hesabın var mı? giriş yap

  • rezalet gibi rezalet. zamanında nasıl yırtınırdık çaylakken yazdığımız 10 entrynin imla kurallarına uyması, anket olmaması, bilgi içerikli olması için. demek kanzuk efendi'nin oğluna torpil yapan rektörden bir farkı yok. aslında olay çok basit. işe birisini alacaksınız. iş için istediğiniz şartlar var. bu adam hiç birini karşılamıyor ama işe alınıyor.

  • rembrandt portre aydınlatması; ana ışık kaynağının modele cephe 450 den ve yüksek eğimle konumlandırılmasıyla elde edilir.

    aydınlatmanın karakteristik özelliği; bir kenarı yüzün ışığın modele geldiği yönün tersi yönünde gözün kaş altından aydınlanmasıyla oluşan kontur, ikinci kenarı burun gölgesi, üçüncü kenarı yanak gölgesi olan üçgenin oluşmasıdır. yanakta oluşan üçgen, tam rembrandt aydınlatmasıdır. burun gölgesinin uzunluğu kısaldığında ışığın temel karakteri değişmese de estetik farklar ortaya çıkar. böyle bir kullanımda burun gölgesinin uzunluğu kontrol altında tutulmalıdır. rembrandt portre aydınlatması ailesi bahsi geçen üçgenden, burun kanadının kenarındaki kısa gölgeye kadar çeşitlilik gösterebilir ancak karakteristik olanın tam üçgen olduğu unutulmamalıdır. modelin yüzünün fotoğraf makinesine açısı çok önemlidir, açıdaki küçük değişimler ışık karakterini tamamıyla değiştirebilir.

    portre aydınlatmasının yarattığı estetik değerin ötesinde, portrede fonksiyonel bir görevi de vardır. rembrandt aydınlatmasında yüzün kabaca 1/3¨lük kısmı gölgede kalır. bu ölü alan özellikle geniş yüz yapısı olan modellerin yüzlerinin daha ince görünmesini sağlar. yüz daha da inceltilmek istendiğinde portre fotoğraf makinesine 1/3 yüz konumuna getirilip rembrandt aydınlatma uygulanabilir. bir fotoğrafçı olarak, antik yunan”dan süregelen anatomik oranlar hakkında fikir sahibi olmak, hangi anatomiye hangi ışığın uygulanacağına karar vermekte yardımcı olacaktır. rembrandt portre aydınlatması hemen hemen bütün yüz tiplerine uygulanabilir olsa da anatomik özelliklerin ve portre fotoğrafçılığı tekniklerinin tanınması mükemmele ulaşmaya yardımcı olacaktır.

    ışık kullanımının yarattığı bir diğer etki ruhsal durum hakkında bilgi verme özelliğidir. rembrandt portre aydınlatmasının karakteri dramatiktir. teatral konularda özellikle tercih edilebilir. eğer ki tazelik, ferahlık gibi duygular yaratılmak isteniyorsa dolgu ışığıyla beraber kullanılıp konu kontrastı düşürülmelidir. aksi takdirde arzu edilen hissiyatla elde edilen ışıklandırma arasında karşıtlık, uyuşmazlık olma ihtimali yüksektir. unutulmamalıdır ki fotoğraf bir teknikler bütünü değildir, bir dildir bu yüzden kullanılacak doğru hissiyatı vermeli, anlatıma katkıda bulunmalıdır.

  • bir umut ve iyimserlik uzerine kurulu savunma mekanizmasi.
    kiza cikma teklif edilmi$, takilma teklif edilmi$, yatma teklif edilmi$, her ne teklifi edilmi$se edilmi$tir. eger burada net bir "- hayir olmaz..." yaniti alinmami$sa, her sinyal, her kelime, her tavir, her mimik hayra yorulur.

    "- ne oldu abi, tamam mi i$?"
    "- bir du$uneyim dedi, $a$irdi biraz galiba..."
    "- o ooo, tamamdir hocam, yenge hayirli olsun, oyle du$unucem falan dediyse tamamdir."

    "- nasil baba konu$tun mu kizla dun?"
    "- hiii konu$tum, ben seni arkada$ olarak goruyorum ama sen iyi bir cocuksun" dedi.
    "- o bitmi$tir tamam, iyi cocuksun dediyse bitmi$tir."

    "- sinemada yav$adin mi lan kiza, tuttun mu elini falan, tutabilir miyim falan dedin mi, efendi yapsaydin?"
    "- ooo kolumu sirtina attim, oyle izledik, cok guzeldi."
    "- guzel, yakinda yersin sen o kariyi bitti bu i$, kolunu attiysan tamamdir."

    "- dun cikma teklif ettim elif'e olm, elektriklenme var, gel olsun bu i$." dedim.
    "- eee o ne dedi?"
    "- benim ciktigim ve sevdigim bir cocuk var dedi..."
    "- oooo tamam o zaman, hemen oyle dediyse ondan ayrilip sana gelecek demektir ivedi olarak." (bkz: oha)

  • borsada açığa satış, elinizde olmayan hisse senedinin satılması demektir. bu işlem, hisse senedinin düşeceğini öngörüyorsanız yapılır. örneğin gündem ya da açığa satış yapacağınız a hisse senedinin durumu kötü. endeks açıldığı zaman ya da gün içinde istediğiniz zaman örneğin fiyatı 10 lira olan a hisse senedinden 1000 lot açığa satarsınız. sanki elinizde varmış gibi sattığınız için, portföyünüzün toplamı 1000 x 10 = 10000 tl değerinde artar. gün kapanışına doğru açığa satış yaptığımız a hisse senedinin fiyatı 9.9 tl'ye düştü diyelim. açığınızı kapatmak için 9.9 tl'den 1000 lot a hissesi alırsınız (bu sefer bildiğimiz normal hisse senedi alımı yapılır). bu alım için 9.9 x 1000 = 9900 tl öderiz. başlangıçtaki açığa satıştan portföy +10000 tl artmıştı. gün sonunda da 9900 tl vererek açığı kapattık. bu örnek için karımız +10000 - 9900 = 100 tl olmuş oldu.

    eğer hisse senedi öngördüğümüz gibi düşmeseydi, bu durumda açığımızı kapatırken zarar etmiş olacaktık. açığa satışlar günlük yapıldığı için risklidir. risklidir çünkü düşeceğini öngördüğünüz hisse senedi gün içerisinde yükselebilir ve düşsün diye günlerce bekleyemezsiniz. beklerseniz komisyon ödersiniz. açıklarınızı gün içerisinde kapatmak durumunda kalırsınız. normal bir alım yapsaydınız ve hisse senedi düşseydi, o zaman örneğin birkaç ay hisse senedinin yükselmesini bekleyebilirdiniz.

    borsada açığa satış yapabilmek için kredili işlem sözleşmenizin olması şarttır. bunun yanında açığa satış için gerekli diğer sözleşmeler de yapılır. kefil kısmı sözleşmelerde yer alabilir fakat şart değildir.

    açığa satış işlemi, sadece bist tarafından belirlenen "açığa satış yapılabilecek kıymetler" içerisinde bulunan hisse senetleri için yapılabilir.

    gün içinde yapılan açığa satışlar, en geç gün sonunda endeks kapanmadan önce kapatılmalıdır. açıklar gün içinde herhangi bir saatte de kapatılabilir. gün sonunu beklemek şart değildir. açıkların kapatılması şu şekilde olur: örneğin a hisse senedinden 100 lot açığa satış yaptınız. ekranınızdaki portföyünüzde -100 (eksi yüz) lot a hissesi görünür. gün sonunda 100 lot a hisse senedi alırsınız ve ekranınızdaki portföyünüzden a hissesi kaybolur.

    açığa satış yaptığınız hisse senetlerini gün sonunda kapatmazsanız aracı kurum zor duruma düşer. bu durumda aracı kurum ya kendi içerisinden ya da başka aracı kurumlardan açık yaptığınız kadar lot hisse senedini kiralamak zorunda kalır. bu kira ücretini de sizden tahsil eder.

  • türkçe bilen marvel comics karakteri.

    detayları paylaşmadan önce, çizgi romanlarla ilgili bilinmesi gereken bir durum var; karakterler hikaye gereği ingilizce dışında başka bir dilde konuşuyorsa, konuşma balonunda diyaloglar yine ingilizce olarak yazılır fakat başına sonuna küçüktür - büyüktür işareti konulur, "`<" ve ">`". örneğin hikayede bir karakter türkçe olarak "selam, nasılsın? baban nasıl?" diyorsa konuşma balonunda <hi, how are you? how is your father?> diye yazılır. bu bilgiyi aklımızda tutarak wolvie'nin hikayesine geçelim.

    hayatından entrika eksik olmayan karakterimiz wolverine, bu uzun hayatının çeşitli noktalarında kendisine sorunlar çıkarmış olan bir karakter olan romulus'tan illallah etmiştir, kafasını kesmek istemektedir. wolverine'in kendisine benzeyen bir de oğlu vardır daken adında, ki bu oğluyla da romulus'un manipülasyonları yüzünden arası bozuktur. fakat yine de entrikalar gereği daken ve wolverine bir olup romulus'u öldürmeye karar verir, bu yüzden farklı farklı yerlerde gizlice buluşurlar. bu buluşmalardan birini de ankara'da yapmaya karar verirler.

    daken ankara'da cafede oturuyor

    bu buluşma sırasında tartışmaya başlarlar, sonra wolverine öğrenir ki daken arkasından romulus'la iş çevirmiş, vay hayın evlat deyip muramasa kılıcını saplar daken'a. olaylar daha büyür, romulus'un kendisi gelir, hulk'ın oğlu skaar falan da dahil olur, ankara'da tansiyon gerilir. derken beklenmedik bir şey olur ki bu, çizgi romanlarda gördüğüm en absürt şeylerden biridir; romulus'un tuttuğu kürtler saldırır.

    wolvie kürtlere şaşırıyor

    işte bu noktada sivil kaybı azaltma noktasında harekete geçen wolvie saldırının yapıldığı yere koşturup binanın içine girer ve içerideki adama dışarı çıkmasını, binanın çökeceğini söyler. adam da "hayır çocuklarım hala içeride" diye cevap verir.

    türkçe konuşuyor

    işte bu resimde de görüldüğü üzere bu diyalog küçüktür büyüktür işaretleri ile yazılmış, bu yüzden diyalog ingilizce dışında bir dilde oluyor ki ankara'nın orta yerinde gerçekleşen bu diyaloğun dilinin türkçe olduğu akla ve mantığa yatkın geliyor. türkçeyi neden ve nasıl öğrendiği de bir muamma tabii. birinci dünya savaşı'nda gelibolu'da savaşan newfoundland birliğiyle gelip de mi öğrendi, yoksa yaşadığı fırtınalı hayat mı onu bir şekilde türkçe öğrenmeye itti, bilemiyoruz. belki soğuk savaş döneminde türkiye'de bulunan bir ajandı, belki de eskişehir'de bir erasmus öğrencisi. belki emekli salih öğretmen, belki iş insanı ali bey.

  • ne zaman bir yasak, baskı bir şey gelse kullanılan savunma cümlesi. mesela beyoğlu'nda masalar kalkar "yurtdışında böyle", alkol yasaklanır "abd'de böyle", sigara yasaklanır "avrupa'da da aynen böyle".

    buradaki mantıksal sıçış şu önkabulde:

    "türkiye ile medeni devletler arasındaki uçurum bundan daha öncelikli tüm konular açısından kapandı ve sıra buna geldi".

    durum bu olsa kimsenin yasaklar umrunda olmaz. olmayacak. zira ben bileceğim ki bu yasakta bir yanlış varsa benim okuduğum, takip ettiğim gazeteci hapse girmeyip hükümete benim için çıkışabilecek. o gazetecinin uyandırdığı halk gidip gaz yemeden taksim'de yürüyebilecek. o taksim'de yürüyeni gören devlet kendi halkına fırça atmak yerine geri adım atacak, hatasını düzeltecek.

    ama eğitimde sondan ikinci, basın özgürlüğünde 154., insan haklarında sonuncu, aklına ne kadar temel hak ve değer gelirse onun listesinde sonlarda olup sonra kendi tabanını yalama operasyonunu "yurtdışında da böyle" diyerek savunmaya kalkmak... nasıl desem... bari ışığı söndürselerdi.

  • ilişkiler konusunda kadınların düştüğü büyük bir yanılsama var. gerçeği bu kadar yalın kimseden duyamazsınız. duyargalarınızı açın ve dinleyin;

    evet ilişkilerin başlangıcında seçimi kadın yapar, ama uzun kaliteli bir ilişkiye karar verecek olan erkektir. şu sözlükte bile kadın profiliyle yazacağınız az bişi davetkar bir giri ile bin sırtlan erkekten mesaj alımınız garantidir, ama bu onların hepsinin kaliteli bir motivasyon içinde olduğunu göstermez.

    ilişki öncesi bu asimetrik arz-talep dengesizliğinin yanılsama özgüveni sizi sarhoş ediyor. tercihinizi yapıyorsunuz. sonra sıra erkeğe geliyor. bu sefer ilişkinin devamı ve kalitesi konusunda arz-talep eğrisi erkeğin lehinde bir noktada aynı asimetriklikle dengeye ulaşıyor. nasıl ki siz ilişkinin başında bin erkekten birini tercih ediyorsanız, erkekler de uzun ve kaliteli bir ilişki için bin kadından birini tercih ediyor. siz de olan bitene anlam veremiyorsunuz.