hesabın var mı? giriş yap

  • twitter'ı daha etkili nasıl kullanabiliriz?

    mart 2022 verisine göre, 1,3 milyar hesabın olduğu ve günde ortalama 500 milyon tweet atılan bir ortamda, aranılan bilgiye ulaşmak gerçekten zahmetli ve yorucu olsa gerek.

    bu yüzden twitter'daki arama kutusunda bize spesifik olarak bir bölge, tarih, dil veya kullanıcı açısından arama yapabileceğimiz bazı formatlara ihtiyacımız var.

    başlamadan önce şu bilgileri de vermem gerekiyor.

    "araba" ve araba olarak iki ayrı şekilde arama yapabiliriz. tırnaklı şekilde arama yaparsak, karşımıza içinde araba geçen tweet'ler çıkar, tırnaksız şekilde arama yaparsak hesap isminde, kullanıcı adında alakalı ya da alakasız içinde araba geçen her şeyi gösterir. bu yüzden çoğu aramayı tırnaklı bir şekilde "araba" yapmanız daha verimli olacak.

    1) bölge bazlı arama yapabilme

    örneğin bir bölgede doğal afet oldu ve gelişmeleri takip etmek için o bölgeden atılan tweet'leri görmek istiyorsunuz. bunun için arama kısmına geocode ifadesini ekleyip o bölgenin enlemini, boylamını ve yarıçapını yazıp aratabilir ve atılan tweet'leri görebilirsiniz.

    *burada önemli olan atılan tweet'lerin bölgedeki yarıçapını iyi ayarlamak. mesela sel felaketi için 50km yeterliyken, deprem için yarıçapını minimum 150km olarak ayarlamalısınız ki karşınıza daha iyi sonuçlar çıksın.

    örneğin muğla ilini ele alalım;

    enlem: 37.24865
    boylam: 28.44357

    şablon: "deprem" geocode 37.24865,28.44357,150km

    yukarıdaki şablonu aratırsanız, muğla merkezinin ~150km yarıçapında, içinde deprem geçen tüm tweet'ler karşınıza çıkar.

    püf noktası: arama ekranında "en son" yazan yere tıklarsanız anlık olarak atılan tüm tweet'ler birer birer ekranınıza düşer.

    *bir bölgenin, ilçenin veya köyün, enlem ve boylamını google earth üzerinden veya enlem ve boylamı gösteren herhangi bir harita uygulamasından/sitesinden öğrenebilirsiniz. eğer sonuç çıkmıyorsa muhtemelen yanlış enlem ve boylam girmişsiniz demektir.

    2) tarih bazlı arama yapabilme

    diyelim ki araştırmanız için spesifik bir tarihe ihtiyacınız var. örneğin 30 haziran 2021 - 1 temmuz 2021 arasında atılmış tweetleri görmeniz gerekiyor.

    bunun için arama yapacağınız kelimenin yanına bir boşluk bırakıp;

    until:yyyy-ay-gün (boşluk) since:yyyy-ay-gün formatını kullanmanız gerekiyor.

    until: bitiş tarihi
    since: başlangıç tarihi

    ancak bunu şablona uygun şekilde yazmanız gerekiyor. örnek olarak;

    şablon: "istanbul" until:2021-07-01 since:2021-06-30

    bu şekilde yazıp aratırsanız, 30 haziran - 1 temmuz 2021 tarihleri arasında, içinde istanbul geçen tüm tweet'ler karşınıza çıkar.

    *eğer şablonda gösterdiğim istanbul'daki tırnakları kaldırırsanız, bu sefer kullanıcı adında ve hesap isminde istanbul kelimesi geçen kişileri de gösterir.

    3) dil bazlı arama yapabilme

    diyelim ki sadece ingilizce yazılan ama içerisinde istanbul geçen tweetlere ihtiyacınız var.

    bunun için arama kutusuna "istanbul" (tırnaklı şekilde) yazıp boşluk bırakıp, yanına "lang:en" yazarsanız (tırnaksız olarak), içerisinde istanbul geçen tüm ingilizce tweetleri görebilirsiniz.

    şablon: "istanbul" lang:en

    aşağıda farklı dil için arama yapabileceğiniz formatları bırakıyorum.

    lang:en - ingilizce
    lang:tr - türkçe
    lang:ru - rusça
    lang:de - almanca
    lang:fr - fransızca
    lang:es - ispanyolca
    lang:pl - lehçe

    4) kullanıcı bazlı arama yapma

    diyelim ki bir hesabın tweet'lerine bakmanız gerekiyor ancak bu hesabın tek tek inceleyemeyeceğiniz kadar fazla tweet'i olsun. (örneğin 5bin tweet) tek tek aşağıya inip geçmişte attığı tweet'lere bakmak yerine tarih bazlı aramayı kullanarak bu durumu kolaylaştırabilirsiniz.

    bu durumda arama kısmına from:kullaniciadi + boşluk + tarih formatını yazarak arama yaptığınızda, o kullanıcının belirlediğiniz tarihler arasında paylaştığı tüm tweet'ler ve aldığı tüm yanıtlar karşınıza çıkar. böylece zamandan ve emekten tasarruf etmiş olursunuz.

    şablon: from:natgeo until:2022-02-11 since:2022-01-11

    bu şablona göre kullanıcının 11 ocak - 11 şubat 2022 tarihleri arasında attığı tüm tweet'ler ve aldığı tüm yanıtlar gözükür.

    eğer kullanıcının aldığı yanıtları görmek istemiyor ve sadece kullanıcının attığı tweet'leri görmek istiyorsanız sonuna filter:replies ibaresi ekleyin.

    şablon: from:natgeo until:2022-02-11 since:2022-01-11 filter:replies

    *kullanıcı bazlı arama yaparken, hesabı gizli olanların tweet'lerini göremezsiniz. ancak herkese açık olan hesapların, aradığınız kullanıcıya verdiği yanıtları görebilirsiniz.

  • tasarımın gerçekten ne kadar önemli olduğuna dair tarihteki en büyük olaydır.

    warren beatty zarfı eline alıyor. zarfın tasarımı şu şekilde:

    en üstte oscars yazıyor.

    ortada adayın adı (bu zarfta şu şekilde):
    la la land
    emma stone

    oysaki filmin adının altında yapımcıların adının yazması lazım. warren abi olayı çakıyor, bir tuhaflık var. oscar goes to diyor ama dili varmıyor devamına. bir de sen bak der gibisinden fay dunaway'e uzatıyor. fay abla çat diye okuyuveriyor la la land'i.

    tasarımdaki hata, aday olunan dalın en altta ve en küçük puntoyla yazması.

    sunucular genelde o zarftaki kağıdı tamamen çıkarmaz. dolayısıyla sadece ödülü alanı görürler, hangi dalda ödül verdiklerini değil.

    kısaca warren abi, tasarımdaki kötü uygulamadan ötürü best actress yazısını göremedi. görse idi, zaten hafiften çaktığı olaya uyanırdı. zaten la la land'in yapımcısı herkesi ikna edebilmek için ödülü kazanan zarfı açıp seyirciye gösteriyor. hatanın neden kaynaklandığını anlıyoruz. en altta minicik bir best picture var, hiç kimsenin göremediği.

    burada rahatça görülüyor

  • selam verip su istesen çay istesen hayır demeyecek aile.

    orada da usturuplu şekilde söze girip "abicim burası bisiklet yolu, sürü halinde bisikletliler geçer. belki biri fark eder öbürü onun arkasından gelir sizi görmez, hızlıdır duramaz, kendini sizi yaralar mazallah, az kayın buradan da içimiz rahat etsin bizim de" denilse çok da güzel bisiklet kültürü empoze edilir bu aileye. ailedeki çocuklar bisikleti görür, özenir. emmi teyze kendini kötü hissetmez, etrafta dolanan bisikletçilere başka gözle bakarlar bundan sonra.

    ama nerdee? iş güç şov. biz bunları entrylerimizde yazdık ama gg diye sildiler :/

  • kendimde de gözlemlediğim korkunç bir eylem. tüyler ürperten bir dönüşüm. şimdi açık konuşalım: kendimizle başbaşa kaldığımız anlarda, acıkan karnımızı huzura kavuşturmak için hazırladığımız eppek arası tomato peynir gibi gıdaları yerken insanlıktan çıkmıyor muyuz? özellikle geceleri sinsi sinsi hazırladığımız eppek arasını yerken, uydurmasyon dürümleri yutarken o ekmekle o dürümle kavga etmiyor muyuz? dişlerimizi eppeğe geçirip 45 derecelik bir açıyla kafamızı sallar gibi kopardığımız her lokmada bir vahşi yaşam belgeseli tadı yok mu? normalde son derece beyefendi insanlarken, uçan kaburgalıların kanatlarını söken kratos gibi olmuyor muyuz eppek arası yerken?

    avvvvvvvvkkkk avvvvkkkk diye yutmuyor muyuz ekmek arasını? neden en sakinimiz, en beyefendimiz, en hanımefendimiz bile ekmeğe hülya avşar'ı öpmeye hazırlanan ibrahim tatlıses haşinliğiyle yaklaşıyor? sırf şu ritüel yüzünden eppek arası yemeden önce ibrahim tatlıses bıyığı takmayı düşünüyorum. insan eppek arası gıdayı alırken bu kadar mı coşar arkadaş? o yüzden böyle subway mabwey gibi mekanlarda hiç huzur bulamıyorum. sandiviçiniz kaç santim olsun diyorlar, isyan edesim geliyor. sandiviçim 10 santim olsa ne olur, 75 inç olsa ne olur efendi, sen bana vahşileşmeden sandiviç nasıl yenir ondan bahset. kendisini sandiviç, dürüm ya da eppek arası bir gıdayı yerken vahşileşmiş hissetmeyenlere leydi gaga'nın sigaralı gözlüğünden yapacağım kendi elimle. şu an ağzımda 10 adet sigara var, hepsi eşit yansın diye yaktım koydum ağzıma. fakat son sigara zamlarından sonra gözlüğün maliyeti yükseldiği için sigaraların hepsi lodos denizcisi marka. marka sempatik ama tat bir garip, inşallah ölmem...

  • sanırım 10 yaşındaydım, kardeşim de 7 filan olsa gerek. ailecek hastaneden eve dönmek için otobüs bekliyoruz. otobüs durağı, kocaman camekan vitrini olan bir pastanenin tam önünde. güzelce ışıklandırılmış vitrinde çeşit çeşit pastalar, adını bile bilmediğimiz tatlılar var.

    kardeşim, suriyeli gibi pastanenin vitrinine yapışmış bir türlü ayrılmıyor, hatta dilini çıkarıp vitrini yaladığına yemin edebilirim ama ispat edemem. illaki oradan birşeyler almak ve yemek istiyor. annem babama bakıyor, ben de babama bakıyorum, kardeşim cam bariyerini umursamadan pastayı yalamaya devam ediyor, babam yere bakıyor.

    annem sinirli bir kadın biraz da pervasız, babama: "şu masuma bir dilim pasta alamıyorsun sen ne işe yararsın be adam" diyor. babam açıklamaya çalışıyor: "maaşa 2 gün var, 2 gün sonra alırız, şimdi anca yol parası çıkışıyor hafize" diyor. kardeşimi vitrinden uzaklaştırıp, dikkatini dağıtmaya çalışıyorum ama ikna olmuyor, diliyle havayı yalamaya devam ediyor.

    neyse ki bir süre sonra otobüs geliyor, annem babama yol boyunca söyleniyor, hatta ara ara "beceriksizsin" filan diye hakaret ediyor. ben kardeşimi suçluyorum, içimden: "bok boğazlı pezevenk" senin yüzünden kavga çıktı diyorum. annem bir noktada: (bkz: ben evde sana aynısını yaparım) diyor. eve girince de petibör bisküvi arasına lokum döşüyor, puding pişirip etrafına sıvıyor. hatta üzerini de kaysı kurusu ile süslüyor.
    kardeşim "himmf bu ondan değil" deyip yemeyi reddediyor, annem "bok ye! sanki bana istanbul'dan geldin itogli!" diyor.

    annemin yaptığı pasta benzeri ürünü babamla ben yiyoruz, ortamı yumuşatmak için anneme "pek de güzel olmuş eline sağlık" filan diyoruz; kardeşim "hiç de bile, bokum gibi olmuş" diyor, annem "nimete öyle denmez allah bir daha hiç vermez" deyip kardeşime bir tokat atıyor. kardeşim az önce bir dilim pastanın peşinde, mazlum bir mülteci iken, bir anda asi bir militana evriliyor: "zaten bir bok vermiyor" diyor.
    kısmen mütedeyyin bir insan olan babam: "bunu seneye imam hatibe yazdırmak lazım" diyor.

    kardeşim şimdi 44 yaşında, üst düzey devlet memuru ama hâlâ pasta yiyemiyor, şeker hastası. ısrarla akp'ye oy veriyor ve boşluğu yalamaya devam ediyor.

  • burada yapılan futbol muhabbetinin, 5 yaşındaki çocuğun yaptığı futbol muhabbetinden çok da farklı olmadığını belgelemesi açısından iyi bir örnek teşkil eden afacan cümlesi.