hesabın var mı? giriş yap

  • 12 angry men gibi genellikle tek bir odada geçiyor. pozitivist bilim adamları ve 14000 yaşında olduğunu iddia eden bir adam aynı odada bu sefer. şüpheden şüpheye sürüklüyor. oldukça sade ve bi kaç müzik haricinde tek planda yapılan çekimlerle kotarılmış. geniş kitlelere seslenen bir film olsaydı oldman ın anılarını görme imkanına kavuşabilirdik ama belli ki iyi bir kadroyla ve düşük bir bütçeyle zihinde soru işaretleri yaratmayı yeğlemişler. güzel bir film. inanmıyorsanız (bkz: imdb)

  • olay bölüm başına üç beş kız düşen elektrik bölümünde geçer,
    hoca dersini güzel güzel anlatırken kapı açılır güzel mi güzel dört tane hatun içeri girerler. arka sıralara yerleşirler. aradan üç beş dakika geçer, kızlar kendi aralarında fısıldaşmaya başlarlar, bu ders kimya değil miydi diye, sonra hoca birden tahtaya dönüp periyodik cetvele benzer birşey çizer ve kimya anlatmaya başlar..

  • hayır bir de şöyle bir problem var; neden refiye yılmaz?

    bugün cem yılmaz refiye yılmaz'a bir milyon versin, tamam. sonra cem yılmaz afrika'daki çocukları doyursun. cem yılmaz bana 5 lira versin bi ilaç alayım.

    refiye yılmaz'ın ne ayrıcalığı var? cem yılmaz bütün servetini hastalara fakirlere mi dağıtsın? o halde neden rahmi koç değil de, sakıp sabancı değil de cem yılmaz? sedat kapanoğlu da bize üç beş kuruş dağıtsın mesela? onu niye savunmuyorsunuz?

    laf olsun diye gösteri yapıyorsunuz burda. cem yılmaz'ın suçu zengin olmak mı? tek zengin cem yılmaz mı ülkede? tek ihtiyaç sahibi refiye yılmaz mı?

    bir şeyin de boku çıkmasın arkadaş.

  • bir drama etkinliği,

    8 yaş ile girilen bir diyalog

    çünkü ile zincirleme bir dizi yapılması gerekmektedir. çocuklardan birisi ile örnek çalışma yapılır.

    bugün okula geç kaldım çünkü servisi kaçırdım

    (devamında çocuktan istediğim, cümlenin ikinci kısmının çünküsü) servisi kaçırdım çünkü uyanamadım.
    uyanamadım çünkü geç yattım
    geç yattım çünkü sevdiğim filmi izledim
    .
    .
    .

    ta ki iki kişiden biri cümle kuramaz hale gelir ve oyun biter.

    öğretmen: bu şekilde en çok çünkü'lü cümle ben kurarım diyen var mı? (çılgınlar gibi parmak kadıran çocuklardan iki kişi kaldırılır)

    selçuk: öğretmenim, burak diyecekmiş ki, (kızarır bozarır): "öğretmenim seni çok seviyorum çünkü çok güzelsin"(kızarır bozarır sırıtır. birbirlerine karşı cümle kurmak için çıktıklarının daha farkına varmış değiller)

    öğretmen: şimdi çünkü atışmasında burak ve selçuk'u izliyoruz çocuklar.

    burak: amaaaa öğretmenim, ben sizinle yarışacaktım. ona göre cümle buldum.

    öğretmen: ne farkeder, selçuk'a söyle o cümleyi.

    burak: söyleyemem.

    öğretmen: neden?

    burak: selçuk'a, "seni çok seviyorum çünkü çok güzelsin" mi diyeyim öğretmenim.

    öğretmen: o zaman şöyle de, selçuk'u çok seviyorum çünkü çok iyi bir arkadaş, çok iyi bir çocuk ya da çok akıllı diyebilirsin.

    burak: şakacıktan mı?

    öğretmen: neden şaka olsun, gerçekten.

    burak: söylüyorum o zaman: ben selçuk'u hiç sevmiyorum çünkü birinci sınıftayken defterimi çöpe attı.
    selçuk: defterini çöpe attım çünkü o da bana salak dedi
    burak: salak dedim çünkü...

  • kraldır kral.

    (bkz: 22 eylül 2013 beşiktaş galatasaray maçı)

    son dakikalarda melo'yu kavgadan çıkaran da o.

    paşa paşa gollerini atıp galibiyeti getiren de o.

    dürüst oynayan, pislik yapmayan da o.

    galatasaray taraftarının kalbinde yaptığı hareketlerle de yer edinen o.

    harbiden parti kur oy verelim reis.

    not: beşiktaşlıyım

  • geçenlerde iş yerinden arkadaşım, eşi ve küçük oğlu misafirliğe geldiler. aslında gün içinde arayıp beraber program yapalım minvalinde bir şey söyledi arkadaşım ama bunu usulünce reddettim.
    neyse bu defa dönüş yolunda olduğumuz için eşi eşimi arayıp yarım saatliğine geçerken gelicez 15 dk. sonra oradayız demiş:)
    neyse kaçış yok gibi, gelebilir miyiz diyene gelme denmez.
    neyse efendim geldiklerinde akşam saat 8 'di.
    oturup muhabbet ediyoruz, bizim kız sağ olsun hiç durmuyor hep bir huysuzluk. laf lafı açıyor arada balkona bir salona çıkıyoruz saat oldu gece 12.
    arkadaşım kalkalım diyor eşine eşi cevap dahi vermiyor. ben de yarın iş falan yok oturuyoruz diyorum dilimin ucuyla. bir böyle, iki böyle, beş böyle belki ara ara arkadaşım eşine 10 defa hadi kalkalım dedi :)
    artık arkadaşım kalkalım uykum geldi dediğinde ben de dayanamadım baktım yine yengeden ses yok, benim de uykum geldi dedim. saat 3 oldu bu arada.
    yahu ayıptır ya. ev sahibi tabi ki gidelim dediğinizde oturun diyecek.

  • atatürk'ü neden sevmediklerini görüyorsunuz değil mi?

    -ühü ühü karımı rahat aldatamadım
    -ühü ühü çocukları taciz edemedik ya niye atatürk geldi ki bu ülkeye

    zihniyetleri ile atatürk'ü eleştiriyorlar. bu kafalar atatürk'ü eleştirdikçe atama olan sevgim artıyor. vallahi ne büyük adammış, atatürk olmasa bu zihniyetin kelepçeleri altında yaşıyorduk. başını kapatmayan kadınları zorluyorlardı şimdi, erkeklere ne olurdu? diye düşündüm ama bize bir şey bulamadım. şaka maka şeriatta vs. bize bir şey olmuyor ama kadınların hayatı tamamen değişiyor.

    yani kadınlar atatürk'e erkeklerden çok daha fazla minnet duymalı.

  • e ben şimdi öleyim amk. eşim 27 ben 37 yaşındayım ne oldu ki şimdi.

    kötü birşey yapıyorsam söyleyin boşayalım hatunu. ama çocuğum var ona ne diyeceğim? siz onu da bilirsiniz artık.