayan bernhard operasyonu pek çok insanı etkiledi ve tarihe savaş zamanının en abartılı gizli planlarından biri olarak geçti. plan işleseydi nazilerin sonraki amacı sahte dolar basmaktı.

    ek: konu ile ilgili çok güzel bir film varmış. bilgi veren arkadaşlara teşekkür ederim, izlerim ilk fırsatta.

    https://m.imdb.com/…tle/tt0813547/?ref_=ext_shr_lnk

  • uzun zamandır görüşmediğim bir arkadaşı aradım, bir sigorta şirketinde çalıştığını bildiğimden aramızda geçen konuşmanın fitilini verdim, şöyle:
    - beyefendi ben çükümü sigortalatmak istiyorum, fakat paha biçemiyorum.
    - biz biçeriz efendim, zaten 200 gram et parçası, fazla prim ödemezsiniz.
    - peki, başına birşey gelirse, siz yenisini takıyor musunuz?
    - yenisini takıyoruz efendim, fakat aynı yere değil.
    - orrozbuçocuuuuuu!!!
    (gülüşmeler)

  • modern bir formula 1 aracı kendi ağırlığının 3.5 katı kadar downforce oluşturabilir. bu sayede teorik olarak 150 km/saat ve üzerinde giden bir formula 1 aracı bir tünelin yan duvarlarında ya da tavanında gidebilir.

    video

    araç duvara tutunacak gücü üretse de bunu gerçekleştirmek için aşılması gereken birkaç sorun mevcuttur.

    1) motorun çalışması; araç ters ya da yan duracağı için mevcut yakıt hücreleri ile motor yakıtsız kalacak ve duracaktır. bunu aşmak için yakıt hücresi ters ya da yan durduğunda da emiş yapabilecek bir yakıt pompası tasarımı gerekmektedir.

    aynı şekilde motorun yağ besleme ünitelerinde de değişiklikler gerekebilir. formula 1 araçlarının yağ tankları virajlarda aldıkları yan kuvvet nedeni ile yer değiştiren yağı emebilecek şekilde dizayn edilmiştir. araç ters giderken de emiş yapabilmesini sağlayacak ufak değişiklikler yeterli olacaktır.

    uçaklarda ters giderken de yakıt beslemesi yapacak teknoloji bulunmaktadır. bunlar formula 1 araçlarına uyarlanır ise tünelin yan duvarlarında ya da tavanında gitmek mümkün olacaktır.

    2) sürücünün ters sürüşü becerip beceremeyeceği endişesidir. ani ve keskin yükseklik değişimi yaşanan pistlerde (clermont-ferrand gibi) şoförlerin olumsuz etkilendiği gözlenmiştir.

    şoförlerin ters sürüş sırasında aracı normalde olduğu gibi sürüp süremeyecekleri bilinmemektedir. ters sürüşü yapabilen savaş uçağı ya da gösteri uçağı pilotları mevcuttur. sürüşü bunlardan birinin yapması sağlanır ise amaca bir adım daha yaklaşılacaktır.

    özetle yakıt ve yağ hücrelerinde ufak değişiklikler yapar, bir adet formula 1 aracı edinir ve bunu sürecek bir savaş uçağı pilotu bulursanız formula 1 aracını bir tünelin yan duvarlarında ve tavanında sürmek mümkündür.

    kaynak

  • olum siz manyak mısınız lan? rıza dediğiniz adam kaan'ı anahtarlık diye çükünde sallar. o kadar da değil amk. hatta kaan'a benim entrymi gösterin o bile "az bile demişsin abi" der.

    edit: imla

  • son derece zor bir eylem, tehlikeli bir girişim. fakat başarılırsa efsane olacağı da kesin gibi:

    - evet arkadaşlar 70 gün içinde bu lanet yerden kaçıyoruz. dışardan yardım aldım, kaçış planını ankara büyükşehir belediyesi imar işlerinde çalışan enişteme çizdirdim. işte plan, buyrun bakın.

    - ismail abi, çok güzel plan. fakat üst geçit yapmak yerine tünel kazsak daha doğru olmaz mıydı?

    - bak faruk bizimle geliyor musun, gelmiyor musun?

    - geliyorum da abi, yani üst geçit...

    - 70 gün sonra sabah namazımı kocatepe'de kılıyor olacağım ve beni kimse engelleyemeyecek... ver artık kararını.

    - geliyorum ama bu üstgeçitle ilgili içimde kötü bir his var yani, inşallah bir şeylik olmaz...

    - faruk, planı eniştem yaptı diyorum. 11 yıldır melih gökçek'in yanında çalışıyor. üst geçit diyorsa üst geçit.

    - yani tamam ismail abi ama inan içim rahat değil yani...

    - gönlünü ferah tut koçum, bu lanet yerden gidiyoruz.

    *

    75 gün sonra...

    *

    - ismail abi söylemeyeyim, susayım diyorum ama sana çok kızıyorum yeminle. yaktın bizim mahpusluğu...

    - sus lan it! üst geçidi yapmadık mı?

    - yaptık da abi... geçit yaptıktan sonra sibel can'la ferhat göçer'i açılış konseri için çağırmak neydi?

    - eniştemin gönderdiği plan neyse onu uyguladım ben oğlum. kağıtta "71. gün üst geçit açılışı: ücretsiz sibel can ve ferhat göçer konseri... tüm ankaralılar davetlidir" yazıyordu. her aşamayı uyguladık, o da son aşamaydı işte.

    - abi ne ankaralıları ya, bayrampaşa'dayız gözünü seveyim.

    - bence oradan uyandılar zaten mevzuya.

    - ismail abi allah belanı versin, gerçek bir gerizekalıymışsın...

  • bre zır cahiller, sadece geçen yıl 139.500 kişi türkiye'den yurt dışına gitmiş.

    bir de kalkmış diyor ki aldığım duyumlara göre puhaha nasıl oluyor lan o ? mesela her hafta dünyadaki göçmenlik kurumları alfabetik sırayla arayıp da "abi gözünüz aydın, bugün bizim burdan bir türk daha yola çıktı" mı diyor ya da haftalık excel dökümü mü atıyor ? *

    3 yıl önce yurt dışına taşındım. şayet ailem türkiye'de olmasa sanırım kolay kolay tatile falan da gitmem o derece.

    zorluklar kısmına gelecek olursak da;

    yemek gibi bir dert artık yok, avrupa'nın neredeyse her yerinde türkler ve türk yemekleri var. en fazla 1-2 saat yol gidersin sonunda o lahmacuna, dönere, pideye kafayı gömersin kardeşim.

    ırkçılık falan filan denmiş, elbette ülkesine göre oranı değişir ama türkiye'de sokak köpeği tarafından parçalanmaktan, samuray kılıçlı şizofren tarafından yolda doğranmaktan ya da avm'de kekonun birinden durduk yere suplex yiyip de sakat kalmaktan daha acı bir durum değil bu.

    özetle arkadaşlar; 10 kişilik arkadaş çevrenizin bir tanıdığının arkadaşının başına gelen bir olayı kitleleri etkileyen bir şeymiş gibi büyütmeyin. 10 binde 1'dir o. ha bir de siz her yurt dışı dediğinizde yukarıdaki gibi zırvalayanlar olacaktır direkt muhabbeti kesin ve dil öğrenmeye devam edin. dünya çok büyük ve insanca yaşamak herkesin hakkı.