hesabın var mı? giriş yap

  • her lisanda ayrı, her kültürde farklıdır.

    hindular sağ ellerini, dışı muhataplarına, ayası kendilerine dönük olacak şekilde hafifçe yüzlerine yaklaştırırken uzakdoğulu her iki elini birleştirip öne doğru eğiliyor. batıda reverans varmış eskilerde, bizde temenna...tokalaşmak, sarılmak, el öpmek hâlâ geçerli...tazim için her nabza göre şerbet var, isteyene...söze bile gerek yok çoğu zaman, vücut dili yeterli.

    fakat yine de en güzeli, özlediğinin gözlerinin içine bakmak, taa içine...kuyunun sâdasını duyarmışcasına, kendi sâdanı onun kulağına fısıldarmışcasına...lisandan, hâlden, arzdan, beyandan azade "seni diledim geldin, beni diledin geldim" dercesine...

    ama insan her zaman gözünün gördüğünü özlemez. ya da her özlediği gözünün gördüğü değildir. işte belki o vakit, selamlaşırken, sağ el sol göğsün üstünde olabilir. pıt pıt atan kalbe "sakin ol, sakin ol, sakin ol" demek için...

  • oha, istanbul'un suyu bittiğinde de "geziciler" yaptı diyeceklerinin resmen ilanı olan haber :d

    ilahi yeni şafak, sen adamı gezici yaparsın.

  • cok guzel yapan insandir... 32 yildir bu dunyadayim... bir erkegim ve kadinlarla olan iliskinin her boyutunu yasadim... gunubirlik, kisa sureli sevgililik, uzun sureli sevgililik, yakin mesafe, uzak mesafe... ve sonunda da evlilik... insan kendi icin yasamali dostlarim... bir hayali, ideali, ugrasi, hedefi varsa o ugurda surdurmeli hayatini... hayatinin yalnizken bir anlami olmali... o anlam icinde sizinle birlikte yurumek, size destek olmak, o guzellikleri sizinle yasamak isteyen gelip sizi bulmali ve o sizin anlamli yalnizliginizi arzulamali... dahil olmaya karar vermeli ve sizi elde etmeli...

    32 yillik hayatima bakiyorum... onlarca dudak, goz, el, ayak, ses, sac var... ama ardima donup bakiyorum, kendim icin bakiyorum... kocaman bir hic! hep birilerinde aramisim anlami, bir karsi cinste, bir guluste veya opuste... hayallerimi bile satmisim bunun icin... ideallerimi, duslerimi...

    son 1 senedir tamamen kendimi bunlara adadim ve inanmazsiniz belki somut sonuclar almaya basladim...

    ben buyum, bunlar benim vazgecilmezlerim,
    sen eger buna ortak olacaksan, bu yolda benim yasayacagim zorluklara benimle sikayet etmeden gogus gerecek, guzellikelerini de birlikte yasayacaksan gel... o guzelligi gormek de sana kalmis... gorup gelmek istersen basim gozum ustune kafasina ulastim...

    dogru olan da budur...

    kendiniz icin yasayin... hayati baska bir canli ile anlamlandirmayin... anlamli bir yalnizliga sahip olursaniz zaten o anlami gorebilecek yetide biri sizi fark eder ve gelmek ister...

    iste, o dogru insandir...

    yoksa su dandik sozlukte yazdigim nickimde bile bir kadinin izi var... kadin yok ama, izi var... ben yokum...

    anlamli yalnizliga sahip olmayan bir insan izlerden ibaret bir insana donusur... bunu unutmayin...

  • küçük bir tadilatla büyük bir tadilata hazır hale getirilebilir, ve bu büyük tadilatla bina yıkılıp sıfırdan başka bir bina dikilebilir mesela.

  • evlilikle ilgili her şeyin fahiş fiyatla satılmasının sebebi. nasıl olsa bu kezbanlar buna 10 katı fiyat da çektirsem aldırır diyorlar. çünkü kezban bencildir.

  • padişah ibrahim'e, " deli " lâkabı 20. yüzyılda takılmıştır.
    osmanlı tarihçileri böyle bir şeyden bahsetmezler.
    muhtemelen sinirleri yıpranmış bir adamdır ama aklı başındadır. ve arada bir sara nöbetleri geçirdiği tahmin edilmektedir. cinci hocadan medet ummasının sebebi de budur. adam bir şekilde türlü ilaçlarla padişahın sancılarını dindirebiliyormuş.

    aslında bizim türk milletine bir aynadır bu padişah.

    müthiş bir hayvanseverdir. bizim millet " deli " der.

    çok duygusal bir adamdır. bizim millet " deli " der.

    cülusunda " ya rabb! benim gibi zayıf bir kulunu bu makama lâyık gördün... saltanatım boyunca ahâlîye merhametli davranıp bu devleti adalet ile yöneteceğime and içerim... " gibi cümleler kurmuştur ki bizim millete göre delinin önde gidenidir.

    annesi kösem sultan ve rüşvet yiyici saray ahâlisi padişahın kendilerine engel olduklarını görünce ona zamanla türlü baskılar yapmışlar ve nihayetinde annesi kösem sultan'ın izni ve şeyhülislamın da fetvası ile idam edilmiştir.

    kediler üşümesin diye onlar için sokaklara kedi köşkleri yaptıran bu adamın, kedilerin katledildiği günümüz türkiye'sinde " deli " lâkabı ile anılması sanırım onun için bir gururdur ancak.

    ruhu şâd olsun.

  • kocaeli darıca'da bir kişi eşine gelen taciz mesajları nedeniyle karakola gidip şiklayette bulunuyor ama o da nesi? taciz mesajlarının geldiği telefon bir polise ait çıkıyor!

    iş bu kadar da değil, asıl olaylar daha sonra başlıyor. adamın şikayeti alınmıyor ve üstüne üstlük polislerce darp ediliyor. telefonundan görüntüler zorla tehditle siliniyor, hastanede ise eksik darp raporu veriliyor.

    adam savcılığa başvurduğunda ise savcı "görüntüler silinmiştir, vermezler" diyor.

    burada polisin tacizci çıkmasına mı şaşıralım, sonra tacizci polisi savunan diğer polislerin adamı dövmesine mi, doktorların eksik rapor vermesine mi yoksa savcılığın tutumuna mı?

    kim kardeşim bunlar, çete mi? kimse yok mu bu olan bitene ses çıkaracak? içişleri bakanı bunları görüyor mu? bu polis memuru ve onu koruyanlar ceza alacak mı? eksik rapor veren doktor ceza alacak mı? insanlar polise ve adalete nasıl güvenecek?

    kaynak

    edit: kocaeli valialiğinden bir açıklama gelmiş. yazıya göre bu şahsın tehdit-hakaret-kasten yaralama-dolandırıcılık-resmi belgede sahtecilik gibi suçlardan toplam 22 şüpheli kaydı bulunuyormuş ve olayın öncesinde gelişen başka bir olay sebebiyle polislere karşı tavır aldığı ve olayı çarpıttığı iddia edilmiş ve bir taciz durumu olmadığı söylenmiş.

    şimdi kim haklı kim haksız bilemiyorum. hiç bir kuruma güvenim yok. eğer böyle oldu ise emniyet'in tüm kamera görüntülerini çıkarması gerekir. umarım böyle bir rezalet hiç olmamıştır ve olay gerçekten valiliğin açıkladığı gibidir.

  • gök gürültülü, yıldırımlı günlerde altına sıçırtmalık anlar.
    duvardaki belli belirsiz siluetler görmek hiç hoş değil mesela. sırf kendini sakinleştiresin diye ışığın sesten kaç saniye önce geldiğini bulmaya çalışmak da ayrı bir çaba.

    haa, bunların yanında sabah erkenden kalkıp güneşin doğuşuyla denizi izliyo olabilmenin verdiği tat hiçbir şeyde yok.