ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
sefanı çapulcular sürüyor hasretini biz çekiyoruz
-
gurbetçi bir vatandaşın muhtemelen gözyaşları icinde yazdigi hasret cümlesi.
https://scontent-otp1-1.xx.fbcdn.net/…0&oe=59500d59
bu hasretlik bitmeli kardesim. sat oradaki evini, arabanı. gel büyük turkiye'ye.
orada yillarca cok aci cekmissindir, büyük turkiye'nin sefasını biraz da sen sür.
elin gavuruna meraklı değilsin ya?
gel yerleş vatanına, bitsin bu hasret.
yiyor mu öhm pardon var misin?
öpüşmek için 5 randevu geçmeli
acemi asker komutan diyalogları
-
komutan, acemiliğin ilk zamanlarında askerleri gazinoya toplayıp konferans verir.
k: arkadaşlar hepiniz kısa dönemsiniz, bu vesileyle sizlerin bazı hususları daha çabuk anlayacağınızdan şüphemiz yok. askerlikte çoğunlukla kullanacağınız kelimeler emret komutanım, emredersin komutanım ve sağol olacaktır. misal vermek gerekirse ( o esnada izmirli bir arkadaşı işaret eder) sen kalk bakalım.
a: buyrun battal bey.
k: ne battal beyi olm tekmil verip emret komutanım diyeceksin.anladın mı?
a: tamam hojam bir daha baştan alalım kusura bakmayın.
k: olm mal mısınız? a.k
almanya'da polisin türk gencin boynuna bastırması
-
yedi yıl önce ülkemizde polisler, ali ismail korkmaz'ı döve döve öldürdüler. döve döve. hiçbir suçu, günahı, yanlışı yoktu. daha iyi bir yaşam istediği için öldürüldü.
almanya'da gerçekleşen bilmediğim bir olay üzerinden nefret kusacak değilim. ama o zamanlar tepki göstermeyenlerin şimdi dış güçler demesi de gülünç olur. kendi ülkesinde medeniyet olmayan bizler, başka ülkelerin asayişlerine had bildirebilecek mertebede değiliz.
sözlükçülerin ihtiyacı olan nakit para
-
700 bin tl.
bir arkadaşa saat alacağım kendisi bakan.
gerisi gelir zaten.
internet sansürünü aşmanın yolları
-
sokaklara çıkıp hakkını aramaktır, susmamaktır, direnmektir.
kocişime harika kahvaltı hazırladım o çok şanslı
sigmund freud'un en güzel sözü
-
"insanların büyük çoğunluğu, hayran olacakları, karşısında boyun eğecekleri, onlara hükmedecek ve hatta bazen kötü davranacak bir otoriteye ihtiyaç duyarlar."
mutluluk dediğimiz şey - sigmund freud
annenin çöp diye attığı bazı muhteşem eşyalar
-
küçükken uzaylılarla ilgili ne bulursam okur, kütüphanelere gider araştırmalar yapar, ilgili gazete küpürlerini, yazıları ve fotoğrafları hepsini tek bir dosyada toplardım. bir sabah uyandığımda çekmecemde dosyamın olmadığını gördüm. evin altını üstüne getirdim ama yoktu. dosya kayıptı. yıllarca dosyanın uzaylılar tarafından fark edilip kaçırıldığını düşündüm. bundan ötürü hiç üzülmedim, hep gurur duydum. bu olaydan 12-13 yıl sonra ise annem, "ben o dosyayı çöpe attım çünkü kafayı yiyiyosun sanmıştık" dedi. tüm büyüyü bozdu. madem çöpe attın bunu bana neden söylüyosun anne? yıllarca ben bunun hayaliyle yaşadım. hayali bile güzeldi uzaylıların ben uyurken odama ışınlanıp "cixuavicuw..xceiviciuw.." sesler eşliğinde çekmecemi açıp, dosyamı alıp, bana dokunmadan gitmeleri. çünkü bu, bana verdikleri değeri gösteriyordu. meğer dosyam o gün geceyi başka bir galakside değil, ümraniye çöplüğünde geçirmiş...resmen hayal kırıklığı bu. demek bir çocuğun o yaşlarda uzaylılarla ilgilenmesi kafayı yeme göstergesi? kedileri ıslatıp havaya atsaydım, arkadaşlarımın sokak ortasında donlarını indirseydim, bakkala seslenip uzaktan nah çekseydim ve hiçbir gereği yokken zillere basıp kaçsaydım kafayı yemiş olmayacaktım öyle mi?
9 ekim 2019 yunanistan'ın ypg'yle birlik olması
-
suriyenin denize siniri var, problem olacagini sanmiyorum.
edit: uzerinde durulmasi gereken bir konu; (bkz: vapur tacizcisinin serbest birakilmasi)
telefon sapığının polis çıkması
-
kocaeli darıca'da bir kişi eşine gelen taciz mesajları nedeniyle karakola gidip şiklayette bulunuyor ama o da nesi? taciz mesajlarının geldiği telefon bir polise ait çıkıyor!
iş bu kadar da değil, asıl olaylar daha sonra başlıyor. adamın şikayeti alınmıyor ve üstüne üstlük polislerce darp ediliyor. telefonundan görüntüler zorla tehditle siliniyor, hastanede ise eksik darp raporu veriliyor.
adam savcılığa başvurduğunda ise savcı "görüntüler silinmiştir, vermezler" diyor.
burada polisin tacizci çıkmasına mı şaşıralım, sonra tacizci polisi savunan diğer polislerin adamı dövmesine mi, doktorların eksik rapor vermesine mi yoksa savcılığın tutumuna mı?
kim kardeşim bunlar, çete mi? kimse yok mu bu olan bitene ses çıkaracak? içişleri bakanı bunları görüyor mu? bu polis memuru ve onu koruyanlar ceza alacak mı? eksik rapor veren doktor ceza alacak mı? insanlar polise ve adalete nasıl güvenecek?
kaynak
edit: kocaeli valialiğinden bir açıklama gelmiş. yazıya göre bu şahsın tehdit-hakaret-kasten yaralama-dolandırıcılık-resmi belgede sahtecilik gibi suçlardan toplam 22 şüpheli kaydı bulunuyormuş ve olayın öncesinde gelişen başka bir olay sebebiyle polislere karşı tavır aldığı ve olayı çarpıttığı iddia edilmiş ve bir taciz durumu olmadığı söylenmiş.
şimdi kim haklı kim haksız bilemiyorum. hiç bir kuruma güvenim yok. eğer böyle oldu ise emniyet'in tüm kamera görüntülerini çıkarması gerekir. umarım böyle bir rezalet hiç olmamıştır ve olay gerçekten valiliğin açıkladığı gibidir.