ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
amerikan film klişeleri
-
filmin genelde son sahnesinde, genis açı, gece, bir cok ambulans , polis arabası, bir kalabalik bir curcuna, kahramanlarımız ambulansın arka kapısında battaniyeyle ve bi tarafları sargılı olarak otururlar
tarkan
-
türkiye'de adı yalakalıkla lekelenmemiş, çizgisini bozmamış, kalitesini düşürmemiş, adını sansasyonel işlerle kirletmemiş, magazinsel olaylarda olmamış, yüzünü eskitmemiş, o eski saygısını, nahifliğini, adamlığını korumuş, eskilerin tabiriyle 6 okka megastardır.
bu özellikleriyle hiç 'ama'sız sevdiğim nadir insanlardan biri.
30 yaşına rağmen doların akıbetini takip eden tip
-
okullar açılsa da şu liseliler biraz azalsa
ayna nöronları
-
adam fawer, empathy adlı romanında karakterlerinin empati yeteneklerinin sebebini bu nöronlara dayandırır. gelişmiş olan ayna nöronları sayesinde karakterlerimiz karşılarındaki kişilerin hissettiklerini çözümlemekte, romanın akıp gitmesini sağlamakta.
hayata dair gülümseten detaylar
-
öncelikle tavuk suyuna çorba tadında bir entry giremeyeceğim için bu başlığın takipçilerinden özür dilerim.
efendim, maalesef 10 aylık kızımı iki gün önce havale geçirdiği için hastaneye kaldırdık. ateşten kasılmış, dudakları morarmış kızımın başında damar yolu açmaya çalışan, oksijen veren, soğuk kompres yapan insanlar falan... manzara tarif edilemez, allah kimsenin başına vermesin. neyse... iki gün hastanede yattıktan sonra bir kaç saat önce eve geldik. kızım şimdi yan odada annesinin kucağında mışıl mışıl uyuyor... herşey yolunda... dahası ateşini her kontrol ettiğimde ateşinin 36,5 derece ve buna yakın bir değer gördüğümde sevinçten ateş ölçeri kıçıma sokasım geliyor. o derece. ben ömrümde mutluluk nedir hiç tatmamışım meğerse be...
evet, gülümsetmek kelimesinin hafif kaçtığının farkındayım. belki yanlış başlığa yazmışımdır. aramaya inandım ama benzer bir şey bulamadım. "öyle bir sevinmek ki sevinçten ateş ölçeri kıçına sokmak" diye bir başlığa da sözlüğün ihtiyacı olmadığını düşündüm. sevincime verin, idare edin.
sylvester stallone denince akla gelenler
-
(bkz: sezai aydın) adamın gerçek sesinden bile daha gerçekçi seslendirirdi üstad.
tüm zamanların en başarılı kız düşürme repliği
-
"cok guzel dans ve israr ederim" - kemal sunal'75
gaziantep'te tacizci denilen adamın suçsuz çıkması
-
kontrolsüz güç, medya gücü ve şirret insanların gücü ile bir insanın hayatı nasıl karartılırın resmi.
kadının beyanı esastır saçmalığı konusunda daha önce defalarca insanları uyardık. anlamadan dinlemeden linç etmek.
yukarıda yazdıklarım tecavüz ya da tacizi normalleştirmek için değil sadece gerçekten süzgeçten geçirmek gerekliliği.
bu ülkede bir kadın ile iş/arkadaşlık/ilişki /aile bağları konusunda bir daha düşünmek gerekiyor sanırım.
kadının bir lafıyla hayatınız kararabiliyor.
(bkz: adalet herkese lazım)
https://mobile.twitter.com/…tus/1168125814229086209
“bu iş o kadar basit olmamalı.
geçenlerde 10 yaşındaki yeğenini taciz etti diye linç edilen bu adamın hikaeiyesini biliyor musunuz?
önceden ortak iken sonra ayrılıp kendi işini kurup işleri iyi gidince bunu çekemeyen yengesi gaziantep'in en işlek caddesinde kendisine randevu verip görüşmek istediğini iletmiş.
adam daha karşıdan görüldüğü an yengesi çığlık atıp milletin dikkatini çekip kızımı taciz etti diye bağırıyor.
ve herşeye balıklama atlamayı seven, sormayan, araştırmayan milletimiz adamı linç ediyor. en kötüsüde mahkeme yanlış anlaşılma oldu diyerek adamı serbest bırakıyor, şirret yengede elini kolunu sallayıp geziyor.
ha gerçi ne demişlerdi; "kadının beyanı esastır “