hesabın var mı? giriş yap

  • adamın attığı tweet burada:

    https://twitter.com/…kins/status/502106262088466432

    haberin içeriğinde tweetler gerçek çevirisiyle verilmiş.

    "bir kullanıcının, “dürüst olmak gerekirse, down sendromlu bir bebeğe hamile kalırsam ne yapardım bilmiyorum. gerçekten ahlaki bir ikilem” şeklindeki ifadelerine “kürtaj yaptırıp yeniden denersin. seçeneğin varsa, onu dünyaya getirmek ahlaksızlık olur” diyerek yanıt verdi."

    dawkins'in görüşü size yanlış gelebilir ancak, "down sendromlular ölsün" demek ile "down sendromlu olacağı bilinen birini hayata getirmek yanlış olur" demek arasında dağlar kadar fark olduğu da bir gerçek. yalan yanlış başlık atmanın/açmanın insanları provoke etmek dışında bir anlamı yok.

    edit: habertürk haberin başlığını "ingiliz profesörden tartışma yaratacak öneri!" olarak değiştirmiş. dün "down sendromlular ölsün!" yazıyordu.

  • değil eserleri sadece biyografisi ve cv'sini yazmaya çalışsan bir kitap ortaya çıkacak adamın aydınlığı eleştiriliyor.

    sadece türkiye değil çalıştığı her ülkede aydın sayılabilecek bir adamdır celal şengör.

  • 6. yüzyılda inşaa edildiği vakit en büyük kilise olan yapı. kubbesi o kadar geniştir ki, birkaç kere çökmüştür. ayasofya’nın kendisi ise 3 kere inşa edilmiştir. antik dönemden kalan en iyi kalan büyük yapılardan biridir( inşaası 537 yılında bitmiştir).

    1453’te camiye dönüştürüldüğünde, kuşkusuzki tarihin en güzel camilerinden biri olmuştur. zaten bunu osmanlı mimarisindeki etkisinden de anlayabilirsiniz. klasik osmanlı mimarisinin temelinde ayasofya vardır: küçük kubbelerin büyük devasa bir kubbeyi desteklediği camiler.

    camiye dönüştürüldüğünde içindeki mozaiklere dokunulmamıştır bile. mozaiklerin üstü 18.inci yüzyıldan sonra kapatılmıştır.

    ayasofya herhangi bir dine ait olmak için fazla güzel bir yapı. istanbul, “city of world’s desire” olarak bilinir. ayasofya da istanbul’un kalbidir. ayasofya’nın müzeye çevrilmesi olabilecek en doğru karardı. böylece sembolik gücü bu kadar yüksek olan bir yapı sadece müslümanların veya ortodoksların mirası değil bütün insanlığın mirası haline geldi.

    ama ben bunları neden anlatıyorum ki ? tarihin, sanatın bir değeri mi kaldı ki ? ahh...

  • sonuna kadar katıldığım, fikret orman'ın açıklaması.

    "‘statta bira serbest olsun’

    her zaman söylüyorum statlarda hafif içki satılmalı. biz statlarımızı taraftarı çekebilecek yerler haline getirmeliyiz. bizim taraftarımız maç öncesi çarşı’da içiyor stada öyle geliyor. aynı şey f.bahçe ve g.saray için de geçerli. oysa taraftarımıza stadımızda light bira satabilsek istenmeyen olaylar da olmaz. istanbul’daki şampiyonlar ligi finali’nde bira serbestti ve hiçbir olay yaşanmadı."

    kaynak

  • çalışırken son derece disiplinli, kuralcı, ama eğlencede asla kural sınır tanımamalarından kaynaklanır.
    bizde ise tam tersi amk çalışırken asla kural tanınmaz, iş eğlenceye geldi mi, kuralına göre eğlenmeye çalışırız, o yasak, bu günah vs. saçma sapan düğünlerimiz de buna güzel bir örnektir.

  • şimdi yaklaşın buraya ibretlik tespit geliyor.

    bu adamların forması kayseri erciyesspor'a benziyor mu ? benziyor.

    sezonun ilk yarısında öne geçtiğimiz maçta erciyes bizi tek farkla yendi mi ? yendi.

    brugge ilk maçta öne geçmemize rağmen bizi yendi mi ? yendi.

    yani bu maç ne olur ? 5-1 olur. ve beşiktaş'ın 112. yılı kutlu olsun.

    edit: * beşiktaş ömrümden 1 sene yedin dün gece.

    * tolga'nın suçu varsa, onu kadroya alan bilic 2 misli kabahatli

    * dünkü taraftar kuru kalabalık. dakika 70'de takım ıslıklanır mı amk ? beyni evde mi bıraktınız ? ayıptır.

    * hakem o verdiğin ve vermediğin kırmızı kart .ötüne girsin.

    * demba ba 'ya 10 milyon veriyorlarsa direk satın. aldıktan sonra hasar kaydı öğrenilen araba gibi soğudum.

    * brugge senin takım gibi amk. insan azmanları domuz pastırması yiye yiye semirmiş hepsi

  • hayır, yazılacak her şey tam olarak yazılmamış dostum, bir eksik var; teknik bilgi.

    ortalama insan kulağı, 20 hz - 20.000 hz frekans aralığındaki sesleri duyar. kimisi 24.000 hz bile duyar, kimisi 16 binin üstünü duymaz, kediler 65.000 hz duyabilir falan. fakat genel olarak insanda bu aralık kabul edilir: 20-20.000 hertz.

    tiz sesler yüksek frekanslıdır, bas sesler düşük frekanslı ve genellikle 20-400 hz aralığındaki seslerdir. insana hitap eden bas sesler yaklaşık bu aralıktadır. 50hz altını çoğunlukla titreşim olarak hissetmeye başlarız. 300-400'den yukarısı ise artık o boğucu bas ses olmaktan çıkar, alt-orta (low-mid) seslere döner. daha yükseldikçe de tizleşir. basgitar, adından da anlaşılacağı üzere düşük frekanslı bas sesler üreten bir kardeşimizdir.

    şimdi fasulyenin faydası şurada: müzik dinlediğiniz ekipman, bu frekans aralığını vermeyi size vadediyor mu? (ayrıca evet vadetmek böyle yazılır) kulağınızda bir sorun yoksa önce bunu kontrol etmelisiniz. ses sinyalinin size ulaşma sürecindeki tüm ekipmanların (teyp, pikap, cd-çalar, amfi, hoparlör vs.) özelliklerinde, hangi frekans aralıklarını verebileceği "frequency response" sekmesinde yazar. 20-20000 hz arasındaki sesleri size verebilmesi gerekir. fazlasını verirse ne âlâ, titreşim olarak hissederisiniz.

    amfiniz bu sesleri veriyor, hoparlörünüz veremiyorsa gene duyamazsınız. bu yüzden müzik dinlemek için ne alıyorsanız, özelliklerine bakarak almalısınız. sadece frekans aralığıyla da bitmiyor tabii, bu yüzden bilene danışmalısınız. konudan uzaklaşmak istemediğim için derine inmeyeceğim.

    yani siz şarkı dinlediğinizi sanarken "o hoparlöre 30 bin lira verilir mi yav ben kamasonik marka aldım 200 liraya aynısı" dediğiniz insanlar o parayı boşuna vermiyorlar. ortalama üstü bir sistemle müzik dinlemeyen herkes maalesef kayda alınmış şarkının yarısını dinlemiyor. yarısını demeyelim de, eksik dinliyor. bu yüzden 20 yıl boyunca ortalama cihazlarla dinlediğiniz bir şarkıyı iyi sayılacak bir ses sitemi veya kulaklıkla dinlediğinizde ağzınız açık kalabilir, çünkü bakarsınız o şarkıda basgitar vardır ve şimdiye kadar dinlediğiniz cihazlar o sesleri verecek kabiliyette olmadığı için siz bu gitarı ilk kez duyuyorsunuzdur.

    bir örnekle gösterelim: bu şarkının 9. saniyesinde öyle bir bassline başlar ki o ne kutlu, o ne bebeksi bir bassline'dır. bu bas sesini, ortalama bir cep telefonuyla falan çalarsanız duyamazsınız. kulaklıkla denerseniz bir miktar duyabilirsiniz. ama iyi bir kulaklıkla veya iyi bir hoparlörle iliklerinizde hissedersiniz.

    son olarak; ses sistemlerinde markaların verdiği spesifikasyonlar her zaman doğru da değildir. bu yüzden kalitesini ispatlamış, güvenilir markaları tercih etmeli, kısa da olsa araştırma yaparak ses sistemleri almalısınız.

  • sanırım geçtiğimiz seçimlerde seçimi erteleyip günlerce usb ve ssd sıfırlamakla uğraşan kişiler tarafından çekilmiş olan belgesel.

  • bir aile yemeginde babanin sisman olan ogluna "keske seni balet yapsaydik" demesi ustune, "benden balet olursa at yarragindan gramofon ignesi olur" demek isteyen oglanin, aile yemegi protokolleri uyarinca sansur arayisina girisi ve su sekilde basarisiz olusu: "benden balet olursa, sey yarragindan gramofon ignesi olur"