hesabın var mı? giriş yap

  • aynen arkadaşlar erkeğin aldatmasının konuyla hiçbir ilgisi yoktur erkek nezaketen aldatır. erkeğin aldatması yaşama ve canlılığa minik bir veda busesi, allah'ın yarattığı bunca güzelliğe bir takdir gibidir... kadının aldatması ise bir milli güvenlik sorunudur, bir pekakadır, bir çocuk katlidir, pogromdur, bir uluderedir. lütfen amınızı bilin kadınlar ülkemizin sınır güvenliği ve dünya barışı söz konusu.

  • bir erkeğin dört kız arkadaşı vardı ve bir türlü hangisiyle evleneceğine karar veremiyordu. en sonunda doğru kararı verebilmek için bir test yapmaya karar verdi. her birine 1000$ verdi ve "bu parayı istediğiniz gibi kullanabilirsiniz'' dedi.

    birinci kız arkadaşı kendisine yeni elbiseler ve ayakkabılar aldı, kuaföre ve güzellik salonlarına gitti. genç erkeğe geri geldiğinde söyle dedi:
    senin için en güzeli ben olmak istiyorum, çünkü seni seviyorum!"

    ikinci kız arkadaşı ise genç erkeğin tuttuğu takımın iki kombine biletini,en sevdiği türden bir suru video cd ve bir ay yetecek bira ile geri geldi ve söyle dedi: "bunlar senin için aldığım hediyeler, eminim
    seni mutlu edecektir, senin mutlu olmanla bende mutlu olacak."

    uçuncu kız arkadaşı ise bu parayla iyi bir yatırım yaptı ve kısa bir sure içersinde para kendini ikiye katladı ve bu parayida çeşitli yatırım alanlarında kullandı. genç adama geri gelerek söyle dedi:"bana
    verdiğin parayı birlikte yaşayacağımız mutlu bir gelecek için çoğalttım, çünkü seni seviyorum!"

    dördüncü kız arkadaşı ise bu paranın bir kısmıyla bir suru kitap aldı, kalan kısmıyla ise fakirlere yemek dağıttı. genç adama geri gelerek söyle dedi: "verdiğin paranın bir kısmıyla sana layık olabilmek için bir suru kitap aldım diğer kısmıyla ise senin adına fakirlere yemek dağıttım."

    genç erkek dört kız arkadaşının yaptıklarından çok etkilenmişti. karar vermek için epey bir sure düşündü ..... düşündü..... düşündü.....

    ve sonunda büyük gogusli olanla evlenmeye karar verdi...

  • yıl 2004. iş yerimi kapattığım için* borçları ödemek gerektiğini bildiğimden iş arıyorum. stresliyim. bir çok başvuruda bulundum fakat burada sizlerle paylaşacağım söz konusu ilan windows server 2003 konusunda 5 yıl deneyimli eleman aradığını belirtmektedir. mülakat sırasında gereksiz tanışma işlemlerini bitirip, aradıkları nitelikler ve tecrübe konusuna geçtiğimiz için şu soruyla devam etmektedir.

    -windows 2003 konusunda istediğimiz tecrübeye sahipmisiniz?
    +hayır
    -peki o zaman neden başvurdunuz?
    +ilanı veren cahillerin kim olduğunu merak ettim.

  • bu kule ilk kuruldugunda aslinda amac paris'te fransiz devriminin 100. yilini kutlamak icin kurulan bir fuara ekleme yapmakti. buna gore kule kurulacak ve bir sene sonra kutlamalar bitince yikilacakti. fransiz hukumetinin acmis oldugu ihaleye bir suru muhendis ve sirket katilmisti ama gustavo eiffel adli amcamiz ihaleye girdiginde herkes onun ihaleyi kazancagini biliyordu cunku bu arkadasimizin devlet icinde bir suru tanidigi ve agirligi vardi. gustavo eiffel gercekten de ihaleyi kazanacakti ve devlete ilginc bir oneride bulunacakti. buna gore kule 1 yil yerine 20 yil kalacak, kuleyi gustavo eiffel kendisi isletecek ve karsiliginda kulenin yapiminda yapilan masraflarin %80'ini bizzat kendisi cekecekti.

    bu olay paris'te cok buyuk tepki cekmisti. sehirdeki unlu edebiyatci, sair ve ressamlar kuleyi protesto etmek icin sokaklara dokulecek ve bir cok bildiri yayinlayacakti. sehrin sanatcilarina gore bu demir yigini sehrin guzel goruntusunu bozacakti ve sehri cirkinlestirecekti. ilginctir ki bugun paris deyince insanlarin aklina ilk gelen sey bu kule ve bu kule tek basina milyonlarca turisti cekiyor. o donemde insanlarin bunu gorememisti ve tepki gostermisti.

    insaatin ilk senesi bittiginde kulenin 2. kati bitmisti. insaat cok hizli bir sekilde ilerliyordu. kulenin insaatinda 300 kadar isci geceli gunduzlu calisiyordu. bu kulenin insaati sirasinda insanlari sasirtan bir olay da kimsenin olmemis olmasiydi. boylesine devasa bir insaatta bir kisi bile dusup sakatlanmamis veya olmemisti. insanlar gercekten cok buyuk bir ozveriyle calismisti.

    kulenin insaati 1889'da bitmisti ve yuksekligi 300 metreydi. o gunlerde bir efsaneye gore 300 metrenin uzerine cikan biri gokyuzune dokunabilirdi ve kulenin yuksekligi bu yuzden 300 metre olarak secilmisti. bu kule 1930'a kadar dunya'nin en yuksek kulesi olacakti. gustavo eiffel bundan sonra kuleye tasindi ve bilimsel calismalarina buradan devam etti. bundan sonra da kendisini aerodinamik calismalarina verdi. kuleyi gormeye fransa'nin ve avrupa'nin bir cok yerinden insanlar geliyor ve kuleyi gormek isteyenlere bilet satiliyordu. boylece kuleyi isleten gustavo eiffel, kuleye yaptigi yatirimi fazlasiyla geri kazanacakti.

    kule kuruldugundan beri 20 yil gecmisti ve anlasmaya gore kulenin yikilmasi gerekiyordu. o sirada ilginc bir olay kulenin hayatini kurtaracakti. o donemde kulenin anten olarak kullanilabilecegi, ve kulenin tepesine yerlestirilen vericilerle amerika kitasina dahi yayin yapilabilecegi anlasilmisti. bundan dolayi kulenin yikilmamasi ve radyo anteni olarak kullanilmasina karar verildi.

    birinci dunya savasinda fransiz komutanlar savasi kuleden yonettiler. ayrica kulenin uzerine yerlestirdikleri vericiler sayesinde avrupa'daki tum fransiz askerleriyle rahatca iletisim kurulabildi. ikinci dunya savasinda bu kuleyi radyo vericisi olarak kullanma sirasi nazilerdeydi. isin ilginc tarafi naziler bu kuleye bayraklarini cekince fransizlar'i oldukca kizdiracakti ve bu sayede fransizlar'dan bir cok insan direniscilerin safina gececekti. ikinci dunya savasi biterken fransizlara kizan hitler kulenin bombalanmasini emretti ama bolgedeki alman general sehre ve kuleye asik oldugu icin bu emre itaat etmedi.

    gunumuzde kule fransizlarin ve paris'in bir semboludur. kule 7 yilda bir yeniden boyaniyor ve bunda 300'den fazla insan 18 ay boyunca gorev aliyor. kulenin isiklandirmasi icin bol miktarda isik kullaniliyor. ayrica kulede kullanilan asansorlerden bir tanesi kule ilk insa edildiginde kullanilan asansorun ta kendisi. gunumuze kadar hic yamuk yapmadan gelmis ve hala calismaya devam ediyor.

    bu kulenin dunya'nin bir cok yerinde taklidi bulunuyor....

    ohio:
    http://farm4.static.flickr.com/…68_b0d56e8879_b.jpg

    tennessee:
    http://farm4.static.flickr.com/…14_739fa712fb_b.jpg

    las vegas:
    http://farm4.static.flickr.com/…87_fb16e5ac6f_o.jpg

    tokyo:
    http://farm1.static.flickr.com/…49_781769fb3c_o.jpg

  • monster bilgisayar alsam mı diye düşünüyordum, 2/b sınıfından ilhan arkadaşımızın ibretlik kompozisyon çalışmasını görünce vazgeçtim.

    kimler kimler ceo oluyor, ben niye olamıyorum?

  • benim de benzer bir tatsizliga taniklik ettigim mekan.
    bu nekanin karsisindaki adini hatirlamadigim yerde oturuyorduk biraksam. birden bir kizin sesleri yukseldi. anladigimiz kadariyla olay şu:
    masa hesabi ödüyor ve odedikten sonra da masadan bir kiz tuvalete gidiyor. arkadaslari da kizi bekliyorlar masada. sonra garson geliyor ve kalkin diyor. sonra geriliyor iste herkes. kavga oldukca uzun surmustu cunku kimse masayi yatistirmaya calismiyordu. kiz da 400 lira hesap odedigini ve boyle hizmet olmayacagini soyleyerek bagiriyordu (burda 10 lira bile odesen hic fark etmiyor tabi) ve daha sonra mekan calisanlarinin umursamaz ve sinir bozucu tavri yuzunden kiz da artik kriz gecirip kufir etmeye baslamisti. polis cagiriyordu ama polis gelmiyordu.
    ozetle sanirim mekanin huyu bu. kimse gitmesin diyecegim de kizilkayalarda hala sıra var onca yasanandan sonra. olsun en azindan biz, zar zor kazandigimiz parayi haketmeyene vermeyelim.

  • fatih- çarşamba'da büyüyen bir adamım.
    cemaatin merkezi durumunda ki ismailağa camiinde az namaz kılmadım.
    hatta abdest alırken kalabalık bir grup geldi, yanıma bir ihtiyar oturdu, herkes başında.
    sonradan sordum; kim bu?
    mahmut efendi, dediler. ilkokul talebesiyim o zaman.

    hala mümkün mertebe namazlarımı kılarım.
    ben ihsan eliaçık hoca'nın ne demek istediğini anlıyorum.
    dünyada ki kan ve göz yaşının en büyük sebebi yoksulluk, yoksulluğun da en büyük sebebi sermayenin baronları. ihsan hoca mücadeleye en tepeden başlamış.
    tipik türk dincisi, hatta islamcısı anlamaz onu.
    allaha kulluk edecekken, kula kulluğu adet edinmişlerin öğrenmesi gereken çok şey var.

  • bir arkadaşın şöyle bir anısı var bununla ilgili:

    "sevgilim beni aldattı, seviyorum dedim affettim. sen şimdi bunun dırdırını çok yaparsın dedi, ayrıldı benden."

  • bir suru kotu yanina ragmen abd'de yasamaktan tam da bu tip sacmaliklarin olmamasi yuzunden memnunum:

    -federal hukumetin resmi dili yok. her donem bunu teklif eder bazi muhafazakarlar, her sene de yenilirler. yani otobuse atlayip meclis binasina gitsem -ki kafama gore gidebilirim turkiye'dekinin aksine- , ispanyolca sarkilar esliginde tango yaparak kursuye ciksam, oradan da farsca bir metin okusam suc islemis olmam. yaptim oradan biliyorum.

    -50 eyalet icinde 27'sinin resmi dili var. bazisi cok dilli, bazisi salt ingilizce. ama onlarda dahi mahkemeler sizi o dili bilmiyorsunuz diye kapidisari etmezler, gerekirse vizigotca tercuman bulmak zorundadirlar (germen dili oldugundan alman'in tekini bulup getiriyorlar cogu zaman yuttururuz diye ama o kadar kusur kadi kizinda da bulunur, sonucta burasi bir isvec degil)

    -anayasada degistirilmesi teklif dahi edilemez seyler yok. ifade ozgurlugu adi altinda teklifini edersin, sonra ayarini yer oturursun.

    -eger bir kanun anayasaya aykiriysa dahi, askeriye basin bildirisi yapmaz. zira askerin isi ne anayasayi fiilen korumak/yorumlamaktir (bu is icin supreme court var) ne de anayasa hakkinda resmi aciklamalarda bulunmak (bu is icin asker disinda herkes var, baskandan tut sivil toplum orgutlerine, talk show'culardan senatorlere kadar herkes). onun yerine askerin isi ride of the valkyries esliginde baska ulkeleri bombalamaktir (..oylar gelsin artik)

    -kimse genelkurmay baskaninin * ismini cismini bilmez. kendisi bile bilmez. savaslari zaten robotlar yaptiklarindan komuta kademesinin onemi yok. ben de demin wikipedia'dan baktim, meger bir oncekisi benmisim. vatandas bile degilim halbuki. oyle esitlikci bir yer burasi. ama bir isvec degil.

    -bizim genelkurmay diyor ki "dil birliğinin olmaması durumunda bunun sonuçlarının neler olacağı, tarihteki birçok acı örnekleriyle gözler önündedir". dil, din, irk, renk birligi olmayan amerika'nin icler acisi hali ortada: 220 senedir askeri darbe olmuyor, 150 senedir ic savas cikmiyor. adamlar sikintidan gidip baska ulkelerde ic savas ve darbe yapiyorlar (ti pi tissss..anti-amerikan populizminin fazlasindan zarar gelmez)

    -amerika'da kizlar teklif etmiyor, evet diyecegini varsayip direkt saldiriyorlar. asker birsey demiyor.

    simdi biz, sivil konularda, bir amerika olmadigimiz icin mi askeriyeye muhtaciz, askeriyeye muhtac olageldigimiz, muhtac birakildigimiz icin mi bir amerika olamiyoruz? daha muhimi amerikalilar biraz zayiflarlarsa bir isvec olabilirler mi en sonunda?